İçerik Tanıtımı: Kurmaca, şiir ve kurmacadışına odaklanan üç ayrı söyleşiden oluşan bu sohbetlerde, yazmanın zorluk ve ödüllerini, inceliklerini ve püf noktalarını tartışıyor Ursula K. Le Guin. Bunu yaparken de, hem yazar olarak birikiminden hem de "yaşanan bilgelik" haline gelmiş tecrübelerinden bekleneceği üzere pek çok konuya değiniyor. Yazma zanaatının teknik detaylarından dilin ahlaki meseleleri yansıtma ve kullanma biçimlerine, yazının ritminden şiirin müziğine, yayıncılık piyasasından kadın yazarları
"Kuşkusuz, bilmek insanı boğar. Kuşkusuz bilmek, insanı öldürür.
Dünya ve memleket nerde buluşabilir bu iki yargı ekseninde? Gerçekten de dünyanın tek bir dili, ortak bir dili olabilir mi? Konuşulan, yazılan, çizilen bir ortak dil... Basit gibi görünen bu soru aslında varlığın edimleri açısından son derece zordur, hatta imkânsız bir sorudur. Çünkü bu soruya verilebilecek tüm yanıtlar ister istemez savrulmak durumundadır. İşte bu istemsiz savrulmaya, zorunlu imkânsızlığa şiir denir. Dolayısıyla herkes şiir
Evden ayrılalı bir hayli vakit geçti, geriye dönmek için çok mu geç oldu? Dönmeye niyet etsek acaba yolu bulabilecek miyiz?
"Sakin, mütevekkil ve munis bir inanmışlığın insan yüreğini genişlettiği bir yaşayış ve düşünüş tarzı bu mübarek topraklarda, ne zaman kayıp gidecek olsak elimizden tutuyor. O yüzden, ‘Bizi bize bırakma,'
diye niyaz ediyoruz, ‘Ne olur, tut demeden, tut elimizi.' Bu sohbetlerde, kaybettiğimiz bir âlemi bugüne ekleyen hatıraların kutsi saati var."
Sadettin Ökten ve Kemal Sayar'ın şiiri
İlk defa elime tüfek aldığım tarihi tam bilemiyorum, sanırım on sekiz yaşındaydım. Arada bir .22 çapla nişana attığımı hatırlarım. Eniştem Abbas Beyin avcılığa ve silahlara olan merakını biliyordum. Kendisinin Ömerli yakınında Koçulluda bir av köşkü vardı. Semih Bey adında bir mimar arkadaşı yapmıştı burasını. Mimarlık tahsil ettiği Macaristanın köy evlerinden ilham almıştı bu köşk için. Oraya ailece gider ve kalırdık. Bir sohbahar günü Abbas Bey bana, Evde oturacağınıza alın tüfeklerden birini, birkaç da f
Öyle Geçer ki Zaman, Teoman Duralı'nın, bugüne dek gezip gördüğü yerler, okuyup araştırdığı konular üzerinden bir hakikat arayıcısının izlerini sürüyor. Anılarındaki capcanlı ayrıntılar, sarih ve berrak bir zihin örneği sergiliyor.
Zonguldak'ta geçen çocukluk yıllarından dayısı ile ettikleri muhabbetlere, hiçbir zaman sevemediği okul yıllarından dile olan merakına, Norveç'te kaptanlık hayalinden Kapalıçarşı'da geçen çalışma faslına kadar birçok hikâye ve olay...
Duralı'nın kendine özgü üslubuyla Türk siya
Yaşayan en "değerli" ressamlar
arasında başı çeken Pierre
Soulages için Louvre
Müzesi'nde
2019'dan 2020'ye geçerken bir
retrospektif sergisi düzenlendi.
Enis Batur, 20 yıl önce ustayla
yaptığı bugüne dek okura
ulaşmamış bir söyleşi etrafına
Simsiyah'a övgü ördü.
Çalışarak akademide felsefe profesörü olabilir insan, ancak filozof olmak herkesin harcı değildir.
Ahmet İnam bu harcı karabilmiş nadir insanlardan biri. Bu uzun söyleşide Yıldız Işık, ülkemizin
ender rastlanan değerlerinden birini, Ahmet İnam'ı konuşturuyor. Anlatılan, sadece bir hayat
hikâyesi değil. Kitap boyunca filozof ile öğrencisi, hemen her konuda okuyanın ruhunu zenginleştiren, algı kapılarını bambaşka ufuklara açan uzun ve zengin bir diyalog geliştiriyorlar.
Bu diyalogda, bir hayatın iniş çıkışlar
Bu kitapta "Bizim köydeki kızlardan ya öğretmen olmaları ya da evlenmeleri beklenirdi" diyen; şimdi
biyomühendislik okuyan, projeleriyle ödüller kazanan Zehra'nın hikâyesini okuyacaksınız...
Telefonda ne diyeceğini bilemediği için eve su istemeyi bile beceremediğini anlatan; Kıvılcımlarla
geçirdiği yılın sonunda sahnede, 100 kişinin önünde, elinde mikrofon konuşan Ece'nin hayret veren
gelişimini göreceksiniz...
70 kişilik köyünde keçilere çobanlık yapan, "Üniversite için İzmir'e gittiğimde otobüse bile binm
"Kış Gelmeyecek. Ateş Çağına Hazırlanalım!"
Türkiye ve dünya çapında ekoloji mücadelesinin seyrini kayıt altına alan Açık Yeşil'in ikinci kitabında, dünyanın dört bir yanında, tüm kıtalarda cereyan eden ve neredeyse 7,6 milyon insanı sokaklara döken, yeryüzünün belki de en büyük kitlesel hareketlerinden birine tanıklık ediyoruz. Açık Yeşil'de iklim bilimine ilişkin yayımlanmış en güncel raporların yanı sıra, önde gelen ekolojistlerle ve iklim aktivistleriyle mülakatlar yer alıyor.
Açık Yeşil'in bu ikinci ki
Hızlı bir aşınma var, her şey kısa sürede hayatımızdaki anlamını, yerini yitiriyor. Eskidiğini
düşündüğümüz, gördüğümüz şeylerin aslında değerinden kaybettiği bir şey yok. Bizim
gözümüzde ve gönlümüzde olup bitiyor her şey. Bu durum, modern insanın acı gerçeğidir...
***
Aydın, sanatçı, toplumsal her durumda tavır alabilir, almalı da ama bu tavır, sanatçı, aydın,
entelektüel tavrı olmalı; göze girme, aferin alma, nimete ulaşma tavrı olmamalı. Hiçbir bir
kalem, fırça, kamera, nota, haksız biçimde bir gücün se
Atatürk'ün yakın tarihimiz açısından büyük önem taşıyan ünlü eseri Nutuk, yıllar sonra Arap harflerinden bir kez daha çevrildi. Uzun soluklu bu çeviri süreci, eserin 1934 baskısında var olan ve günümüze ulaşan çeşitli hataları da ortaya çıkardı.
Yapı Kredi Yayınları, bundan sonra araştırmacılar, bilimadamları ve her zaman Nutuk okuyacaklar için, ilerde Yapı Kredi Yayınları baskısı diye anılacak bir yayın yapmış oluyor.
1950 kuşağının en önemli öykücülerinden ve 2019 İstanbul Kitap Fuarı "Onur Yazarı" Adnan Özyalçıner 12 eserden oluşan tüm öyküleriyle Manos Kitap'ta...
Alandaki Park'ta okuyacaklarınız yaşadığımız günlerin bize yaşatılanların, dayatılanların irili ufaklı yansımaları ve Adnan Özyalçıner'in kaleminden süzerek öykü dünyasına aktardıkları. Herkesin yaşamından bir izle karşılaşabileceği, yer yer gülümseten, çoğunlukla da düşündürtecek olan metinler. Kitap belirli bir temanın ağırlığını taşımıyor olsa da kent,
1950 kuşağının en önemli öykücülerinden ve 2019 İstanbul Kitap Fuarı "Onur Yazarı" Adnan Özyalçıner 12 eserden oluşan tüm öyküleriyle Manos Kitap'ta...
Ayak İzleri, yirminci yüzyılın son yarısından başlayarak, yüzyıl sonlarında iyice kızışan siyasal, toplumsal olayların, bizi, bireysel ve toplumsal özgürlüklerimizi kısıtlayan bir kuşatma altında yaşattığı gerçekliğine tanık ediyor. Yaşamın bütününe el koyanlara, yaşamın yarattığı değerleri oburca yiyenlere, çoğunluğu acı ve yoksulluğun batağına iten küçük
1950 kuşağının en önemli öykücülerinden ve 2019 İstanbul Kitap Fuarı "Onur Yazarı" Adnan Özyalçıner 12 eserden oluşan tüm öyküleriyle Manos Kitap'ta... Aradakiler, arada kalan, sıkışan, sıkıştırılan insanların hikâyeleridir. Yazılış tarihleri bakımından belirli dönemleri ele alışıyla da toplumsal tarih açısından içine düştüğümüz/düşürüldüğümüz acıklı durumu gözler önüne sermektedir. Yarım yüzyıllık bir dönemden önemli kesitlerin irdelendiği bu öykülerde aradakilerin her ne kadar ezilseler de umutlarının, di
1950 kuşağının en önemli öykücülerinden ve 2019 İstanbul Kitap Fuarı "Onur Yazarı" Adnan Özyalçıner 12 eserden oluşan tüm öyküleriyle Manos Kitap'ta...
Alaycı Öyküler, hayatı, çelişkilerini, insanın dünyasındaki yansımalarıyla bulup anlatan metinlerin bir bütünüdür. Yaşamın koşuşturması içerisinde gülüp geçtiğimiz anların hatıralarını taşır. Toplumcu edebiyatımızın en güçlü kalemlerinden Adnan Özyalçıner'in yaşamının izleridir. Bazen bir futbol kalesinde kaleci, bazen hoş bir okul anısında öğrenci, bazen d
Unterhaltungen deutscher Ausgewanderten ist eine Novellensammlung von Johann Wolfgang von Goethe, erschienen 1795. Das Konzept der Rahmen handlung der realen Situation einer Gruppe, die einen Zerfall der Kultur erlebt, wird als Hort der Kultur eine Erzählwelt entgegengesetzt hat Goethe von Boccaccios Decamerone übernommen. Was bei Boccaccio die Pest in Florenz ist, ist bei Goethe der Ausbruch der Französischen Revolution und ihre Auswirkungen auf Deutschland. Doch zeigt sich bei ihm, dass die Rah-mengesells
Birinci Dünya Savaşı ile başlayıp, Kurtuluş Savaşı içinde şekillenen ve Cumhuriyet katederek günümüze ulaşan 87 yıllık bir serüvenin tanıklığı. Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları´nın "nehir söyleşi" kitaplarının bu seferki konuğu Sumerolog Muazzez İlmiye Çığ.
Atatürk devrimleri, Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi´nin kuruluş, Naziler´den kaçan akademisyenlerinin Türkiye´ye gelişi, İstanbul Arkeoloji Müzesi´nin kuruluşu ve gelişimi üzerine birinci elden tanıklık. 75. yaşından sonra yazarlığa adım atan ve Kral
Ah Ayetleri, sadece modern İran şiirinin değil, çağdaş
dünya şiirinin de önemli isimlerinden olan Furuğ
Ferruhzad'ın kendini ve şiirini var ederken verdiği
mücadeleyi, ödediği ağır bedelleri, cesareti, isyankârlığı ve
yeteneğiyle imza attığı başarıları gözler önüne seriyor.
Kitapta, İranlı yönetmen Nasser Saffarian'ın 2002'de çektiği,
üç kısa belgeselden oluşan "Furuğ Ferruhzad Üçlemesi" için
yapılan şöyleşiler yer alıyor. Ailesi, yakın dostları, aralarında
İran şiirinin önemli isimlerinden Simin Behbahani
1980 sonrası Türk edebiyatında meydana gelen gelişmeler sonucu yaşanan kırılmayı 1990 sonrasındaki ikinci bir kırılma dalgası seyreder. Doksan sonrasından günümüze dek süren yeni dalganın itici gücü dijital teknolojilerin toplumsal yaşamın her yerine sızmasıyla oluşmuştur. Özellikle yeni medya araçları, sosyal medya araçları ve bu araçlar üzerinden yazılan edebi ürünlerin analizleri adına 1990 sonrası zamansal döneme farklı bir gözlükle bakılmalıdır. Nitekim dijital teknolojiler ve yeni medya; Türk edebiyat
Toplam 364 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 40-60 /
Aktif Sayfa : 3
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.