Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 364 kayıt bulunmuştur Gösterilen 32-48 / Aktif Sayfa : 3
Türkiye'nin kültür ve mimarlık hayatını uzun yıllara yayılan üretimleri ve benzersiz katkılarıyla zenginleştiren mimarlar Doğan Kuban, Doğan Tekeli, Doğan Hasol 2010 ve 2015 yıllarında Cumhuriyet gazetesi için bir araya gelip İstanbul ekseninde mimarlık ve kent politikaları üzerine söyleştiklerinde, bu buluşma geniş yankı uyandırmıştı. Mimarlık dünyasının bu üç önemli figürü beş yıl aradan sonra yine Ceren Çıplak Drillat'ın soruları eşliğinde söyleşilerini kaldıkları yerden sürdürüyorlar, mimarlık ve kentle
Kitabın ev gibi... Neler oldu ki yazdın bunları? Yoğun bir yas var yanan, yitirilen evler, evi yağmalanan insanlar için... İçinde yaşadığın ev mi bu? Kişisel ve toplumsal tarihin bu kadar örtüştüğü şiirlerinde, bu unsurları vurguladığın zaman insanlar nasıl karşılıyor? Kendilerinin hissedip ifade edemedikleri bir şeyi karşılarında bulmak onlar için irkiltici olmalı. Öyle mi?.. Yazınsal söylemlere göre kategorilere sokulmasından rahatsızsın. Etiketlenmek istemiyorsun, ayna seni nasıl gösterirse, yazdıklarınd
Tükendi
Bu söyleşiler öncelikle yazmaya gönül vermiş bir insanın söyleşileri. Mehtap Altan edebiyatı yüceleştirerek soruyor. Edebiyata ve yaptığı işe yürekten inanıyor. Bu kadarı bile bu kitabı okumaya yeter. Kaldı ki söyleşi yapılanlar daha şimdiden yazı dünyamızda iz bırakmış yazarlar. Üstelik kendisini yalnız bırakmamışlar. Sadece sorular değil, cevaplar da düşündürüyor. Okumak, deşmek ve hissetmek lazım." Mario Levi
Yaşar Kemal İstanbul un çeşitli semtlerinde çocuklar arasında dolaşarak onların hikayelerini anlatır. Küçük yaştaki bu çocuklar, sokaklarda yatıp kalkıyor olmalarına, kimsesizliklerine, hor görülmelerine, açlığa rağmen hala hayatta, hala insan kalmışlardır. Allahın Askerleriyle yapılan röportaj zengin bir dille hüzünlü bir hikayeye dönüşür. "Yaşar Kemal yaylaların sözlüğü..." - Ceyhun Atuf Kansu-
Sordular Söyledim, sorulara karşı söyleyecek sözümüzün olması gerektiğini bizlere hatırlatıyor.Sordular Söyledim kitabımızda birçok önemli konuya sorular ve cevaplar içerisinde değinip, açıklık getirmeye çalıştık. Her biri müstakil birer kitap konusu olabilecek başlıklar bu kitabın içerisinde özet değiniler ve vurgularla anlatıldı. Böylece, okunması, anlaşılması rahat bir çalışma ortaya çıktı.Kendini sorumlu hisseden her bir kişi için önemli olan konular, o çok sevdiğimiz söyleşi formatında okuyucuya sunulm
Nezihe Meriç'in ilk öyküleri de ilk söyleşisi de Seçilmiş Hikâyeler dergisinde çıktı. 1950'de "Bir Şey" adlı öyküsüyle başlayan yazınsal serüveni altmış yıl sürdü. Bu süre boyunca dergi ve gazetelerde yayımlanmış belirli söyleşileriyle arşivinde bulunan, tarihi, yeri, kişisi belirsiz söyleşileri elinizdeki kitapta bir araya geldi. Seval Şahin'in yayına hazırladığı kitapta öykücülüğümüzün gelişiminde pay sahibi ustalardan Nezihe Meriç'in kitaplarının yazılış süreci, öykü anlayışı, anıları, kişisel dünyası,
Dünyada yazarak var olmak çok özel bir deneyim. O maceranın kendisinden ses vermek gerek. Bu yolculuklara neden çıkıldığını, bütün bunları niye yaptığınızı anlatmalısınız, sonuçta bu da halüsinasyon görmek gibi bir şey. Sözcükler dünyasının içine giriyorsunuz ve orda halüsinasyonlar görerek yol alıyorsunuz. Bütün bunlara insan neden katlanıyor, neden hevesle bu süreçleri kuruyor? Yalnızca doğup yaşadığı topraklarda değil uluslararası ölçekte usta yazarlardan Latife Tekin, çok genç yaşta meyvelerini vermey
Büyük Erdemler Risalesi ile geniş bir okur kitlesine ulaşan André Comte-Sponville, bu defa Hayat Yaşamaya Değer 'de entelektüel gelişimini, düşüncesinin köşe taşlarını, yalın bir üslupla anlatıyor. François L'Yvonnet'nin yönlendirmesiyle ilerleyen bu uzun söyleşi, sorular soran ve yanıt arayışının hiç bitmeyeceğini gözler önüne seren özgün bir felsefecinin yaşam güzergâhını sunuyor. Söyleşi, günümüz dünyasını, dahası yaşama sanatını anlamaya yönelik bir rehber aynı zamanda. Kendini Epikuros tarzı bir matery
Tükendi
İçerik Tanıtımı: Kurmaca, şiir ve kurmacadışına odaklanan üç ayrı söyleşiden oluşan bu sohbetlerde, yazmanın zorluk ve ödüllerini, inceliklerini ve püf noktalarını tartışıyor Ursula K. Le Guin. Bunu yaparken de, hem yazar olarak birikiminden hem de "yaşanan bilgelik" haline gelmiş tecrübelerinden bekleneceği üzere pek çok konuya değiniyor. Yazma zanaatının teknik detaylarından dilin ahlaki meseleleri yansıtma ve kullanma biçimlerine, yazının ritminden şiirin müziğine, yayıncılık piyasasından kadın yazarları
"Kuşkusuz, bilmek insanı boğar. Kuşkusuz bilmek, insanı öldürür. Dünya ve memleket nerde buluşabilir bu iki yargı ekseninde? Gerçekten de dünyanın tek bir dili, ortak bir dili olabilir mi? Konuşulan, yazılan, çizilen bir ortak dil... Basit gibi görünen bu soru aslında varlığın edimleri açısından son derece zordur, hatta imkânsız bir sorudur. Çünkü bu soruya verilebilecek tüm yanıtlar ister istemez savrulmak durumundadır. İşte bu istemsiz savrulmaya, zorunlu imkânsızlığa şiir denir. Dolayısıyla herkes şiir
Tükendi
Evden ayrılalı bir hayli vakit geçti, geriye dönmek için çok mu geç oldu? Dönmeye niyet etsek acaba yolu bulabilecek miyiz? "Sakin, mütevekkil ve munis bir inanmışlığın insan yüreğini genişlettiği bir yaşayış ve düşünüş tarzı bu mübarek topraklarda, ne zaman kayıp gidecek olsak elimizden tutuyor. O yüzden, ‘Bizi bize bırakma,' diye niyaz ediyoruz, ‘Ne olur, tut demeden, tut elimizi.' Bu sohbetlerde, kaybettiğimiz bir âlemi bugüne ekleyen hatıraların kutsi saati var." Sadettin Ökten ve Kemal Sayar'ın şiiri
İlk defa elime tüfek aldığım tarihi tam bilemiyorum, sanırım on sekiz yaşındaydım. Arada bir .22 çapla nişana attığımı hatırlarım. Eniştem Abbas Beyin avcılığa ve silahlara olan merakını biliyordum. Kendisinin Ömerli yakınında Koçulluda bir av köşkü vardı. Semih Bey adında bir mimar arkadaşı yapmıştı burasını. Mimarlık tahsil ettiği Macaristanın köy evlerinden ilham almıştı bu köşk için. Oraya ailece gider ve kalırdık. Bir sohbahar günü Abbas Bey bana, Evde oturacağınıza alın tüfeklerden birini, birkaç da f
Öyle Geçer ki Zaman, Teoman Duralı'nın, bugüne dek gezip gördüğü yerler, okuyup araştırdığı konular üzerinden bir hakikat arayıcısının izlerini sürüyor. Anılarındaki capcanlı ayrıntılar, sarih ve berrak bir zihin örneği sergiliyor. Zonguldak'ta geçen çocukluk yıllarından dayısı ile ettikleri muhabbetlere, hiçbir zaman sevemediği okul yıllarından dile olan merakına, Norveç'te kaptanlık hayalinden Kapalıçarşı'da geçen çalışma faslına kadar birçok hikâye ve olay... Duralı'nın kendine özgü üslubuyla Türk siya
Çalışarak akademide felsefe profesörü olabilir insan, ancak filozof olmak herkesin harcı değildir. Ahmet İnam bu harcı karabilmiş nadir insanlardan biri. Bu uzun söyleşide Yıldız Işık, ülkemizin ender rastlanan değerlerinden birini, Ahmet İnam'ı konuşturuyor. Anlatılan, sadece bir hayat hikâyesi değil. Kitap boyunca filozof ile öğrencisi, hemen her konuda okuyanın ruhunu zenginleştiren, algı kapılarını bambaşka ufuklara açan uzun ve zengin bir diyalog geliştiriyorlar. Bu diyalogda, bir hayatın iniş çıkışlar
Tükendi
Yaşayan en "değerli" ressamlar arasında başı çeken Pierre Soulages için Louvre Müzesi'nde 2019'dan 2020'ye geçerken bir retrospektif sergisi düzenlendi. Enis Batur, 20 yıl önce ustayla yaptığı bugüne dek okura ulaşmamış bir söyleşi etrafına Simsiyah'a övgü ördü.
Bu kitapta "Bizim köydeki kızlardan ya öğretmen olmaları ya da evlenmeleri beklenirdi" diyen; şimdi biyomühendislik okuyan, projeleriyle ödüller kazanan Zehra'nın hikâyesini okuyacaksınız... Telefonda ne diyeceğini bilemediği için eve su istemeyi bile beceremediğini anlatan; Kıvılcımlarla geçirdiği yılın sonunda sahnede, 100 kişinin önünde, elinde mikrofon konuşan Ece'nin hayret veren gelişimini göreceksiniz... 70 kişilik köyünde keçilere çobanlık yapan, "Üniversite için İzmir'e gittiğimde otobüse bile binm
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 364 kayıt bulunmuştur Gösterilen 32-48 / Aktif Sayfa : 3