Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 364 kayıt bulunmuştur Gösterilen 336-352 / Aktif Sayfa : 22
Sizi 50 kitap yazmaya götüren nedir? Ne istiyorsunuz, ne yapmaya çalışıyorsunuz fikir adamı olarak? Daha önce de söyledim: benim derdim dünyayla. Onunla hesaplaşıyorum. Şiir, Tanpınar`ın söylediği gibi, son kertede bir iç kale sanatıdır. Belki tam bu yüzden, şiir bu toplamla didişirken, onunla uğraşırken ne biçim ne içerik düzleminde, onu çözümlemeye muktedir değil. Şiir dünyanın her yerinde gündelik konuşma dilinden ayrı olduğu gibi gündelik kültür dilinden de farklı bir sanattır. Kimi sorunları şiirde an
Yazmak eylemini nasıl tanımlıyorsun? Yazmak eyleminin bendeki karşılığı, kendimi yatıştırmak olsa gerek. Yazma isteği duyduğum anları tuhaf bir sarhoşluk haline benzetiyorum. Önce bir coşkuya kapılıyorum, sözcükler kafamdaki görüntüyü çizmek için peş peşe sıralanmaya başlıyor. Onları kaçırmamak için hızla not alıyorum. Yazım gittikçe bozuluyor. Zaman zaman ben bile yazdıklarımı okuyamaz hale geliyorum. Yazma hızım düşmeye, yazım okunaklı olmaya başladığında sarhoşluğun geçmekte olduğunu, yavaş yavaş ayıldı
"Destanlar çok değişkendir. Her destan, her çağa, her coğrafyaya, her kültüre, her anlatıya, her dinleyiciye göre kendini ayarlar; her çağda, her coğrafya, her kültürle zenginleşir.Bunda o destancının, dinleyicisinin de büyük işlevi vardır." -Yaşar KEMAL
Tükendi
Karar verdik. Gölü bisikletle geçeceğiz. Tekerleklere sandalcıklar takalım önerisini kabul etmedim. Batmadık. Karşı sahile ulaştığımızda annemi bekler buldum. Kucaklaştık. Merdivenleri de bisikletle çıktık. Odada üç kişiydik. Yer yatağına uzandım. Tavanda fındık büyüklüğünde bir kara sinek. Kaptım raketi. Tutturamadım. Vızıltısını duyuyorum dört biryanda. Eşikten girdim. Küçülmüşüm. "Sen değilsin," dedi, çocukluğum. Yan yana durduk. Elindeki kılıç başıma indi. Güldüm. Büyüdüm birden bire. V.O.B., Kapan (A
Tükendi
Türkiye´nin 1974´te Kıbrıs´a düzenlediği "barış harekâtı" ile adadaki iki toplumun bölünmesi kesinleşti. O tarihten itibaren Kıbrıs konusu, başta Türkiye ve Yunanistan olmak üzere uluslararası toplumun gündemine taşındı. Günümüze kadar sorunun çözümü için sayısız plan geliştirildi; taraflar kimi zaman birbirini suçladı, kimi zaman doğrudan müzakere masasına oturdu. Bu süre zarfında adada yepyeni bir kuşak yetişti: Harekâtla birlikte dünyaya gözlerini açanlar 30 yaşlarına merdiven dayadı... Kıbrıslı
Tükendi
Yayladağ´ın tek ilkokuluna kaydolur Mehmet Aksoy; elinde tahtadan yapılma çantası, çantasının içinde ömründe ilk kez gördüğü ve kokusunu hala hatırladığı kurşunkalem ve çizgili defteriyle okula gider. Nazmiye Öğretmen bahçeye çıkarır onları ve "hayti çizin" der, "ne isterseniz, neyi isterseniz çizin." Bir kuş yapar kağıda küçük Mehmet, ama öyle bir kuş ki, tıpkı elinde sapan kovaladıkları gibi; tüyleri, gagası, kanatları... sanki kağıttan fırlayıp uçup gidecek. Nazmiye Öğretmen bir kuşa, bir Mehmet´e bakar
Tükendi
Mübeccel Kıray´ın ortaya koyduğu bakış açısı, öğrencileri için toplumu anlama çabasında kritik bir yer ve öneme sahip olmuştur. Dünya ve Türkiye´de son çeyrek yüzyılda yaşananların genel olarak ortaya çıkardığı eğilimlerden en önemlisi olup bitenleri anlama çabasının bütünsellikten uzak, parçalanmış olmasıdır. Kıray´ın şablonlara takılıp kalmayan bütünsel bakış açısını kendi yaşam öyküsünü anlatırken de izlemek mümkündür. Bu kitap bizim aramızda tartıştığımız, Mübeccel Kıray´ın Türkiye tanıklığı çerçevesin
Tükendi
Sabah ile Nurettin Hatay’ın Samandağı ilçesinde iki genç nişanlıydı. Nurettin adli bir hata sonucu uzun yıllarını hapishanelerde geçirmek zorunda kaldı. Sabah, ailesinin tüm baskılarına ve çevresinden gelen tacizlere rağmen aşkını içinde büyüttü. Nurettin firar etti, yıllarca Suriye ve Lübnan’da başıboş dolaştı. Tekrar yakalandı, bir cezaevinden diğerine nakledildi ve sık sık hücre cezası aldı. Sabah ise "uğursuz gelin" diye karalandı, zorla Almanya’ya bir akrabasının yanına gönderildi ve aşağılanm
Tükendi
Elinizde derlemenin amacı,V.İ.Lenin'in Mart 1917'den Ocak 1918'e kadar temel yazı ve konuşmalarını geniş bir okur çevresine ulaştırmaktır.
Tükendi
Söyleşiler veya söyleşmek geniş anlamda dili çağrıştırır, o da insanlığın en önemli niteliksel yanıdır. İnsanlığı onsuz düşünemeyiz bile. Yaşamak; iletişim kurmak, söyleşmektir. Günlük yaşamımız, önceden kurgulanmamış sayısız söyleşilerle doludur. Seçkide yer alan günümüz yazarlarıyla yapılan söyleşilerde, bir yandan değişik ülke, kültür, dil gibi hususlara dayanan yazarların yerelliklerini, oluşum süreçlerini, sevinçlerini, hüzünlerini, hayal kırıklıklarını, korkularını ve düşünce dünyalarını kısaca bireys
Tükendi
Üstad Necip Fazıl Kısakürek´in 1931-1983 yılları arasında (27 yaşından başlayarak) çeşitli zaman ve mekanlardaki sohbet, ropörtaj ve anket sorularına sözlü olarak verdiği cevapların "b.d. Yayınları" tarafından kronolojik bir sıra içinde bir araya getirilmesi suretiyle derlenmiştir.
Tarın Buğra, edebiyatımızın seçkin isimlerindendir. O, sadece bir romancı, bir gazeteci, bir oyun yazarı değil, aynı zamanda sanat, edebiyat ve kültür üzerine düşünen bir aydınımızdır. Söyleşiler, onun özellikle bu yönüne ayna tutan belgelerdir. Tarık Buğra´yı tanımanın yolu, biraz da bu söyleşileri okumaktan geçmektedir.
Tükendi
Ardahan´ın Ölçek köyünde doğdu (1930). Kars-Cılavuz Köy Enstitüsünü (1950), Gazi Eğitim Enstitüsünün Edebiyat Bölümünü Bitirdi (1958). Öğretmen öğütlerinin merkez yönetim ve yürütme kurullarında çalıştı. Türkiye Öğretmenlen Sendikası (TÖS) İkinci Başkanı iken, 12 Mart 1971 darbesinde tutuklandı. Sekiz yıl on ay hüküm giydi. Askeri Yargıtayda beraat etti. Öğretmenliğe yeniden döndüyse de, "sürgün", "açığa alınma", "resen emekliye sevk" gibi "Bakanlık işlemleri" sürdürüldü. Sonunda meslekten ayrılmak zorunda
VIP konuklar arasında kimler var? Sakıp Sabancı, Rahmi Koç, Bülent Eczacıbaşı, Ferit Şahenk, Tuncay Özilhan, Ahmet Zorlu, Cem Hakko, İshak Alaton, Kadir Has, Can Peker, Ali Kibar, Adnan Polat, Hamdi Akın, Faruk Süren, Sadettin Saran, Ayhan B ermek, Abdülkadir Konukoğlu, Ethem Sancak, Emre Berkin, Faruk Eczacıbaşı, İbrahim Kefeli, Fettah Tamince, Osman Çarmıklı, Alinur Velidedeoğlu, Memduh Boydak, Tanıl Küçük ve Vural Öger Rahmi Koç: "Servet dediğiniz şey, defterinizde yazılı banka hesabınızdır. Mütevazi yaş
Değerli gazeteci yazar Rahmi Turan, 14 Ocak 2008 tarih tarihli Hürriyet Gazetesindeki köşesinde bu Nutuk için şunları yazdı: "Nutukta Atatürk'ün kullandığı dil, o günlerde kolay anlaşılmaktaydı. Fakat bugünkü kuşak tarafından rahatlıkla okunup anlaşılması bir hayli zordur. Bu nedenle Türk çocuklarının kolaylıkla okuyup anlayabilecekleri bir dille sadeleştirilmesi gerekmektedir. İşte bunu gazeteci arkadaşımız Yalçın Toker başardı. Gazeteciliğin yanı sıra yıllar önce Toker Yayınları'nı kuran Yalçın Toker bu
Tükendi
Dostum, öncelikle hoş geldin. Yüreğine değecek bir kitap okumanı canı gönülden temenni ediyorum. Bu kitap, 2 kitaplık bir seridir. "Doğu Yazıları" ve "Batı Yazıları" olmak üzere iki kısma ayrılan bu serinin ilk kitabı, görmüş olduğunuz "Bazı Yazıları"dır. Bu eserde yüreğimizden geldiğince Batı'ya dair kurduğumuz notları getiriyoruz önüne. Önce Batı'yı anlatalım; Doğu zaten şuracıkta. Almanya, İtalya, Fransa, Avusturya, Belçika, Hollanda, Bulgaristan, Yunanistan, Makedonya, Bosna Hersek, Arnavutluk, Kosova,
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 364 kayıt bulunmuştur Gösterilen 336-352 / Aktif Sayfa : 22