Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 181 kayıt bulunmuştur Gösterilen 160-180 / Aktif Sayfa : 9
Ateş-i Aşk, yakın tarihimizin en trajik olaylarından Sivas Katliamını, Alevi hareketinin önde gelen örgutlerinden Pir Sultan Abdal Kultur ve Tanıtma Derneğinin kurucu genel başkanı Murtaza Demirin çarpıcı tanıklıklarıyla yeniden gundeme getiriyor. Murtaza Demir, 1990lardan sonra Alevi kitle örgutlerinin ortaya çıkışlarını, Sivas Katliamıyla yuzleşmelerini ve sonrasında mucadelelerinin nasıl gelişip ilerlediğini kendi deneyimlerinden yola çıkarak anlatıyor. Alevi toplumunun önde gelen isimlerinden Murtaza De
Tükendi
Osmanlı İmparatorluğunun 1299 senesinden 1922 yılına kadar süregelen 623 yıllık yaşamında dört dönem olmuştur. 1-Kayı Aşireti Reisi OsmanGazinin (D-1258-Ö-1326) devletin ilk hükümdarı olması ve ona isminin verilmesi ile 1299 yılında başlayan ve 1453 yılına kadar 154 yıl süren kuruluş dönemi. 2-Fatih Sultan Mehmetin (D-1432 Ö-1481) 1453 yılında Kostatinoplu (İstanbul) fethi ile başlayıp, üçpadişah döneminde on dört yıl başarılı sadrazamlık yapan Sokullu Mehmet Paşanın (D-1505 Ö-1579) 1579 yılında ölümü ile s
Tükendi
Ülkemizde dil probleminden dolayı Osmanlı tarihinin önemli kaynaklarından biri olan İbranîce kroniklerden şimdiye kadar sistematik bir şekilde istifade edilmemiştir. Bu araştırma, Osmanlı Devleti ve Yahudileri üzerine yazılmış ilk kapsamlı İbranîce kronik hakkında, ülkemizde yapılan ilk müstakil çalışmadır. Araştırmada, Eliyahu Kapsalinin (1483-1555) Osmanlı tarihi üzerine yazdığı İbranîce eserden hareketle, Yahudi bir tarihçinin gözünden Osmanlı tarihi, Sultanların Yahudilerle ilişkileri, İspanya ve Portek
Tükendi
Tarih, hayvan derisi sayfalar üzerinde, kamışın bıraktığı iz olarak kalmamalı. Tozlu sayfaların seyrini değiştiren eller, yaşadıkları dönemin rengini, kokusunu, tadını gözbebeklerindeki akislerden yansıtmışlardır. Bu kitap, olayları, tarihi yazanların aynası olmaktan çıkarıp, tarihi gerçekleri İskender'in Aynası'ndan görmek amacıyla yazılmıştır. Maşa kimdir? Maşayı tutan el kimindir? En önemlisi de, maşanın tuttuğu kor, kimin yüreğini yakmıştır?
Tükendi
"Meclis-i Mebusan'da söylediğim gibi, size de şunu söylememe izin verin: Ben sosyalistim, inanmış bir sosyalistim. Sosyalist ne hayduttur, ne de terörist." "Diyebilirim ki bütün ömrüm Osmanlı yasalarını incelemekle geçmiştir. İnanıyorum ki, Ermeniliğin kuruluşu, Osmanlılığın kuruluşundandır. Son dört yıllık siyasi yaşamında Doğu Anadolu sorununu, benzer sorunlarla birlikte tümüyle inceledim. Ve sorunların aslını, eski ve yeni içişleri bakanlarından daha iyi kavramış bir Osmanlı olarak bütün kalbimle yüksek
Tükendi
Tarih her zaman bir etkileşim halinde ilerler; geçmişten günümüze gelen, günümüzden geleceğe doğru yol alan bir çizgisi vardır. Yaşamsal bir değere sahip olan tarih bilgisi kimi zaman kişisel, kimi zaman da toplumsal gerekçelerle her zaman hayatın içinde olmuş; kimlik, aidiyet, politika belirlemek için bir referans noktası görevi görmüştür. Ancak bu uçsuz bucaksız referanslar alanında kaybolmak ve neden-sonuçlarla şekillenen tarihte neyin gerçek neyin kurgu olduğuna vakıf olmak oldukça zordur. Hywel Willia
Tükendi
Osmanlı İmparatorluğu'nun sınırlarının yeniden çizildiği Mondros Mütarekesi'nin ardından Erzurum, Van ve Bitlis vilayetlerinden büyük çaplı bir Kürt göçünün yaşandığı 1916-1918 yılları ile Büyük Millet Meclisi'nin açıldığı Nisan 1920 arasındaki süreci inceleyen Türkiye Kurulurken Kürtler, sonuçları günümüze yansıyan tarihsel bir dönemeci, aktörlerinin bakış açısından aktarıyor. Osmanlı Devleti'nin yıkılış sürecinde Kürdistan'da yaşanan önemli olayları, Kürt, Ermeni ve Nasturi halkları arasındaki ilişkileri,
Tükendi
Samiha Ayverdi, edebiyat dünyamıza malolmuş edebi ve fikri eserleri yanında dini ve manevi hayatıyle de irfan hayatımızın bir abide şahsiyetidir. Tevhid, din ve iman şuuru onun şahsiyetiyle öylesine kaynaşmıştır ki bu, nazari bir din anlayışı değil, şuurlaşmış bir imanın fiilen yaşanmasıdır. Bu hali, büyük bir imanla bağlı olduğu Rahmet Kapısı'nda kazandığını: ‘‘Hayatıma bir çizgi çekerek yekünunu gözden geçirdiğim zaman, kendi kendisinin emiri olduğu gibi etrafındakileri de hayvani ve nefsani hırs ve çirki
Niğde Maarif Müdürlüğünün 11 Zilhicce 1324 (26 Ocak 1907) tarihli emirleri doğrultusunda Niğde Sancağı Merkez Kasabası Asar-ı Atika Defteri, düzenlenmiştir. Defteri düzenleyen hakkında bir malumat bulunmamaktadır. Defter 26 sayfa olup 1-8 sayfaları arası Niğde, 15-16 sayfalar arası Bor?a aittir. Defter, Süleymaniye Kütüphanesi, Kısmı: İzmirli İ. Hakkı , Kayıt No: 2455 numarada kayıtlıdır.
Tükendi
İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek'in, ABD ve AB tarafından dayatılan "Ermeni soykırımı" yalanını çiğneme ve çürütme eylemlerinin resmi belgeleri Doğu Perinçekin İsviçre Winterthur/Unterland Savcılığı sorgusunun tutanağı Doğu Perinçekin Lozan'da Vaud Kantonu Sorgu Yargıcı tarafından alınan ifade tutanağı Doğu Perinçekin Lozan Mahkemesindeki son savunması Doğu Perinçekin İsviçreli Avukatı Prof. Dr. Laurent Moreillonun Lozan Mahkemesinde yaptığı savunma Lozan Bidayet Mahkemesinin Doğu Perinçek hakk
Tükendi
"Sultan Hamid'in tahttan indirilmesine ilişkin ilk girişimde bulunduğumuz ve bir emriyle her tarafı kızıl kana boyamaya hazır bir silahlı kuvvet karşısında yapayalnız kaldığımızı gördüğümüz zaman biz, yerimizden yine de ayrılmadık!" "Askeri ayaklanmayı hazırlayıp düzenleyenler, alçak ve yüreksiz oldukları kadar ihtilal kurallarından da habersizdiler. Tarihlerde okudukları ihtilaller hakkındaki bilgileri de eksikti. İhtilalin nasıl idare edileceğini bilmiyorlardı. İşte böyle miskinler 31 Mart Ayaklanması'nın
Tükendi
Talât Paşa´ya yöneltilen soykırımcı suçlaması devrimci tarihimizi hedef alan bir büyük suçlamadır. Emperyalizmin, Ermeni katliamı konusundaki haksızlığı, belki de kendisini en çarpıcı biçimde Talât Paşa Cinayeti Davası´nda göstermiştir. Tehleryan denen kişi, Talât Paşa´yı tabancayla katleder. Sanık yakalanır. Kanıtlar kesindir; katil suçunu itiraf etmektedir. Ama ceza yargılamasında en az merak edilen konu, Tehleryan´ın işlediği suçtur. Tehleryan sanık sandalyesinden kaldırılır; oraya Jöntürk Devrimci
Tükendi
Birinci Bölüm - Türk - Yunan Nüfus Mübadelesi A - Mübadelenin Sebepleri 1- Yunanistan Krallığı'nın Kurulması ve Büyümesi 2- Yunanistan'daki Müslüman Türk Varlığı 3- Yunanistan'ın Nüfus Siyaseti 4- 1914 Türk-Yunan Nüfus Mübadelesi 5- Lozan ve Mübadele B - Mübadele Teşkilâtı C - İskân Bölgelerinin Tespiti İkinci Bölüm - Mübadillerin Birinci İskân Bölgesinde Yerleştirilmeleri A- Mübadillerin Türk Limanlarına Nakledilmeleri B- Mübadillerin Samsun'a Gelişleri C- Mübadillerin Geçici Barınma, İaşe ve Sağlık Soru
Tükendi
30 Nisan 1645 tarihinde başlayan Girit seferi, 6 Eylül 1669'da Fazıl Ahmed Paşa'nın adayı fethiyle sona ermiştir. Bu itibarla adanın fethi 25 senede gerçekleşmiştir. Bu özelliği ile de Girit'in, tarihimizde apayrı bir yeri vardır. Öyle ki Türk ve dünya tarihinde bu kadar uzun süren bir mücadele yoktur. Tarihçi Ahmed Refik (Altınay), bu mücadeleyi "Yirmi Beş Sene Siper Kavgası" adıyla, hikâye tadında tarihseverlerin istifadesine sunmuştur. Müellifin eserini, savaş yılları olması bakımından, aynı zamanda ceph
Tükendi
Rumeli Mecidiyesinin hali içler acısıydı. Ölü ve yaralılar her tarafa dağılmıştı. Yardım gelmesi bekleniyordu. İnleyerek yerde yatan bir yaralının yanına giden Cevat Paşa: - Geçmiş ola gazi oğlum, neyin var, diye sordu. Sesi işiten yaralı derhal ayağa sıçradı. Selam vererek esas duruşa geçti. Lakin paşaya doğru değil denize doğru selam vermişti. - Oğlum hayırdır? Neyin var? - Gözlerim efendim. Bir şarapnel parçası onları benden kıskandı galiba. Göremiyorum. - Vah yavrum! Büyük geçmiş olsun. Çok üzüldüm.
Tükendi
Kanije müdâfaası esnâsında Tiryâki Hasan Paşa´nın tatbik ettiği harp teknikleri o kadar mâhirâne idi ki târihte eşi ve benzeri bir daha yaşanmamıştır. Hasan Paşa evvelâ, düşman askerine hiç top attırmamış ve süvarileri dışarı çıkarmamıştır. Böylece düşman, kalede top ve süvari olduğunu bilememiştir. İlk hafta kale kapıları dahi kapatılmamış, gâzîler mütemâdiyen yaptıkları hücumlarla düşmanı epey hırpalamışlardır. Bir taraftan vezîriâzamdan yardım isteyen, fakat onun yardıma gelemeyeceğini öğrenen Hasan Paşa
Tükendi
1917-24 yıllarında Türkistan'a yayılan ve 1934 yılına kadar aralıklarla sürdürülen isyânların kahramanlarına; Sovyet Ruslar, "Basmacı", Türk mücahitleri ise "Korbaşı" adını vermişlerdir. Esasen Çarlık Rusyası karşıtı millî direnişlere Rus idaresi, "Basmaçı hareketi" gözüyle bakıyordu. Zeki Velîdî Togan, aynı kuşaktan bir Türkistanlı olarak yakından takip ettiği Basmacı hareketini "muazzam bir millî hareket" şeklinde değerlendirmektedir. Stalin, "Orta Asya Cumhuriyetlerini Sovyet Rusya'dan ayırmak ve sömü
Tükendi
Yıl 1930, yer Menemen. Millet üzerinde adeta bir terör havası estirilmesine sebep olan, demokratik gelişmelerin önünü tıkayarak istibdat düzeninin devamına hizmet eden, birçok masum insanın idamına yol açan karanlık bir olay yaşanır Menemen´de. Serbest Cumhuriyet Fırkası örneğindeki demokrasi denemesinin yiyici takımına yem edilmesi, Ali Fethi Okyar´ın şahsında tecelli bulan milletin hazin feryadı, Atatürk ile İnönü arasındaki gizli rekabet ve iktidar kavgası, Erbilli Esad Hocaefendi´nin ölüm karşısında bil
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 181 kayıt bulunmuştur Gösterilen 160-180 / Aktif Sayfa : 9