Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 214 kayıt bulunmuştur Gösterilen 32-48 / Aktif Sayfa : 3
GÜNEŞ HÂLÂ BİR YERLERDE DOĞUYOR GÜNEŞ KARANLIK GÜNLERİ AYDINLATIR MI? MICHAEL "MISHA" GRUENBAUM oyunlar oynayan ve babasıyla Prag'da gezip dolaşan tasasız bir çocuktu. Ta ki Naziler Prag'ı işgal edip her şeyi sonsuza dek değiştirene kadar. Gruenbaum ailesi önce Prag'daki Yahudi gettosuna taşınmaya zorlanır. Ağır bir kaybın ardından da Michael, annesi ve ablası Terezín Toplama Kampı'na sürülür. Misha burada kardeşleri haline gelen onlarca çocukla aynı odayı paylaşır. Terezín'de hayat iniş çıkışlarla geçer. B
Ordu Grubu'nun kumandasını Ekselansları Mustafa Kemal'in birçok şanlı savaşta muzaffer olmuş ellerine bırakmak durumunda olduğum anda, benim emrimde Osmanlı İmparatorluğu'nun uğruna ifa ettikleri görevler için bütün subaylara, memurlara ve erlere candan teşekkür ederim. Beni Ordu Grubu'na mensup birçok subaya ve askerlere çok yakınlaştıran Gelibolu'nun şanlı günleri ve Anadolu sahilinde yürütülen birçok cesur hakekât, bütün çağların tarihinde unutulmayacaklardır. Adana, 31 Ekim 1918 Liman von Sanders Alman
Prof. Ekmeleddin İhsanoğlu'nun, "şeyh-ûl müverrihîn" (tarihçilerin şeyhi) diye tanımladığı Emeritus Prof. Dr. Halil İnalcık, nehir gibi akıp giden bir söyleşide hayatını anlatıyor. "Halil Bey" aynı zamanda Osmanlı sultanlarının zaaflarından Atatürk ile tanışmasına, Kıbrıs meselesinden Fransa ile ilişkilerimizin başlangıcına bizi kendi geçmişimizle tanıştırıyor ve gerçek bir tarihçinin nasıl olması gerektiğini gösteriyor. Öğrencilerinin sevgi ve hayranlıkla andığı, ömrünü tarih alanındaki yanlışları belgele
Tükendi
23 Ocak 1913... İttihat ve Terakki'nin iktidarını pekiştiren Babıâli Baskını'nın ertesinde, yeni sadrazam, Cemal Paşa'yı başkentin asayişini sağlaması için İstanbul Muhafızı olarak görevlendirir. Cemal Paşa, 1919'da yazdığı anılarını, "memleketin umumi siyasetinde" doğrudan doğruya etkili olmaya başladığı bu andan itibaren başlatmıştır. Hatıralar imparatorluğu yöneten üç büyük paşanın arasındaki hassas dengelere dair ipuçları sunarken, Cemal Paşa'nın baş aktörü olduğu pek çok tarihi olayı ilk ağızdan anla
Tükendi
Duayen gazeteci Osman Saffet Arolat'ın Babıâli Anılarım adlı bu kitabı son 50 yılın gazetecilik dünyasını gözler önüne sermekle kalmıyor, aynı zamanda kendisi de 68 Kuşağı'ndan olan yazarın gözünden siyaset ve ekonomi dünyamızın ve günlük yaşamımızın bir tarihçesi olma niteliği de taşıyor.Bu nükteli anılar son 50 yılın kapsamlı Türkiye panoramasını çiziyor.
Tükendi
Yakın tarihimizde Mütareke Devri olarak adlandırılan ve daha çok İstiklâl Harbi dönemine denk gelen bir döneme tanıklık eden bu hâtırat, yazarının siyasî-askerî, edebî kimliği dolayısıyla oldukça zengin bir metindir. Kitapta Hürriyet ve İtilâf iktidarı çevresinde Damat FeridPaşa'nın ruh fotoğrafı bütün çıplaklığıyla resmedilmiştir. Metin, Sultan Vahîdeddin ve dönemin diğer siyasî simaları için de ayna niteliği taşıyor. Tarık Mümtaz Göztepe, hâtıratını kaleme alırken şahsî tanıklıklarıyla yetinmemiş, belgel
27 Nisan [1]948 Hava kapalı ve hafif yağmurlu... Cumhuriyet meydanında [Demokrat Parti genel başkanı] Celâl Bayar ve arkadaşları, bundan dolayı nutuk veremediler. Konferans salonunda verdiler. Bayar, yanında bir mebus ile Bulancak'a da gitmişlerdir. [Demokrat Parti milletvekili] Adnan Menderes gitmemiş... Akşama buraya döneceklermiş... Konferans salonuna ben de gittim. Yer yoktu döndüm. Bugün bizim Ahmet Özcan, askerlik kıt'asına döndü. Hadımköy'e gidecektir. Deniz de bozuk... Vapur Bulancak'a uğramadığında
19 Temmuz [1926] Pazartesi Bugün İstanbul'dan Şarkîkarahisar [Karahisâr-ı Şarkî] mebusu [milletvekili] ve Türklerin büyük şâiri Mehmet Emin [Yurdakul] beyefendi Giresun'a teşrif ettiler. Gece Türk Ocağı'nı ziyâret ve gençlere karşı bir hasbıhâl yaptıktan sonra, bâzı eserlerini inşâd etti [şiirlerini okudu]. Çok mütehassis olduk [duygulandık]. Avdet esnâsında [Cumhuriyet] Halk Fırkası'nı da ziyâret eyledi. Berâber bir müddet oturduk. Teşyi eyledik. Yarın sabah [Şarkî]karahisar'a gidiyor. Allah selâmet versin
Saltanatının ve kısa bir süre sonra da vefatının üzerinden 100 yıl geçmiş olmasına rağmen, Abdülhamid ismi halen tartışılmaya devam etmektedir. Bu eser, Sultan II. Abdülhamid'in en yakın isimlerinden biri olan Tahsin Paşa'nın, tarihin en cilveli dönemlerinde Yıldız Sarayı'nda yaşadığı tanıklıkların bir belgesidir. Padişahın sâdık ve has adamlarından biri olan Tahsin Paşa'nın bu hatıratı, konusunun uzmanı olan A.Zeki İzgöer'in titiz çalışmasıyla, eksiksiz bir şekilde okura ulaşıyor. Tarihçiler ve tarihe ilgi
Tükendi
İki şehir alevler içinde. Denizin üzeri kıpkırmızı görünüyor. Zavallı Kilitbahir kıpkırmızı, kanlar içinde bir görünümde yanıyor. Her şey normal e döndü. Sanki ölümcül bir gün geçirmemiş gibiyiz. Eğer camlar kırılmamış, etrafta delikler açılmamış olsa, odamıza 15 adım kala bu manzara gerçekleşmese evet, her şey normal denebilirdi. Saat 11. Yangın Çanak'ta son buldu. Kilitbahir hâlâ yanıyor, am a şiddetini kaybetti. Bu kâbusu ve her şeyi bitirip dinlenmeye çekiliyoruz... 18 Mart 1915 Tevfik Rıza Be
Tükendi
Vatanını kaybetmiş ve bir daha dönüp onu görememenin acısını derinden yaşamış biri olan Cengiz Dağcı, Türkçeyi kendine vatan bilmiş ve vatanı Kırım'ı yazdığı her cümleyle adeta coğrafyadan çıkartıp Türklük muhayyilesinin en pak yerine işlemiştir. Hakkında akademik yayınlar hazırlamış isimlerin makale­lerinden oluşan Vatanı Dilinde Cengiz Dağcı Kitabı, dört bölümden oluşmaktadır. Bi­rinci bölümdeki yazılar, Dağcı'nın romanlarına dair değerlendirmelerden, ikinci bölümdekiler ise daha çok Dağcı'nın dili ve zih
Çanakkale'den Korsika'ya... Kafkas Cephesi'nden ve Galiçya'dan Sibirya'ya... Irak ve Filistin'den Hindistan'a ve Burma'ya... Türk savaş esirlerinin çeşitli cephelerden, adını duymadıkları diyarlardaki kamplara uzanan maceraları ilk kez bu kitapta bir araya geliyor. Ailesinden ya da çevresinden bir esaret hikâyesi duymamış kaç kişi vardır? Ancak bu esaretin zamanı, yeri, sebebi hep bir sis perdesi arkasındadır... Bu kitap, I. Dünya Savaşı'nda dünyanın neredeyse dört bucağında esarete mahkûm edilen askerle
Tükendi
"Biz bir dünya devleti'nin kalıntısı üzerinde, dünya hâkimlerinin evlâtları olarak oturuyoruz. Ne geri kalmış milletler'den birisi, ne de kurtuluş savaşı yapan kavimler'in birincisiyiz.
Tarihi olayların temelinde; doğanın, toplumun ve bireyin bilinç dünyasında yer alan mantıki ve duygusal öğelerin izleri görülmektedir. Bununla beraber bu başat öğelerin karşılıklı olarak yoğun münasebetlerinin aslında tarihin vakaalarını meydana getirdiği aşikâr bir durumdur. Bu düşüncelerden hareketle bireyin ve toplumun tarihsel gelişimi bu perspektif dâhilinde daha anlaşılabilir bir zemine oturtulmalıdır. İşte bu hatıra kitabı, Milli Mücadele döneminde Enver Behnan Şapolyo'nun İstanbul ve Anadolu eksenin
Tükendi
"Her şey yolunda, tertibatımız da mükemmel, bir diyecek yok, yalnız bu geyiğe bir mana veremiyorum." "Paşam! Allah emirlerine uyan Cemiyetimizin mukaddes gayesine hizmeti hayvanlar bile şeref biliyor. İşte bu yabani hayvan saydığımız şu geyik, adeta bize kılavuzluk ediyor. Bir his ile gidiyor, hiçbir gayret ve sıkıştırmaya lüzum kalmadan kaldığınız yere kadar bize o kılavuzluk etti." "Bunu nereden buldunuz?" "Sizi almak üzere yolda gelirken beş-altı jandarmaya rastladık. Bunlar Cemiyetten bize iletmeleri iç
Fethi Okyar, Osmanlı İmparatorluğu'nun son döneminden 1943'teki vefatına dek askerlik ve siyaset dünyasındaki pek çok önemli olayın aktörü ve tanığı: İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin ilk üyelerinden, II. Meşrutiyet Beyannamesi'nin yazarı, Trablusgarp Savaşı'nda İtalyanlara karşı yerel milisleri örgütleyenlerden, Balkan Savaşı'nın ve Büyük Harp'in önemli isimlerinden, Malta sürgünlerinden, Milli BMM vekiller heyeti başkanı, Serbest Mücadele'nin kilit taşlarından ve ilk Fırka'nın kurucusu, Montrö Antlaşması'nı
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 214 kayıt bulunmuştur Gösterilen 32-48 / Aktif Sayfa : 3