Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 214 kayıt bulunmuştur Gösterilen 192-208 / Aktif Sayfa : 13
2008 Mart'ının 18, 19 ve 21. günlerinde üst üste ameliyat geçirdim. Üçü de ciddi ve sonuncusu By Pass olan bu ameliyatları başarıyla gerçekleştiren milletlerarası üne sahip Prof. Dr. Bingür Sönmez, daha ilk görüşmemizde, rahmetli babamın "Rusya'da Üç Esaret Yılı" hatıra kitabından cümleler söyleyerek beni şaşırtmıştı. Beni görmeden, tanımadan, babamın Kafkas Cephesi hatıralarını görmüştü. Sarıkamış'ın değerli olduğu kadar vefalı bu evladı Kafkas Cephesiyle alakalı ne varsa üzerine titriyor ve ana kucağının
Tükendi
Sultan Abdülmecit'in 1855'de Dolmabahçe Sarayı'nı yaptırmasından sonra padişahların terk ettikleri, her geçen gün biraz daha harap olan Topkapı Sarayı'nı müzeye dönüştürmek gibi çok zor bir görevi de üstlenen Tahsin Öz, Topkapı Sarayı yönetiminde olduğu yıllarda, o günlerin kültürel yönden en popüler kişilerinden birisi olmuştur. Müze çalışmalarının yanı sıra çeşitli gazete ve dergilerde sürekli Türk kültürünü tanıtan yazılar yazmıştır. Türk sanatını yansıtan kaynak kitapların olmayışına rağmen yazıları ile
Tükendi
Prof. Hirsch 1903 yılında Almanyadan ayrılarak 1933-1943 yıllarında İstanbul Hukuk Fakültesinde, 1943-1952 yıllarında da Ankara Hukuk Fakültesinde davetli öğretim üyesi olarak çalışmıştır. Anılarımda yer alan Weimar Cumhuriyetinin çöküş yılları, Hitlerin iktidara gelişi ve hukukçuların tutumu, Atatürk Türkiyesinin ilk otuz yılıyla ilgili görüşler ve gözlemler, hukukçu olsun olmasın yakın tarihle, toplum ve siyaset hayatı ile ilgilenen herkesin ilgisini çekecektir. Elinizdeki kitabın bir başka özelliği de ün
Tükendi
A . Ragıp Akyavaş, ilk tahsilini Şamda Saint-Vincent-de-Paul Fransız mektebinde yapmış, bilâhare İstanbul'da Soğukçeşme Askerî Rüşdiyesine devam etmiş, pederinin asker olması dolayısıyla tekrar Şam'a dönüp Şam Askerî İdadisine girmiştir. Daha sonra İstanbul'a gelerek Pangaltı Harbiyesi'nden mezun olmuş ve 1912 senesinde mülâzım rütbesiyle ordu saflarına katılmıştır. Balkan, Çanakkale, Süveyş Kanalı ve Romanya cephelerinde beş defa vurularak, kan dökerek düşmanla göğüs göğüse çarpışmıştır. A . Ragıp Akyavaş
Sanal ortamların doğal yaşantıya ket vurduğu günümüzde, bisikletle yapılan 266 kilometrelik bir seyahatten söz etmek hayal gibi. Ama bir o kadar da gerçek. Seyahatnamede bisiklet meraklısı iki maceraperest delikanlının, Galata Rıhtımından başlayıp, Mudanya´dan itibaren bisikletle devam eden Bursa - İnegöl - Yenişehir güzergahını kapsayan gezilerinde başlarına gelenler ve gözlemleri anlatılıyor. 100 yıl önceki Bursa´yı tanımak için peşlerine takılmaya değer...
Tükendi
Yakın tarihimizde "Limancı Hamdi" veya "İktisatçi Hamdi" diye de bilinen Ahmet Hamdi Başar, İkinci Meşrutiyet döneminden 27 Mayıs askeri darbesine uzanan süreçte Türkiye'nin siyasi ve ekonomik gelişmelerine tanıklık etmiş ve hatta yaşanan bazı olayların içinde bizzat yer almış bir fikir ve eylem adamıdır. Ülkemizde "milli burjuvazi yaratma" çabalarının en önemli aktörlerinden olan Ahmet Hamdi; gençlik yıllarında gazetelerde ve özellikle Ticaret-i Umumiye Mecmuası, Türkiye İktisat Mecmuası, Kooperatif ve Bar
Tükendi
Elinizdeki bu kitap, kaba bir sınırlama ile 1550-1650 seneleri arasında İstanbulda bulunan Avusturya sefir ve sefaret mensuplarının gözlemlerini ve sefaret raporlarını ihtiva etmekte olup, o dönem Avrupalısının bakış tarzı ve Osmanlı Devleti sosyal hayatı için ilgi çekici, mozaikvari bir tabloyu sergilemektedir.
Tükendi
Maruni papazı olan Sabuncuzade Louis Alberi, Diyarbakır doğumludur. Lübnan´da medrese eğitiminden sonra Roma´da propaganda üzerine üniversite eğitimi almıştır. Arapça ve İngilizce gazeteler neşreden Louis Alberi, Londra´da Arapça profesörü olarak da görev yapmıştır. Daha sonra Süryani Katoliklerce Şam´a gönderilen Sabuncuzade Louis, bu arada Trablus - Humus - Hama - Halep - Bağdat - Basra demiryolları imtiyazlarını almak için çeşitli şirketler hesabına çalışmıştır. Bu sırada Münif Paşa ile tanışan Louis Alb
Tükendi
Birinci Dünya Savaşı Hikâyeleri, topraklarının her bir köşesi adeta öldürücü bir mikropla mücadele eden Osmanlı Devleti´nin 1914-1918 yıllarına rastlayan hüzünlü hikâyeleridir. Bu hikâyeler, birçok cephede tek karış toprak için can verip can almanın hikâyeleridir. Harp; Lübnan, Beyrut, Filistin, Suriye, Irak, Hicaz, Mısır, Yemen, Kafkasya, Galiçya ve Romanya´ya vefakâr Türk askerlerinin kabirlerini emanet edecek; tarih, bu günlerden sonra bilhassa Ortadoğu´ya gün yüzü göstermeyecektir. Bu seçki, 1914-1918 y
Tükendi
Burada ilk önce görmek istediğim şey ne odlu sanırsınız? İlk işim eskilerin eserlerini aramak oldu. Frenk istilacıları bu eserleri yıkmışlar, yakmışlar, pek az bir kısmını bırakmışlar. Zamanla onu da imha edecekler. Hatta ben burada iken eski surlardan kalan bazı kemerleri yıkarak azametli buhranlar geçirmiş büyük büyük taşlarını kesiyorlardı. Onları apartman inşasında kullanıyorlarmış. Menkul veya gayr-ı menkul nerede bir eski eser görsem müşadesiyle ruhum zevk duyuyordu. Eski eserlere saygı duymanın, kıym
Tükendi
Son dönem Osmanlı tarihinin en çok tartışılan konularından birisi şüphesiz Sultan II. Abdülhamid ve dönemidir. Elinizdeki kitap bu dönemi ve padişahı daha yakından tanımaya yarayacak ipuçlarını verecektir... Atıf Hüseyin Bey, Abdülhamid Selanik'e sürgüne gönderildiği zaman kendisine ve aile efradına bakmakla görevlendirilmiş bir askeri doktordur. Yaşamı hakkında pek bir şey bilinmeyen doktor, Abdülhamid'le ilgilendiği yıllar boyunca günlük tutmuştur. Tamamı 12 defter olan bu günlükler, Selanik yıllarından
Tükendi
İlhan Ayverdi, rahmetli eşi Ekrem Hakkı Ayverdi ve görümcesi Sâmiha Ayverdi'nin en yakın mücâdele arkadaşı olmak hasebiyle onların bütün faaliyetlerinden pay sahibiydi. Bu üçlünün günlük yaşayışları da idealleri çerçevesinde idi. Başbaşa verdikleri her zaman bir hizmet fırsatı yakalar ve semeresini almadan rahat etmezlerdi. İşte onları birbirine böyle sıkı bağlayan, akrabalığın da üstündeki bir ulvî ve mukaddes bağdı. "Ömrünü Türk kültür ve îman hayâtına adamış olan İlhan Ayverdi'yi tanıtan, zengin bir gra
Tükendi
Trablusgarp, Kuzey Afrika´da yeralan, yüzü Akdeniz´e dönük, stratejik önem taşıyan kıymetli bir mekandır. 1551´den 1912´ye kadar 361 sene Osmanlı Topraklarının bir parçası olmuş ve merkezle daima uyum içerisinde bulunmuştur. Bu toprakların Osmanlı ile kendilerini bir hissedişlerinin en önemli göstergelerinden biri olmak üzere Trablusgarp Savaşı´nda Trablusgarp halkının Türk subay ve askeriyle işbirliği içerisindeki kahramanca müdafaalar sergilemelerini zikredebiliriz. İtalyanların Bir deniz gezintisi olarak
Tükendi
"Lozan´da iki sene üniversite tahsili sonrası Balkan Savaşı´nda yaralanıp, tekrar Avrupa´ya giderek Paris´te Talebe-yi Osmaniyye müfettişliği vazifesinde bulunduğu anda I. Cihan Harbi dolayısiyle memlekete çağrılan İhtiyât Zâbit namzedi İlyas Ragıb Nureddin, 2 Ağustos 1330 (1914)´da talimgâha duhul etmiş ve 12 Ocak 1915´te günlüğüne başladığı zaman henüz 27 yaşını doldurmamıştı.(...) Tarihimizde 1915-1919 seneleri arasında cereyan edenlerin ufak bir misalini önümüze seren sahifeler içinde, sizlerle beraber
Tükendi
Efendi Kaptan Kurtar Bizi!", Osmanlı İmparatorluğu'nun son kırk yılına (1874-1914) tanıklık eden Mesudiye savaş gemisinin hikâyesidir. Bu hikâye, Mesudiye Zırhlısı'nın İngiliz tersanelerinde yaptırılma kararıyla başlamış, I. Dünya Savaşı'yla da son bulmuştur. Mesudiye Zırhlısı, bu dönem boyunca, Sultan Abdülaziz'in tahttan indirilişi, Meşrutiyetin ilânı, 93 Osmanlı - Rus Harbi, donanmanın Halic'e kapatılması, 1897 Osmanlı - Yunan Harbi, 31 Mart Vakası, 1913 Balkan Harbi, İmroz ve Mondros Deniz Savaşları gi
Tükendi
1913 Babıali Baskını ile iktidarı ele geçiren ve 1918 yılı sonlarına kadar Osmanlıyı idare eden İttihat ve Terakki Partisine mensup üst düzey kadroların 30 Ekim 1918 Mondros Mütarekesinden sonra nasıl tutuklandıklarının, Bekir Ağa Bölüğünde geçen tutukluk günlerinin ve Malta Adasına sürgün edilişinin, sürgüne gidenlerin anlatımıyla ortaya konulan öyküsü...
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 214 kayıt bulunmuştur Gösterilen 192-208 / Aktif Sayfa : 13