Yargıtay içtihatlarının uygulamaya ışık tuttuğu ve yön verdiği yadsınamaz bir gerçektir. Bu bağlamda Hukuk Genel Kurulu kararlarının ayrı bir önem ve ağırlık taşıdığını söylemek yanlış olmaz. Çünkü bir anlamda Hukuk Genel Kurulu kararları, genel ilkeleri saptar. Ayrıca; bu kararların uygulama birliğinde de çok özel bir yeri vardır. İşte bunun içindir ki; Hukuk Genel Kurulu´nda 2004 ila 01.02.2006 döneminde sonuçlandırılan 1600´e yakın direnme dosyalarına ilişkin kararlardan emsal nitelikte olanlar seçilerek

4734 sayılı Kamu İhale Kanunu yaklaşık dört yıl önce yürürlüğe girdi ve kamu kurum ve kuruluşlarının mal-hizmet alımı ve yapım işlerinde ağırlıklı olarak uygulanmaktadır. Kitapta, öncelikle söz konusu Yönetmelik hükümlerini incelenmiş ve. sonrasında ise; Kanunun sistematiğini takip etmek suretiyle, Kamu İhale Kurulu´nun incelediği ihalelerde eleştirdiği ve iptallere gerekçe olarak gösterdiği konulara değinilmiştir. Yine 2005/1 sayılı Kamu İhale Genel Tebliği´ne, ilgili Kanun maddesinin açıklanmasında yer ve

Bu çalışmada, Anayasa tarafından güvence altına alınan kamu hizmetine girme hakkı incelenmiştir. Çalışmada konu sadece teorik boyutta ele alınmayıp, Anayasa Mahkemesi, Danıştay ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesi başta olmak üzere yargıtay kararları çerçevesinde uygulamaya da yer verilerek daha da zenginleştirilmiştir. Bu nedenle, kitap araştırmacıların yanında uygulamacıların da yararlanabileceği bir kaynak niteliğindedir. Diğer taraftan, ülkemizin AB giriş sürecinin tamamlanması halinde bu konu farklı boyut

"Hileli ve Taksiratlı İflas Suçları" Ceza ve İcra-İflas kanunlarında düzenlenmiş ekonomik ve sosyal nitelikli multidisipliner suçlardır. Gerek ticari hayatın temeli olan "karşılıklı güven ilkelerine", gerekse ekonomik hayatın bütününe zarar veren yapılarıyla, toplumun büyük bir kısmını etkilemekte, bu suçlardan doğan zararın giderilmesi toplumu oluşturan tüm bireylere yansıtılarak mümkün olabilmektedir. Özellikle "kara paranın aklanması" yöntemlerinden biri olması, uzman kişilerce ve örgütlü suç teknikleri

Hakim Kubilay İNAN tarafından kaleme alınan eserde, CMUK ve CMK yasayolları sisteminin karşılaştırmalı şekilde irdelenmesi ve yeni Yasa´nın getirdiği istinaf sisteminin, –hukuk yazınındaki görüşlere yer verilmek suretiyle- değerlendirilmesi amaçlanmaktadır. Çalışmada, ceza yargılamasında yasayollarına ilişkin tüm hususlar incelenmiştir. Çalışma içerisinde sistemimizde büyük yenilik olan istinaf ve istinafın sistemimize girişi nedeniyle temyizin aldığı yeni anlam özellikle geniş bir şekilde işlenmiştir. Bir

Kamulaştırmasız El Atma, ülkemizde kamu yararına işlenen bir haksız fiildir. "Kamulaştırmasız El Atma Nedeniyle Tazminat Davaları" nitelik olarak biz tazminat davası olmakla birlikte, tazminatın hesaplanması bakımından kamulaştırma davalarına benzemektedir. Üç bölümden oluşan bu eserde temel olarak; mülkiyet kavramından, kamulaştırmasız el atmanın unsurlarından, el atma nedeniyle tazminat davalarındaki yargılama usulünden ve tazminatın hesaplanma yöntemlerinden bahsedilmektedir.

İmar mevzuatımıza göre tüm yapılar, 3194 sayılı İmar Kanununun 21. maddesi uyarınca ruhsata tabidir. Bu nedenle kamu idaresinin bilgisi ve izni dışında yapı yapılması olanağı bulunmamaktadır. Bu kitapta ise, 3194 sayılı İmar Kanununun yapıya ilişkin kurallarının yer aldığı 20. madde ile 42. madde arasındaki düzenlemeler ve bu kuralların uzantısı olan diğer kanun ve yönetmelik hükümleri incelenmiştir. Kitabın ekler kısmında, İmar Mevzuatı ile 3194 sayılı İmar Kanunu ve 3 adet yönetmelik yer almaktadır. İmar

Sözleşmenin şartlarında sonradan meydana gelen değişikliklerin, sözleşmeyi nasıl etkileyeceği, Borçlar Hukuku bakımından son derece önemli ve çok fazla tartışılmış bir konudur. Bu eserin amacı, değişen şartların sözleşme üzerinde etkili olabilmesi için gereken kriterleri tespit etmek, incelemek, bu kriterler yerine gelmişse meydana gelebilecek sonuçları değerlendirerek tarafların, kanunun, hâkimin nereye kadar bu konuda etkili olacağını belirleyebilmektir. Çalışmada konunun tarihî gelişimi ve bu çerçevede i

Kitapta; uzlaşma yoluyla yeniden yapılandırma hukuku başlığı altında genel olarak yeniden yapılandırma usulüne değinilmiş, bir iyileştirme türü olan uzlaşma yoluyla yeniden yapılandırmanın hukuki niteliği, iyileştirme kavramı ve benzer kurumlarla karşılaştırmalı olarak açıklanmış, yeniden yapılandırma hukukunun Amerika, Kıta Avrupası, İngiltere ve Türkiye´deki tarihçesi ve gelişimi aktarılmıştır. Ayrıca, uzlaşma yoluyla yeniden yapılandırmada görevli organlar ve uzlaşma yoluyla yeniden yapılandırmaya başvur

Türkiye’de vergi hukukunun diğer ülkelere göre geç gelişmeye başlayan bir hukuk dalı oluşu, bu dalın diğer hukuk dallarıyla olan teorik ilişkisinin yeterince kurulamaması sonucunu doğurmuş; dolayısıyla bu alanda yapılan çalışmalar da hem öğretide hem de uygulamada çok önemli olan vergi hukukunun her düzeydeki gelişimini engellemiştir. İşte İstanbul Bilgi Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. M. Kâmil Mutluer’in Vergi Genel Hukuku adlı eseri, bir yandan son yıllarda ülkemizde bu alanda yapılan değişiklikle

Ekonomik Suçlar, ülkemizde özellikle son yirmi yılda güncel hale gelmiş ve üzerinde tartışılmaya başlanmıştır. Yine ülkemizde bankacılık suçları, son beş yılda öne çıkmış ve kamuoyunun gündemine girmiştir. Ekonomik suçlar ve bankacılık suçları alanındaki kriminolojik ve özellikle ceza hukuku eserlerinin sınırlı olması nedeniyle kitaptaki konular geniş bir şekilde ele alınmış ve siz okuyucularımıza sunulmuştur. Kitapta esas itibariyle "Bankacılık Düzenine Karşı Suçlar" işlenmişse de, bununla yetinilmeyer

Islahçı hakkı, tarımın ekonomide önemli yer tuttuğu ülkemizde ciddi etkiler doğurabilecek nitelikte bir fikri mülkiyet hakkıdır. Bu çalışmanın konusu, ıslahçı hakkıdır. Islahçı hakkı, sadece bitki çeşitleri üzerinde tanınan sui generis bir fikri mülkiyet hakkıdır. Islah faaliyetinin teşvikini amaçlar. Islahçıya veya ıslahçı ile arasındaki hukuki ilişki dolayısıyla hakkı talep etmeye yetkili kişiye Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından tanınır. Hakkın tanınma koşulları, ıslah edilmiş bitki çeşitlerinde

Kitap, Türk Medeni Kanunu?nun yeni düzenlemeleri karşısında terk sebebiyle boşanmada, esaslı değişiklikler meydana geldiğinden bu değişikliklere yeni bir bakış açısı ile ışık tutmak ve kanunun uygulanmasındaki aksaklıkları gidermek amacıyla yüksek lisans tezi olarak kaleme alınmıştır. "Terk sebebiyle boşanma" yanında, boşanma hususundaki sistem ve ilkeler ile diğer boşanma sebeplerine değinilmiş ve boşanma davalarında usul hususu da 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine

Çalışmanın konusu, 765 Sayılı ve 1926 tarihli Türk Ceza Kanunu?nun ikinci kitabının birinci bölümünde düzenlenen "Devletin Şahsiyetine Karşı Cürümler"den; bu bölümün ikinci kısmında bulunan "Devlet Kuvvetleri Aleyhine Cürümler" arasında yer alan 159. maddenin birinci fıkrasında hükme bağlanan suçtur. Bu çalışmayla amaçlanan; özellikle uygulamada yaşanan sıkıntıları ve aksaklıkları biraz daha yakından görüp, sorunların nereden kaynaklandığı noktasında bir parça aydınlatıcı olabilmektir. Tüm değerlendirmele

Kitapta, Miras Hukuku bütün yönleriyle incelenmiştir. Türk Medeni Kanununda, Miras hukukunda eşin mirasçılığı ve yazılı vasiyetnamenin şekli, koşulları ve murisin serbestçe tasarruf edebileceği kısmında meydana gelen değişiklikler göz önünde tutulmuştur. . Türk Medeni Kanununun yürürlüğe girmesinden sonraki ve ağırlıklı olarak 2005 yılı içtihatlarına ve geçerliliğini koruyan İçtihadı Birleştirmelere de yer verilmiştir. Miras Hukukuna ilişkin sözleşme örnekleri de ilgili hükümlerin altına konulmuştur. Ay

Yüksek lisans tezi olarak sunulan çalışmanın konusunu, uluslararası ticarette bir ödeme yöntemi olan akreditifin uygulanması teşkil etmektedir. Çalışmanın birinci bölümünde akreditif kavramı, akreditifin hukuki kaynakları, türleri, fonksiyonları ve hukuki niteliği incelenmiş, ikinci bölümünde akreditif işleminde kullanılan belgeler, belgelerin ibrazı ve elektronik ibraz ele alınmıştır. Son bölümünde ise akreditifin hükümleri, ifası, iptali, hükümsüzlüğü ve vadesinin sona ermesi incelenmiştir. Çalışmada

Kitapta Yer Alan Önemli Konu Başlıkları İcra ve İflas Kanununa Göre Haczedilemezlik Amme Alacakları Tahsil Usulü Hakkında Kanunda Haczedilemezlik Diğer Özel Kanunlara Göre Haczedilemezlik Maaş ve Gelir Haczi Haczedilemezlikten Feragat Son Kanun Değişiklikleri Kamu Malları Yeni Belediye Kanununa Göre Belediyenin Mal, Hak ve Gelirlerinin Haczi Eklenti Haczi Fabrika Makinalarının Haczi

Bugün Roma denildiği zaman hemen Borçlar Hukuku akla gelmektedir. Gerçekten modern hukukları en önemli oranda etkileyen Roma Borçlar Hukukudur. Romalıların belki de ius gentiumun tesiriyle hukuki muamelelerin taraflarından soyut kurallar geliştirmiş olması Roma Borçlar Hukukunun Orta Çağdan itibaren ve Yeni Çağ boyunca evrensel bir nitelik kazanarak modern kanunlara girmesine neden olmuştur.

Cihan imparatorluğunun kanunlarını çağlar ötesine cevap verecek bir inceliğe kavuşturan Şeyhulislam Ebussuud Efendi'nin hukukî şahsiyet ve eserlerini inceleyip gözler önüne seren bir çalışmadır. O, "Muhteşem Süleymana "Kanûnî sıfatını verdiren; "Nâmeşrû olan nesneye emr-i sultanî olmaz. fetvâsını vererek hükümdarları da kanunla sınırlayan kişidir... Devlet-i Aliyye'nin bir hukuk formasyonu olarak en ileri seviyeye erişmesinde, İslâm hukukunun siyasi otorite ile, örf ve âdetlerle bağdaştırılarak kanunlaştırı