x

x

"Tefsir Usulü Çalışamları günümüzde kendini yenileme çabası içindedir; ancak İslam Dünyası´ndaki ilimler tasnifi, uygulamaya da yansıyacak biçimde yeniden gözden geçirilmediği için Tefsir Usulü, kendi klasik çerçevesini zorlayarak meyodoloji sorunlarını ve aktüel temayülleri de ilgil alanına alamak istemektedir. Biz de günün ihtiyaçlarına paralel olarak özellikle İlahiyat öğrencilerine ve Kur´an´a, Kur´an´ı anlamaya ilgi duyan insanlara yönelik böyle bir kitabı hazırlamayı düşündük. Bu kitap, Kur´an´ı anlam

x

x

Medine şehri İslam tarihinde özel bir yere ve öneme sahiptir. İslamın ilk yıllarında Mekke´deki baskıcı müşrik direncin dışlayıcı tavrına karşın, bu şehir ilk çekirdek İslam cemaatine, en sıkıntılı oldukları bir dönemde kapılarını sonuna kadar açmış ve onlara konukseverliğin en güzel örneklerini sunmuştur. İslamiyet dünyaya bu şehirden yayılmıştır... (Arka Kapak´tan)

x

Kur’an-ı Kerim’in tefsirinde önemli bir yere sahip olan Mekke Tefsir Ekolü, kendisinden sonra şekillenen diğer tefsir ekollerinin çoğunu etkilemiş ve onların büründükleri yapıya adeta damgasını vurmuştur. Bugün mevcut olan Rivayet Tefsirlerinde bu ekol mensuplarına ait çok sayıda örnek bulmak mümkündür. Özellikle bu ekolün kurucusu olan Abdullah b. Abbas (ö. 68/687)’ın bir taraftan Kur’an tefsiri konusunda Hz. Peygamberin duasına mazhar olması, diğer taraftan bazı bilgin sahabilerin ders halkasında bulunmas

Irak Tefsir Ekolünün Kur’an metninin nazil olduğu toprakların uzağındaki bir coğrafyada, diğer bir deyişle vahyin anlaşılmasını kolaylaştıran çeşitli olguların uzağında ortaya çıkan bilimsel bir harekettir. Irak Tefsir Ekolü, Hz. Peygamberin yanında yetişen ve Kur’an bilgisini ondan öğrenen Abdullah b. Mesud tarafından kurulmuştur. İslamın başlangıcında tefsirin iki önemli unsurunu oluşturan sebeb-i nüzul ve hadislerle yetinmeyen bu ekolün kurucusu Abdullah bin Mesud ve özellikle ondan sonra gelen öğrencil

Yayınevimiz, neşir sahasında bir boşluğu doldurmanın huzur içindedir. Ehl-i sünnet vel cemaat itikadına uygun, tasavvuf neşesi içinde kendi öz benliğini bulma şuurunu aşılayacak bir kitabı sunmakla bahtiyardır. Türk tasavvuf tarihi içinde büyük bir yeri olan, Muhammed Şemsettin Buhari, yani (Emir Sultan) ın Arapça olarak kaleme aldığı Yasin-i Şerif in havassı ve esrarı adlı eseri, yine kendi yakınlarından amcazadesi [ Hasenül-Halebi] demekle maruf zat, Türkçe tercüme ederek devrin hükümdarı Yavuz Sultan S

Başta Diyanet İşleri Başkanlığı olmak üzere, çok sayıda kuruluş ve yayınevi tarafından Kuranın anlamını açıklayan mealler yayınlanmıştır. Ancak, Cumhuriyetten sonra yayımlanan Kuran tefsirleri ve mealleri içinde, ülkemizde en çok tutulan ve kabul gören tefsir hiç şüphesiz Hak Dini Kuran Dili adlı tefsir ile aynı adı taşıyan bu mealdir. Eserin yazarı Elmalılı Hamdi Yazırın ilmi otoritesi, günümüz ilahiyatçıları arasında da çok önemli bir yere sahiptir. Akçağ Yayınevi, bu önemli kaynak eseri, İlahiyat Fakülte

x

Kosova doğumlu, Arnavut asıllı, hafız, Uzm. Spec. Emin İmer tarafından Arnavutçaya tercüme edilen Kur'an-i; aslına uygun, güvenilir ve akıcı bir mealdir.

Tanınmış Türk Kelamcısı, fakih, muhaddis ve müfessir olan Ebu Hafs Ömer en-Nesefi Maveraü'n-Nehr bölgesinde Batı Karahanlılar Dönemi´nde yetişmiş çok yönlü ve velüd bir şahsiyettir. Meşgul olduğu her bir ilim dalina ait değerli eserler te´lif etmiş ve birçok talebe yetiştirmiştir. Matüridi akaidine dair, sadece üç varaktan ibadet olan "Akaid"i, Ehl-i Sünneti´in kelma kaynakları arasında önemli bir yere sahiptir.

Ehl-i Sünnet ile Şia arasında asırlar boyu tartışılan muhtelif konuların mukayeseli biçimde ele alındığı bu eserin Şiayı ve Şiî Müslümanların dinî düşünce dünyasını daha yakından tanımaya ve belki bu sayede iki mezhep arasındaki kalın buz tabakasını en azından tek taraflı olarak bir nebze eritmeye vesile olacağı umulmaktadır. Bunun içindir ki eserde yer alan polemik konularının hiçbirinde Sünnîlik ya da Şiîliğin haklılığına ilişkin bir ön kabulden hareketle fikir beyan edilmemiş, konuların işlenişinde taraf

x