"Teknolojiyi seviyorum!" derken bir kere daha düşünün! İnsanları ve doğayı kontrol etmek yüzyıllardır bütün kralların, devletlerin, istihbarat servislerinin medyumların, büyücülerin, örgütlerin ve gizli organizasyonların en büyük tutkusu olmuştur. Geçmişte uyuşturucu ve büyü gibi yöntemlerle yapılmaya çalışılan bu olgu günümüzde bilgisayarlar, harp silahları, elektromanyetik dalgalar ve subliminal propaganda gibi yöntemlerle denenmektedir. ABD ve Rusya'nın, 1950'den bu yana üzerinde çalıştığı, insanları i

Avrupa, Türkiye'yi, 2012 yılından bu yana IŞİD üzerinden ülke içindeki işbirlikçilerinin de katkıları aracılığıyla istikrarsızlaştırmaya ve Türkiye hakkında İslamlaşıyor ya da Ortadoğulaşıyor algısını oluşturmaya çalışmış ve bunda da başarılı olmuştur. Türkiye'nin ve Hükümetin, Avrupa tarafından sürekli gündeme getirilen ?Türkiye ve IŞİD ittifakı" iddialarına yönelik tepkisi, yalanlamaları duymazlıktan gelinmekte, yok farz edilmektedir. Türkiye'nin bu konuda karşı algı yönetimine yönelik ciddi, sistemli bir

Bu kitabı okuyanlar,çok partili hayatageçtiğimiz 1950 yılından itibaren Anerika'nın desteği ile iktidara gelen hükümetlerin yine Amerika'nın desteklediği askeri darbelerle gittiklerini, ülkemizde her dönemde etkili olan güçlerin, post-modern darbeden sonra nasıl yetkili hale geldiklerini komplo teorileriyle değil, yaşanmış birebir örnekleriyle görecekler.

"Biz artık bir imparatorluğuz ve harekete geçtiğimizde kendi gerçekliğimizi yaratırız. Sizler tüm mantığınızı kullanarak bu gerçekliği incelerken biz yeniden harekete geçer; daha yeni, başka gerçeklikler oluştururuz; siz bunu da incelersiniz ve işler bu şekilde sürüp gider. Biz tarihin aktörleriyiz? Ve siz, siz hepiniz, biz her ne yapıyorsak onları incelemekle yetineceksiniz." -Eski Başkan George W. Bush'un başdanışmanı 17 Ekim 2004 tarihli New York Times Magazine'den alıntılanmıştır. Dünyada var olan düzen

Küresel Musibet Siyonizm'de, sapkın inançları doğrultusunda dünyayı kan ve gözyaşı gölüne çevirmekte en küçük bir sakınca görmeyen küresel emperyalizmin fikir ve düşünce yapısını; öncelikle her şeyin en doğrusunu bilen Allah'ın (c.c) kelamı olan Kur'an ayetlerinden, daha sonra Yahudi Protokollerindeki ifadelerden anlatmaya çalıştık. Peşinden dünyaya hükmedebilmek adına Dünya Hükümetini (Büyük İsrail) kurabilmek için Siyonist liderlerin tarih boyunca söylediklerini ele aldık. Bu zihniyetin coğrafyamızı ve ö

- YUMUŞAK GÜÇ VE TEORİK ÇERÇEVESİ - SOĞUK SAVAŞ SONRASI RUSYA FEDERASYONU'NUN DIŞ POLİTİKASI - RUSYA FEDERASYONU'NUN YENİ DÖNEMDE HEGEMONYA ÇABALARI

Kıbrıs Cumhuriyeti kurulduğu günden itibaren, Kıbrıslı Elen ve Kıbrıslı Türk liderliklerince bir "ara formül" olarak Kabul edilmişti. "Nihai amaca" ulaşmak için yürünecek yolda istenmeyen bir bebek olarak dünyaya gelen yeni devlet; henüz kuruluş aşamasında sorunlar, gerilimler ve krizlerle yüzyüze kalıyordu. Dr. Nikolaos Stelya İstenmeyen Bebek Kıbrıs Cumhuriyeti isimli ilk kitabında 1955-1959 dönemi Kıbrıslı türk basınına odaklanarak Kıbrıs Cumhuriyeti'nin doğum sürecinde ortaya çıkan bu krizlerin kökenle

Önümüzdeki yüzyılda oluşacak olan bu yeni sistemin adı, "Çok kutuplu dünya düzeni" olacaktır. Çok kutuplu dünya düzeni çerçevesinde oluşan yeni kutuplar, dünyanın geleceğini belirleyecek, tarihin, insanların ve fikrin yönünü tayin edecektir. 21. Yüzyıl, yeni cephelerin oluştuğu bir yüzyıl olarak kalmayıp, bir geri dönüşünde çağı olacaktır. Kadim milletler eski güçlerini tesis etmek isterken, yeni aktörler dünyanın kendilerini tecrübe etmesini isteyecektir. Devletlerin hırsları, istekleri ve idealleri d

İnsanlığın ortak serveti olanın bir azınlık tarafından yağmalanmasını bir ilerleme, bir "uygarlık göstergesi" saymak mümkün değildir. Artık, sermayenin hareketi demek olan kapitalist üretim tarzı (burjuva uygarlığı densin), doğaya ve topluma zarar vermeden yol alamıyor. Üstelik her aşamada sistemin yıkıcılığı daha da büyüyor. Sermayenin yeniden üretimi, toplumun ve doğanın yeniden üretimini problemli hale getiriyor. Velhasıl, yaşamı ve yaşamın kaynağını aşındırıyor. Dolayısıyla genel bir sürdürülemezlik tab

"Halk, özgürlük ve ilerleme, demokrasiyi oluşturan unsurlardır fakat bunlardan biri diğeriyle ilişkisini koparırsa, her türlü sınırlama girişiminden sıyrılır ve kendini tek ana öge olarak ortaya koyarsa bu unsurlar tehlikeye dönüşür: Demokrasinin iç düşmanları olarak popülizm, ultraliberalizm ve Mesihçilik ortaya çıkar. Modern demokratik ülkelerde kişilerin ihtiraslarını frenleme görevi, demokratik rejimin uzlaştırmakla yükümlü olduğu çok sayıdaki zorunluluk ve memnun etmeye çalıştığı çeşitli çıkarlar taraf

XIX. yüzyılda Birleşik Krallık, Çarlık Rusyası, Almanya ve Fransa arasında Osmanlı İmparatorluğu, İran, Orta Asya ve Uzak Doğu ülkelerinin topraklarını elde etmek amacıyla başlamış ve uzun yıllar sürmüş jeopolitik bir mücadele yaşanmıştır. Çarlık Rusyası, 1907 tarihinde Orta Asya, Güney Kafkasya ve Doğu Avrupa'da hâkimiyet alanı oluşturmuştur. 1991'de Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra, Coğrafyada yeniden oluşan siyasi ve ekonomik boşluk üzerinden, yeni ve büyük bir stratejik oyun ortaya çıkmıştır. Avrasya

Worldwatch Enstitüsü'nün 40. yıldönümünde, Dünyanın Durumu 2014, güvenilir siyasi ve ekonomik yönetişimin önündeki engelleri ve bunları ortadan kaldıracak yeni fikirleri inceliyor. Yazarlar, bölgesel ve yerel iklim önceliklerini, çalışanlarının mülkiyetinde olan firmaları, enerji diplomasisini, internetin sürdürülebilirlik üzerindeki tesirini, ekolojik okuryazarlığın önemini de içeren çeşitli eğilimleri ve çözüm önerilerini araştırıyor. Kitap boyunca istikrarlı biçimde öne çıkan mesaj ise bilgili ve meseley

1980'lerde ve 1990'larda yaşanan siyasi dönüşümler ulusal ve uluslararası güvenlik modellerini çarpıcı şekilde etkiledi. Özellikle Soğuk Savaş'ın sona ermesinden bu yana akademisyenler güç dengesindeki kaymaları nasıl yorumlayacakları konusunda kuşkuluydular. Bugün tek kutuplu bir dünyada mı, çift kutuplu bir dünya da mı yoksa çok kutuplu bir dünyada mı yaşıyoruz? Avrupa'da ya da Asya'da önemli savaşların tekrarının pek mümkün olmadığı ya da neredeyse kaçınılmaz olduğu bir dünya düzenine doğru mu gidi

Bu kitapta uluslararası politikanın geleneksel kavramlaştırması eleştiriye tabi tutulmuş, devletlerin yanında diğer aktörlerin üstlendikleri vazgeçilmez işlevler dikkate alınmış, güç mücadelesi şeklinde kavramlaştırılan siyasetin aynı zamanda zenginlik ve refah arayışının getirdiği mücadele alanı olduğu ileri sürülmüştür. Ayrıca uluslararası politikanın tarihsel süreç içindeki evrimi tartışmaya dahil edilerek zaman bakımından bir tamamlayıcılık kurulmuştur. Böylece bugün tanıklık ettiğimiz dünya politikası

Yaklaşık bir asırdan beri dünya gündeminin ilk sırası veya sıralarında yer alan Siyonizm, Yahudilik ve İsrail kelimeleri dünyanın en ücra köşesinde kendi halinde yaşayan insanlar tarafından bile ezberlenmiştir. Fakat özellikle 70 yıldan beri İsrail ve Yahudilik, dünyanın gizli veya açık, dolaylı veya dolaysız bir numaralı gündem maddesi olmuştur. Nerede bir savaş, kriz, sıkıntı vuku bulsa orada bir Yahudi parmağı olagelmiştir. Çünkü Yahudilik beynelmileldir ve beynelmilel plânda hedeflere sahiptir. İşte S

Gazze bizi İHYA etti, Gazze bize yardım etti, Gazze bize ağlamayı ve ağlamamayı öğretti, Gazze bize direnmeyi öğretti, Gazze bize insan ve İslam olmayı öğretti, Gazze bize kardeşliği gösterdi, Gazze bize sevrneyi,sevilmeyi,sevdirmeyi öğretti, Gazze bize acıyı yüreğinde yaşayıp hissetmeyi öğretti, Kısaca; Gazze bizim rahatımızı ve uykularımızı kaçırdı, Biz Gazze'den döndük lakin ruhumuz orada kardeşlerimizle kaldı, Bu kadar dersi, eğitimi, konuyu, meseleyi, öğreten ve gösteren bir yer bir mekan bir millet e

Türkiyenin artık eskisinden daha güçlü bir ülke olduğu açık. Dış politika alanında atılan ciddi adımlarla Türkiye bölgenin süper gücü konumunda. 2002de iktidara gelen AK Parti iktidarıyla Türkiyenin Osmanlı hayallerinin tekrar canlandığını iddia edenler var. Peki Türkiye izlediği dış politikayla gerçekten yeni bir Osmanlı İmparatorluğunun sinyallerini mi veriyor? Geleceğin Türkiyesi böyle bir vizyon etrafında mı şekillenecek? Stratejist Mahir Kaynak ve Emin Gürses Yeni Osmanlılar kavramını tartışmaya açıy

11 Eylül olayının perde arkasında Amerikan derin devleti mi var? ABD´nin Afganistan ve Irak operasyonlarındaki gerçek amacı neydi ve nasıl oldu da ABD hiçbir güçlükle karşılaşmadan Irak´ı işgal etti? Söylenildiği gibi ABD ve İngiltere Irak´ta batağa mı saplandı yoksa bu da başka bir planın aşaması mı? İsrail tüm bu karmaşadan nasıl bir sonuçla çıkmak istiyor? Yeni Ortadoğu haritasıyla yeni dünya düzeni kuruldu mu? Yeni dünya düzeni nasıl bir ekonomik yapıyı model alıyor? Dünya bir tarafta ABD ve Avrup

HAARP ABD tarafından iyonosferin özelliklerini ve davranışlarını araştırmak üzere Alaskada sürdürülen bir projedir ve mucidi ise gizemli bilim adamı Nikola Tesladır. HAARP projesi ABD tarafından ortaya konulan projeler arasında en tartışmalı olan projelerden biridir. Çünkü iklim kontrol yapay deprem ve zihin kontrol silahı olarak kullanılabileceğine dair önemli iddialar ortaya atılmıştır. Türkiyedeki 17 Ağustos Gölcük depreminden Japonyadaki Tsunamiye varana dek HAARPin izlerinin olup olmadığı tartışılmış