Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 437 kayıt bulunmuştur Gösterilen 60-80 / Aktif Sayfa : 4
Rönesans tarihini Batı dillerinden çevrilmiş kaynaklardan okuyanlar, konuyu adeta tümüyle Batı ve Orta Avrupa'da, bu bölgenin iç dinamikleriyle başlayıp bitmiş bir süreç olarak algılar. Oysa Halil İnalcık'ın Ankara Üniversitesi'nde yıllarca okuttuğu, "Rönesans Tarihi" derslerini izleyenler, Osmanlı Türklerinin de bu sürecin ayrılmaz bir parçası olduğunu gözlemlemişlerdir. Rönesans Avrupası, işte bu dersin notlarının, elden geçirilip kitaplaştırılmasıyla ortaya çıkmış bir yapıt. Rönesans ve Reform süreçleri
Türk Halkının Dirlik ve Düzenlik Kavgası Celâlî İsyanları Cumhuriyet dönemi tarihçiliğimizin bir klasiği. Osmanlı tarihinin en parlak dönemi sayılan 16. yüzyılın ortalarında başlayıp 17. yüzyılın ilk çeyreğine kadar süren birbirine eklemlenmiş toplumsal karışıklıklar, devlet otoritesine güçlü başkaldırılar dizisinin nedenleri, özellikleri, sonuçları ilk kez bu çalışmada bütün kapsamıyla ortaya konmuştur. Osmanlı Devletinin temel coğrafi ve toplumsal dayanağı olan Anadoluda ortaya çıkan bu olaylar dizisi so
Tükendi
Avrupa’da ortaya çıkan laiklik, din ve mezhepler arası kıtâl ve mücadelelere, dindar ve dinsizler arasındaki çatışmalara son vermek, insanları mütecâviz bir taassuptan fikir ve vicdan hürriyetine saygı gösteren bir zihniyete kavuşturmak maksadıyla doğmuş, ilmî ve demokratik bir müessesedir. Türk-İslâm dünyasında din ve mezhepler arası ciddî bir kıtâl veya tehlikeli bir taassup ve fikrî tahakküm mevcut olmadığından ve bu şekilde gözüken hareketler de aslında siyasî bir mâhiyeti hâiz bulunduğundan, Türkiye’de
Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet'in ilk yıllarında faaliyet gösteren İstiklal Mahkemeleri konusunda temel bir eser... Kurtuluş Savaşı sırasında ve Cumhuriyet'in ilk yıllarında faaliyet gösteren İstiklal Mahkemeleri, olağanüstü koşullarda görev yaptı. 1920-1927 yılları arasında faaliyetlerini sürdüren bu mahkemeler, gerek işleyiş biçimi gerekse aldığı kararlarla bugüne kadar pek çok tartışmaya konu oldular. Akademik kariyerinin büyük bir kısmında bu konuyu araştıran Prof. Dr. Ergün Aybars'ın kaleme aldığı İst
Tükendi
"Bozkırın kahverengi toprağına bir binanın temeli atılıyordu. Bu sıradan bir inşa faaliyeti değildi. Yükselen binanın, bozkırın çorak toprağını gülistana çevireceğine dair bir umut besleniyordu.Taşra uzaktan bakanlar için kendi otantiği içerisinde bir fotoğraftır. Yakından bakan içinse, o otantik fotoğrafın gerisinde; hırsları, kıskançlıkları, sevinçleri ve umutları ile insanlar vardır. Elinizdeki kitap Kırşehir Halkevi ile beraber taşranın, taşra insanının hikâyesidir."
Tükendi
Geçiş dönemi Türkiye`si nasıl bir manzaraya sahip? Bu Türkiye`de, işçi, aydın, basın, genç gibi kesimler ne durumda? Bu Türkiye`nin gündemindeki sorunlar nelerdir? Bunlar gelecek yıllara nasıl yansıyacak? 12 Eylül Hareketini kısa dönemli bir makro değişme modeli çerçevesinde algılamak olanaklı mı? 12 Eylül olayı makro bir değişme modeli içine konduğunda, ortaya nasıl bir eğilim çıkmaktadır? Atatürkçülüğün tam bağımsızlık ilkesi ``Batıya bağımlılık``, halkçılık ve devletçilik ilkeleri ``Liberalizm``, laiklik
Tükendi
1918'de Ulusal Kutulus Savasi ile Baslayip, 1940'lara kadar uzanan, Milli Egitim, Halkevleri, Köy Enstitüleri, toprak reformu girisimleri gibi köklü reformlar dizisi ile son bulan dönem bu kitabin zamansal çevresini olusturmaktadir.Bülent Tanör, bu süreçteki önder ve halk rollerini inceliyor, inkilap, devrim, ihtilal kavramlari üzerinde duruyor, Ulusal Kurtulus Savasi'ni hazirlayan öncü etmenleri ve o dönemde diger ülkelerle iliskileri irdeleyerek sosyoloji biliminin özgül ve evrensel yönelerini ortaya koyu
Tükendi
Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan bu yana yaklaşık doksan dört yıl geçti; ama "yeni Türkiye"nin oluşumunu, "öncesi" ve "sonrası"yla irdeleyen bir tarih henüz ortaya çıkmadı. Şerafettin Turan, çağdaşlaşmayı amaç edinen "yeni Türkiye"nin tarihini, bir başka deyişle TÜRK DEVRİM TARİHİ'ni, duygusallıktan uzak nesnel bir bakış açısıyla yazdı. Ancak TÜRK DEVRİM TARİHİ'ni tek kitaba sığdırmak olanaksızdı. Üstelik devrim tarihi, "resmi tarih"ten yana olanlar ya da olmayanlarca, çoğunlukla da bilimsellikten uzak
Tükendi
Türkiye Cumhuriyeti´nin kuruluşundan bu yana, yeni Türkiye´nin oluşumunu öncesi ve sonrasıyla irdeleyen bir tarih henüz ortaya çıkmadı. Şerafettin Turan, çağdaşlaşmayı amaç edinen yeni Türkiye´nin tarihini, bir başka deyişle Türk Devrim Tarihi´ni duygusallıktan uzak, nesnel bir bakış açısıyla yazdı. Bu ciltte, imparatorluğun çöküşünden ulusal direnişe değin tüm olup bitenler anlatılmaktadır.
Mahmut Goloğlu (1915-1982) Akçaabat´ta doğduğu sırada babası Sarıkamış´ta şehit düşmüştü. Trabzon´daki öğrenciliği sırasında Halkevi´nin tarih araştırmalarına katıldı ve tarihle ilgilenmeye başladı. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi´ni bitirerek Tekel´de müfettiş oldu. 1950´de DP´den Trabzon milletvekili olarak Meclis´e girdi. Başkan vekilliği dahil pek çok görevde bulundu; Meclis Kütüphanesi´nde tarih çalışmalarını sürdürdü. Siyaseti bıraktıktan bir süre sonra, yerel tarih çalışmaları ile Milli Mücadel
Tükendi
Paşalarla görüşmesinden sonra Tehditler korkunçtu, gerçi ömrümün çok senelerini geride bırakmıştım, önde kalan üç beş senenin nazarımda hiç kıymeti yoktur. Fakat meclis dağıtılacak, seçimler iptal edilecek, partiler kapatılacak, askeri idare devam ettirilecek ve bütün bu felaketler benim yüzümden kopacaktı. Yani İnönü - Bayar düşmanlığı şeklinde yeniden hortlayacaktı. Allah bunu bana göstermesin. Memleketini seven bir insan sıfatıyla ben elbette buna razı olamazdım...
Tanınmış tarihçilerimizden Prof. Dr. Sina Akşin, bu kez yakın tarihimizi sorguluyor. Prof. Dr. Sina Akşin, Türkiyenin yakın dönem geçmişini ve konu hakkındaki bilgi ve birikimlerini çeşitli yayın organlarında, toplantı ve seminerlerde dinleyenleriyle, okurlarıyla paylaşıyordu. Biz de öğüt niteliğindeki görüş ve düşünceleri yazıya döküp uzun yıllar nesilden nesile kalmasını sağlamak amacıyla bir araya getirdik. Hem de değerli tarih profesörü Sayın Sina Akşinin güncel yorumlarıyla zenginleştirerek Osmanlı
Dinle Sevgili Kardeşim, dinle! Çanakkale sesleniyor... Dinleyene değerimizi sunuyor... Anlayana ibretler söylüyor... Hissedene dersler veriyor... Çanakkale konuşuyor... Duyuyor musun? Sesine ses veriyor musun? *** Bugün muhtaç olduğumuz bütün değerler orada yaşandı. İnancımızın güzellikleri orada şahlandı. Yenilgilerimizin utancı orada aklandı. Ve yeniden taptaze gelecek umutları orada boy attı. Mehmetçik, adını bir kez daha orada hak etti. Bugünümüzün temelleri, o mübarek topraklarda şehit kanlarıyla atıld
Biz bir cihan imparatorluğunun varisleriyiz. Geleceğimize dair görüşler ileri sürer, programlar yaparken geçmişteki bu muazzam siyasî ve medenî tecrübelerimizden sonuna kadar istifade etmek bizim en tabiî hakkımızdır. Millet ve devlet olarak misyonumuzu belirlemekte en sağlam ölçüyü de böyle bir tarih şuuru ile getirebiliriz. Bu itibarla aydınlarımızın ve gençlerimizin kendi tarihleri hakkında muhtelif cihetlerden bilgi edinebilecekleri eserlere ihtiyaç duydukları muhakkaktır.Ötüken, işte bu mülahazalarla,
Tarihi tekerrür diye tarif ediyorlar / Hiç ibret alınsaydı tekerrür mü ederdi?" demiş Mehmed Âkif. Bu mısralarına en önemli delillerden biri, 1912 yılında Osmanlı devleti ile Balkan devletleri arasında yaşanan savaştır. Bu savaş, ulkenin Rumelideki topraklarını kaybetmesi ve beraberinde milyonlarca muslumanın Anadolu coğrafyasına göç etmesi sonucunu doğurmuştur. Savaş o kadar seri ve kesin cereyan etmiş ve ordumuzun mağlubiyeti o kadar net ortaya çıkmıştır ki, ulkemize savaş açmış olan Balkan devletleri bil
Tükendi
Yakın tarihimizin üzücü, ürkütücü ve tiksindirici karanlıkları içinden, bazı maskeler ve onların arkasındaki çirkin yüzler... Bunların kimlikleri ve milletimizi içine sürükledikleri fikir ve inanç uçurumları. Dini, canı ve kanı ile bu vatana ve bu millete bağlı olanları üzecek, fakat uyandıracak gerçekler. Tarihimizi, gelecekte de, bir "aldanış ve felaketler tekerrürü" olmaktan kurtaracak şuura ermek için, çok gerekli bilgiler, araştırmalar, belgeler... Önce Meşrutiyet ve Cumhuriyet dönemlerinde, hadisel
Tükendi
Bu kitap, Rüştü Paşanın 1911 yılında basılmış olan Yemen Hatırası adlı kitabının Osmanlıcadan sadeleştirilerek günümüz Türkçesine çevrilmiş hâlidir. Rüştü Paşa, Ahmet İzzet Paşa gibi devlet adamlarımızın da bulunduğu, 1905te isyan eden ve Sana da binlerce askerimizin kuşatılarak açlıktan ölümüne neden olan İmam Yahya isyanından sonra burada bulunmuş, 1908-1909 tedip hareketlerini yürütmüş olan orduda görev almış bir subayımızdır. Eser, o günkü şartlarda bu uzak topraklara sevk edilen Anadolu evladının bakım
Tükendi
Türk-İslâm kültür ve medeniyetinde müstesna bir yeri olan ebced hesabı ve tarih düşürme konusu, kültürümüzü araştıran herkesin yakın ilgisini çekmektedir. Zira, atalarımızdan bize intikal eden cami, medrese, kütüphane, çeşme, hastane, kışla, şadırvan, köprü ve mezar taşları gibi bütün kültür ve sanat abidelerinin kitabelerinde ebced hesabıyla tarihlere rastlamaktayız. Hatta yazma ve basma olarak bize intikal eden Osmanlı Türkçesiyle yazılmış bütün ilmî ve edebî eserlerin tamamına yakın kısmında bu hesapla d
Türkiye’de tahsil müesseseleri, maarif teşkilâtı ve üniversiteler ilim, kültür, ahlâk ve mefkûresi sağlam, seçkin ve aydın bir nesil yetiştirmedikçe milletimizin rehbersiz kalması, mânevî ve siyasî buhranlara düşmesi mukadderdir. Türk cemiyeti ilericilik zan ve iddiaları ile ve ilmî, millî ve insanî esaslara aykırı öyle tersine zorlanmıştır ki, bu durumda mânevî bir buhranın doğması ve siyasî nizâmın bozulması kaçınılmazdı. Aslında medeniyet tarihi ve sosyolojinin gösterdiği üzere her yabancı kültür tesiri
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 437 kayıt bulunmuştur Gösterilen 60-80 / Aktif Sayfa : 4