Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 40-60 / Aktif Sayfa : 3
Euripides (MÖ y. 484-406): Atina’nın yetiştirdiği üç büyük tragedya şairi arasında en fazla eseri günümüze ulaşan sanatçı olarak özel bir yeri vardır. Bu özelliği şenliklerde Aiskhylos ve Sophokles kadar birincilik ödülü kazanmamış olsa da halk arasında daha çok beğenilen bir şair olmasına bağlanır. Euripides’in kahramanları insana özgü zayıflık ve kusurları taşırlar, yaşadıkları tragedyalar da bu kusurları ile vazgeçemedikleri tutkularından kaynaklanır. Euripides çağdaş tiyatroya en yakın eserler veren kla
İs Tanyel başarılı bir konservatuvar öğrencisidir. Sahnedeki başarısının devamlılığını sağlayabilmek uğruna adının önüne yerleştirilen birçok kötü sıfatı umursamaz. Henüz daha lise yıllarındayken, adının karıştığı kötü dedikodular geçmişine ait bir canavar gibi onu bugününe kadar takip etse de dimdik durarak, aşk olarak gördüğü tiyatro için her türlü dedikodu ve iftiraya kulak tıkar. İs'i diğerlerinden ayıran yaşadıkları, onun kendini kötü bir insan olarak kabul edip, kötü bir insan olarak yaşadığına i
Amaç, satışı artırmak mı? Ürünü en iyi ve en doğru şekilde sergilemek mi? Yoksa her ikisi birden mi? Perakendede amaç satışı artırmaktır. Ancak bunu yaparken ürünü en iyi ve en doğru şekilde müşteri ile buluşturmayı sağlayacak teknikleri de uygulamak görsel mağazacılığın ana yapı taşlarını oluşturur. Görsel mağazacılıkta yöneticisinin görevi, müşteriye mağaza içerisinde bulunduğu süre zarfında pozitif deneyimler yaşatmak ve satış artırıcı uygulamalar gerçekleştirmektir. Deneyim sahibi görsel düzenleme
Tükendi
Âlemde her şeyi tevlîd eden ihtiyaçtır. Zamanın, mekânın, muhitin, ahvalin icâbâtı her ne ise vakayinin de ona göre tahaddüsü bir emr-i tabiidir. –Ali Rifat Çağatay Ali Rifat Çağatay, Türk müziğinin sancılı dönüşüm sürecinde öne çıkan simalardan biri… Gelenekle modernin, Doğu ile Batı’nın sürekli çarpıştırıldığı bir dönemde, Türk müzik yaşantısına vâkıf bir yenileşme taraftarı olarak hem geleneği muhafaza, hem de müzik hayatını modernleştirme gibi iki yönlü bir sorumluluk üstlenen az sayıdaki müzik insan
Kendilerini şair bir halk olarak gören Araplar, şiirdeki ustalıklarını hikâye alanında da gösteriyorlar. Şiirin tercüme edilemezliği karşısında aktarıma daha elverişli olan ve Arapçanın zenginliğini âşikâr kılan hikâyeleri, onları anlatı sanatında da yüksek seviyelere taşıyor. Arap edebiyatının büyük nesir yazarlarından Câhiz, Kitâbü’l-Buhalâ’sıyla (Cimriler Kitabı) fesahat ve belâgatin en parlak örneklerinden birini sunuyor. Hemedânî ve Harîrî’nin Makāmâtları Arap dilinin inceliklerini ortaya koyarak Vol
“HER ŞEY POPTUR, POP HER ŞEYDİR.” Andy Warhol Makineleşen dünyaya ve tüketim alışkanlığına bir sitemdir pop art! Güzel sanatların gelenekselliğine bir tepki olarak doğmuştur. Sıradan olanla ortaya konmuş sıra dışı bir sanat... Fastfood ürünleri, konserveler, otomobiller, elektronik ev aletleri, Hollywood yıldızları, dönemin siyasi yüzleri ve daha neler neler... Bunlar neden sanatın bir parçası olmasınlar ki? Kim belirler ki sanatın malzemelerini? Bu işin bir kaidesi mi vardır yani? Varsa da artık değişmişti
Çalışmaları 1950’lerden itibaren uluslararası yayınlarda değerlendirilen, Venedik, São Paulo Bienali’nde gösterilen, MoMA’dan Moderna Museet’e kadar birçok önemli müze koleksiyonunda temsil edilen Koman, özellikle İsveç’te kamusal alanlarda gerçekleştirdiği heykelleriyle dünya sanat tarihine geçmiş bir yaratıcıdır. Aynı zamanda Hulda adlı teknesini Türkiye ve Avrupa’nın yaratıcı insanlarıyla birlikte bir evden çok, kendine ait bir dünyaya dönüştüren bir derviştir. İlhan Koman’ın geliştirdiği formların çekic
Modern sanatın gelişiminde büyük bir öneme sahip olan bu çalışma, Wassily Kandinsky (1866–1944) tarafından kaleme alındı. Yayımlandığı 1910 yılından bu yana halen günümüzde de sanatta bir rehber niteliği taşıyan bu eser, hem sanatçılara hem de sanatseverlere yol gösteriyor. Sanatı, geleneksel bağlarından koparıp özgürleştiren sanat hareketinin öncü kuramlarının yer aldığı bu yapıtta, resimdeki tinsel devrim olarak adlandırabileceğimiz, maddesel olandan uzaklaşıp soyuta yönelen dışavurumculuğun temelleri atı
Tükendi
Bu eser insanlık tarihinin gelmiş geçmiş en nadide, en olağanüstü dönemi olan Rönesans’ı anlatmak için yazılmıştır.Orta Çağ’ın temsil ettiği karanlıktan çıkış dönemi olan Rönesans’ı tek cümle ile ifade edecek olursak ‘Sanatın çiçek açmasıdır’ diyebiliriz. Fakat Rönesans aslında insan aklının yeniden canlanışı ve yaklaşık 1000 yıllık bir uyumanın ardından Avrupa’nın tekrar o şaşaalı günlerine yani özüne dönme çabasıdır.Rönesans’ın dönem felsefesi olan Hümanizm’in amacı, entelektüel ve fiziksel mükemmelliği
Tükendi
Günümüz Türkiye sinemasından altı film: Gnostisizmin kefaretçi, mesihçi ve devrimci yönlerine olumlayıcı yaklaşan bir masal üzerine kurulmuş Ulak, din ile ekonomi arasındaki ilişkiyi tartışma fırsatı sunan Takva, din görevlisi başkahramanı Selman Bulut’un Karaköy’deki merkez camisinde işlenen bir cinayeti soruşturduğu İtirazım Var!, heterodoks İslam ve sosyalist düşünce arasındaki paralellikleri konu edinen İftarlık Gazoz, İslam’ın modernlikle bağdaşabilirliği meselesini tartışan The İmam, ve bir roman uyar
Tükendi
Kağıt öncesi yazılı tarih dönemine   girdiğimiz   üzerine   yapılan   tartışmalar   temel   dayanaklarını kaybetmiştir. Petir Burke Bütün bir enformasyon teorisi, görsel etkileşim üzerine inşa edilmiştir. Görselleştirme amacıyla donatılmış bir toplum, görselleştirme görevi  için oluşturulmuş bir toplumdur.  Her şey görselleştirmeye tabi  tutulur,  onun dışında hiçbir şeyin anlamı yoktur. Görselleşemeyen bir şey zamanım
Tükendi
Kitap Tanıtım Yazısı : Sanat dallarının etkileşiminin yaratıcı dramada önemli oluşu kadar, diğer bilimsel ve yarı bilimsel disiplinlerin de yaratıcı drama eğitim biliminde yer alması söz konusudur. Sosyal bilimler, doğa bilimleri, tinsel bilimler, ekonomi, politika gibi alanların etkileşimi yanında ve en önemli olarak kültür, düşünce ve sanatlar tarihi, felsefe, psikoloji ve sanatlardaki akımlar bu işbirliği içinde başı çeker. Disiplinler arası, disiplinler geçişli yaratıcı ve sanatsal estetik bir eği
Bu kitap, İngiliz filozof R. G. Collingwood'un sanat kuramının ilkelerini ortaya koyduğu temel eseridir. Sanat nedir? İfade olarak sanat ne anlama gelir? Sanatın, zanaat ve büyü ile bağı nedir? Dil, duyum ve hayalgücünün sanat ile ilişkisini nasıl okumalıyız? Tarihsel olarak sanatın toplumdaki konumu nedir? Tüm bu sorularla beraber Collingwood, ‘sanat' sözcüğünü yanlış kullanımlarından arındırmaya çalışarak ‘sözde sanat' ve ‘hakiki sanat' ayrımını ortaya koymaktadır. Psikoloji temelli sanat kuramlarının ele
Türk tezyini san'atlarına 18. Yüzyılda o zamâna kadar görülmedik bir tarz ve renk anlayışı getiren ve eserleri bulunduğu koleksiyonlarda el üstünde tutulan büyük bir bezeme san'atkârı ve çiçek ressamı olan Üsküdârî Ali Çelebi bu kitapta eserlerine bağlı kalınarak tanıtılmaktadır. Ayrıca kitabın sonuna İngilizce özet metin ilave edilmiştir.
Tükendi
"Sanata gerçek gücünü veren şey, sıradan olanı en yüce duyguyla ele almaktır." Jean-FrançoIs Millet Barbizon Ekolü'nün öncü ismi Millet'nin zorlu yaşam mücadelesi. Devrimlerle çalkalanan Avrupa'nın karışık siyasi ortamı ve Barbizon Ekolü'nün kuruluş hikâyesi. Millet'nin Théodore Rousseau ve Gustave Courbet gibi çağdaşı ressamlarla olan ilişkisi ve Sürrealizm'in önemli ismi Salvador Dalí üzerindeki yoğun etkisi. Resimlerinin derinlerindeki şifreler ve çocukluğuna ilişkin izler. Fransız Realizmi'nin önemli re
Türk edebiyatının tanınmış ve kıymetli yazarlarından Tarık Buğra sadece romanlarıyla öne çıkmış bir isim değildir. O, kalemini gerek hikâye gerek fıkra ve deneme gerekse tiyatro ve senaryo çalışmaları için de kıvrak ve usta bir şekilde kullanmıştır. Pek çok romanı oyunlaştırılmış ve hatta dizileştirilmiş, tiyatro eserleri de çok kez sahnelenmiştir. Ötüken Neşriyat tarafından 1994 yılında Sıfırdan Doruğa-Patron şeklinde yayımlanan kitabı da bu tiyatro ve senaryo çalışmalarından ikisinin müstakil bir kitap o
"Karagöz; kafası, suratı, hareketleri, düşünüşü ve söyleyişi itibarıyla tamamıyla Türk'tür. Hem de başka harslardan büsbütün uzak kalmış, Bizans maneviyatıyla asla bulaşmamış halis muhlis bir Türk'tür. İşte bundan dolayıdır ki Evliya Çelebi'nin sözlerine itimat edemem. Karagöz'de Türk milletinin halk tabakasına has bir maneviyatın her türlü tecelliyatı görülür. O Türk'ün bütün nakisa ve faziletlerini yüklenmiş bir örnektir. Evvela her Türk gibi saf ve dürüsttür. Dost bildiği herkese evinin kapısı gibi ruhun
"Çeviri belasına uğramış bir ülkede yazarlık gitgide bir zengin gösteriş özentisine büründü. Nesirde de nazımda da öyle. (...) Üstelik vefa mı gördük o kupkuru yerde. Sözle ırmağı akıtıp, söz deryasını dalgalandırabildikçe ne işimiz var can kaygısında olan o cansız suretler beldesinde. Haddini bilsin resim de, ressam da bundan böyle."
Tükendi
Elinizdeki kitapta dökümünü yaptığımız filmleri izledikten sonra (Beynelmilel, Eve Dönüş, Bu Son Olsun gibi filmleri -belki birkaç film daha eklenebilir- dışında tutarak) toplamdan ortaya çıkan, geriye kalan sonucu tek cümlede özetlemek istersek, ‘yenilgi, teslimiyet, yılgınlık ve umutsuzluk' sözcüklerini yan yana/arka arkaya kullanabiliriz. Bu filmlerin toplamında anlatılan, bir yenilgiler tarihidir. Geçmiş yoktur. Nasıl bir geçmiş, hangi yaşanmışlıklar kahramanlarımızı bu filmlerde ‘bir sonuç olarak' izle
Tükendi
Shakespeare ile aramızdaki kültürel, coğrafi, zamansal ve algısal mesafeleri kapatmanın bir yolu yok belki, ama onun dünya ile sahne arasında kurduğu dönüşüm mekanlarındaki yansımalar oyununa yeni bir çevirinin yer değiştiren kelimeleriyle katılmaya davet ediyoruz sizi. Bulduğu her aralıkta sonsuzca dönüşen ve yaratan saf şiirin dramla bedenlenmiş oyununa. We are such stuff As dreams are made on, and our little life Is rounded with a sleep. Bizler aynı hamurdan yoğrulmuşuz düşlerle Ve naçiz hayatımız döner
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 40-60 / Aktif Sayfa : 3