Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 32-48 / Aktif Sayfa : 3
Tomris Han... Saka Türklerinin Kadın Hakanı… Yiğit kadın… Alp kadın… Bilge kadın… Kurt kadın… Han kadın… Çağlar ötesinden ses veren, kutlu bir destan kahramanı… Var olmuş tarihî gerçek... Tomris Han… MÖ 500-600 yılları arasında yaşamış, Alp Er Tunga soyundan gelen eşinin ölümü üzerine Sakaları yönetmiştir. Öylesine büyük işler yapmış, öylesine yiğitlikler göstermiştir ki, başta Herodot olmak üzere yaşamış en eski tarihçiler ve yazılmış en eski kaynaklar ondan söz etmek zorunda kal
“- Teşkilatı Mahsusa içerisinde Fedailer ve Harbiyeliler olarak zaten ikiye bölünmüştük.” diye başladı söze Süleyman Askeri, “Yakup Cemil, tamamen kendi başına hareket etmeye başladı. O günlerde Enver Bey ile teşkilat içinde durum mütalaası yaparken, Edirne’nin kaybedilmesini Mahmut Şevket Paşa’nın kifayetsizliğine bağlayanlar oldu. Yakup Cemil de kraldan çok kralcılık yapıp, BabıAli baskınında Harbiye Nazırı’nı öldürdüğü gibi, Enver Beye yaranmak için bu suikastı planlamış ve Mahmut Şevket Paşa’yı şehit et
Tükendi
İkinci Dünya Savaşı'nın gölgesinde Gürcistan'da Ermeni, Yahudi, Gürcü ve Türk, farklı etnik aidiyeti olan insanların yaşadığı Ahıska'da, küçük Ömer ve Nika'nın dostlukları merkezinde yepyeni olaylar gelişir. Bu dostluklar yüz binden fazla insanın bir gecede silahlı askerler tarafından köylerinden alınıp yük vagonlarıyla Orta Asya'ya sürgün edilmeleriyle trajik bir şekilde kesintiye uğrar. 40 gün süren ölüm yolculuğu sırasında otuz bin kadar insan açlık, soğuk ve hastalıktan hayatını kaybetmiştir. Salkım
Öğleden sonra gelen haber Cerbe Adası’nda bulunan Birleşik Haçlı İttifakında korkuya sebep olmuştu. Öyle ki askerlerin büyük bölümü sahile koşmuş, açıkta bekleyen gemilere ulaşmaya çalışmaktaydı. Oluşan bu heyecan ve korku fırtınasını dindirmek isteyen komutanların askerleri sakinleştirmesi bir hayli güç olmuştu. Nasıl hareket edileceğine dair yapılan tartışmalar netice vermeyince geceyi gemilerde geçirmeye karar verdiler. Eğer Türk Donanması sabaha kadar gelmezse günün ilk ışıklarıyla birlikte kara askerle
Tükendi
1571 eylülünde İnebahtı’dan Korint Körfezi’ne girmekte olan gemiler, yoğun bir sefer mevsiminin daha geride bırakıldığını düşünen Osmanlı donanmasının öncüleriydi. Bir süre sonra tüm donanma körfeze girip demirlemiş, yapılan toplantılardan sonra kış mevsiminin bu körfezde geçirilmesi yönünde görüş birliğine varılmıştı. Eylül ayının üçüncü çeyreğine gelindiğinde donanma bünyesinde görev yapan birçok levent, neccar ve kürekçiye izin verilip memleketlerine yollandılar. Bu karar, yarım asırdır bileği bükül
Tükendi
Muhterem okuyucu, ben bir roman yazmıyorum; bir hakikati değiştirerek size bir roman gibi okutmak fikrinde de değilim. Bu yazılar tarih arabasının tekerlekleri altında sesleri duyulmayan, ezilen zerrelerden birinin hikâyesidir. Romana çok benzer. Burada tesadüf tanrısının o kadar garip cilvelerini göreceksiniz ki bir hakikati okuduğunuza şüphe edeceksiniz. Romanlarda hayal, hakikat kostümü içindedir. Burada bunun aksi görülecektir. Bu hikâye benimdir. Fakat kendim için yazılmış değildir. Bir memlekete düşma
Münevver ile Perizat'ın Romanı İki Devir İki Kadın, İkinci Meşrutiyet'in ilanından sekiz yıl sonra başlayıp, Cumhuriyet'in seksen dördüncü yılına kadar uzanan zaman diliminde iki kadının yaşamından kesitler sunuyor. Münevver ve kızı Perizat'ın çevresinde örülen roman, savaşlar, göçler ve köklü değişimlerle çalkalanan dönemde, onların kadın olarak var olma mücadelelerine ve hayata tutunma çabalarına ayna tutuyor. Ülker Banguoğlu Bilgin'in bu ilk romanı, bir geçiş dönemi öyküsü olarak ülkemizin toplums
Tükendi
Değerli kardeşim Çınar Ata’nın ele almış olduğu Hâce Ubeydullah Ahrâr romanı, hepimizin ortak değeri olan atamızın manevi hazinesini daha yakından hissetmek, ahlak pınarının önemli kaynaklarından birinin hayat yolu ve ideallerini kavramak bakımından son derece önem arz etmektedir. Böylesi güzel bir eserin Hâce Ubeydullah Ahrâr’ın yaşadığı tarihi bölgeleri kapsayan Özbekistan Cumhuriyeti’nin 30. Bağımsızlık Yıl Dönümü’nde yayınlanıyor olması bizleri ayrıca mutlu etmektedir. Bu vesileyle eserin yazarını bu gü
Esirlikten kurtulan ama hürriyetin tadına varamayan Cengiz Dağcı'yı anlatır."Yurdunu kaybeden adam için hürriyetin bile bir manası kalmadığını şimdi anlıyorum. İçinde doğduğum, gülüp oynadığım yerlerde benim dilim konuşulmuyor artık. Bir zamanlar, o topraklarda dilimi konuşan insanların ne olduklarını da bilmiyorum. Son fırtına, ağacı devirdi. Bizler, uçurduğu birkaç yaprak, boşlukta yolunu şaşırmış, ümitsiz ve şaşkın, meçhul bir geleceğe doğru, yalpa vurup duruyoruz.
Tarih, üç çeşit insanla doludur; tarih yazanlar, tarih yazanları yazanlar ve tarih okuyanlar. Kadı Muhiddin, bir vakanüvistti. Yani bir tarih yazarıydı ve ona Türk Tarihi’nin en büyük kahramanlarından olan Sultan Rükneddin Baybars’ı ve başarılarını yazmak nasip oldu. Ercan Yılmaz’ın kaleme aldığı bu eserde Sultan Baybars’ı, kendisi de tereddütsüz bir kahraman olan Kadı Muhittin’in gözlerinden tanıyoruz. Sultan Baybars, adı sadece Türk Tarihi’ne değil Dünya tarihine de geçmiş büyük bir komutan ve hükümdardır
Yepyeni bir Dede Korkut hikâyesinin romanı olan Tolgunay, Dede Korkut Hikâyeleri’ne getirdiği yeni ve modern yorumla Türk edebiyatında bir ilki gerçekleştirmektedir. “24. Hikâye” olma özelliğini “24 Oğuz Boyu”nun adından alan kitap, cesur ve savaşçı kadın Tolgunay’ın hikâyesini anlatmaktadır. Orta Asya bozkırlarından Karaçuk Dağı’nın eteklerine, Oğuz obasından Kıpçak Kalesi’ne doğru inandıkları değerler uğruna at koşturan kahramanlarımız soluksuz bir maceranın, aşkın, hüznün ve ihanetin içinde zor kararlar
Tih Sahrası...Cengiz´i, Timur´u Büyük İskender´i dize getiren uçsuz bucaksız çöl...Gündüzleri kemikleri eriten sıcaklık, geceleri ilikleri donduran soğuk...Deriyi delerek ciğerlere dolan ince kum taneleri. Fırtınalar... fırtınalar! Ve bu dünya Cehenneminin içinde bir ordu: Orduyu Hümayun.Başlarında "Ya alırım, ya ölürüm" andı ile Dersaadet´ten kopup gelen bir çığ: Yavuz Sultan Selim!...Mihnet, meşekkat, acı, zahmet! Saadete açılan kapının aşılması en zor fakat en son eşiği. İdeal yolcuları bunu aşıyorlar, K
"Osmanlı'nın sırrı nedir" sorusunun cevabını arayan yazarın Osmanlı kuruluş döneminin dinamiklerini ve felsefesini bugünkü dille inşa ettiği romandır. Duvarları süsleyen "Ey Osmancık; beğsin. Bundan sonra öfke bize, uysallık sana; güceniklik bize, gönül alma sana; suçlama bizde, katlanma sende; bundan böyle, yanılgı bize, hoş görmek sana; aciz bize, yardım sana; geçimsizlikler, uyuşmazlıklar, anlaşmazlıklar, çatışmalar bize, adalet sana; kötü göz bize, şom ağız bize, haksız yorum bize, bağışlama sana. Ey Os
«Deli Kurt», Osmanlı tarihinde Yıldırım Bayazıd'dan sonra «Şehzadeler Kavgası» diye anılan devrin tarihî bir romanıdır. Bir bakıma göre de «Bozkurtlar»da başlayan Orta Asya'daki hayat kavgasının yeni vatan Anadolu'da devamıdır. Şehzadeler arasında süren ve tafsilâtı henüz yeterince aydınlanmamış bulunan çarpışmada Yıldırım'ın oğulları hayat ve taht mücadelesinin hem kahramanca, hem şairane, hem de sefîhane bir örneğini vermişler ve birbiri ardınca hayata veda ederek meydanı içlerinden birisine bırakmışlardı
Bizi denize dökmek isteyen hainlerin firarını seyretmek ne hoş oluyor, değil mi?” diyerek, bu büyük zaferin verdiği neşe ve sevinç içinde gülüyordu. Oruç ve İshak Beyler, Türk kahramanlarını tebrik ediyorlardı. Artık dost ve düşman, herkes inanmıştı ki Allah Türklerle beraberdi ve yalnız Türklere yardım ediyordu. Tarihî romancılığımızın ilk ve en önemli isimlerinden İskender Fahrettin, Barbaros romanında okyanuslarda zaferden zafere koşan Türk leventlerini anlatıyor. Sarayda gerçekleşen entrikalar, akıl
BÖRÜ 1 - Yeniden Dirilişin ve İntikamın Kitabı Bir intikama kaç taht sığabilir? Acılı parmaklarla yapılmış kaç gösterişli taç, burçlarından kan taşan sarayların pürüzsüz merdivenlerinden yuvarlanabilir? Hayat Ağacının köklerinde filizlenen kötülük, acunun direğindeki çatlağı zorluyor. Sürek avı gibi insan avlayan canavarlaşmış kralların tahtları sallanıyor! Kanının sesini dinleyen ve küllere gömülmüş iki hanedanlık, öç ateşiyle yanıp tutuşanları ordularında birleştiriyor. Büyük mabedin (Göbeklitepe) ve Agar
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 32-48 / Aktif Sayfa : 3