Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 976-992 / Aktif Sayfa : 62
Arap Dünyası'nda 2. Dünya Savaşı sonrası ortaya çıkan devletlerin her ne kadar Türkiye İran ve Mısır eksenli devletleri rol alarak hareket ettiğini dile getirsekte savaştan sonra ortaya çıkan devletlerin özelikle Büyük Britanya ve Fransa'nın çizmiş olduğu politik hamlelerinin günümüze kadar devam ettiği etkiyi görmezlikten gelemeyiz. Bölgede Britanya ve Fransa etkisine ek olarak ABD ve Rus etkilerini de Soğuk Savaş dönemiyle birlikte görmeye başlamaktayız. Bölgede Mısır öncülüğünde "Bağımsızlar Hareketi" or
Hurafe mantıkî tabanı olmayan gerçek hayatla ilişkisi bulunmayan inanç ve uygulamalar iyilik veya kötülük getirebileceğine inanılan kuvvetler için kullanılan genel bir tabirdir. Hurafeler sağlıklı bir dindarlığın oluşmasının önündeki en büyük engellerden biridir. Buna karşı en önemli güç sağlam ve sahih dini bilgidir. Hurafelerin kaynakları ve günümüzde yaygın olan hurafeler hakkında bilgiler sunan eser sahih dini bilginin topluma ulaşmasına katkı sağlayacak kısa ve öz bir kitaptır.
Antik Mısır Antik Çağ'ın en önemli medeniyetlerinden biridir. Sanatıyla mimarisiyle tıbbî gelişmeleriyle adından birçok alanda söz ettiren bu medeniyet kutsal kitaplarda da kendine yer edinmiştir. Tevrat ve Kur'an anlatımlarında özellikle Hz. Yusuf ve Hz. Musa nezdinde Antik Mısır'dan bahsedilmektedir. Ayrıca Yahudilerin bir dönem Mısır'da yaşamasından dolayı da Mısır erken dönem Yahudiliği anlamak açısından önemli bir yere sahiptir. Bu anlatımlarda ön plana çıkan unsurlardan biri rahiplerdir. Mısır toplumu
Gün eksilirken ufukta kayboluyor gözlerim Buram buram deniz kokar sana olan özlemim. Suya değen dağların ardında özlem yürür, Doğanyurt; uzakta olanların anılarında büyür. Bu kitapta herkes merak edip özlem duyduğu Doğanyurt'u her yönüyle tanıma fırsatı bulacak. Doğanyurt, hatırasıyla kanatırken yüreğimizi çok değerlidir bizim için hayatımızda ki yeri. Çünkü anlatmakla bitiremediğimiz Doğanyurt'un dağında taşında yaşadığımız anılarımız, kara toprağına gömdüğümüz canlarımız, hepsinden önemlisi çocukluğu
Tükendi
Şeyh said kıyamıyla ilgili bugüne kadar yazılan çok sayıda kitap oldu. Kimi çalışmalar değerli tespitler yaptı ve insanları bu konuda aydınlatıcı oldu. Bazı çalışmalar da sadece konu tekrarıyla ortaya çıktı. Kimi araştırmacılar da ısrarla Şeyh Said kıyamının çizgisini saptırmak peşinde koştu. İnsanların kıyama bakış açılarını değiştirme çabası içine girdi. Kendi düşüncesine göre kıyama yön vermeye çalıştı. Şeyh Said Efendi'nin asılacağı anda bile kendini açıklamak zorunda hissetiği ve kendi el yazı- sıyla k
İstedikleri ailelerden erkek ve kız çocuklarını alıkoyuyor ve dağa çıkarıyorlardı. İnsanlardan yüklü miktarda haraç alıyorlardı. Buna itiraz edenler varsa veya zamanındacezasını vermeyen olursa onların cezası ikiye katlanıyordu. Bu duruma bir kelime edenin cezasıkatlanarak yükseliyordu. Kişi konuştukça cezası katlanacağı için herkes onların karşısında susuyordu. Karşılarında itiraz etmeyen ve seslerini çıkaramayan bir kitle alıştıkları için herkesiböyle değerlendiriyorlardı. Buna mukabil bölgede bir avuç i
Tükendi
Yüzbinlerce Filistinli yetmiş yıldan fazla bir süredir, 1948'de kurulan İsrail devletinin vatandaşı olarak yaşamını sürdürüyor. Devletin Yahudi vatandaşları ile Batı Şeria ve Gazze'deki mülksüzleştirilmiş Filistinliler arasında kırılgan bir konumda bulunan İsrailli Filistinliler, "vatan"ları olan topraklara karşı girift bir ilişki geliştirdiler. Fakat İsrail-Filistin meselesinin bitmek bilmeyen tartışmaları içinde onların tecrübeleri ya görmezden gelindi ya da unutuldu. Ilan Pappé Unutulmuş Filistinliler'de
Tükendi
Üç bölümden oluşan kitapta; birinci bölümde Bulgarların tarihi, ikinci bölümde kısaca Edirne'nin tarihi incelenir. Üçüncü bölümde ise Ziya Şakir gönüllü asker olarak yaşadıklarını bizzat kendi gözlemlerini kuşatma öncesinde, kuşatma sırasında ve Edirne'nin Bulgarların eline geçmesiyle hasta ve hastabakıcı olarak geçen esaret dönemini gün gün kaleme almıştır. Bu kitapta: • Edirne savunmasında yaşanan acıları, fedakârlıkları, kahramanlıkları, yalnızca savaşırken değil, açlıktan, soğuktan veya salgın hastalı
Tükendi
İstanbul'un belki de en karanlık zamanı... Bütün İstanbul tarihinin içinde sadece 57 yıl sürmesine rağmen Bizans'ı fazlasıyla etkilemiş ve çöküşüne neden olmuş bir süreç... Ateş, kan ve kin dolu bir dönem. İstanbul'un Latinler tarafından istilası ve kurulan Latin Krallığı... Sayısız İstanbul tarihi kitabı içinde hep ihmal edilmiş, üzerinde çok az çalışılmış bir konu. Bu dönemde Bizans halkı sürgün edilmiş, İstanbul soyulmuş, yakılmış, yıkılmış ve tahrip edilmiş... Latin kralları taç giymiş, Ayasofya bir Kat
Ayasofya'nın sırlarla dolu gizli tarihi ilk kez gözler önüne seriliyor... Ayasofya'nın içindeki gizemli sembollerin anlamı ne? Hangi gizli örgütler Ayasofya'ya izlerini bıraktı? Bu işaretler hangi amaçla mabede kazındı? Ayasofya'nın dehlizleri nerelere uzanıyor? Tapınak Şövalyeleri Ayasofya'yı nasıl hedefine aldı? Ayasofya'da hangi Kutsal Emanetler'i aradı? Mabedi kirletmek adına içinde türlü sapkınlıklar yapanlar kimlerdi? Ayasofya düşmanı Venedikli Dandolo'nun mezarı neden Ayasofya'nın içinde? Fatih Sulta
Tükendi
1928 yılında Jandarma'nın teşkilat, görev, yetki ve sorumluluklar bakımından yeniden düzenlenmesi maksadıyla "mahrem" ibareli olarak çıkarılan ve "Jandarma Hakkında Rapor" adı altında 100 adet yayımlanan dokümanı tanıtmak ve Cumhuriyet'in ilk yıllarında Türk Jandarmasındaki tensikata dair çalışmaları ortaya koymaktır. Rapor'un, Jandarmanın yeniden düzenlenmesi ile ilgili başlatılan çalışmalar kapsamında hazırlandığı ve içeriği, teklif edilen kanun taslağı ve gerekçeleri incelendiğinde Dâhiliye Vekâleti tara
Tükendi
"[...] Camiler, sanıldığının aksine salt formatlanan mabetler değildir. Din ve devletin yan yana yürüyerek yeni rejim inşa ettikleri anda kurucu bir rol üstlenerek, kimi zaman halkın yanı başında yer alan din görevlileri ve onların vaazları ve hutbeleri aracılığıyla, kimi zaman dinî alanı düzenleyen bir reforma gösterilen İslâ mcı muhalefetin ‘korkulan' yeri olmakla, kimi zaman verdiği dinî eğitimin hem kurumsal ayrışma hem de farklılaşmaya engel/destek olmasıyla ve nihayetinde gündelik hayatı beş vakit ele
Tükendi
Büyük devlet olabilmenin şartlarından birisi de devletin varlığına yönelik gözle görülemeyen, gizli ve derinden hareket eden tehditlere karşı önceden haberdar olabilmektir. Bunun önemini kav-rayan devletler, sahip oldukları savunma refleksleriyle gerekli müdahaleyi yaparak tehdidi ortadan kaldırırlar. Bu refleksleri besleyen ana damar, her şeyden haber almaya bağlı gelişen bilginin iş-lenmesidir. Bilgi ne kadar doğru işlenirse devlet kendi varlığını o kadar güçlü hisseder. Haber alma ekseninde bilginin doğr
Tükendi
1915'te Ermenilerin yaşadıkları, özellikle son yirmi yılda pek çok çalışmaya konu oldu, ancak Ermeni Evine Figan Kuruldu, belki de daha önce hiç denenmemiş bir şeyi yapıyor ve Büyük Felaket'in iz ve etkilerini halk sanatçıları tarafından söylenmiş destanlarda arıyor. Akademisyen Ayhan Aktar, soykırımdan sağ kalan ve Halep yöresinde hayata tutunan âşıkların Ermeni harfleriyle Türkçe olarak basılmış destanlarını ele alırken, hem yazarlarının 1915 ve sonrasında birey olarak deneyimlerine odaklanıyor hem de far
Tükendi
Devlet-i 'Aliyye'de 1913-1917 yılları arasında Sadrazam olan Said Halim Paşa eserlerinde, dönemin devlet ve fikir adamları tarafından yapılan hataların temelinde, Osmanlı fertlerinin sosyal yaşantısını ve içtimai hâlini hesaba katmadan Batı medeniyetine yaklaşmak ve Osmanlı kimliğini unutarak benliğinden uzaklaşmak olduğunu ifade eder. Osmanlı'nın sonunu getiren kendisine göre yabancılardan çok yabancılık fikridir. Oysa değiştirmek yerine düzelterek ıslah etmek gerekir.
Tükendi
1071 yılındaki Malazgirt savaşı Bizans ile Doğu Hıristiyanlığına mahvedici bir darbe indirmiş ve İslam fetihlerinin söz konusu savaşın galibi Selçuklu Türkleri önderliğinde tüm hızıyla yeniden başlayacağı korkusu Hıristiyan dünyayı sarmıştı. Bu tehdide cevap olarak Papalık öncülüğünde Batı Avrupa'da toplanan muazzam Haçlı ordusu 1097'de harekete geçtiğindeyse Ortadoğu'daki İslam devletleri iç kargaşalar ve çatışmalarla parçalanmış bir halde gafil avlandılar. 1099 yılında Haçlıların Kudüs'ü fethini izleyen i
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 976-992 / Aktif Sayfa : 62