Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 105 kayıt bulunmuştur Gösterilen 40-60 / Aktif Sayfa : 3
Anadolu topraklarını yurt edinen Türkler, yüzyıllar boyunca dil, gelenek, görenek, giyim kuşam kültürlerini ve yaşam biçimlerini Orta Asya`dan getirdikleri biçimiyle korumaya özen göstermişlerdir. Avrupa ülkeleriyle ve komşu ülkelerle ilişkilerin artması kültür, yaşam biçimi ve giyim kuşamda değişimlere yol açmış, özellikle Tanzimatla başlayan bu etki Cumhuriyetle kendini daha fazla göstermeye başlamıştır. Günümüzde ise geleneksel giyim biçimleri yalnız kırsal kesimde ve köylerde varlığını sürdürmektedir.
Tükendi
Özellikle Türk denizcilik tarihi ve kurumları ile ilgili özgün ve kıymetli bilimsel çalışmalarıyla tanınan hocamız Prof. Dr. Ali İhsan Gencer, Osmanlı'dan Cumhuriyet'e yakın dönem Türk tarihinin farklı meseleleri üzerine de çok sayıda tez yönetmiştir. Bilim insanı olmanın ötesinde, müstesna bir kişiliğe sahip olan hocamız "insan yetiştirmeyi" her zaman en önemli ve öncelikli vazifelerinden biri addetmiş, bu yolda genç akademisyenlere yol gösterici olmuş, bilgisini, imkânlarını ve zamanını hiç kimseden esir
Tükendi
Yakın geçmişten uzak geçmişe doğru bir yolculuğa çıkılırsa türkülerin, ağıtların, masalların, fıkraların ve hatta lakapların dahi rolü yadsınamaz. Bu çalışma ile yukarıda bahsi geçen kültürel aktarımlardan hareketle Dêsım (Dersim) tarihinden kesitler sunmak amaçlanmıştır. Tarihsel olaylar, yaşayanları tarafından aktarıldığında daha çok anlam kazanır, ete kemiğe bürünür. Tek taraflı, kulaktan dolma veya ideolojilere hizmet etme amacıyla yazılan tarih çalışmaları, uzun ömürlü olamaz. Söz konusu olan Dêsım (De
Tükendi
Bilindiği gibi dünya tarihi içinde, yerli ve yabancı bazı kişi, grup ve kuruluşların iddialarının aksine, Türk, Türkiye ve Türkulusu kavramları, sonradan icat edilmiş ve hatta Atatürk ve cumhuriyet önderlerinin ortaya attıkları yapay kavramlar değildir. Özellikle bu araştırmada, bu kavramları yadsıyan iddiaların, gerek tarihsel ve gerekse bilimsel bağlamda olumlanması da mümkün olmamıştır.Göktürklerin oluşturduğu bu gelenek, yerli ve yabanhcı bazı kişi ve grupların çok yönlü olarak karalama ve unutturma çab
Tükendi
Tarihler boyunca stratejik önemini koruyan ve gelecekte de koruyacak olan Kafkasya'nın sosyal ve siyasal tarihi özellikle de 1. Dünya savaşı öncesi ve sonrasında yaşananlar bölgeyi etkileyen büyük ve önemli olaylar nedeniyle hep gölgede kalmış, bir bilinmezlik perdesinin ardında yitip gitmiştir. Halkının kendisinin belirlemeye çalıştığı siyasal kaderinden koparak-kopartılarak başka ülkelerle eklemlendiği, onların bir parçası haline geldiği yerlerin kaderi hep böyle olmuştur. Belirtmek gerekir ki Güneybatı
Tükendi
Osmanlılar Batılıları afyon, kahve ve lalelerin verdiği zevkle tanıştırdılar. Buna karşılık Avrupalılar 17. yüzyıl başında Osmanlılara tütün ihraç etti. Osmanlı İmparatorluğu sakinleri kısa bir süre içinde kelimenin tam anlamıyla "dumanaltı" olunca ulema bu yeni icat nesnenin tehlikelerini fark ederek tütün içmeye karşı çıktıysa da, bir işe yaramadı. Tütün içenlerin sayısı hızla arttı, kahvehaneler açıldı. Tütün içmeye karşı çıkanlardan biri de 1631 ya da 1634'te doğmuş olan Ahmed er-Rûmî el-Akhisârî'ydi. 1
Tükendi
Sözlükler her sözcüğe belirli bir anlam yakıştırır. Hain sözcüğünü kullanan taraf, karşıt görüşlü kişi ya da örgüt hakkında onaylamadığı davranışı belirtmeyi hedefler. Ancak tarih, Hainci'nin kendi yanlış ya da eksik bakışı sonucu aynı damgaya layık görüldüğüne de pek çok örnek verir. Buna dünyanın her toplumunda rastlanır. Ünlü aşk oyunlarında olduğu gibi, Sezardan Napolyona kadar sayısız siyasi örnek vardır. Elinizde tuttuğunuz bu araştırma, son iki yüz yıldaki çağdaşlaşma çabamızın günümüze varış sürec
Tükendi
Halkın büyük çoğunluğunun okuma yazma bilmediği 19. yüzyılın son çeyreğinde, Trabzon'da başlayan bir yayıncılık hikayesi... Şehrin en eski yayıncılarından Kitabi Hamdi Efendi'nin önce yayımcı, sonra kitapçı ve kırtasiyeci olarak dönemin zorlu şartları altında ayakta kalabilme çabalarının yer aldığı bu kitap dönemin Trabzon'una da ışık tutuyor. Osmanlı İmparatorluğu'ndan Türkiye Cumhuriyeti'ne geçiş sürecinde yaşanan savaşlar, işgaller, göçler, günlük yaşama dair ayrıntılar her biri koleksiyon objesi olan
Tükendi
Osmanlı'dan Cumhuriyet'e Türk Kadınının Kısa Tarihi Osmanlı'nın Beylik döneminden Türkiye Cumhuriyeti'ne kadar olan bir zaman diliminde kadının serüvenine yer veriyor. "Hatun" diye anılan Türk kadınının "saçı uzun aklı kısa" diye anılmaya nasıl başlandığına ve kadının buna başkaldırısına dikkat çekiyor. Yazar bu kitapta, titiz bir araştırma ve geniş bir kaynak taraması sonucunda ulaştığı bilgileri kronolojik bir anlatımla okuyucuya sunuyor, yalın bir dille kadının tutuculuğa ve toplum dışına itilmeye karşı
Tükendi
Fabio L. Grassi (Roma 1963) Türk tarihi alanında büyük uzmanlardandır. Kendisini Türkiye'yi anlamaya ve anlatmaya adayan İtalyan bir tarihçidir. Roma Sapienza Üniversitesi'nde Avrasya Tarihi, Türk dili ve (İngilizce olarak) Çağdaş Tarih derslerini vermektedir. Aynı zamanda, Roma Sapienza Üniversitesinin çatısı altındaki Bahçeşehir Üniversitesi Avrasya Araştırmalar Merkezi'nin müdürüdür. Yayımladığı kitapların ikisinin Türkçe versiyonu vardır. İtalya ve Türk sorunu 1919-1923, YKY, ve Atatürk, Turkuvaz Kitap.
Tükendi
Beyaz tarihçilerin ve beyaz insanların çoğu tek taraflı biçimde, yaptıklarının hep iyi ve güzel yanlarından, yerli halkların ise hep kötü yanlarından dem vurdular. Böyle yazdılar çizdiler, böyle anlattılar. Çoğu zaman yalan söylediler. Doğruları ezilen, toprakları, kültürleri ve inançları ellerinden zorla alınan yerli halklar söyleyecek. Aboricinlerle ilgili Türkçe bilgi ancak ansiklopedilerde veya bazı "sığ" çalışmalarda bulunuyor. Örneğin, Amerikalı yazar Marlo Morgan'ın Bir Çift Yürek ve Sonsuzluğun Me
Tükendi
Ankara Devlet Konservatuvarı'nın (ADK) Kuruluşuyla Başlayan, Tatbikat Sahnesi'yle (TS) Gelişen ve 1949'da Kurulan T.C. Devlet Tiyatroları'nı (DT) Araştırma, Belgeleme ve İnceleme Tasarımı.. Elinizdeki Kaynak Elkitabı, bu çalışmada toplanan belgeleri tiyatro araştırmacı, yönetici, hoca, öğrenci ve okurlara bir Referans Kitabı olarak sunmaktadır.
Tükendi
Gazeteci yaşadığı çağın tanığıdır. O'nun bu tanıklığı, haberleri, yazıları, deklanşöründen kareler, anıları, notları bir dönemi, bir olayı, bir insanı daha yakından tanımamızı sağlar. İşte gazeteciliğe bir ömür vermiş, emektar bir ustanın kaleminden yeni bir kitap: "Gazetecilikte Bir Ömür". "Atatürk'le 30 Yıl" isimli unutulmaz kitabın yazarı Nuyan Yiğit, önsözünü basınımızın duayen isimlerinden Hıfzı Topuz'un yazdığı kitabında, 1 Eylül 1948'de başladığı ve 90'lı yıllara kadar devam eden meslek hayatını, Bab
Tükendi
Yedinci Şehir, son dört bin yili net olarak hatirlanan bir yerleşim birimiyle, o beldeye hayat emziren ve dunyanin kuruldugu gunden beri hep bunu yapmaya calisan bir irmagin hikayesidir. Icli ve kirik . . . Yedinci Şehir, oncelikli bir denemedir. Agirlikli olarak mensurenin, yer yer sohbetin sinirlarini yoklar..
Türk Hemşirelik tarihi savaşlara dayanır. Balkan Savaşlarında yaralı askerlerin bakımsızlık nedeniyle kaybedilmesi Hilal-i Ahmer Cemiyetini (Kızılay) kurslar açıp hemşire yetiştirmeye sevk etmiştir. 1914 yılında açılan hastabakıcı kursları devam ederken Birinci Dünya Savaşı başlamış, ertesi sene Çanakkaleden İstanbula gönderilen gazilerin yaraları, hastaneler koşan gönüllü hanımlar tarafından sarılmıştır. Kan görünce bayıla, konaklarda halayıklarda yaşayan hanımlar, yara temizlemeyi, kanı durdurmayı, pansum
Tükendi
Eski İstanbul Ramazanları, Halil Fahri'nin çocukluk günlerinden izler taşıyan şatolarla başlıyor. Doğduğu evin bulunduğu Çıkmaz Terazi Sokağı'ndan, evlerindi' Ramazan'ın karşılanması için yapılan hazırlıklardan, Ramazan akşamlarının, Kadir gecesinin, akşamları Şehzadebaşı'nda kurulan eğlence yerlerinden, sosyal yapıdan, azınlıkların Ramazan ayıyla olan münasebetlerinden bahsediliyor. Otobiyografik izlerin sıkça bulunabileceği Eski İstanbul Ramazanları, Halil Fahri'nin edebiyat hatıralarına girmeyen edebî mu
Ortadoğunun kültürel yapısı ile toplumsal yapısı arasındaki ilişkiyi yeni bir yaklaşımla ele almayı amaçlayan Michael Chamberlain, elinizdeki eserinde, Ortaçağ Şamını mercek altına alıyor. Yazar, Avrupalı tarihçilerin, yabancısı oldukları toplumlara Avrupa merkezli kalıpları tatbik ettiklerini, ancak bu kalıpların, toplumsal gelişimi bilginin üretimi, dinî vesayet ve büyük aile yapılarına dayanan Ortaçağ İslâm toplumunu anlama ve açıklamada yetersiz kaldığını, hatalı değerlendirmelere sebebiyet verdiğini be
Gayrimüslim ifadesiyle genel olarak, Müslüman olmayanlar anlaşılmaktadır. Çalışmamızda İstanbul'da gayrimüslim olarak bulunan Rum, Ermeni ve Yahudilerin gündelik yaşamları ele alınacaktır. Her ne kadar gayrimüslimlerin gündelik yaşamlarıyla ilgili konularda Osmanlı kroniklerinden yararlanma yoluna gidilmişse de, kroniklerin özelliği gereği istenilen düzeyde bir bilgiye ulaşmak mümkün olmamıştır.
Tükendi
Ümit Aktaş, özel insanların hayatları ve fikirlerini çağın tanıklık sandalyesinde değerlendiriyor. "Tıpkı suratına geçirilmek istenen o "beyaz" maskeyi reddeden Malcolm X gibi, tıpkı asimilasyonu ve teslimiyeti reddeden Aliya gibi, tıpkı üzerine doğru yürüyen teknolojizmin ölüm makinesi karşısında geriye çekilmeyi insanlık onuru adına reddeden Rachel gibi, tıpkı "bizim amacımız hükûmete değil, marifetullaha ulaşmaktır" diyen ve İslam'ı siyasallaştıran mollalara karşı İslamî siyaset perspektifini ortaya koym
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 105 kayıt bulunmuştur Gösterilen 40-60 / Aktif Sayfa : 3