Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 231 kayıt bulunmuştur Gösterilen 180-200 / Aktif Sayfa : 10
Felsefe Sahnesi, daha çok Foucaultnun 1960lar ile 1970lerin başında kaleme al-dığı yazılar ve yaptığı söyleşileri kapsıyor. Bu dönemde Foucault sadece Fransanın değil, tüm Batı entelektüel dünyasının gündemine oturmuş ve özellikle incelemele-rinde kullandığı araştırma ve kavramsallaştırma yöntemleri üzerine hararetli bir tartışma yaratmıştı. Foucaultnun arkeoloji adını verdiği çalışmalarının aslında bir tür yapısalcılık olduğunu ve tarih boyutunu dışarıda bıraktığını öne süren bir eleştiri çizgisi, genel
Gıda ve enerji gibi doğal kaynaklar ve bunların çıktısı olan ürün ve hizmetlerin nasıl paylaşıldığı / paylaşılacağı / paylaşılması gerektiği, gerek "uluslararası toplum" seviyesinde, gerek basında, gerekse akademik çevrelerde tartışılmakta. Bir akademisyen / felsefecinin kaleminden çıkan Küresel Açlık Sorunu ve Sosyal Adalet başlıklı elinizdeki çalışma, zenginlik ve kaynakların paylaşımına dair bugüne değin öne sürülen iki zıt felsefi bakış açısını, geniş bir yelpazede felsefecilerin görüşlerine yer verere
Tükendi
Ne ak ne kara, ne sebep ne sonuç, ne geçmiş ne gelecek olarak gördüğün şeyi bana anlat." -Katha Upanişad- "Dünyadaki kökenlere dair olan hariç, hiçbir araştırma Upanişadlar kadar yararlı ve yüceltici değildir. Hayatımın tesellisi o oldu, ölümümün de tesellisi o olacak." -Schopenhauer- Dünyanın ilk felsefesinin ilk ışığıdır Upanişadlar. En ilkel inançlarla, insan zihninin varabileceği en aşkın en ileri sezgiler, en yüce kavramları içinde barındırır. Upanişad felsefesi metinlerinin hangi tarihlerde oluştu
Tükendi
Saygılı, dayanıklı ve kuvvetli bir ruhun ağır yükleri vardır. Onun kuvveti, daima ağırı ve en ağırı ister. Ağır nedir? Dayanıklı ruh böyle sorar. Deve gibi diz çöker ve iyi yüklenmek ister. Yiğitler, En ağır şey nedir ki omzuma alayım ve kuvvetime sevineyim? der. Her türlü cefayı çekebilen ruh böyle sorar. Kibirini zedelemek için alçalmak mı? Hikmetiyle alay için deliliğini belli etmek midir? Yoksa, zaferini kutlayan bir davadan ayrılmak mı? Gerçeğin aşkıyla ruhta açlık çekmek midir? Hasta olmak ve tesel
Tükendi
Hasan Ünal Nalbantoğlu, hep öğrencileriyle bir "söyleşi"nin parçası olmuş bir öğretmen ve bir entelektüel. Beşeri ve sosyal bilimlerden doğa bilimleri ve mimarlığa uzanan bir yelpazede, çeşitli ilgilere dair zihin açıcı sohbetlerinden ve metinlerinden kaç kuşak yararlandı, yararlanıyor! ohbetler-ve-metinler diyoruz, çünkü Nalbantoğlu´nun dersleri, söyleşileri ve yazdıkları hep birbiriyle diyalog halinde, birbirini doğuran etkinliklerdir. Tıpkı sosyal bilimler ve felsefe arasındaki bağ gibi, bu ilişkiyi de
Tükendi
Pastafaryanların ve doğal olarak pastafaryanizmin kutsal kitabı en nihayet ülkemiz topraklarına da nüzul oldu. Son Peygamber (şimdilik) Henderson, Tanrımızın (uçan spagetti canavarı) sözünün Türkiye topraklarında Türkçe yayımlanmasının, cennette: striptizci kızlar ve bol köpüklü taze bira ile ödüllendireceğini tahmin ettiğini açıkladı. -RAmen Hakkımızda daha çok şey okudukça, Uçan Spagetti Canavarının gerçek yaratıcı olduğuna ve FSMizmin belki de gelmiş geçmiş en iyi din olduğuna daha çok ikna olacaksınız
Tükendi
18. Yüzyılda bir dünya-durumu haline gelen Aydınlanma, 19. Yüzyıl ortalarında Osmanlı Devletini etki alanı içine almaya başladı. Osmanlının ağır işleyen etkilenmesinden memnun olmayan bir genç kesim, idarenin takibinden kaçarak Avrupa'ya geçti. Osmanlı'nın çekindiği çevrelerin düşünceleri ile donanarak ülkeye dönen bu gençler, Aydınlanma'nın dinamiklerine dayalı bir düşünce atmosferi ve zemini oluşturmaya çalışan İttihat ve Terakkî'yi kurdu ve bu etkilenme, İttihat ve Terakkî ile yoğunluk kazandı. Tarihi h
Yazarlar: H. Emre Bağce / Kadir Dede / Zeynep Ertuğrul / Yeşim Özer / M. Vedat Katıtaş / Senem Özçalcı / Sedenay Akgün / Işılay Narin / Onur Ünlü İnsanlar, yaşadıkları sürece hayatlarını anlamlı kılmak ve mutlu olmak için yoğun çaba gösterir. Gösterilen bu yoğun çaba içerisinde çoğu kez doğrular ve eğriler birbirine karışır. Hele ki hayatın ve mutluluğun giderek bencil çıkarlara feda edildiği günümüzde, insan bir türlü dingin bir ruh haline erişemiyor. Aç gözlülüğün ve rekabetin baş tacı edildiği, insanl
Tükendi
Saygılı, dayanıklı ve kuvvetli bir ruhun ağır yükleri vardır. Onun kuvveti, daima ağırı ve en ağırı ister. Ağır nedir? Dayanıklı ruh böyle sorar. Deve gibi diz çöker ve iyi yüklenmek ister. Yiğitler, en ağır şey nedir ki omzuma alayım ve kuvvetime sevineyim? Her türlü cefayı çekebilen ruh böyle sorar. Kibirini zedelemek için alçalmak mı? Hikmetiyle alay için deliliğini belli etmek midir? Yoksa, zaferini kutlayan bir davadan ayrılmak mı? Akıl erdirmenin çayır ve otu ile geçinmek ve gerçeğin aşkıyla ruhta açl
Felsefe ile gelenek arasında nasıl bir ilişki var? Felsefe yapmak için bir geleneğe sahip olmalı mıyız? Bu topraklara özgü bir felsefî geleneğimiz var mı? Şayet böyle bir geleneğe sahipsek bu geleneğin mahiyeti ne? Halihazırda bu gelenekle nasıl bir ilişkimiz var ya da nasıl bir ilişkimizin olması gerekiyor? Dilin yerelliği ve sınırlılığı ile felsefenin evrenselliği arasındaki ilişki nasıl yorumlanmalı? Yedi üstad, dilin yerelliği ve sınırlılığı ile felsefenin evrenselliği arasındaki ilişkiyi genç felsefe
"Kardeşim, Cenevre'ye dün ulaştım. Bavulumdan bazı elbise ve çamaşır çıkarırken, yere bir defter düştü. İlk sayfasının başına 'Değerli sanatdaşım Murad Efendi'ye ithaf edilmiştir! Cümlesini yazmışım. Natuhre et Science adlı meşhur kitabın birinci cildinde yer alan "Fünun ve Felsefe" başlıklı eleştirel makalenin açıklamalı çevirisiyle yetkin alimlerin bazı meşhur fikirlerinden oluşuyor; hapishaneleri, divan-ı harbleri, emniyet müdürlüğünü, Beşiktaş işkencehanelerini, Trablusgarp hisarlarını, kirli sivil poli
Tükendi
Romanın ilk imparatoru Augustus bir vasiyet yazar ve ölümünden dört ay önce Vesta rahibelerine teslim eder. Vasiyetin ikinci rulosu Augustusun şahsen gerçekleştirdiği hizmetleri anlatan belgedir. Kısaca Res Gestae [Yapılan İşler] olarak tanınan bu belgeyi İmparator tunç levhalar halinde kendi mausoleumunun girişinin her iki yanına asılmasını emretmiştir. Çoğaltılıp imparatorluğun çeşitli eyaletlerine gönderilerek bu levhalarda yazılan özgeçmişin bütün yurttaşlarca okunması, böylece hem İmparatorun şahsına,
Tükendi
Bütün ideali bir Türk felsefesi oluşturmak olan değerli felsefeci Selahaddin Halilov, böyle bir felsefenin koordinatlarını ortaya koymanın gayreti içindedir. Gönül Bünyadzade de bu projenin dinamik düşünürlerindendir. Bünyadzade bu eserinde, daha önce S. Halilovun Doğudan Batıya Felsefe Köprüsü adlı kitabında kullandığı metodla Batılı mistik filozoflar ile bizim büyük sufî düşünürleri mukayese etmekte, irrasyonel düşüncenin boyutlarını tespit etmeğe çalışmaktadır. İrrasyonel düşünce akıl-ötesi bir düşünced
Spinoza bizi topluluğu düşünmeye çağırır; ait olunan, öncel olan, kendinden menkul bir topluluk değil, tersine, kendi kendini icat eden ve ufkunda, İnsanlarda evrensel olan ne varsa onun bulunduğu bir topluluk... Bazen görünmeyen ve dağınık bir topluluk; birbirinden ayrı, uzakta, yabancı varlıkların bileşimine yönelen bir açılımla tanımlanmış topluluk; ama yoketmcye de asla kayıtsız kalmayan topluluk... Neşenin, duru bakışlı mutluluğun ve eylemin etikası olarak Spinozacılık'ın bir anlamı varsa, dünyanın ger
Tükendi
Yakın tarihimizde, sadece bağımsızlık ve şahsiyet fikri penceresinden bakıldığında gerçek anlamını kazanan hadiseler, gerçek değerini bulan şahsiyetler vardır. Ilgaz bu kitapta derlediği yakın tarih yazılarında, zaman zaman Osmanlının ihtişamlı dönemlerine de uzanarak, sarsıcı hatırlatmalarda, uyarılarda bulunuyor. Bir tarihsel süreklilik fikri içinde, zihinsel duruşunu bir pergelin sabit ayağı gibi söz konusu bakış açısından kaydırmadan
Tükendi
Felsefe tarihindeki tüm paradigmatik kopuşlar radikal bir eleştirinin sonucudur. Nitekim Marx'ın felsefesi için de böyle olmuştur. Onun felsefi girişimi kendisinden önceki tüm felsefi kavrayış biçimine yönelik bir eleştiriyle başlar ve yeni bir felsefenin ilanıyla kendisini sunar. Genellikle "felsefe olmayan bir felsefe" olarak tanımlanagelen ya da Marx'ın ünlü 11. Tez'de ifade ettiği gibi, insanın yaşamını anlayan değil, onu değiştirecek bir teorinin -ya da pratiğin- ortaya konulması amacında olan bu yen
Tükendi
Sonsuzluk düşüncesinin insanı klasik uygarlıktan modern zamanlara dek büyülediği bilinen bir gerçektir. Kimileri için kaos ve terörün, kimileri içinse Tanrı'nın varlığına dönük dalaletin doğrudan göstergesidir sonsuzluk. Paolo Zellini'nin başyapıtı sayılan bu çalışma, Aristoteles'ten Tommaso'ya, Russell'dan Musil'e kadar birçok yazar ve düşünürün eserlerindeki sonsuzluk fikrini irdeliyor. Sisyphos mitinden Zenon paradoksuna kadar birçok olgunun izini süren bu metin, sonsuzluk düşüncesinin etrafındaki esrarı
Tükendi
Gilles Deleuze'ün metinleri ve söyleşilerinin yer aldığı ikinci cildin içindeki yıllarda Deleuze, ilk ciltteki yazıların zamanında olduğu gibi, ilk başta Amiens'de sonra da Orléans'daki liselerde dersler vermeyi bırakmıştı. Kitaptaki metinler ve özellikle Deleuze'ün Elias Sanbar ile yaptığı söyleşi onun Filistin meselesiyle ne kadar yakından ilgili olduğunu göstermektedir. Bu yazıların bazıları, David Lapoujade'ın da bu kitabın önsözünde belirtmiş olduğu gibi, Fransızca okurun ilk defa karşılaştıkları yazıl
Tükendi
David Lapoujade, birinci ciltte, Gilles Deleuze'ün daha önce hiçbir kitapta yayımlanmamış yazılarıyla birlikte, yine onun 1953'den 1974'e kadar yayınlanmış olan metinlerini ve söyleşilerini okuyucuya sunuyor. Bu, Gilles Deleuze'ün düşüncesinin tarih felsefesine karşı olan yaklaşımını gösteriyor. Bu makale, kıta adaları ve okyanus adaları diye kökensel ve türemiş adaları ele alırken bize tarih felsefesi yerine coğrafya felsefesinin önemini vurgulamakta. Issız Ada makalesi, Deleuze ve Guattari'nin Felsefe Ned
Tükendi
"...Ana hatlarıyla çözdüğüm iflasa uğrayan paradigmanın yerine, doğa ve toplumun akıl özüne dayalı temel bakış açısına daha fazla yaklaştığıma ilişkin kanılarım güçlüdür. Toplumun temel yasalarına göre yaşama güvenim, eskinin yüzeysel güveni ve zayıf yönlerine göre önemli gelişme sağlamıştır. Artık ne güçlü inançlarla ne de güçlü pratik iradeyle yaşama yol almak bana çekici ve çözümleyici gelmemektedir..."
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 231 kayıt bulunmuştur Gösterilen 180-200 / Aktif Sayfa : 10