Türkiye Cumhuriyeti, Avrupa Birliği'ne giriş için bir Ulusal Program hazırladı. Bu programın en çok tartışılan bölümlerinden birisi, basında yer aldığı şekliyle "Kürtçe TV", "Ana Dilde Eğitim" gibi hassas konular... Doç. Dr. Naz Çavuşoğlu, "Azınlık Hakları" kitabında bu soruların uluslararası insan hakları hukukunda nasıl ele alındığına dair bilimsel bir çerçeve çiziyor. Anasaya Hukuku Pofesör' ü Bakır Çağlar ise, kitaba yazdığı sunuşta şöyle diyor: "Avrupa Konseyi bünyesinde hazırlanan ve 1998'de yürürlü

Jiyan bixwe nameyeke dirêj e. Herkesek li pey xwe, li pey emrê nameyeke dihêle. Her name çîroka jiyanekî, ye Hinek kin, hinek nîvmayîne. Hinek jî da girtî hatine temamkirin.

Türkler tarih boyunca büyük çığırlar açmış, Doğu´da kendilerine karşı kurulan Çin Seddi´ne, Batı´da görkemli Roma İmparatorluğu´nun sınırlarına kadar uzanmışlar. Daha sonra Hun, Kazak, Polovtsi adlarıyla Avrupa´da, Moğol adıyla Hindistan´da, Memlük adıyla Kuzey Afrika´da ve Osmanlı adıyla üç kıtada yeryüzünün sürekli ve etkin bir gücü olmuşlardır. Türkler bugünün dünyasında da çeşitli topluluklar olmuşlardır. Türkler bugünün dünyasında da çeşitli topluluklar olarak adlarından söz ettirmektedirler. Dünyada

Dicle ve Fırat ırmaklarının kaynaklarında yer alan Ağrı (Ararat) dağ bölgesinde, yüzyıllardan beri, sosyal ve dilbilimsel soydaşlığıyla tarihte çok kere izini bırakmış aşiretler yaşar: Bunlar Kürtlerdir. Kürt sorunlarıyla ilgilenen birçok uzman yıllardır bu konularda düzenli bir incelemeye girişmiş olmakla birlikte, Kürdistan´ın neresi olduğu daha kesin olarak bilinmemektedir. Bir Kürt konuları uzmanının elinden çıkan bu kitap, Kürt sorununun çeşitli yönlerini içine alan ilk kapsamlı eserdir. Ne var ki, hiç

Kitêba Metin Yüksel, "Kolana Weşengîra, Xaniyê 3, Apartamênta Hijmara 6, Êrîvan / Kurdolojî û Malbata Celîlan / Hevpeyvîn bi Celîlê Celîl û Cemîla Celîl ra" di nav weşanên Avestayê de derket. Ev kitêb ji sê hevpeyvînên dûr û dirêj bi dîrokzanê navdar û pisporê zargotina kurdî Celîlê Celîl û muzîkolog Cemîla Celîl pêk tê. Ev hevpeyvîn ji destpêka sedsala 19an heta hilweşîna Sovyêtê, rewşa kurdolojiyê li Rûsyayê didin ber çavan. Her weha di vê kitêbê de gelek pirs û mijarên girîng li ser edebiyat, dîrok û za

Gayrimüslim milletler ve cemaatler adetleri, gelenekleri, becerileri, eksiklikleri, meziyetleri, zaafları ve genelde ortaya koydukları eserlerle, 19. yüzyıl İstanbul'unda insan denizinin renkli nakışlarıydı. Ekim 1996'da Atina'da yapılan bir sempozyuma sunulan ve Rum, Bulgar, Katolik, Ermeni, Musevi cemaatleriyle Amerikan Protestan misyonerlerini konu alan tebliğlerin derlendiği bu kitap, İstanbul tarihinin bir bölümüne, onların tarih içindeki serüvenlerine, en parlak dönemlerine ve gerileyişlerine ışık tut

Soğuk Savaş sonrası dönemde uluslararası işbirliği artıp, uluslar arası çalışmalar azalma trendine girerken, çoğu devlet sınırları içerisinde gerçekleşen etnik çatışmalar yeni dönemde ulusal, bölgesel hata global barışı tehdit eden yeni bir tehlike kaynağı olarak karşımıza çıkmıştır. Tehdit sinyalleri artan bu çatışmaların barışçıl bir biçimde çözümlenmesi, her şeyden önce bunların doğru analiz edilmelerini ve buna göre stratejiler geliştirilmesini gereli kılmaktadır. Bu eser de işte bu vizyonla kaleme alın