Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 976-992 / Aktif Sayfa : 62
Bizleri ve bütün evreni yaratan Yüce Rabb’ imiz Kuran-ı Kerim’de: ‘And olsun ki, sizin için, Allah'a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah'ı çok anan kimseler için Allah’ın Rasulu En Güzel Örnektir.’ diyerek bizlere örnek almamız gereken kişiyi söylemiştir. Efendimiz, Canımız, Sevgili Peygamberimiz’in hayatı, ahlakı, yaşadığı olaylar bizler için her zaman örnek olmalıdır. Rehberim Peygamberim, Etkinliklerle Peygamberimi öğreniyorum ve Dönem haritası hediyesiyle Setimizin Efendimizi tanımamıza katkı sa
Aklın kimyası ile aşkın kimyası başkadır. Akıl temkinlidir. Korka korka atar adımlarını. 'Aman sakın kendini' diye tembihler. Hâlbuki aşk öyle mi? Onun tek dediği: 'bırak kendini, koy gitsin!' Akıl kolay kolay yıkılmaz. Aşk ise kendini yıpratır, harap düşer. Hâlbuki hazineler ve defineler yıkıntılar arasında olur. Ne varsa harap bir kalpte var! Şu dünyada çatışma, önyargı ve husumetlerin çoğu dilden kaynaklanır. Sen sen ol, kelimelere fazla takılma. Aşk diyarında dil zaten hükmünü yitirir. Âşık dilsiz olur.
İnsanın kendisini tanıması gerekti. Bu tanıma ise mukaddes kelamla olmalıydı. Zira insan aklıyla yaşayan varlıktı. Akıl belli başlı donelerden yola çıkarak yürüyordu. Onun için de kendi varlığının niçin yaratıldığını bilemezdi. Ancak içinde olduğu durumu aklıyla değerlendirebilirdi. İşte bu noktada aklın ötesiyle irtibatlı bir el devreye girmeliydi. Bu el insanı yaratan el olmalıydı. Bu el insanı ve sahip olduğu tüm varlığı etraflıca kuşatmalıydı. Bu elin uzandığı alan insanın üzerine yaratıldığı tüm unsurl
Elest bezminden aşktan sâkiden ilham alıp yazdım Kadim sözden Yunus'tan Rûmi'dendürler bulup yazdım Şaraptan mest eden neyden öten bülbül açan gülden Ene'l-hak'tanyanıp aşk âteşinden kül olup yazdım Ne Leylâ'nın vefâsından ne ceylandan ümid vardır Aman vermez şu hasretten saçım tel tel yolup yazdım Seher rüzğarlarından sordum aşkın âşığın hâlin Gülün aşkıyla bülbül gibi hayran mest kalıp yazdım Züleyhâ'dan Yusuf'tan Aslı'dan Şîrin'den aldım ders Fenâ dünyayı Hiç saydım fezâlardan dolup yazdım
İbadet Allah rızası için yapılır. İnfak da bir ibadettir. Allah'ın hoşnutluğunu kazanmak ise O'nun buyrukları doğrultusunda hareket etmekle olur. İnfakın Allah için yapılması bu ibadetin ihtiyaç sahiplerine ulaştırmak suretiyle gerçekleşmesidir. İki yönlü suistimal olmaksızın tüm boyutlarıyla infak bir müminin hayatı boyuncauygulaması gereken bireysel ve toplumsal bir ibadettir.
Hz. Peygamber'e (s.a.s.) ilâhî mesajları insanlara açıklama/beyan sorumluluğu verilmiştir. Bu saikle Resûlullah, bu görevi yerine getirirken manayı daha etkili bir şekilde ifade etmek amacıyla beyanın çeşitli vasıtalarını kullanmıştır. Bu kullanım Hz. Peygamber'in üslubunda teşbih, mecaz ve kinaye gibi ifade güzellikleri ile beliğ bir ifade manzumesi oluşturmuştur. Edebî bir bakış açısı ile incelendiğinde hadis-i şeriflerde, beyanın her alanında onun (s.a.s.) yüksek belâgatinin kendine has kokusunu hissetti
Muâviye'nin ordusundan bir adam öne doğru çıkarak Ali'ye sövmeye ve çirkin sözler söylemeye başladı. Bu sözlere Muaviye'nin komutanı Hâşim b. Utbe b. Ebi Vakkas şöyle karşılık verdi: "Ey adam! Bu söz ardından düşmanlığı getirir. Allah'tan kork ve sövme. Çünkü sen Rabbine döneceksin. O da seni bu tutumundan ve sözlerinden dolayı sorguya çekecektir." Şamlı cevaben şöyle dedi: "Nasıl sövmeyeyim ve nasıl lanet etmeyeyim ki. Ali'nin namaz kılmadığı bilgisi bana ulaştı." Hâşim onun bu sözlerine şöyle karşılık ver
Tarih içerisinde toplumsal ve ekonomik hayatta meydana gelen değişim ve gelişmelerin ortaya çıkardığı yeni ihtiyaçlar öteden beri farklı birçok finansman modelinin gelişmesine sebep olmuştur. İslamiyet'in gelişiyle birlikte ticari hayat ve finansal sistemin kuralları yeniden tanzim edilmiş haksız kazanç ve sömürü sistemini tasfiye eden adil bir ekonomik sistem inşa edilmiştir. İslam'da iktisadî faaliyetlerin Kur'ân ve Sünnet tarafından belirlenen ölçüler doğrultusunda yürütülmesinin dinî bir gereklilik oluş
Gençlik her ne kadar insan hayatının baharı olsa da kimi zaman en problemli en kritik dönemi de olabilmektedir. İnsan geleceğini bu dönemde inşa eder ya da yanlış bir yol izleyerek bu dönemde rotasını kaybeder. Yaşadığımız dijital çağda sayısız mecradan filtresiz bir bilgi akışına maruz kalmaktayız. Bu bilgiler arasında faydalı olanlar olduğu gibi gençlerimizin zihin gönül ve inanç dünyalarını bozmaya dönük zararlı bilgiler de bulunmaktadır. Doğru dinî bilgi konusunda gençlere rehberlik yapılmadığı takdirde
''Peygamberimizin Ailesinde Kadınlar'' âlemlere rahmet olarak gönderilen Allah Resûlü'nün hayatında farklı rollerde yer alsa da onun en yakınlarından olan sevdiği saydığı değer verdiği kadınların yaşantılarının mücadelelerinin Allah Resûlü ile ilişkilerinin kitabın hacmi el verdiği ölçüde anlatıldığı bir eserdir. Bu eser zor zamanların güçlü şahsiyetli aynı zamanda müşfik kadınları olan kıymetli annelerimizin tüm insanlığa örnek olması saikiyle kaleme alınmıştır.
İsrâiliyat'ın Arap kültürüne girmesi Ehl-i kitab'ın Arap yarımadasına yerleşmesi ve Araplarla kurduklarımünasebetlerlebaşlatılmaktadır. Hz. Peygamber'den sonra İsrâiliyat'ın Arap kültürüne geçmesinin hız kazandığı ve sahâbe döneminden itibaren artarak devam ettiği bilinmektedir. Zamanla diğer kültürlerden İslâm kültürüne geçmiş tüm bilgiler için kullanılan İsrâiliyat hem Sünnî hem de Şiî kaynaklarda çokça bulunmaktadır. Şiî âlimler tarafından da itiraf edilen bu hakikat kendi tefsir kaynaklarında daha az İs
Elinizde bu çalışma Mâtürîdî itikadî geleneğini özlü biçimde ortaya koyan bir eserlerden biridir. Bazı kaynaklarda el-Hidâye fi'l-kelâm ve el-Hidâye fî uṣûli'l-iʿtiḳād adıyla geçen eserin ismi yazma nüshalarının birinde Kitâb fî Taṣḥîḥi'l-iʿtiḳād diğerinde Lübâbü'l-kelâm şeklinde kaydedilmiştir. Söz konusu başlıkların çoğunun eserin mukaddimesindeki ifadelerden kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Kelâm ilmi tahsilinde başlangıç seviyesinde olanlara yol göstermesi ve bilgilerini artırması için söz konusu eseri te
Elinizdeki kitap Kur'ân'ı hem vahiy ve vahiy öncesi dönemini hem de vahyin başlamasıyla birlikte gelişim ve değişim sürecini nüzul ve nüzul biçimlerini (keyfiyet-i nüzul) metnin oluşumunu ve nihayet Mushaf hâline geldikten sonra bir kısım ilimler aracılığıyla onun özü ve içeriğine ilişkin ele alınan temel meseleleri incelemektedir. Akademik bir çalışma olarak hazırlanan bu eser aslında Kur'ân ilimleri içinde müstakil ve bağımsız bir ilim dalı olmayı bir türlü başaramamış Kur'ân'ın doğasını doğrudan açığa çı
Dünya insanın sürgün yeri değildir. Bilakis insanın hakikatle beslenme yeridir. O yüzdendir ki insan zihnini sürekli olarak meşgul eden iman yazgı ve öte dünyayla ilgili bazı kelâmî meseleleri ele aldığımız bu çalışma aynı zamanda bidayetten beri insanın merakını da celbeden eden birtakım temel konulardan ibarettir. Keza insanlık tarihi boyunca düşünsel etki derecesi yüksek bu gibi meselelerin ele alınmadığı neredeyse hiçbir platform olmamasına rağmen varılan neticelendirmelerden hemen herkesin üzerinde uzl
Şeyhlik ve tarikat olgusu sıklıkla gündeme gelen konulardan birisidir. Siyasal ekonomik dinî birçok tartışmada gündem olan şeyhlik/tarikat olgusu çoğu zaman verilerden mahrum bir şekilde ele alınmaktadır. Bu kitap ülkemizde sıklıkla gündeme gelen "tarikatların sosyal alandaki etkileri nedir?" sorusuna saha araştırması kapsamında toplanan veriler çerçevesinde cevap aramaktadır. Başka bir ifadeyle şeyhlik kurumunun sosyal ve dinî alandaki etkilerinin hangi boyutta olduğu geçmişle kıyaslandığında bir değişimin
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 976-992 / Aktif Sayfa : 62