Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 139 kayıt bulunmuştur Gösterilen 100-120 / Aktif Sayfa : 6
Kaderi birlikte yazılmış meleklerle kurtların tanıklık ettiği, binlerce yıllık bir gizemin zaman yolculuğu. Kutsanmış bir milletin gerçek çocuklarının efsanevi hikâyesi. Ellerinizde açılıp, gözlerinizden yüreklerinize akmayı bekleyen, kurgu ve gerçeğin cesurca karıştığı, büyülü bir anlatı. Asırlardır hiç böyle anlatılmadılar. Yeniden uyandılar ve sizi de uyandırmak için artık aranızdalar! Türk tarihinin en gizemli yapılanması Saklı Kurtlar'ın, sır arşivinden ilham alınarak yazılmış sarsıcı bir eser.
Tükendi
Türkiye'nin daralan özgürlük alanında sıkışan kadın, kendisine âşık olan, sonradan CIA ajanı olduğunu öğreneceği Amerikalı bir adamla evlenerek yola çıkar. Çıktığı bu yolda bir yandan geçmişini sorgular, diğer yandan bilmediği siyasi sulara karışır ve istemeden Türkiye'nin politik hesaplaşmasında başrol oyuncularından biri olur. Kaosun içine düşer ve çocukluğunda olduğu gibi yine yalnız kalır. Yalnızlığını her zaman ağır bir yük olarak taşıyan kadın, roman boyunca hem girdiği labirentlerden kurtulmaya hem
Ne siyasi bir taşlamadır, ne de nesnel koltuk ve taşla ilgili bir fantazidir. Romanın konusu Kıbrıs Rumları ve Yunanistan'ın ADA'yı Yunanistan'a bağlayarak kısaca "ENOSİS" denilen; Egedeki adalarında içine alabilecek geniş bir coğrafi alanda egemenliğe sahip yeni bir Yunan devletinin kurulması amacı ve bunu gerçekleştirmek için yılların akışı içinde yürütülen çabalar ile, bu konuda Rum ve Yunanlılar arasındaki görüş farklılıklarını ve çekişmeli planların iç yüzünü anlatır. Bu roman "CUMHURİYET GAZETESİ - 1
Tükendi
Cumhuriyet'in 100. yılında artık ne Türkiye, ne de dünya aynıydı. Tüm dengeler kökünden değişmiş, Mars'ı fetheden Türklerin uzayda yaşamı keşfetmesiyle ??Yakın Çağ'' kapanmış, ??Uzak Çağ'' açılmıştı... Türkiye Cumhuriyeti Devlet Başkanı Serdar Sezer, 29 Ekim 2023'de yapacağı balkon konuşmasında söyleyecekleriyle dünyadaki tüm dengelerin altüst olacağını ilan etmişti. Bütün dünya nefesini tutmuş Sezer'in konuşmasını beklerken, İstanbul'daki Kutsal Emanetler ve Vatikan'daki orijinal İncil çal
Tükendi
Gece yarısı kapımı çaldı. Uyuyordum. Pijamayla kalkıp kapıyı açtım ona. Titriyordu. Yüzü sapsarıydı. Yavaşça kolunu tutup içeri çektim. Tek gözlü evimin tek sandalyesine oturttum. Ben de karşısına, yatağıma oturup ona baktım. Gömleği kanlar içindeydi. Merakla sordum: ?Daniel, ne oldu?" Önce cevap vermedi, sanki soruyu ona sormamışım gibi. Gerçekten o Daniel değildi, bakışları ölüydü. Sanki gerçeğinden uzaklaşmış, başka bir kalıba bürünmüştü. Tekrar sordum: ?Daniel, başına ne geldi?" Daniel'in başına neler
Geçmişe ve geleceğe Ayasofya'nın minarelerinden bakmaya hazır mısınız? Kabullenilmesi en güç olanı, yani gerçeği, kabullenebilecek misiniz? Gerçeğin peşinde olan Yufesta ile Şibenza, Kostantinopolis'ten çok uzaklarda yaşamaktadır. Prens kardeşler, bir bilgeden, fetih gününün gelip çattığını ve "Fatih" olacak kişinin kıyamete yakın ortaya çıkacak "Beklenen kurtarıcı" olduğunu öğrenirler. İki kardeş, Kostantinopolis'in İslamopolis (İslambol) oluşuna tanıklık ederler. Akıllarında ise "İkinci Fetih" vardır.
Tükendi
A. İsmail Korkmaz davasında, mahkeme heyeti vicdanları yaralayan gerekçeli kararında; sanık polislerin, "A. İsmail Korkmaz'ın kemiklerini kırmamış olmalarını" hafifletici neden olarak saymış ve ceza indiriminde bulunmuştur. Mahkeme heyetine göre; "Sanıkların aralarında fikir birliği yokmuş ve öldürmek için değil de yaralamak için bir araya gelmişler..." Oysa o görüntüleri seyredenler arasında bu kanaate sahip olabilecek tek bir ?insan" bulamazsınız. İzlenen saldırı ve işkence görüntüleri öldürmenin çok am
Tükendi
Türk medyasının etkili isimlerinden Orhan Girgiç'in kaleminden bir dönem romanı... Boyut Yayınları etiketiyle yayınlanan "Sosyalist" Türk siyasi hayatının sancılı üç dönemini mercek altına alıyor. Yakın tarihimize ışık tutan Sosyalist; bir yandan 27 Mayıs 1960, 12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980 yıllarında yaşanan askeri darbelerin toplumu nasıl savurduğunu incelerken diğer yandan da Türkiye ve Anadolu koşullarında siyasi ortama müdahil olmaya çalışan inançlı insanların trajedilerini gözler önüne seriyor. Ayn
Tükendi
"Tolga bu kodu hatırlıyordu ama ezberinde değildi. Elektronik cihazlarını mümkün olduğunca az kullanması isteniyordu. Telsiz çalıştırılmayacaktı. Radarlar mecbur kalınırsa çalıştırılacaktı. Düşündü ama KRİPTO 32'yi hatırlamadı. Kamarasına koştu. Tolga kamarasına indiğinde hızlı hareketlerle en eski usul çalışan ama son derece dayanıklı kasasının şifresini girdikten sonra içinden bir zarf çıkardı. Kripto zarfın içinde bir liste ve onlarca kod vardı. Süratle kodlara baktı. 32'nin karşısına gelince durdu. Ald
Tükendi
Bir hayat düşünün! İkiyüzlü, yalan bir hayat... Fitnenin, adam satmanın, iftiranın başrol oynadığı; adi, şerefsiz bir hayat... Böylesi insanlar yaşıyor, yakınlarımızda bir yerlerde. Farkına varıyoruz ya da çoğunlukla varmıyoruz! Hayatlarımızı etkiliyorlar. Bir şeyler çalıyorlar bizden! Sürekli yararlanıyorlar, sömürüyorlar... O kadar da çoklar ki... Ruhlarını şahsi menfaatleri uğruna "Şeytanın hizmetine sunmuş", yaralamayı, yıkmayı, silip süpürüp yok etmeyi; bu arada yükselmeyi, makam ve koltuk sahibi ol
Tükendi
"Köyümüzü Müfreze bastı, kurban olduğum. Sabaha karşı geldiler, evlerimize düşmana saldırır gibi saldırdılar. Divan Ali ile Tingo'yu arıyorlarmış. Bir de Hane ile kocasını... Müfreze, atlarıyla daldı damlarımıza. Gençler yoktu, hepsi dağa kaçmışlardı. Köyde beli bükülmüş yaşlılarla kadınların sırtlarına sopalarla ve kılıçlarının tersiyle bellerine, butlarına, rast gelen yerlerine vurmaya başladılar. Müfrezenin önüne dolaklarımızı attık, poşularımızı attık, tınmadılar. Oysa biz kadınlardık. Cennet anaların
Tükendi
Askeri darbeler bu ülkenin tarihide hatırı sayılı bir yer tutmaktadır... Bu hatırı sayılı zamanlara tarifsiz acılar ve zulümler sığmıştır. Adile Erkan, Zor Ölüm adlı bu kitabında, bir darbe döneminde yaşanan ve dayaktan ölümle sonuçlanan bir olayı anlatmaktadır. İşlemediği bir cinayet yüzünden öldürülen Duran'ın hikayesini...
Tükendi
Bu kitap Ekim Devrimi'ne giden süreçte, bir devrimcinin destansı yaşamını anlatıyor... Gorki'den Lenin'e, Stalin'den Troçki'ye ve döneme damgasını vurmuş birçok insanla yolları kesişen Kamo'nun hikayesi... Okurken adanmışlığa, fedakarlığa, umuda, çocukça saflığa ve her ne koşuda olursa olsun baş eğmeyen bir iradeye tanık olacağınız bu kitap, dönemin bilinmeyenlerine de ışık tutuyor...
Tükendi
Sadece kalemleri vardı ellerinde Halkın Sesi'ni duyurmak için. Zap Suyuna köprü yapanların kuşağından geliyorlardı, Onurlu ve ilkeliydiler. Kalemlerini kırdılar ama satmadılar. Patron Naci bey bir gün. Tahsin beye rahatsızlığını açar. "Bazı çevreler rahatsız, biliyorsun, Sinan almış başını gidiyor; ona vuruyor, buna vuruyor, ama vurulanlar da bana vurmaya başlıyor. Ne olacak bu gidişin sonu? Bazı geceler uykum kaçıyor.? Tahsin yutkunur. "Siz merak etmeyin, ben ata gem vurmasını bilirim. Bundan sonra dörtna
Kanlı baskınının ardından iki yıl geçse de Akdeniz'in suları hala kaynıyor. Haliç tersanesinden demir alan Mavi Marmara gemisi tekrar aynı rotayı izleyecek. İstikamet aynı... Gazze... Fakat Dünya'yı dehşete düşüren bir ayrıntı daha var... Bu sefer yardım konvoyuna Türk savaş gemileri de eşlik ediyor. Bir savaş gemisinin koridorlarından İsrail hapishanelerinin işkence kodeslerine, Gazze tünellerinden Kudüs'ün kanalizasyon hatlarına kan ve kahramanlıkla yoğrulmuş bir yolculuk... İskenderun körfezine demirle
Tükendi
BİR GEZİ DİRENİŞİ ROMANI ! Yıl 2013. Ortadoğu kazan gibi kaynıyor. Arap Baharı geride kocaman bir hazanla çekip gidiyor. Tunus, Libya, Suriye ve ardından Mısır kan kokuyor. Taksim Gezi Parkı önünde devasa bir kalabalık "Yeter Artık!" diye haykırıyor. "İsyan kalpte büyür. Aşk gibidir. İntikamını almak için elbet dönüverir." Hapisteki General, "Demokrasi en büyük diktatörlüktür," diyor. "Çünkü mesele halkın seçtiği yönetici tarafından yönetilmek değil, seçilen yöneticiyi kimin yönettiğidir!" Ve İstanb
Tükendi
Steven Lukes, göndermelerle örülmüş çağdaş bir siyasal yergi olan bu kurmaca yapıtında,bir yandan felsefece düşünmenin tarihinde iyimsercilik ile kötümsercilik arasında alttan alta hep sürüp giden o ince çatışmanın izlerini sürerken, öte yandan ideoloji ile ütopya arasındaki ilişkiye odaklanarak ütopya(cılık) ile karşıütopya(cılık) arasındaki sınır çizgilerinin iyiden iyiye bulanıklaştığını ve bundan böyle, pek öyle sanıldığı gibi, koyultarak çizilemeyeceğini vurguluyor. Lukes, siyaset felsefesi alanında iy
Ben, Ertuğrul Musap Kavi. Vatanın bekası için adaşım kendimi. Buna iman etmiş, bunda karar kılmışım. Devlet terbiyem gayrisine de izin vermez. Dün, karım ve gün görmemiş oğlum Göktürk Bumin'im paramparça edildi. Anam da, gardaşım da feda olsun; şu bedenim Cudi'de, Gabar'da, Küpeli'de leş kargalarına öğün olsun; her şeyde avuturum kendimi, lakin vatanın tek çakıl taşında hainin ayak izi olmasın. Sayın başkanım huzurunuzda şahadetime destur isterim.
Tükendi
Bu kitap, 12 Eylül 1980-1985 yılları arasında yolu, Selimiye Kışlası, Alemdağ, Sultanahmet, Bayrampaşa tutukevlerinden geçmiş bir sempatizanın, tarihe tanıklık ettiğinin hikâyesidir. Ülkemizin direniş tarihini, Mustafa Suphi'lerle başlatıp, Behice Boran'larla, M. Ali Aybar'larla devam ettirmiş, Deniz'lerle, Mahir'lerle yükselterek, 12 Eylül sürecinde, Mehmet Fatih Öktülmüş, Nasuh Mitap, Hasan Şensoy, Erdal Eren, Veysel Güney gibi on binlerce devrimci ile büyüterek, Gezi eylemleri ile taçlandırıp bu günlere
Tükendi
Her şey çok güzel, her şey çok iyi giderken mehtaplı gecelerin ardından kara bulutlar çöktü,şimşekler çaktı sürgün ülkenin üzerine. Ordu, bir grup generalin önderliğinde ülke yönetimini ele geçirdi. Bütün ülkeyi ilan ettikleri sıkı yönetimin demir postalları altında inim inim inlettiler. İlk attıkları adım kanlı oldu. Sonrakilerde kanla devam etti. Öyle ki nergis kokuları yerini kan kokusuna, barut kokusuna bıraktı . kan kokusu ağaçlara, ormanlara, vadilere sindi;dere yatakları kimsesiz mezarlar haline geld
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 139 kayıt bulunmuştur Gösterilen 100-120 / Aktif Sayfa : 6