Hiçbir siyasi kavram demokrasi kadar çok tartışmaya ve yanlış anlamaya konu olmamıştır. Bugün siyasi yelpazenin farklı kesitlerini temsil etmekle birlikte demokratik olduğunu iddia etmeyen tek bir rejim bulmak neredeyse olanaksız. Bu kılavuz kitap demokrasi kavramının kökeni ve tarihsel gelişimi kadar mevcut demokratik uygulamaları ve kurumları da merkezine alıyor. İyi bir yönetim için demokrasinin gerekli ama yetersiz bir yaklaşım olduğunu öne süren bu çalışma, bugüne dek konu hakkında yazdıkları birer mod

Üçüncü Selim; İngiltere ve Rusya'nın Türkiye'ye savaş ilan edip aralarında bölüşmesinden çok korkuyor. Fransız sefiri çok üzülen Üçüncü Selim'e "'sizin Rusya ve İngiltere'den daha büyük üç düşmanınız var, onlara üzülün", demiş. III. Selim: " Denizlerin kraliçesinden (İngiltere) ve Şimal'in arslanından (Rusya) daha büyük düşman ne olabilir?" Der. Fransız elçi: "O üç düşman, İnşallah, Maşallah, Bakalım."

Türkiyenin en çok okunan Yazarlarından Sayın Ergün Poyrazın 27.07.2007 tarihinde gözaltına alındığı tarihin ertesinde tarafımdan soruşturma dosyasına vekaletname sunulmuş ve günümüze taşınan Ergenekon süreci öncelikle bir hukukçu olarak takip edilmiştir. Ertesinde şahsım hakkında da örgüt üyeliğinden dava açılan ve senelerden beri kasıtlı olarak ucu açık bırakılıp, maddi gerçeklik araştırılmaksızın mevcut siyasi iktidar karşıtlarının dahil edildiği siyasi bir soruşturma neticesinde yaklaşık 5 seneden beri t

Ziya Gökalp, Cumhuriyet dönemi reformlarına ilişkin fikirlerini çeşitli yazı ve makalelerinin yanı sıra Türkçülüğün Esasları kitabında da açıkça ortaya koymuştur. Fakat Cumhuriyet dönemindeki sosyal reformlar, Gökalp'ın tasarılarına uymayan bir şekilde gelişmiştir. Türkçülüğün Esasları'nda Gökalp'ın reformlarına ilişkin fikirleri kitabın ikinci bölümünde yer alır ve başlıkları şöyledir: Dülde Türkçülük, Estetik Türkçülük, Ahlaki Türkçülük, hukiki Türkçülük, Dini Türkçülük, İktikadi Türkçülük, Siyasi Türkçül

Ahmet Demirelin makalelerini bir araya getiren Tek Partinin Yükselişi, Milli Mücadele dönemi ve Cumhuriyetin kuruluş yıllarındaki seçimlere ve bu seçimler sonucu oluşan Meclisin yapısına odaklanıyor. Demirel, tek parti rejiminin yavaş yavaş kurulduğu bu süreçte, milletvekili adaylarının belirlenmesinden, Meclisin oluşmasına kadar geçen zaman içerisinde neler yaşandığını çarpıcı ayrıntılarla okuyucuya sunuyor. Fikrî ve ideolojik tartışmalar kadar milletin vekillerinin seçilmesine ve Meclisin oluşmasına yön v

Türkiyede sağ akımların ideolojik alet çantasında neler var? Türk sağcılığı kitlelere seslenirken hangi imgelere başvuruyor, hangi tahayyüllere hitap ediyor? Hangi psiko-sosyal damarları işliyor, hangi çağrışımları harekete geçiriyor? Elinizdeki derlemede, bu sorulara cevap arayan çalışmalar yer alıyor. İcat edilen korkular, nefret ve öfke temaları, düşman portreleri, komplo teorileri: Moskoftan, kızıllardan masonlara Kürtlere, Alevilere Kutsal yerler, ulusal hafıza mekânları: Fetihten, Ayasofyaya, Çanakkal

Foti Benlisoy'un Fransa ve Yunanistan'dan, Arap Devrimi, 'The Occupy' Hareketleri ve Kürt İsyanına 21. Yüzyılın İlk Devrimci Dalgası isimli kitabı devrim ateşi yayılırken raflardaki yerini alıyor. Muhammed Buazizi'nin kendini ateşe vermesiyle Tunus'ta başlayan Arap devrimci süreci, 'devrim' kelimesini 'bölgede' ve dünyada gündelik kullanıma sokmuştu. Sonra, başta İspanya ve Yunanistan bir dizi Avrupa ülkesindeki kitle eylemleri, 'öfkeliler' (indignados) hareketi geldi, daha sonra da özellikle ABD'de 'işga

Rancière, günümüzün en özgün siyaset ve sanat kuramcılarından. Her iki alanda da ufuk açıcı ve ezber bozucu kuramlar geliştirmesinin yanı sıra, bu iki alanı daima birbirleriyle ilişkileri içinde ele alıyor. Çünkü ona göre sanat ve siyaset, birbirleriyle arızî olarak temas eden, iki sabit ve ayrı gerçeklik değil. Ortak bir mekân kurma, bu mekânda yer alacak özneleri ve nesneleri tanımlama etkinliği, sanatın ve siyasetin buluşma noktasını oluşturuyor. Estetik de, Platondan günümüze sanatın ve sanat üzerine sö

Bu kitabı Başbakan yazdırdı. Ama yanlış anlaşılmasın. Bu kitabın yazıldığından Başbakanın haberi bile yok. Ancak Türkiyede son yıllarda yaşanan gelişmeler, Başbakanın söylemleri, belirleyici tavrı ve büyük Türkiye tahayyülü Osman Ulagayın bu kitabı yazmasına vesile oldu. Osman Ulagay, Türkiye Kime Kalacak? diye sorarken, elbette aslında Türkiyedeki kutuplaşmaya dikkat çekmek istiyor. Dünyada yaşanmakta olan büyük değişimi de hesaba katarak Türkiyenin bugün geldiği noktayı ve önündeki seçenekleri gerçekç

Elinizdeki kitap, teknik bir araştırmanın ürünü olup, amacı Avrupa Birliği üyesi ülkelerin etnik yapılarını kısaca aktarmaktır. Çalışmanın amacı konuyla ilgili küçük ve anlaşılabilir bir kitap ortaya koymak olduğu için, kitabın içinde bahsi geçen etnik grupların tarihlerine ve kökenlerine çok detaylı olarak girilmemiştir. Aksi takdirde birkaç cilt ve binlerce sayfalık bir yayın olma ihtimali doğmuştur. Zira Avrupada yüzlerce etnik grup olduğunu kitabı incelediğinizde göreceksiniz. Kitabın son dönemlerde Tür

İnsanlık tarihi kadar eski olan terörizm, teknolojik gelişim ve sosyo-ekonomik yapıya paralel olarak amaç ve stratejisi değişse de tarihin her döneminde toplumların dinsel-ırksal-ekonomik ve sosyal yapısını ideolojisi doğrultusunda istismar ederek acımasız şiddet eylemlerini haklı göstermek istemiştir. Günümüzde de sadece ülkemizde değil, dünyanın her yerinde terörün ortaya çıkış nedenleri etnik, dini ve ekonomik olgulara dayanmaktadır. Terörizme destek veren ülkeler, hedef ülkedeki etnik, dini farklılıkla

1980lerin sonunda sosyalist ülkelerde yaşanan çözülme, Marksizm-Leninizmin de iflas ettiği anlamına mı geliyor? Batı Almanyalı Marksist ve dünyaca ünlü felsefeci Hans Heinz Holz, Sovyetler Birliğinin yıkılışının hemen ardından kaleme aldığı bu çalışmada, aksini savunuyor. Ona göre, sosyalizmin yenilgisi, farklı (hem nesnel hem de öznel) nedenlerle Marksizm-Leninizmin özünden uzaklaşılmasının bir sonucuydu. Marksist-Leninist teorinin temel ilkelerini özetleme girişiminde bulunan Holz, bu ilkelerden uzaklaşıl

12 Şüphe!, aralarında cinayet, kaza ve intihar gibi şüpheli olayların arkasında kalan sis perdelerinin hala aralanmadığını hatırlatmak ama-cıyla kaleme alındı, kitabın yazılmasındaki amaç, kamuoyunda geniş yankılar uyandı¬ran olaylardan sadece 12 tanesini gündeme getirerek, söz konusu dosyalarla ilgili çelişkileri gençlerin de unutmamalarını sağlamak. Bu anlamda, olaylara vakıf kişilerin (gazeteciler, stratejistler, avukatlar, bakanlar, doktorlar, hakimler, savcılar, güvenlik uzmanları, aile fertleri gibi)

Üç Ayrı Kapıyı Açan Tek "Anahtar Esrarengiz Tepkiler Sürpriz Sihirli Anahtar Asıl Soru: "Neden? Çapkın Mutsuz Evlilik. Çaresizlk Sonunda Aramız Düzeldi Eve Hırsız Girmiş İki Gün Önce Tamamdır Bir Tane de Türkiye'den Testere Çıksın Üniversiteli İki Sevgili Bu Böyle Gitmez Kan Yerde Kalmayacak

17. yüzyıl Osmanlı coğrafyasında siyasal, ekonomik ve toplumsal istikrarsızlıkların hüküm sürdüğü bir dönemde padişah, I. Ahmed'e bu sorunlara dair çözümler önermek adına Veysi'nin 1608 yılında kaleme alarak bizzat kendisine sunduğu klasikleşmiş bir eserdir, Hab-name.

Terör Gruplan'ında ülkemizdeki siyasi ve terörist yapılanmaları ele alsak da, Dünya'daki gelişmelerle bu oluşumları paralel işlemek zorundayız. Bu kapsamda, Dünya tarihini inceleyen Jean Claude Barreau ile Buillavme Bigof un Dünya Ticaret Merkezi'ne yönelik saldırıyla ilgili değerlendirme¬lerinde, bu saldırının kime yaradığı sorgulanırken bir çok komplo teorisini de beraberinde getirmektedir. Önceki baskıların aksine, kitapta yer alan bölümlerden bazılarına günü¬müzdeki gelişmelere göre önem arz eden ekleme

1960 yılının başlarında Yeşilhisarda CHP ilçe başkanı münakaşa ettiği DP yöneticilerine ateş etmiş ve sonrasında tutuklanmıştı. Bunu takiben ilçede giderek büyüyen gerginlikler ve olaylar yaşanmış, iş Hükümet Konağının basılması derecesine kadar ilerlemişti. 1960ın Şubat ve Mart aylarında yaşanan bu hadiselerden sonra 3 Nisan 1960ta Kayseride yapılacak olan CHP il kongresi, daha büyük bir olaya meydan verilmemesi düşüncesiyle, iptal edilmişti. İnönü, kongre yapılmasa da Kayseriye ve oradan da Yeşilhisara gi

"Doğrultusunu çizmeden yenilenme isteği yetmez!" -Sevim Belli-

Demokrat İzmir Gazetesinin Tahribi Davası, Başvekil Adnan Menderesin basına özgürlük tanımadığını hatta basını susturmak amacıyla gazete matbaası bile tahrip ettirdiğini iddia ederek Menderesi mahkum etmek üzere tasarlanmış bir davadır. Bu dava üzerinden Menderesin basına şiddetli baskı uyguladığı topluma kanıtlanmak istenmiştir. İzmirde yayınlanmakta olan Demokrat İzmir gazetesi 1950 seçimleri öncesinde ve sonrasında DPyi tutmuş ve desteklemiş bir gazeteydi. Gazetenin bu tutumu daha sonraki yıllarda değiş