Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 300-320 / Aktif Sayfa : 16
Aristoteles’in aklın mahiyeti ve nefsle ilişkisine dair muğlaklıklar barındıran tanımı, Aristoteles yorumcuları arasında aklın mahiyetine ilişkin farklı yorumların ve ciddi tartışmaların oluşmasına zemin hazırlamıştır. İslam dünyasının son büyük Aristoteles şârihi ve Latin dünyanın meşhur “commentator”ü İbn Rüşd de De Anima’ya yazdığı şerhlerde, özellikle de eş-Şerhu’l-kebîr’de problemi felsefî ve teolojik yansımaları bağlamında ele almıştır. Faal aklın ayrık, değişmez ve etkilenmez niteliklerinin heyûlânî
Tükendi
"Felsefe Doktrinleri ve Terimleri Sözlüğü'nün 12. baskısı yapılıyor. Bu sözlüğün bu kadar rağbet görmesinin sebebi diğer felsefe sözlüklerinden çok farklı olmasıdır. Bu farklılığı ortaya koyan amillerin başında taşıdığı bir kısım özelliklerin diğer sözlüklerde bulunmamasıdır. Bu farkları okuyucular zaten bilmektedirler ve bunun için bu eseri daha çok tercih etmektedir. 11. baskıya talep üzerine hâdis, hudus delili, hukuk felsefesi, eğitim felsefesi, kimlik, ölüm ve ölüm ötesi, spor felsefesi, tasarım felsef
Tükendi
Michel Foucault, “modern dünya”ya ilişkin analizleri en çok yorumlanan ve tartışılan sosyal bilimcilerden biri... 21 Yüzyılın Ezber Bozan Düşünürü Gilles Deleuze, Foucault için “Çalışmaları ufuk açıcı” ifadesini kullanıyor. Foucault, ufkumuzu açıyor, dünyaya bakış açımızı değiştiriyor. Bu kitapta Foucault’nun, on yedinci yüzyıl sonrasında Avrupa’da yaşanan yönetimsel ve toplumsal değişimleri ve oluşturulan modern kurumları nasıl eleştirdiğini okuyacaksınız. Ünlü düşünür, okulun hapishaneden, fabrikan
Tükendi
Orgazm basit bir mesele değildir. Biyolojik ve kültürel, bedensel ve ruhsal, duygusal ve semboliktir. Kadına ve erkeğe özgü olmasının yanı sıra derin bir şekilde insanidir. Mahnkopf, orgazmın felsefi derinliklerine inerken sanatı, bilimi, edebiyatı, filmi, müziği, entelektüel söylemi günlük deneyimle; politik olanı ise tutkulu ve tatmin edici bir mutluluk ütopyasıyla birleştiriyor. Orgazmın Felsefesi mutluluk, özgür bir toplum ve iyi yaşam üzerine düşünmek isteyenler için kapsamlı bir çalışma. “Kendin
Aynı ırmağa girdiğimizde girmeyiz Biziz değiliz Diyalektik düşüncenin kökenleri açısından Hegel gibi Marx’a da esin veren Herakleitos’un Doğa Üzerine adlı yapıtından günümüze kalan “Parçalar”ı, şair Alova’nın şiir diliyle yaptığı çeviriyle sunuyoruz. Alova’yı, “Parçalar”ı Kırık Taşlar adı altında bir araya getirerek çevirmeye yönelten etkenlerin başında, Antik Yunan filozofun ateşe, suya, toprağa, güneşe “çıplak akıl”la bakarak evrensel yasaları çözmeye çalışması, diyalektik düşünceyi gözlem yoluyla
“Bedeniniz zindanda olabilir, yeter ki zihniniz özgür olsun.” Akıl ve inanç çatışması insanlığın binlerce yıldır sürdürdüğü tartışmalardan biri olmuştur. Boëthius, bu iki kavramı uzlaştırmak için gayret gösteren ilk skolastik filozoftur. İnsanlığın düşünce körlüğü yaşadığı bir dönemde, antik düşüncenin ortaçağa aktarılmasında bir köprü olan Boëthius, Platon ve Aristoteles’in eserlerini Latinceye çevirmiştir. Bundan 1500 yıl öncesinde, zindanda işkence görürken dahi düşünmekten ve üretmekten vazgeçmemiştir.
XI ile XIII. yüzyıllar arasında Batıda siyasi ve toplumsal hayatta, sanat, ekonomi ve teknoloji alanlarında köklü dönüşümler göze çarpar. Felsefe de bu dönemdeki maddi ve entelektüel uyanışın bir parçasıdır. XIII. yüzyıl ise tercüme ve yorum (translatio) hareketinin etkisini gösterdiği dönemdir. Bu hareket, Batının bir yandan Araplar ve eski Yunan karşısındaki felsefi gecikmesini telafi etme çabası, diğer yandan “skolastik” döneme bakışını değiştiren tartışmaların kaynağıdır. Tezlerin ve karşı tezlerin s
Spinoza adı son yıllarda hem akademik çevrelerde, hem de felsefeye merak duyan genel okurlar arasında giderek daha sık duyuluyor. Üstelik bu ilgi belli bir coğrafyaya özgü değil; Avrupa’da olduğu kadar okyanusun öte yakasında, Latin Amerika’da olduğu ölçüde Uzakdoğu’da da Spinoza üzerine yazılanların sayısındaki artış dikkat çekiyor. Bir anlamda, bu eşsiz filozofa karşı hem yaşarken hem de ölümünden sonra uzunca bir süre devam eden peşin hükümlü ilgisizlikten dolayı bağışlanma diliyor gibiyiz. Spin
Tükendi
Bilişsel-Davranışçı Terapi (BDT) Felsefesi’nin bu heyecan verici yeni baskısı, Sokratik felsefeye, özellikle de Stoacılığa ait teknik ve kavramların, BDT ve diğer psikoterapi biçimlerine nasıl entegre edilebileceğini gözler önüne sermektedir. Antik filozoflardan psikolojik terapiye dair neler öğrenebiliriz? Psikoterapi ve felsefe her zaman ayrı disiplinler değildi. Bu kitapta Donald Robertson, antik Yunan felsefesi ile modern bilişsel-davranışçı psikoterapi arasındaki ilişkiyi irdelemektedir. BDT'nin kur
Azgelişmişlik Üstünlüktür paradigması, 1996 yılındaki ilk baskısında teknoloji eleştirisini aşacak bir teori geliştirmekten ziyade “(Ey mü’minler, kâfirlere ve zalim düzenlere karşı) Sakın gevşeklik göstermeyin, üzüntüye düşmeyin. Eğer inanıyorsanız (sonunda) galip ve üstün gelecek olan sizsiniz.” (3 Al-i İmran, 139) ayetinin muhtevasını gözeterek Osmanlı’nın yenileşme döneminden itibaren aydınları saran “geri kalmışlık kompleksi”ni yenmek üzere kaleme alınmıştır. Bu paradigma 2015’ten sonra teknolojinin de
Monolitik bir tavırla, yalnızca modern düşüncenin ölçüleri ile Osmanlı-Türk modernleşme tecrübesini anlamaya çalışan düşünürler -zorunlu olarak- modernleşme sürecinin ve modern bilincin “çatışmacı” bir tarzda ilerleyerek kendisini kabul ettirdiği gibi fizikalist bir bakış açısından kurtulamayacaktır. Hâlbuki toplum ve düşünce geleneğimizde modernleşmenin ve modern bilincin kesin çizgiler ve somut veriler ile belirleyemeyeceğimiz bir varoluş macerası bulunmaktadır. Bu maceranın konumlandığı ve anlamlandığı z
Siyasete özgü olan şey yarattığı kopuştur; halkın ihtilaflı “özgürlüğü” olarak ortaya çıktığı vakit eşitliğin yarattığı etkidir... Siyaset, paydan yoksun bir paydanın kayda geçmesi sonucu toplumun pay ve paydalarının hesabının altüst edildiği yerde varolur. Herhangi bir kimsenin herhangi bir başkasıyla olan eşitliği, halkın özgürlüğünde kayda geçtiği zaman siyaset başlar. Demokrasinin biçimleri, üç ilkeye dayanan bu düzeneğin tezahür biçimlerinden başka birşey değildir. Halkın görünür olabileceği belli
Kur’an’ın temel ilkelerine zarar vererek Allah’ın dini olan İslâm’a faydalı olunamaz. Bu açıdan İslâm’ın içinde kalarak konuşmanın önemini kavramak durumundayız. Kim olursa olsun konuşurken ya da teori üretirken bu ilkelerin dışına çıkmamalıdır. İster felsefe, ister tasavvuf ve isterse de diğer anlayışlar olsun dinin temel ilkelerini gözardı etme,umursamama yahut da çiğneme hakkına sahip değildir. Bizleri din içinde tutan adım, temel ilkelere uyumdur. Mamafih din adına yapılan her yorumun dinin asıl unsurla
Alman siyaset kuramcısı Carl Schmitt, bu eserinde, Roma Katolik Kilisesi’ni tarih üstü/tarih ötesi dinî rolü ve daveti açısından değil, Roma sonrası Avrupa tarihinde işgal ettiği siyasi kudreti itibariyle ele alıyor. Üzerinde yoğunlaştığı tarihi devir, Protestan ve Püriten fırkaların ona muhalefetini tevarüs eden seküler politik ve ekonomik aktörler lehine güç kaybettiği “modern zamanlar”dır. Bu eserin en can alıcı tespiti olarak, kapitalist ekonomi çağında sermayedar patronun ve ona muhalif proleterin ekon
Tüm insanlığın kapsamlı ve hızlı bir değişim sürecinden geçtiği dijital çağda, insan ve doğa yeniden anlamlandırılıyor. İnsanın ne olduğu sorusu, niçin var olduğu sorusu anlaşılmadan cevaplanamaz. Bununla birlikte, zaman ve mekândan bağımsız bir insan tanımı da yapılamaz. Çünkü insan, anda yaşayan, dünden kopmayan, yarını planlayan bir canlıdır. Yeni yüzyılda özellikle yapay zekâ, robot teknolojileri, nöroloji ve genetik gibi bilim ve teknoloji dallarında yaşanan gelişmeler, insan varlığını ve mahiyetini
Her “okuma” bir yorumlamadır. Ve yorumlamak varoluşa katılmanın yegâne biçimidir. Bir kutsal kitabı yorumlamak şüphesiz ondaki kutsiyete katkıda bulunmak için yapılmaz. “Kutsal” olan her şeyden önce kendiyle kaim olduğundan kutsal denmeye layıktır. Kendi dışından bir şeye ihtiyacı olmadığından ona katkıda da bulunulamaz. Ancak ihtiyacı olana katkı verilebilir ve ancak noksan olan ikmal edilir. Bu nedenle yorumlamanın amacı bir eksikliği gidermek değil, temiz bir kalple ona katılabilmektir. Her bir yor
Bilim alanında zamanımızın en büyük düşünürü.Sunday TimesfeHiperzekâyı anlamak istiyorsanız, Novasen iyi bir başlangıç.Tim Radford, NatureNovasen, kabilemizin bir büyüğünün, okumak için gereken kısa süreye fazlasıyla değen birikmiş bilgeliğinin bir ürünü.Stephen Cave, Financial TimesGaia teorisiyle yaşamlarımızı ve gezegenimizi anlama biçimimizi sonsuza dek değiştiren, çağımızın önemli çevreci düşünürlerinden Lovelock, Dünya’da yaşamın geleceği hakkında muazzam bir yeni teori atıyor ortaya. Lovelock, üç yüz
Şiirlerinden yaptığı çevirilerin İngilizcede ilk kez yayımlanışının (Gitanjali, 1912) ardından bir edebiyat fenomeni haline gelerek 1913’te Nobel Edebiyat Ödülü’nü alan Rabindranath Tagore, bunu izleyen dönemde önde gelen Avrupalı, Rus ve Latin edebiyatçılar tarafından çeşitli dillere çevrildi ve geniş bir okur kitlesine ulaştı. Şiirin yanısıra edebiyatın hemen her türünde yapıt veren Tagore, Avrupa, Amerika ve Asya’da yaptığı geziler sayesinde önemli entelektüel dostluklar kurdu, konferanslar verdi, böylec
Geçmiş bir döneme ait olan ve bugünün dünyasından kopuk gözüken bir felsefe metni meşru bir şekilde nasıl sahiplenilir? Bir metnin “nesnel” olarak yorumlanması mümkün müdür? Yoksa okur her zaman, üstelik de etkin bir şekilde araya mı girer?Fransız filozof Paul Ricoeur’ün hermeneutiği, bu tür sorunları derinlemesine tartışma imkânı sunar. Ricoeur için bir metnin temellük edilmesi, yani okurun onu kendine mal etmesi, tarihsel mesafenin kapatılması sayesinde anlamın, doğrudan okurun dünyasına hitap etmesi
“Sevgi birleştirir, nefret ayırır, sevginin asil hizmetkârları gerçek hazineye ulaşır.”Zamanın coşkun akan ırmağı adlarını unuttursa da fikirleriyle bize uzak çağlardan seslenen, farkında olmasak dahi fikir dünyamızı şekillendirmeye devam eden düşünürler vardır. Doğanın kitabını okuyarak “ölümsüzlüğün” bilgisine erişip gittiği yerlerde bir “tanrı” gibi hürmet gören, bu bilgiyle salgın hastalıklara çare bulan, fırtınaları dindiren ve tiranlarla savaşarak yurttaşlarının kalbini kazanan Empedokles, şüphesiz bu
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 300-320 / Aktif Sayfa : 16