Anne-Baba olmak, mutu ve huzurlu bir aile ortamında çocuk yetiştirmek çok güzel bir uğraştır, hatta dünyanın en zevkli olayıdır. Bu nedenle evimizin süsü olan çocuklarımızın anne-baba olarak bizim üzerimizde bir takım hakları vardır bizlere Allah tarafından emanet edilmiştir. Onlara özel muamele ve özel eğitim uygulamak asli görevimizdendir.

"Evlilik hayatı bir sanattır; güzel ve önemli bir sanat. Bu sanatı bilen kişilerin sayısı ise çok azdır. Bu sanatı, daha doğrusu ibadeti bilmeyen eşler arasında pek çok sorun çıkmakta, bunalımlar yaşanmaktadır. Bu da ailenin büyük sarsıntılar geçirmesine neden olmakta, çocukların başıboş yetişmeleri sonucunu doğurmaktadır. İslâm alimlerinin eskiden beri bu konuda yazdıkları, pek çok değerli eserde dağınık halde bulunan bilginlere ulaşmak günümüz insanı için çok zor olduğu için, birçok gencimiz balla zehri

"Duygusal zekâlı ve uzun süreli bir evlilik için son derce pratik bir rehber" diyor Sosyal Zekâ ve Duygusal Zeka yazarı Daniel Goleman bu yapıt için. Evli çiftlerin alışkanlıklarını bilimsel olarak analiz eden psikolog Gottman, gerçek sorunları olan eşler üzerinde denediği ve sınadığı yedi ilkesini şöyle sıralıyor: Eşinize yeniden saygı ve şefkat gösterebilmek için sevgi haritalarınızı genişletin. Aşık olma nedeninizi kendinize hatırlatmak için birbirinize karşı sevgi ve hayranlığınızı geliştirin. So

Yazar, yıllardır hanımların düzenlemiş olduğu, sohbet toplantılarına konuşmacı olarak katılmaktadır. Hanımlardan dinlediği, birbirinden değişik, gerçek, yaşanmış, hayat hikayelerinden, ayet ve hadis´ler ışığında daha mutlu, daha huzurlu, yıllarca sürecek bir evliliğin püfnoktalarını, sizler için derleyip, bir kitap halinde topladı.

Tarihin ilk çağlarından beri insanoğlunu ilgilendiren konular arasında cinselliğin özel bir yeri vardır. Cinsel arzu, insanın özelliklerinden biridir. Diğer memelilerin işi daha kolaydır. Onlar da cinsel ilişki ile çoğalırlar, ama bu ihtiyaçlarını insanoğlunun aksine otomatik, yani içgüdüsel olarak sadece döllenme dönemlerinde ve sadece bir fiziksel işlem şeklinde yaparlar. İnsanoğlunun belirli dönemlerinden bağımsız bir cinsel hayatı olmuştur. Diğer bütün hayvanların bedenlerinde meydana gelen kimyasal

Her Aşık Sadık Değildir!Aşk hüzünle neşe arasında işleyen , mevsimlik bir trendir. Aşk mutluluğu kaybettiğin an bulmak, bulduğunda da yitirmektir. Aşk, patlak tekerlekle çıkılan heyecan verici bir sürevendir.Aşk, saatin kaç olduğunu bilmek ve bilmezlikten gelmektir. Peki, insan aşık olduğunu nasıl anlar? Aşık olduğu kişiyi nasıl tanır? Yarasını nasıl sarar ya da yara almadan nasıl kurtulur?Unutulmaz aşklar var mıdır, varsa nasıl yaşanır? Burçların bunda payı nedir?Ünlülerin astroloğu, holdinglerin ve siyase

Çalışmanın ilk bölümünde, evlilik birliğinde eşlerin birliği temsil yetkisinin anlamı, teknik anlamda temsilden farklı yönleri, evlilik birliğinde temsil kurumunun amaç ve işlevi gibi konular ele alınmaktadır. İkinci bölüm, birliği temsilin koşullarına ayrılmıştır. Bu bölümde, temsil yetkisinin kapsamına ilişkin ayırım çerçevesinde, eşlerin eşit biçimde sahip oldukları olağan temsil yetkisi-olağanüstü temsil yetkisinin koşulları incelenmektedir. Üçüncü bölüm ise, evlilik birliğinin temsilinin etkileri, tems

Gençlik, delilikten bir şubedir. Çılgınlık ve delilik, delilik ve dahilik arasındaki ince çizgi önemlidir. Devletlerin, toplumların, ailelerin kırmızı çizgileri olduğu gibi bireyin de kırmızı çizgileri vardır. İşte, ergenlik tam da bu kırmızı çizgilerin belirlendiği ve oluştuğu dönemdir. Tabii kırmızı çizgilerle beraber beyaz ve siyah çizgiler de kesinlik kazanmaya başlar. Ergenlik bu sebeple, sandığımızdan daha önemlidir. Ergenin bizim sandığımızdan daha çok ilgiye, özene, yol göstericiye ve sevgiye ihtiya

İslâm milletlerinin yaşamış olduğu modernleşme tecrübesinde en fazla tartışılan konulardan birisi de kadın meselesidir. Batıda ki toplum hayatının ve hürriyet akımlarının kaçınılmaz neticelerinden birisi olan "kadın hakları" konusu İslâm ülkelerinde özellikle "Batıcı" diye tabir edilen yazarlar tarafından da münakaşaya açılmış ve hâliyle ardından hararetli tartışmaları sürüklemiştir. Bu tartışmalar neticesinde kaleme alınmış önemli eserlerden biriside Mısırlı yazar Ferit Vecdînin "el-Meretül-Müslime / Müsl

Sevginin, aynı kaderi paylaşma olduğu anlaşılıyor. Öyle bir paylaşma ki iki tarafın kalbine huzur ve ferahlık getirsin; hastalıklara deva olsun. Çünkü paylaşılmayan sevgi yalnızca bir dert ve acıdan ibarettir. Eğer eşit bölünmezşe, gönlü, sevginin diğer yarısı olan dert istila eder. Bu yüzden tek taraflı sevgi acı; karşılıklı sevgi de sevinç verir... Sevenin ruhu sevilene meyilli yaratılmış olup kendisini ona yakın hisseder. Sevilen bu yakınlığı duymuyorsa eğer, arada sevgiyi perdeleyen maddi yahut manevi

Kimi aileler birbirlerini sevgiyle sarmalayıp mutlu olurken, kimileri de mutsuz bir ilişki içinde yaşamaya mahkumdur. Burada temel soru şudur: Bu aileler neleri farklı yaptıkları için böylesine zıt bir yaşam ve ilişki sürdürürler? Bu konuda sıradan insanların aile dinamiklerini enine boyuna inceleyen sosyologların, terapistlerin ve psikologların bulguları, diğer uzmanlarla paylaştıkları akademik yayınların satırlarında gizli kalmıştır. Uluslararası bir üne sahip olan David Niven, gizli kalmış sırları bu ç

Bu toplumun çocukları olan bizler, değerler ve öncelikler açısından amuda kalkmış bir anlayışın ellerinde yetiştik. Bütün çabamız, amuda kalktığının farkında olmadığı için, kendisi gibi amuda kalkanların dışında herkesi yanlışta gören toplumumuza, bu duruşun bozukluğunu hatırlatarak, öncelikler sıralamamızı pişman olmayacağımız şekilde yeniden düzenleme arayış ve arzusundan ibarettir. Tüm toplumları idare edenler, yetişkin - yetişmiş - yetiştirilmiş çocuklardır. Bunun farkında olarak, fark ettiklerimizi çoc

Bu çalışmamız süresince, "Çocuğunuzu iyi giydiriniz, beslenmesine dikkat ediniz, ihtiyaçlarını gideriniz, sağlıklı olmasına dikkat ediniz, öğrenim görmesini sağlayınız, onu seviniz..." demeyeceğiz. Çünkü normal şartlarda yaşayan, normal her anne baba, bunları elinden geldiğince kendiliğinden yapar. Belki yetersiz yapar, bilgisizliği sebebiyle belki gereken önemi vermeyebilir, eksik ve yanlış şeyler yapabilir; ancak biz bunlara kıyasla çok daha önemli gördüğümüz / hayati olduğunu düşündüğümüz konuları anne b

İnsanlık tarihiyle birlikte başlayan ilişkilerdeki faktörel dengeler, Habil ile Kabilin mücadelesiyle başlar. O günden bu yana insan ilişkilerinde iki zıt faktör öne çıkmıştır. Birinde, ya denge korunmuş; orta yol tutturulmuştur ki bu tarihte çok az bir zaman diliminde gerçekleşebilmiştir...Ya da insanlar arası ilişkiler darbe alarak, ortalık kaosa dönmüştür. Her ne kadar modern toplum insanımızı dost çevreden yalıtarak onlara bir yığın alternatifler sunmuş olsa da, insan insanla ilişki kurmayı önemsemiş v

"Mutlu aşk yoktur" demiş şair. Ya mutlu evlilik?! İnsanlığın en eski ve kutsal kurumu olan evlilik, sürekli bir mutluluk ve huzur vaad ederken, bunun aksine, sürekli bir mutsuzluk ve huzursuzluk sebebi de olabilir. Evlilik halleri hep bıçak sırtında... Ramize Erer in küçük, hınzır çizgi öykülerinde neler yok ki; talihimizi bekleyen tehlikeler, şirinlikler, çam devirmeler... Birliktelikleri zorlayan en ince ayrıntılardaki uyuşmazlıklar birden nasıl büyüyebilir, romantizm nasıl sereserpe bir vurdumduymazl

Bu sözlüğü hazırlarken, Anadolu´nun kültür zenginliğini gözönünde bulundurmaya çalıştık. Türkçe kökenli olması bizim için belirleyici değildi, çünkü kullandığımız isimler geldikleri dil kökleri itibarıyla ve çeşitlilikleri nedeniyle oldukça fazladır. Ama son elli yılda gelişmekte olan Türkçeyle de oldukça güzel isimlere ulaştık. Elinizde bulundurmuş olduğunuz "A´dan Z´ye Çocuk Adları Sözlüğü" bu alanda yapılmış olan çalışmalar arasında en büyük ansiklopedik sözlüktür. Bu konuda yapılmış olan çalışmalardan d

Aldığımız kararların sonuçlarından bazı kişiler ikinci ya da üçüncü derece etkilenir. Bazıları ise birinci derece... Bu kişiler ailemizin içinde olan insanlardır. Biz de onların aldıkları kararlardan etkileniriz. Anne-baba olarak etkileniriz, çocuk olarak etkileniriz. Bu aile, ister çocuğu olduğumuz ailemiz, ister anne-bab olduğumuz ailemiz olsun, etkileşim yönünden bir farklılık göstermez. Sonuçta bu kurumda, herkes birbirinden etkilenir. Olumlu veya olumsuz... İyi ya da kötü... .... Amacımız, çocuklarımız

Gürültü patırtının ortasında sükûnetle dolaş; sessizliğin içinde huzur bulunduğunu unutma. Başka türlü davranmak açıkça gerekmedikçe herkesle dost olmaya çalış. Ama kimseye de teslim olma... Telaşsız, açık seçik konuş. Yalnız planların değil, başarıların da tadını çıkarmaya çalış. İşinle ne kadar küçük olursa olsun ilgilen, hayattaki dayanağın odur. Sevmediğin zaman sever gibi yapma. Sevgiye burun kıvırma; O, çöl ortasındaki çimenli bir yerdir. Yılların geçmesine öfkelenme; gençliğe yakışan şeyleri

Gençlik, hayatın ilkbaharı; onbeşinde başlar, otuzunda kemale erer. İnsan hayatına yön veren alışkanlıklar, bu devrede yerleşir. Gençlik, bir bebek kadar korunmaya muhtaçtır. İnsanı saran amansız tehlikeler, bu yaşlarda hücuma geçer. Gençlik, hayatın en güzel dönemidir. Gençlere düşen, bu nimeti iyi değerlendirmektir.

"Öyle oturma günahtır", "Böyle yatma ayıptır" gibi sözleri büyüklerimizden duyduğumuz çok olmuştur. Bazen mekruh, "haram"ın yerini alır, bazen müstehap, "farz"ın makamına oturur. Allah´ın mübah kıldığını, haram diye yaptırmazlar; "haram", fırsat bularak "helal" olabilir bu arada. Toplumumuzda, bilgisizlik yüzünden hayali hatalarla yargılanan nice insan vardır. Kur´an-ı Kerim gibi bir kitap ve Hz. Muhammet(a.s.m.) gibi bir peygambere sahip olan yüce dinin mensuplarının, zaman zaman gelenek ve göreneklere esi