Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 660 kayıt bulunmuştur Gösterilen 32-48 / Aktif Sayfa : 3
`Ilmu usuli`l-hadisin, yahut `Ilmu mustalahı`l-hadisin, yahutta kısaca `Ilmu`l-hadisin bütün konuların içine alan, vaya bazı konularına tahsis edilerek derinlemesine bir incelemeye girişen sayısız kitaplar telif edilmiş olmakla beraber, hadislerin, Hazreti Peygamber devrinden itibaren, İslam Dininin bir gereği olarak, kazandığı büyük değere paralel bir şekilde rivayetini, rivayetindeki gelişmeyi, çeşitli tehlikeler karşısında onları koruma görevini yüklenen hadisçilerin faaliyetlerini, tedvin ve tasnifini,
"Ölümüyle beraber sevinç ve neşenin yok olduğu kimseye üzülmemek elde değildir. Şayet o kişi yaşasaydı, dini öğretir, insanlara Allah Teâlâ'nın yolunu gösterir, sünnetleri yayardı." Abdulğani Makdisi gibi "güvenilir, dinine sımsıkı bağlı; marifet ve ezberinin kuvvetli olması hususlarında zamanında bir benzeri olmayan; mütevazı, cömert, müsamahakâr, aklıselim sahibi, çok ibadet eden ve her an nefsi ile mücadele eden" bir zât tarafından, cehennemin mahiyeti ve hesap günü hakkında kaleme alınan bu eser,
İlim talibinden beklenen, şuurlu ve basiretli biri olması için mevzu hadislere dair kitaplara çok bakması ve iyice gözden geçirmesidir. Çünkü bu kitaplara tekrar tekrar bakmak mevzu hadislerden daha çok sakınmasını ve daha fazla uzaklaşmasını sağlar. İlim talibi, bu yönüyle mevzu hadis kitaplarına bakmaya her zaman muhtaçtır. Elinizdeki kitap, mevzu hadisler alanında telif edilen en güzel, küçük hacmine rağmen en çok bilgi içerenlerden, senedine bakmaksızın hadisi anlamaya yönelik en çok kaideyi barındır
İslam’ın insan hayatına kazandırdığı güzel hasletleri dikkate alarak, seçtiğimiz bu hadislerin; talebenin dünyasına ve seviyesine hitap eden ve günlük işlerle doğrudan ilgili olan hadislerden olmasına dikkat ettik. Bu niyet ve düşünceyle hareket ederek, kolay ezberlenebilmesi ve hafızada tutulabilmesi için her hadisin verdiği ana mesaj kısmını ön plana çıkardık ve ezberlenmesi için sayfanın başına koyduk. Ancak hadisin tam metnini de verdik ki hem tamamı görülebilsin hem de isteyen olursa tamamını ezberleye
Toplumun temeli olan aileyle ilgili hadislerin bir araya geldiği, açıklamalarında günümüzün sorunlarına da değinilen, nebevî rehberliğin ışığını evlere taşıyacak bir başucu eseri.
16 Yüzyılda yaşamış olan Kemalpaşazade, Osmanlı âlimlerinin en önemlilerinden biridir. O, Kanûnî Sultan Süleyman’a Şeyhülislamlık yapmıştır. Kemalpaşazâde hadis, tefsir, fıkıh gibi dini ilimler başta olmak üzere târih, edebiyat, felsefe, dil ve tıp alanlarında eser vermiş çok yönlü bir âlimdir. O, bu yönüyle Suyûtî’ye benzetilmiştir.Birçok ilme olan vukufu ve bu alanlarda verdiği eserlerle XVI.yüzyılın ilk yarısında Osmanlı ilim ve kültürünün en büyük temsilcilerinden biri olarak görülmektedir. Osmanlı ulem
Hadis ilminin altın çağı olarak kabul edilen hicri 3 asırda telif edilen hadis kitaplarından özellikle ikisi İslâm dünyasında büyük şöhret bulmuştur ki, bunlar Buhârî’nin el-Câmiu’s-Sahîh’i ile Müslim’in el- Müsnedü’s-Sahîh’idir. Daha müellifleri hayatta iken meşhur olan bu eserlerin gördüğü ilgi yıllar geçtikçe daha da artmış ve hicri 4 asırdan itibaren bu iki kitaba “Sahîhayn (sahih hadisleri toplayan iki kitap)” denilmeye başlanmıştır. Her iki müellifin de eserlerine aldıkları hadislerde en üstün sıhhat
Üniversitede görevde olduğum sırada, sivil bir faaliyet olarak Rasûlullah’ın (a.s.) hadîslerini okutmak üzere, bulunduğum ilde çeşitli ders halkaları kurmuştum. Daha sonra Ensar Vakfı tarafından organize edilen farklı guruplara da İstanbul’un farklı ilçelerinde olmak üzere beş yıl boyunca, haftanın her günü bu işi yürütmeye çalıştım. Bir süre sonra burada verilen derslerin ve okunan hadislerin kitap haline getirilmesinin faydalı olacağını düşündüm. Elinizdeki kitap, özellikle Ahmet Çakır kardeşimin ve
İmam Birgivî’nin bu eseri, sayıları beş yüzü bulan kırk hadis kitapları arasında başka örneği olmayan bir metotla hazırlanmıştır. Osmanlı’da Kanuni dönemi âlimlerinden olan İmam Birgivî, zamanında insanlar arasında bidatlerin sünnetlerden fazla rağbet gördüğünden şikayetle sünnetleri insanlara anlatmak ihtiyacı hissederek bu kırk hadisi tasnif etmiştir. Eserde her hadis cennetin sekiz kapısını temsilen rivayet, lügat, belagat, irap, şerh, tefrî, sual ve fayda başlıkları altında açıklanmıştır. Hadislerin
Tükendi
Peygamberimiz Efendimiz’in ahlâkı, ibadetleri yemesi içmesi, yatıp uyuması, konuşması, gülmesi, ağlaması, tevâzuu, etrafındaki insanlarla ve ailesiyle geçinmesi, isimleri, yaşı, vefâtı, mîrası, rüyada görülmesi ve onun sünnetini izlemenin önemi gibi konulara dâir 415 rivâyeti 56 bölüm halinde derleyip toparlamıştır..
Kur'an'da niçin bu kadar fazla kıssa var ve bu kıssaların bizlere vermek istediği mesaj nedir? Bir prensipler bütünü halinde hayatı dizayn etme iddiasıyla gönderilmiş bir kitabın yarıdan fazlası neden geçmiş milletlerin hayat kesitlerini bize sunar? Kur'an'ı Kerim içerisinde pek çok kıssanın, hayat kesitinin anlatıldığı bir hayat kitabıdır. Bu kıssalarda geçen bilgiler tarihsel ve yöresel motifler içermekte, ayrıca evrensel bir mesaj taşımaktadır. Bu anlamda bizler Kur'an kıssalarının bugüne ne söylemek ist
İslam'ın ikinci kaynağı olan Sünnet kısaca Hz. Peygamber'in müslümanlar için ortaya koyduğu örnekliğini ve öğretisini ifade eder. Sünnet ile ilgili tartışmalar geçmişten günümüze kadar tüm İslam aleminde hep var olagelmiştir. Özellikle son yıllarda ülkemizde de bu sahada pek çok tartışma yapılmış onu gözü kapalı savunanlar kadar ona acımasızca saldıranlar hatta onu toptan inkâr edenler de çıkmıştır. İfrat ve tefritin hayli prim yapmaya başladığı bir zaman ve zeminde sünnet ile ilgili tartışmalara kısmen de
Ebû Mansûr el-Mâtürîdî(Ö. M. 944), Ehl-i sünnet kelâmı ile dirayet tefsirinin kurucusu ve Hanefî fıkhının geliştiricisidir. Günümüze ulaşan ilk dirayet tefsirinin müellifidir. İmam Mâtürîdî, Te'vîlât'ında, sahabe, tâbiîn ve tebe-i tâbiîn neslinden intikal eden açıklamaları da nakletmiştir. Böylece, muhtemel anlamları akıl yürüterek belirlemeye çalışmak suretiyle te'vil yöntemini uygulamıştır. Eserde, itikadî mezheplere dair bilgilere yer verildiği gibi, fıkhî mezheplere, özellikle Şafiî fıkhına ilişkin bilg
Ashab “Yaşayan Kur’an” Hz. Peygamber’i bizzat gördüğünden ona bakarak “Kitab”ın nasıl hayata geçirileceğini anlıyor ayrıca onun açıklamalarıyla bilgileniyor, anlayamadıkları yerler olduğunda da yine ona soruyorlardı. Ancak Allah Rasûlünün vefatıyla birlikte “canlı örneklik” sonlanmış oldu. Bu noktada sahabe devreye girerek onun sözlerini ve uygulamalarını tâbiîne aktardı. Bu aktarım kuşaklar boyunca devam ederken oluşan hadis ilmi süreç içinde kemâle erip sistemleşti. Böylece bizler söz konusu ilmin usûlü,
Ömrünü sevgililer sevgilisini anlatmaya adayan Mehmet Yaşar Kandemir hoca efendiden yeni bir şaheser daha. Peygamber'imizi anlatan en kapsamlı çalışmalardan ve İslam tarihinde kaleme alınmış güzide eserlerden Şemâil-i Şerîf, titiz bir Türkçe ve yoğun bir emekle hazırlandı. Şimdi zarif bir baskıyla kütüphanelerde yerini alıyor. sayfa sayısı : 1.cilt 544 sayfa / 2.cilt 550 sayfa / 3.cilt 456 sayfa
Tükendi
Sayfa Sayısı : 1. Cilt: 608 sf - 2. Cilt: 616 sf - 3. Cilt: 624 sf Şifâ-i Şerif; gönüllerde Peygamber sevgisini tutuşturmak, O'nu bütün yönleriyle tanıtıp anlatmak ve Müslümanlara, Sultân-ı Enbiyâ'nın haklarını savunmayı öğretmek maksadıyla yaklaşık 9 asır önce Endülüslü tanınmış alim Kâdî İyâz tarafından kaleme alınmış bir eserdir. Bu kıymetli eser, İlim ve fikir camiasının yakından tanıdığı, yarım asırdan beri akademik çalışmalarının yanı sıra kaleme aldığı eserleriyle bir nesle peygamber sevgisi a
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 660 kayıt bulunmuştur Gösterilen 32-48 / Aktif Sayfa : 3