Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 434 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Modernist düşünceye yöneltilen eleştiriler 20 yüzyılın sonunda yoğunluk kazandı. Böylece modernistlerin sorgusuz sualsiz Batı’yı taklit ettikleri belirginlik kazandı. Söz konusu eleştiriler aynı zamanda gelenekçi düşüncenin taklitçiliğiyle ilgili değişiklikler doğurmaya aday tartışmaları gündeme getirdi. Taha Abdurrahman İslami bir modernlik inşasına giriş niteliğindeki Modernlik Ruhu adlı eserinde modernistlerin taklitçiliklerini kapsamlı bir bakış açısıyla gözler önüne seriyor. Korunması gereken modernlik
Yüzyıllar boyunca beraberce bir tarih ve kültür inşa eden Türklerle Arapların siyasi, idari ve askerî münasebetleri hakkında sayıları az olmakla birlikte bazı çalışmalar yapıldı. Ne var ki bu iki milletin birlikteliklerinden doğan verimlerin, yani el birliği ile oluşturdukları medeniyet hâsılasının çeşitli yönleri hâlâ araştırılmaya muhtaçtır. Öte yandan hayli uzun ve bereketli beraberliğin Türk edebiyatçılarının hafızasına ve edebî eserlerine nasıl yansıdığı, bir tanık olarak edebiyatçıların geçen yüzyılda
Batı, yüzyıllar boyunca Müslümanları barbarlıkla, İslam dünyasını ise gerilikle, gericilikle suçladı, suçlamaya da devam ediyor. Batı, İslam ülkelerine karşı Haçlı ruhunu dün olduğu gibi bugün de bazen sinsice, bazen alenen sürdürüyor. Batı, kendi insanını gerek okul gerekse medya yoluyla alenen İslam düşmanı olarak yetiştiriyor. Sürekli sorgulanması gereken Batı, Müslümanlara her türlü iftirayı atmaya, kara çalmaya devam ediyor… Egemen kültüre itiraz eden Roger Garaudy İslam’ın Vadettikleri es
Türkiye’de İslamcılık düşüncesi ve hareketi bazı özellikleri dolayısıyla dünyadaki diğer İslamcılık hareketlerinin bir alt kümesi olarak görülebilirse de onlardan önemli ölçüde farklılaşır. Bu farklılıkların en önemlisi ise İslamcıların devlete bakışında ve devletle ilişkilerinde ortaya çıkmaktadır. Ali Haydar Beşer, İzzet Arayışı 28 Şubat Sonrasında İslamcılık kitabında Türkiye’de İslamcılık tarihini, özellikle devlete bakış ve tarihî süreçte farklılaşması açısından dört döneme ayırıyor. Buna göre İslamcıl
Her geçen gün hızlanan hayatlarımızda, bugün artık yönteme ve yöntemli düşünmeye yer yok. Yöntem modern dünyanın malumat yığını altında ezilen günlük hayatımızın kurbanı oldu desek yeridir. Bu ise ister istemez Kur’an’ı anlama gayreti gösteren her mümini etkiliyor. Yaşanan tecrübeler göstermektedir ki malumat çokluğu asla doğru yorumun garantisi değildir. Haliyle yorum bahsinde yeterli donanıma sahip olmayanlar, çoğu zaman görüşlerinde yanılabilirler. Bunu en aza indirecek husus ise hiç şüphesiz ilimde deri
19 yüzyılın sonlarında İslam dünyasının sorunları üzerine kafa yoran Cemaleddin Afgani’nin hayatı ve kişiliği sadece tarihçilerin inceleme konusu olmaktan daha fazla bir anlama sahiptir. Onun faaliyetleri İslam dünyasının hem siyasi hem de fikri süreçleri üzerinde önemli izler bıraktı. Çok yönlü kişiliğe sahip olan Afgani, yazdıkları ve söyledikleri ile günümüzdeki tartışmalara katkı sunmaya devam eden nadir figürlerden biridir. Anwar Moazzam’ın yıllar süren incelemelerinden bir kesit sunan “Cemaleddin Afga
İslamcılık düşüncesinin önde gelen düşünürlerinden Said Halim Paşa, aynı zamanda Batılılaşma tarihimizin en önemli figürlerinden. Kendisi sadece düşünce sahasına değil sosyal bilimlerin farklı alanlarına yeni bakışlar sunmuş bir mütefekkir ayrıca çağının siyasi olaylarına kayıtsız kalmamış bir entelektüel. Toplumun huzur ve selametini her kaygının üstünde tutarak İslam dünyasının ve Osmanlı Devleti’nin içinde bulunduğu fikri, toplumsal ve siyasi buhranlardan çıkış yolu olarak benimsenen Batılılaşma düşünces
Kafkasya bölgesi coğrafi konumu sebebi ile Asya ile Avrupa’yı Güney ile Kuzey’i Türklük ile Slav’lığı, Müslümanlık ile Hristiyanlığı birbirinden ayıran doğal dağlık bir bölgedir. Tarih boyunca önemli ticaret ve göç yollarının geçiş noktası olmuştur ki bu kadim ticaret yollarının rotaları V.V. Barthold tarafından ilk defa eksiksiz tespit edilmiştir. Asya’ya açılan bir kapı olması, Karadeniz’e açılma imkânı sağlaması dolayısıyla küresel güçlerin veya küresel güç olmak isteyen devletlerin her zaman ilgisini çe
Bu kitap, psikoloji teorisi, araştırmaları ve uygulamalarındaki gizli önyargıları etkileyici ve aydınlatıcı bir şekilde ortaya koymaktadır. Slife, O’grady ve Kosits, her psikolog ve psikolog öğrencisinin okuması gereken yalın, somut bir eser ortaya koydular. Bu insani eğilimimizi işimizden arındırmamızı telkin etmeden, profesyonel hayatımızı yönlendiren önyargıları açık bir şekilde ortaya koymaktalar. —Blaine J. Fowers, Danışmanlık Psikolojisi Profesörü University of Miami, ABD Nasıl daha iyi bir insa
Yaşamakta olduğumuz çağın eleştirel düşünürlerinden Cevdet Said sorunları çözümlemekte kifayetsiz kalan hâlihazırdaki kurum ve anlayışlarla yetinmek yerine, yeni bakış açılarının izini sürüyor. Kavramlar ve meseleler konusunda düşüncenin ücra köşelerini yoklayan Cevdet Said’in İslam Dünyasının Krizleri kitabı öteden beri dert edindiği raşit toplum zaviyesinden bugünün aciliyet kesbeden düşünsel, toplumsal ve siyasal krizlerine odaklanıyor. Okurunu ön yargıların köleliği yerine düşüncenin refikliğine çağıran
Camiler günümüzde bir ibadet mekânı olmanın yanında klasik ve modernite kavramları odağında mimarileri etrafında kurulan söylem ve bu doğrultudaki uygulamalarla da tartışma konusu oluyor. Camilerin mimarlık camiasının tasarım alanına daha fazla girdiği, popülerleştiği ve halkın yeniliklere daha sıcak baktığı 2000’lerde, uzun yıllar beklenen, çağa uygun, yeni camiler öne çıktı. Müslümanların farz ibadetlerinden biri olan namazın kılındığı mekânlarda ciddi dönüşümler yaşandı. Melek Kutlu Divleli Camisini Aray
‘Bunu yapmamayı tercih ederim’. Atlantik’te, hiçliğin ortasındaki bir gemi enkazı gibiydi. Fakat, işimi yapmam gerekiyordu ve bu gereklilik onun hakkındaki endişelerimden ağır basmaktaydı. Vücuduna yardımcı olabilirdim ama acısı vücudundan değil ruhundan gelmekteydi ve ben onun ruhuna ulaşamazdım. Pasif direniş kadar sinir bozucu bir şey yoktur. Eğer direnen kişi, öfkeden uzak ise, sertlikten uzak zararsız yollarla karşı çıkıyorsa, bir şey yapmak çok güçleşiyordu. “Evrenin gündelik ironilerinden biri
Küçük bir gemi reisliğinden başlayıp günün birinde kaptan-ı derya olan Barbaros Hayreddin Paşa’nın adı sadece Osmanlı Devleti bakımından değil dünya denizcilik tarihi açısından da son derece önemlidir. Akdeniz tarihine damga vuran Barbaros Hayreddin aynı zamanda amiral, deniz kahramanı, korsan, savaşçı ve sistem kurucudur. Avrupalıların Barbarossa diye adlandırdığı, Osmanlı padişahı Kanuni Sultan Süleyman’ın kaptan-ı derya unvanını verdiği bu ünlü denizci, askerî dehası ve sağlam karakteri sayesinde düşmanl
"Hiçbir şey bir erkeğin kişiliğini, iyi aile terbiyesi almış bir kadınla kuracağı yakınlık kadar geliştiremez." “Soluk alabiliyor, yiyebiliyor, içebiliyor, uyuyabiliyordum. Bunları yapmamak zaten elimde değildi, ama yaşamıyordum.” “Sevdiğin insanları kaybetmeye alıştığın zaman, hayatı önemsememeye başlıyorsun.” “Gerçi cehalet hep aynı şeyi söyler. Bilmediği bir şey varsa onun saçma olduğunu söyler.” “İşte bütün romancıların en büyüğü, ‘Savaş ve Barış’ yazarı içinbaşka ne diyebiliriz ki?” -Virginia Woo
“Kafası karışık bir şekilde masadan kalktı. Aynaya bakıyor fakat yüzünü görmüyordu.” / Nahoş Hikâye “Biliyor musunuz, bu fazla eğitimli olmaktan ileri geliyor, bana inanın. Çünkü fazla eğitimli insanlar her yere burnunu sokar; en çok da onları ilgilendirmeyen yerlere.” / Timsah
İsrail’in, başka bir ifadeyle siyasi Siyonizm temeli üzerinde kurulmuş bir devletin iç mantığını incelemeye cesaret etmek derhal Nazilikle suçlanmanın ve neticede ölümle tehdit edilmenin en emin yoludur. Siyonistlerin açık ve gizli tüm emellerini ortaya koyan Roger Garaudy Siyonizm Dosyası kitabında âdeta dokunulmaz kabul edilen bir meseleyi ele alıyor: Siyonizm ve İsrail devleti. Çalışma Siyonistleri –kim olduklarını, nereden geldiklerini, ne gibi güdülerle hareket ettiklerini, Filistin topraklarına nasıl
İslam çok kısa sürede Atlas Okyanusu’ndan Çin Denizi’ne, İspanya ve Portekiz’den Malezya ve Endonezya’ya yayılmıştı. Kibirli Avrupa karanlıklar içinde yüzerken İslam yüzyıllarca dünyayı aydınlatmıştı. İslam dünyası şayet geçmişinde donup kalmaz, aksine zamanımızın problemlerini Medine toplumunun ruhu içinde çözmeyi bilirse, işte o zaman sadece Müslümanlar için değil, felakete sürüklenmekte olan tüm insanlık için, parlak bir gelecek için umut kapılarını açabilir. Roger Garaudy Yaşayan İslam adlı elinizdeki k
Entegrizm, modern hayatın kendi dinamikleri içerisinde meydana gelen her türlü değişim ve gelişime karşı bir direnç geliştirme durumudur. Dahası siyasi veya dinî bir anlayışı tarihin bir önceki döneminde sahip olduğu kültür yapısı veya kurumlarıyla özdeş kılmaktır. Bu hâl siyasette de, devlette de, dinde de karşımıza çıkabilir. İster Yahudi ve Hristiyan kökenli olsun, ister İslam kökenli olsun tüm entegrizmler gelecek için büyük tehlike oluşturur. Entegrizmlerin başarıya ulaşması bütün toplumların kendi içl
Başka dünyalar arasındaki müşterekleri eleştirel bir perspektiften bakarak yakalamak, buluşma noktaları aramak hayli meşakkatlidir. Bu ortak noktaların arayışına girmenin, her şeyden önce sorgulayan ve hakikati pusula edinen bütünlüklü bir anlayıştan geçtiğini düşünmek için elimizde pek çok neden var. Roger Garaudy felsefi teolojik yönü öne çıkan Aforozdan Diyaloğa kitabında Marksist ve Hristiyan entegrizmlerini tartışmaya açıyor. Entegrizmleri aşmak için gelenek, hümanizm, mitoloji, bilim, eşitsizlik, siya
Henüz tercümesi bitmeden okuyucusu tarafından merakla beklenen muhteşem eser MÜFREDAT, beklenen ilgiyi hak edecek biçimde hazırlandı. Ragıp el-İsfehaninin çağlar ötesinden bugünü aydınlatan ve zamanın eskitemediği kıymetli eseri, titiz tercümesi, dipnotları ve tetkikleriyle Kuran okuyan herkesin başucu kitabı olmayı hak etmektedir. Çevirisini ve tetkiklerini Yusuf Türkerin yaptığı Müfredat bütün kütüphalerin vaz geçilmez eseri... Arka Kapak Yazısı Râğıb el-İsfahani, Müfredâtında zengin bir bilgi birikimin
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 434 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1