"Toplumumuz, ileri uluslar yanında yaşama hakkına sahip olabilmek için ilerlemek, uygarlaşmak zorundadır. Hiçbir temele dayanmayan bir takım görenek ve alışkanlıklara bağlı kalırsak, ilerleyen zaman karşısında gerileriz." Beşir Göğüş

Elinizdeki yapıt,Türkçenin Orta Asya'dan Anadolu'ya uzanan akışını, cumhuriyetimiz kurulmadan önceki durumunu Atatürk'ün kurduğu Türk Dil Kurumu'nun 1932-1983 arasındaki öyküsünü, 1983'ten sonra olup bitenlerle Dil Derneği'nin doğuşunu içeriyor.

Türk dlinin başlangıçtan bu yana geçirdiği evreleri örnekleriyle sergileyen temel kaynaklardan biridir. Türk dii üzerinde çalışan ve doğru bilgi aktarmak isteyenler için olduğunca doğru bilgi arayanlar için de yol göstericidir. Günden güne sayıları azalsa da yeryüzünde beş binin üzerinde dil konuşulmakta. Dil, bir yandan biraysel ve toplumsal kimliğimizi oluştururken, bir yandan da insanlığımızın ortak yanını simgeler; bu nedenle, evren, ve kendisini tanımaya çalışan insanoğlu yüzyıllardır bu ortak pay

Bu yapıt, Türkçenin Orta Asya´dan Anadolu´ya uzanan akışını, cumhuriyetimiz kurulmadan önceki durumunu, Atatürk´ün kurduğu Türk Dil Kurumu´nun 1932-1983 arasındaki öyküsünü, 1983´ten sonra olup bitenlerle Dil Derneği´nin doğuşunu içeriyor. Kaynaklara, belgelere, tanıklara dayanarak Türkçeyle niçin bu denli yakından ilgilendiğini, TDK´ya verdiği önemi, yazık ki çoğumuz bilmiyoruz. Çünkü bir bütün olan Türk Devrimi gibi Harf ve Dil Devrimleri de ulusal eğitimde yeterince ele alınmıyor, yer bulamıyor