Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 14 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Gerçek bir önder ve esaslı bir ıslahatçı, soğukkanlı ve sağduyuludur O, zaman ve ortama göre en iyi yolu seçer. Ondan sonra onu izleyenler kör taklitçiler gibidir. Onun zamanın ihtiyacına göre benimsediği yolu, zamanın geçmesinden sonra da körü körüne izlemek isterler ve geçmişte iyi olan bir şeyin bugün kötü olabileceğini düşünemezler. Geçen yüzyılın liderlerinin izleyicileri bu yüzyılda da aynı yola devam etmektedirler. Oysa şimdi içtihat ve yeni bir şekilde düşünme ve yeni fikirler üretme zamanıdır.
Muhterem Üstad, bu İslam nizamını İslam nokta-i nazarından herkesin anlayacağı bir üslupla ahlaki nizamın ne olduğunu, siyasi nizam denince İslamiyetin neyi ifade etmek istediğini, içtimai nizamın beşeriyet arasında nasıl tahakkuk ettirilmesi lazım geldiğini, bugün dünya siyasetinin üzerinde döndüğü iktisadî nizamın nasıl kurulabileceğini ve kul ile Allah arasındaki münasebetlerin nelerle ve nasıl temin edilerek ruhani ve ilahi bir nizamın kurulduğunu gayet samimi bir şekilde dile getirmiş.
İslamı bir toplumun mezhebi, bir ırkın düzeni, bir kişinin sistemi olarak kabul etmeyip, Allah'ın yeryüzüne indirdiği hayat prensibi olarak kabul edersek, neden çok çabuk bir şekilde yeryüzüne yayıldığını anlarız. Bundan başka da yayılış sebebi aramak boşunadır. İslam'ın Allah'ın uluhiyyeti, kulların Allah'a kulluğu davası olduğunu unuttuğumuz zaman başka deliller arama ihtiyacı duyarız ki, İslam'da cihadın niçin ve neden yapıldığı ortadayken hiçbir kişi başka deliller ortaya atmaya cesa
Bu medeniyet bir kavme, bir vatana ve belirli bir nesle ait değildir. Bütün bir alemi kuşatmaktadır. Bu medeniyet, bütün sistemleriyle yeryüzünde hakim bir devlet gibidir. Allah bu devletin melikidir. Resul önderidir. Kur'an kanunlarıdır. İnsan Allah'a, öndere ve kanunlara itaat ile yükümlüdür. Çünkü oranın mutlak hakimi Allah'tır. Oranın mabudu yalnız Allah'tır. Allah'a, meleklere, kitaplara, resullere ve ahiret gününe iman eden herkes bu medeniyetin yoluna (sınırına) girer.
Siz herşeyden önce, Allah'ın hangi gaye için peygamberlerini bu dünyaya gönderdiğini biliyor musunuz? Dünyada hangi şey eksikti ki, Allah peygamberleri onları tamamlasınlar veyahut dünyada ne gibi fesatlık vardı ki o fesatlığı kaldırsınlar diye gönderdi. Halkın sakal uzatması nedeniyle mi peygamber gönderdi, sakallarını uzatmalarını mı bildirdi? Yahut pantolonlarını uzatıyorlarda peygamberleri onlara 'Pantolonlarınızı kısaltınız desinler diye mi gönderdi. Yoksa var gücünüzle çalıştığınız sünnetler y
Eski Müslümanlar, bundan başka, sapık bir toplumun içerisinde bulundukları halde, hatta bu sapıklıkta onlara yardım etmemiş olsalar ve kendileri onlara uymasalar bile, bu insanları kendi hallerine bıraktıktan sonra sırf iyiniyetleri sayesinde Müslüman kalabileceklerine inanmış değillerdi. Çünkü onlar, İslâm'ın hakikatlerden uzaklaşan beşeriyeti insanlığı Allah'a döndürmek, gönderdiği emirleri kesin olarak kabul eden Müslüman bir toplum meydana getirmek gayesiyle gönderilmiş bir nizam olduğunu biliyorlardı.
Tükendi
Mevdudî, bu eserinde Kur'an âyetleri, Rasûlullah'ın (s.a.v) sünneti ve ilk nesil Müslümanlarının söz ve davranışları ekseninde, Müslüman kadının toplumsal hayatta ne şekilde var olması gerektiğini kapsamlı bir şekilde incelemektedir. Günümüzdeki yozlaşmış ahlâkî düşünüş ve davranışların bireyleri ve toplumları içerisine sürüklediği derin uçurumlara dikkat çekilen bu eserde, fikrî kölelikten aile düzenine; çıplaklık kültüründen toplumsal intihara dek birçok kavramsal açılıma yer verilmektedir.
Cebir ve kader meselesi ilim dünyasının her zaman ilgisini çekmiş ve çok sevdiği bir tartışma konusu olmuştur. Eski çağlardan bugüne kadar belki de en çok bu konu üzerinde durulmuştur. Ancak çok az kişi bu meselenin temeline inebilmiş, gerçeği bulabilmiştir. Mevlana Seyyid Ebu'l a'la el-Mevdudi eski ve yeni felsefe ve düşünce akımlarını inceleyerek bu hususta tama­mıyla İslamî görüşü ortaya koymuş, kendine has araştırıcı ve bilimsel uslubuyla bu meseleyi açıklamaya çalışmıştır. Doğrusunu söylemek gerekirse,
.Allah'a ve Rasulüne savaş açan, kıyamet günü mezarından şeytan çarpmış gibi kalkan, bir dirhem faizi 36 defa zinaya eş tutan ve bunun gibi şiddetli tehditler faizi alan ve veren için... Mevdudi'nin "Faiz" isimli eseri, sosyal hayatın en büyük problemlerinden olan faizin İslam'a göre durumunu inceleyen en kapsamlı eserlerden biridir.
Mevdudi, bu eserinde Kur'an ayetleri, Rasulullah'ın (s.a.v) sünneti ve ilk nesil müslümanlarının söz ve davranışları ekseninde, müslüman kadının toplumsal hayatta ne şekilde var olması gerektiğini kapsamlı bir şekilde incelemektedir. Günümüzdeki yozlaşmış ahlaki düşünüş ve davranışların bireyleri ve toplumları içerisine sürüklediği derin uçurumlara dikkat çekilen bu eserde, fikri kölelikten aile düzenine; çıplaklık kültüründen toplumsal intihara dek birçok kavramsal açılıma yer verilmektedir.
Tükendi
Mevdudi, bu eserinde Kur'an ayetleri, Rasulullah'ın (s.a.v) sünneti ve ilk nesil müslümanlarının söz ve davranışları ekseninde, müslüman kadının toplumsal hayatta ne şekilde var olması gerektiğini kapsamlı bir şekilde incelemektedir. Günümüzdeki yozlaşmış ahlaki düşünüş ve davranışların bireyleri ve toplumları içerisine sürüklediği derin uçurumlara dikkat çekilen bu eserde, fikri kölelikten aile düzenine; çıplaklık kültüründen toplumsal intihara dek birçok kavramsal açılıma yer verilmektedir.
Tükendi
İslâm'ın siyasi nizamı hakkında, yirmi yirmi beş seneden beri bir çok şeyler söylemek ve yazmak fırsatı elime geçti. Konumuzun esasına ait ve bu köke bağlı veya kökle alâkalı konularda, teorik açıdan bir hayli şeyler ortaya koydum: Bu iş hakkında daha iyi bilgi verip, daha etraflı bir şekilde anlatmak yoluna gittim. Artık öyle bir aşamaya gelmiş oluyoruz ki, şu içinde bulunduğumuz zamanda, fiili ve pratik olarak İslâm'da Hükümetin nasıl olabileceğine dair plân çizilmiş bulunuyor. Bu mevzular, uzun bir zama
Bu kitap, içerik itibarıyla, İslam'da hilafet düşüncesinin hakikatinden ve bu müessesenin mahiyetinden bahseder. Hilafetin, İslam'ın ilk devirlerinde, hangi prensipler üzerinde kurulduğunu, daha sonra, bu müessesenin hangi sebeplerle saltanata dönüştüğünü, bu değişiklikten ne gibi sonuçların doğduğunu anlatır. Bu sonuçların ümmet üzerine ne gibi etkileri olduğunu da izah eder. Bunun için, her şeyden önce, Kur'an-ı Kerim'in zikredilen konularla ilgili bütün ayet-i kerimelerini (yani siyasî teorileri ilgilend
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 14 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1