Osmanlı topraklarında dini ilimlerle, kelam, matematik, felsefe ve astronomide yüksek seviyede alimler yetişmiş, bunlar eserleriyle sonraki yüzyıllarda şöhretlerini devam ettirmişlerdir. İşte bunlardan biri de Gelenbevi bilinen İsmail b. Mustafa b. Mahmud el Gelenbevi´dir.

Bu kitabın amacı özellikle son yıllarda önemleri artmış olan ve birer rekabet avantajı olarak nitelendirilebilecek bu üç önemli kavram etrafına tanımlamak literatürdeki kapsamı taramak ve daha sonraki araştırmalara zemin hazırlamaktır. Bu çerçevede özellikle bir işi bir başkası daha iyi ve daha ucuza yapıyorsa git ve ona yaptır yaklaşımını temel olan üçüncü parti lojistik ve kapsam tanımlamaktadır... İçindekiler Tedarik Zinciri Yönetimi Kavramı ve Tanımı Tedarik Zinciri Yönetimi Süreci ve İşleyişi Strateji

Tanınmış Türk Kelamcısı, fakih, muhaddis ve müfessir olan Ebu Hafs Ömer en-Nesefi Maveraü'n-Nehr bölgesinde Batı Karahanlılar Dönemi´nde yetişmiş çok yönlü ve velüd bir şahsiyettir. Meşgul olduğu her bir ilim dalina ait değerli eserler te´lif etmiş ve birçok talebe yetiştirmiştir. Matüridi akaidine dair, sadece üç varaktan ibadet olan "Akaid"i, Ehl-i Sünneti´in kelma kaynakları arasında önemli bir yere sahiptir.

İbn Sina Okulu´na mensup bir düşünür olan Levkeri, felsefenin XII. Yüzyılda Horosan bölgesinde yayılmasındaki etkisi bakımından mühim bir kişiliğe sahiptir. Bu çalışmada Levkeri´nin, zatı gereği zorunlu varlık olan Tanrı ve nitelikleriyle ilgili görüşleri, konuya dair kullandığı terminoloji çerçevesinde ele alınıp değerlendirilmektedir. Aynı zamanda onun Tanrı tasavvuru hakkındaki fikirleri Farabi, İbn Sina ve Behmenyar gibi bazı düşünürlerin görüşleriyle mukayese edilerek genelde Meşşai ekolü, özelde ise İ

Elinizdeki eser, size hiç de yabancı olmayan bir şahsiyete aittir. Onu hepiniz tanıyorsunuz! O; Nasreddin Hoca´nın torunlarından, Farih Devri´nin en değerli alimlerinden, İstanbul´un ilk kadısı, ilk Belediye Başkanı, Kadıköy´e adını veren, abced hesabıyla tarih düşürme sanatının üstadı ve Arapça-Farsça-Türkçe şiirler yazan Hızır Bey Çelebi.

İslam dünyasında müsadere uygulamasına bariz biçimde ilk defa Abbasilerde rastlanmaktadır. Önceleri toprak hukuku ile ilgili bir anlamı olan müsadere, zamanla halifeler tarafından başkalarının malını ele geçirmek için başvurulan bir baskı usulünü de ifade eder hale gelmiştir.