Ey parmağıma sıkışan mendille ovduğum ağıt!
Gözüm çıplaktır rahimden aldığı hasardan beri ey bebeğine vuran ışığı saklayan çoğul!
Doymadan zararını aldığım canlılığa kazıdığım ruhumu bir kargaşa olarak çatlasın diye tıkadım kovuğuna ağumun!
İliştirdim boynuma bir tütün çiçeğini nutkum olsun dürüp sayfa hışırtısını. Bir duvar muhafazası sömürge cesetlerinde.
İnsanlığımdan sarkan köleler beni de boğarlar mı?
İfademin sıkı yankısı değiyor hâlâ düzlüğüme.
Ancak savun!
Yağma! Kalkınabilir misin unutulduğu
Kalk
Sana geldim
Ne bir elçiyim gökten
Ne göğün elçisiyim
Ağaçların
Yalnız ağaçların serinliğiyim
Dalga dalga
Aç koynunu ben geldim
Bir yılan beslemek ister miydim
Şarkının bitmesini bekliyorum
yağmurun can verdiği topraklar bizim ruhlarımız
gök gürültüsü bizim çığlığımız
şimşekler bizim çarpıntımız
kapalı havalarda seviyoruz dünyayı
fırtınasında yelken açıyor
kasırgasında gözümüzü döndürüyoruz
kuru kalan yerlere tükürüp geçiyoruz
biz böyle bir kaosun çocuklarıyız
bize iyi gelecek olan güzel havaları mahvetmektir
Edebî Bahisler, Dr. Rıfkı Tezcanlı, Hazırlayan: Adil İzci, 96 sayfa, 13,5 x 19,5 cm,
Temmuz 2020, 1 basım. ISBN 978-605-06743-2-3
"Dr. Rıfkı Tezcanlı'nın varlığından ve yazılarından ancak bir rastlantı sonucu haberim
oldu. Neden unutuldu bu değerli bilim insanımız? Unutuldu mu dedim? Evet! Ama
değerli olan bütün bütüne de unutulmuyor. Nitekim Dr. Rıfkı Tezcanlı'nın her biri -onun
diliyle- "bir edebî ziyafet telakki edilebilecek tahrirleri", neredeyse seksen yıl sonra
yeniden gün yüzünde! İyi okumalar dileği
Zamanın Kül Dediği, Ömer Burçin Özkişi, şiir, 56 sayfa, 13,5 x 19,5 cm, Temmuz
2020, 1 basım. ISBN 978-605-06743-1-6
Ömer Burçin Özkişi yeni şiir kitabı Zamanın Kül Dediği ile okuruyla buluşuyor.
küle dönmüş yaraların kabuğu
savruluyor yosun tutmuş rüzgârlarca
bekliyorum bir boş kümenin ortasında
çemberine asılı parmaklarım
geçmişimi çekiştiriyorum geleceğin sofrasına
iştahlı bir çocuktur hayat
silip süpürüyor sofrada ne bulduysa
anlamını kavrayamadığım cümlelerin kuytusunda
ateşler yakıyorum sabaha karşı
g
Önce tek bir söz vardı
Kesin ve bağlayıcı
İstençlerin üstünde demir bir kabuktu sanki logos
Yorumlara yasak anlatımlarla
Bağnazlığa fırsat verilmiş gibiydi hep
Oysa hiç de göstermelik değildi
Evrimlerle oluşan yepyeni kelimeler
Gerçekleşmesiyle özgürlüklerin
Karanlık dalgalarda sahipsiz çiçekler gibi yüzerlerken
En güzel buketler bile alınabilirdi
Tekrarlara mahkûm edilmemiş ellerden
Donuk Adam, Volkan Altınbaş, öykü, 64 sayfa, 13,5 x 19,5 cm, Aralık 2019,
1 basım. ISBN 978-605-80584-5-3
Volkan Altınbaş yeni kitabı Donuk Adam'da bu kez öyküleriyle okur karşısına çıkıyor.
"Herkesin kendisini bulacağı altı çizilesi düşlerin kısa filmini çekiyor sanki Volkan."
(Tayfun Talipoğlu, Her Bir Şeys-i Aşk için)
"Her biri ötekinden çarpıcı, sürprizlerle dolu nice öykü bekliyor sizi."
(Sunay Akın, Ceviz Hırsızları için) "Dil yalın, akıcı ve sürükleyici. Genç yaşında olgunlaşmış, düzene başkaldıran,
Kitaba ilişkin...
Çağdaş Sanat Söyleşileri, Hülya Küpçüoğlu, sanat, 184 sayfa, 13,5 x 19,5 cm,
Kasım 2019, 1 basım. ISBN 978-605-80584-6-0
Hülya Küpçüoğlu'nun, resimden heykele, fotoğraftan enstalasyona, sanatın çeşitli
dallarından sanatçıların yanı sıra küratörler, koleksiyonerler ve müzayedecilerle yaptığı
elli söyleşiden oluşan Çağdaş Sanat Söyleşileri dönemin sanatına, sergilere, sanatçılara
ve onların sanat yaklaşımlarına bütünlüklü bir bakış olanağı sunuyor.
Keyifli, bilgilendiren, ufuk açan söyleşile
Biz Denizkentli Değiliz, Eren Ağkoç, şiir, 48 sayfa, 13,5 x 19,5 cm, Ekim 2019,
1 basım. ISBN 978-605-80584-1-5
Eren Ağkoç ilk şiir kitabı Biz Denizkentli Değiliz ile okuruyla buluşuyor.
"Biz Denizkentli Değiliz, boşlukta asılı kalmış, kendini yaşamın akışına bırakmış, çoğu
zaman kırılıp köşesine çekilmeye dahi takati kalmamış insanların seslerini barındırıyor.
Bu seslerdeki babasız çocuklar, içlerindeki ve dışlarındaki boşlukla çevrelenmiş
yetişkinler, denizli ve denizsiz kentlerin insanları yaşamın ruhlar
Hatırlamanın Şarkısı, Murat Atıcı, şiir, 64 sayfa, 13,5 x 19,5 cm, Eylül 2019,
1 basım. ISBN 978-605-80584-2-2
Murat Atıcı ilk şiir kitabı Hatırlamanın Şarkısı ile okuruyla buluşuyor. ey gerçek!
anlamanın yasası ol, hem merdiveni
zorun düğüm çözen kılıcı
yontu, önce çekiç demektir
o, eğrinin karabasanı
ey anlamak!
söyle,
sınandı mı çağ ile insan?
yedeğinde taşı o zaman, yol gösteren çığlığı
ve damlat akıllara, karanlıkta
yarasaların ustalığını
Karadelilik, Tankut Oğulbulan, şiir, 64 sayfa, 13,5 x 19,5 cm, Eylül 2019,
1 basım. ISBN 978-605-80584-0-8
Tankut Oğulbulan ilk şiir kitabı Karadelilik ile okuruyla buluşuyor.
Kitaptan bir şiir:
Bilme beni!
Bildiğini sandığın yerde değilim!
Zanların meçhul faili!
Saplantı, Murat Atıcı, polisiye roman, 304 sayfa, 13,5 x 19,5 cm, Eylül 2019,
1 basım. ISBN 978-605-80584-4-6
"Gittiğim yol yanlış olabilirdi; fakat sonuç kusursuz olacaktı!"
Farklı şehirlerde art arda işlenen esrarengiz cinayetler, rastlantıyla işe karışan gizli bir
örgüt, cinayetleri aydınlatmaya yeminli, sıradışı bir polis...
Çeşmesine anlam yüklediğim bir sahil kasabasında
Saklanıyorum kaçmak için kendimden
Aynamdaki gölgelere aldırmıyorum
Yorucu sorumluluklar, zoraki disiplinler
Ten ve sarhoşluk
Sıra arsızı tüm duygular
Gelip geçiyor zamanın karadeliğinden
Bir monolog dalgalanıyor habire
Palavra palavra kadavram
Ödeme, statik, selamlaşma
Kapıyı çarpıp soruyorum boşluğa
Bu şehri ne zaman kundaklayacağım bir daha?
deli düşüncem kopuk düğme
dik beni olmayan gözlerine
bağışla kimsen değilim biliyorum
ama sarı saçlarına efkârı dolduran
bakışların tanıktır yakınlığımıza
hayrete düşüren elyazması bir ilişki bu
okumaya çalıştıkça karışan düğüm misali
sessizliği yaşama pay ettiğimiz sıcaklık
dağların eflatun bulutlarına yol açan
ıslak şiiri yazgıma bıraktığın gün
acının üzüm bağlarıyla tanıştım
kendimi sende kaybettiğim günden beri
başka yaşamların dünündeyim
Sende kavmimi görüyorum
Topallayan habercimi, otağımızı
geceleri yaktığımız ateşi, üzerinden atlayan delileri
ve burada olmanın gerekliliğini
Tüm gücümle haykırıyorum
Durma gel
Kalınması gereken ne kadar yer varsa oyalayarak
Başka bir yerde kalmanın manasını yitirdiğini bilerek
Kalbini terk et ve gel
Çünkü ikiye böleceğim
Kalbimi
Soyundukça sessizliğin koynunda
Büyüyen bir girdap
Ellerin
Ben, birçok yaverimle savaşta
Belki yalnız aşk adına şehitler verdim
Mor zambaklar, düşlerin tavafı sanırsın
Ayrılmak, bana dualardan kalan parçadır
Ardından yağan damlalarda boğulur cennetin ilk insanları
Bütün kuşlar olmayacak bir yerde durur
Ellerin, bir zaman bende unuttuğundur
Toplam 18 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.