Ödüllü çizer Akın Düzakın’ın resimlediği, heyecan dolu, benzersiz bir dostluk öyküsü… Yula ve babası, her bahar olduğu gibi, havalar ısınır ısınmaz küçük dağ evine doğru yola çıktılar. Ama sarp dağların yanı başındaki o tepede, baba-kız yalnız değiller. Kocaman boynuzlu, gür sakallı yaban keçisi Karasakal burada yaşıyor ve gezginlerden hiç mi hiç hoşlanmıyor. Yula ise kolay pes edecek bir tip değil. Üstelik hayvanlarla çok iyi anlaşıyor. Önce Karasakal’ı dost olduklarına ikna etmek, sonra da yeni doğmuş min

Babası odasına girdiğinde Memo aslan avındaydı. Bütün giysiler ve oyuncaklar dört bir yana saçılmıştı. Ortalık öyle karmakarışıktı ki, “Dışarı çıkmadan önce odanı toplamalısın!” dedi babası. Memo’nun bu işe canı sıkıldı. Evet tamam, etraf biraz dağınık olabilir, ama Memo odasını böyle seviyor. Onun maceralarla dolu, gizli, vahşi ormanı burası! Ortaya saçılmış o oyuncaklardan neler yansıyor, neler... Özgürlük duygusu, hayal gücü, akıl yürütme, örüntü kurabilme, seçim yapma becerileri ve daha pek çoğu... Yine

O koskoca kara bulut çöktüğünde Sadako çok küçüktü. Çimlerin üzerinde, cırcır böceklerini kovalıyordu neşe içinde... Yıllar sonra hastalandı, ama hiç korkmadı. Bir Japon efsanesinden öğrenmişti; kağıt katlayarak bin tane turna kuşu yaparsa dileği gerçekleşecekti. Sağlığına yeniden kavuşmak umuduyla, Sadako durmaksızın turna kuşları yapmaya başladı...Küçük bir Japon kızının gerçek öyküsü... Ölüm, yas, sabır ve umut üzerine, şaşırtıcı incelikte...Sadako, Hiroşima ve Nagazaki’ye a

Mira brokoli çorbasını hiç sevmiyor.Yemeyecek işte! Aç yatmaya razı.Annesi de hiç ısrar etmedi. Ohhh ne güzel, kurtuldu!Gelgelim korkunç bir sesle uyandı.Guurrrrr, gurrrrr...Yatağında doğruldu, kulak kabarttı.Nereden geliyor bu ses?Kedisi Tarçın’dan mı acaba?Belki de içeride uyuyan babacığın horultusudur?Bulaşık makinasının gürültüsü olabilir mi?Ya yatağın altına saklanmış bir kurbağa varsa?

Her çocuk karanlıkta parlayan bir yıldız… Işığını, enerjisini çevreye yansıtmasına, daha da önemlisi kendi içini aydınlatmasına olanak sağlamak, bunun için onu yüreklendirmek gerekiyor. Bu kitap çocuklara ve yetişkinlere, “Hayal kurmaktan, doğrusu neyse dil getirmekten ve kendiniz gibi olmaktan sakın vazgeçmeyin,” diyor. “Cesur Ol Kendin Ol” çok az metinle, kısacık basit cümlelerle, hayata, varoluşa dair önemli ipuçları ortaya koyuyor. Özgür düşünmek, özsaygı, ya

Akşam olunca Talya'nın içine bir sıkıntı çöküyor, çünkü uymaktan hiç hoşlanmıyor. Ama bu gece ona uyku yok! Tam istediği gibi oldu, yatağa gitmek yerine harika bir yolculuğa çıktı. Mor bir kuzuyla havuzda yüzdü, oynadı. Pembiş domuzcukla balona bindi, havalandı. Saatlerce sallandı, tırmandı, zıpladı, atladı. Her şey çok güzeldi ama yoruldu sonunda. "Domuzcuk, şuracıkta biraz uyusam olur mu?" diye sordu. Domuzcuk hayretle baktı Talya'ya. Adeta dondu, kaldı! Balonun içindeki tüm hayvanlar hep bir ağızdan ba

Sanatı keşfetme serüvenine minik, tatlı bir başlangıç... Karşınızda Arın, Can, Mina, Mete, Rojda, Arda, Leyla ve küçük Leda var. Hepsinin anne babası birer sanatçı... Onlar çocuklarına uğraştıkları sanat dalını tanıtıyor, nasıl yarattıklarını anlatıyorlar. Örneğin içlerinden biri, Can'ın babası heykeltıraş, heykeller yapıyor. "Her türlü malzemeden heykel yapılabilir," diyor. "Plastikten ve macundan, kilden ve taştan, tahtadan ve kemikten, bir çift ayakkabıdan veya bottan, hatta eski bir tişörtten..." Pek

Ormanda, ağaçların yapraklarının arasından süzülen ışık demetinin altında küçük, siyah, yabancı bir şey duruyordu. Biraz tuhaf mıydı, ne? Kimse onun tam olarak ne olduğunu anlayamadı. Oradan geçmekte olan leopar kendi beneklerinden biri olduğunu düşündü. Önceki gün avlanırken düşürmüş olmalıydı. Karga bunun gökyüzünden düşmüş bir yıldız parçası olduğundan, yukarılarda bir şeylerin ters gittiğinden adeta emindi. Geyiğe göre bir at nalından düşmüş olmalıydı, düşman atlıları ormanı ele geçirmek üzereydi, kesin

YILDIZ ÖYKÜLERİ Binlerce yıldır geceleri gökyüzüne bakıp birbirimize yıldızların öykülerini anlatıyoruz. Samanyolu'nda göz kırpan milyarlarca yıldızı kim saçtı gökyüzüne? Güneşi bıkmadan, yorulmadan kim taşıyor sırtında? Kutup ayısı can havliyle koşarak nasıl attı kendini gökyüzüne? Pekan gökte açılan yırtığı var gücüyle büyütmeseydi dünyaya yaz gelebilir miydi? Yıldız Öyküleri'nde dünyanın dört bir yanından 23 farklı anlatı yer alıyor. Eski Yunan'dan Afrika kabilelerine, Çin'den Avustralya yerlileri Aborji

Arden, "Şipşiir Kitaplık" serisinin kapılarını, kalbinde serçe sürüleri cıvıldayan, çocuk ruhlu şiirlerle aralıyor... Bu şiirler pır pır okuyor, mavi bir kardeşlik türküsü söylüyor, yıldızlarla söyleşiyor. Duygularla dans eden sözcüklerin hem merak hem coşku dolu ritmiyle... Uyaksız, kuralsız, özgürce...

Her gece on iki prenses uykuya çekildiğinde yatak odasının kapıları dışarıdan kilitleniyor, ama her sabah Kral, prenseslerin yatağının altında duran o yepyeni, güzelim pabuçları yırtık pırtık, paramparça buluyordu. Bu pabuçların sırrı neydi, kimin marifetiydi? Kral, mutsuzca gerçeği arıyordu. Yorgun ve mutsuz bir asker çözebilir miydi bu sırrı? Grimm Kardeşler'in ünlü masalına çağdaş bir yorum... Ehsan Abdollahi'nin büyüleyici çizimleriyle...

Günaydın... Lütfen... Teşekkür ederim... Aferin... Hoş geldin... Özür dilerim... Seni seviyorum... Sana yardım edeyim... Bu sihirli sözcükler o kadar tatlı, o kadar iyilik dolu ki, kalbimizdeki gülümseyişi karşımızdakine aktarıyor. Tino "günaydın" deyince apartmana yeni taşınan Rina'yla tatlı bir sohbet başlıyor, sonra gelsin oyunlar! Milo fırından ekmek alırken "lütfen" demeyi unutmuyor, fırıncı ona tatlılıkla gülümsüyor. Şila, Dino'nun çizdiği resme "çok çirkin" deyip karalamak yerine bu kez "aferin" söz

Yaşlı adam eski püskü bir daktiloda hiç durmadan yazmış, yazmış... Sonra o kağıdı toprağa ekmiş, günler, haftalar boyunca sulamış, çapalamış. Nihayet sonunda toprak filizlenmiş ve o minik filiz güçlü gövdesi ve gür yapraklarıyla kocaman güzel bir ağaca dönüşmüş. Ağacın kağıttan yaprakları birer tomurcuk gibi açılmış, gerçek olamayacak kadar harika öykülere hayat vermeye başlamış... "Öykü Ağacı" kitap sevdası üzerine şiirsel bir öykü... Çocukların yaşam boyu sürecek okuma aşkına ilham vermek, o benzersiz tut

"Viking Hikâyeleri"nde çılgın savaşçılar ve kahramanlar, canavarlar ve zombiler, merak dolu serüvenler var. Ve tabii pek çok da sihir! Tam 11 hikâye... Kahraman olmaya karar veren ve ejderhayı mükemmel kılıcıyla değil asıl zekâsıyla yenen Sigrud, terk edilmiş bir bebeği evlat edinerek savaşmaktan vazgeçen vahşi Viking savaşçısı, Danimarka Kralı'na hediye olarak götürüldükten sonra kaçıp ülkesi Grönland'a yüzerek geri dönen beyaz kutup ayısı, Kont'un savaş korkusu ve onu yenilmez kılan kuzgun işlemeli sihirl

Çağdaş İran çocuk edebiyatından sevimli bir öykü... Sorgusuzca itaat etmesi, ailenin kurallarına boyun eğip kendisi için belirlenen kalıplara girmesi beklenen bir çocuk ve onun bu soruna karşı verdiği masum, çocukça ve aynı zamanda pek de hınzırca bir yanıt! Apti'nin ailesi şampiyonlardan geçilmiyor. Ailenin tüm üyeleri başarılı sporcular. Bizim Apti'nin ise hiç o taraklarda bezi yok! Gelgelelim aile fertleri ille de Apti'yi şampiyon yapma konusunda kararlılar. Hele babası... Ailemize gurur verecek bir ş

Yaşadığın yer artık güvenli değilse ne yaparsın? Evini geride bırakmak zorunda kalsaydın neler hissederdin? Evet, tamam, çok zor, ama aynı zamanda heyecan dolu bir macera... Upuzun bir yürüyüş, merak dolu bir bekleyiş... Sen olsan yanına neler alırsın? Yolda hangi oyunları oynarsın? Birlikte yaşamaya dair, sevgi ve empati dolu, ibret verici bir öykü... Çizeri, bu öyküyle Victoria & Albert Müzesi'nin İllüstrasyon Ödülü'ne layık görülmüş. Ben Mülteci Değilim" adlı kitap, savaşı ve göçü, küçük bir oğlan çocuğu

Külkedisi Nil Nehri'nde Çamaşır Yıkıyor, Yakışıklı Prens Bir Firavun! Arden, dünyanın en eski Külkedisi masalını sunuyor!Nil Nehri'nin Külkedisi, 2.000 yıllık "Mısırlı Külkedisi" efsanesinden uyarlanmış bir masal.Üstelik kahramanlarımızdan biri de Ezop!Al yanaklı, kızıl saçlı güzel Rhodopis Yunanistan'dan kaçırılıp Mısır'a götürülür ve köle olarak satılır. Nehirde çamaşır yıkarken, efendisinin armağan ettiği işlemeli, kırmızı terliklerini ıslanmasın diye ayağından çıkarır. Ancak Şahin Başlı Horus terliklerd

Çocuklar için harika bir yılbaşı hediyesi! Baştan sonra renkli illüstrasyonlarla bezeli dünya masalları kitabı... Değişen mevsimlerin, kültürel geleneklerin, bayramların, şenlik ve festivallerin izinde, birbirinden güzel tam 52 masal, hikaye, mitolojik öykü ve efsane... Bütün bir yıl boyunca her ay, dünyanın dört bir yanında kutlanan özel günler: Çin Yeni Yılı, Divali, Bahar Bayramı, Müzik Günü, Lammas Günü, Dostluk Günü, Hasat Bayramı, Cadılar Bayramı, Noel, Ramazan ve diğerleri... Uzak, yakın ülkelerde,

Şu Kırmızı Başlıklı Kız'ın başına gelmeyen kalmadı! Bu kez karşısına avlanmaktan hiç hoşlanmayan tuhaf bir kurt çıkıyor. Bizim kurt çok tuhaf, çünkü köklerle ve bitkilerle beslenmeyi yeğliyor. Ormandaki başka hayvanları yemektense onlarla oyun oynamaktan hoşlanıyor. Veee, bir gün, kırmızı başlıklı kızın sepetinde taşıdığı frambuazlı pastanın kokusu aklını başından alıyor. Daha önce hiç anlatılmamış şaşırtıcı bir masala hazır olun. Nefis bir pasta tarifi de cabası..

Dünyanın en büyük sırrını su samurları çözmüş. Yüzlerindeki ifadeye bir baksanıza, nasıl da mutlular! Peki ne bu sır, biliyor musunuz? Sevdiklerimize sarılmak elbette... Sarılmak her durumda işe yarar. Kendini mutsuz hissettiğinde seni yeniden neşelendirebilir. Ona sarıldığında kanatların olmadan da uçabilirsin. Üşüdüysen eğer seni sımsıcak tutar. ‘Seni seviyorum' diyemediğinde bu sözü dilin yerine kalbinle söylemene yardımcı olur. Bazen yeniden rüyaya dalmanın, bazen özür dilerim diye fısıldamanın, dans et