İnsan,her şeye bir hayali olduğunda inanır.Sever , sevilir , güler ve ağlar demeyeceğim.Çünkü aslında hayat, sevip sevilmekten gülüp ağlamaktan ibaret değildir.Mesela yürümeyi ilk öğrendiğinde hep düşersin.Hayata ilk gözünü açtığuında ağlarsın. Sonra büyürsün.İlk çevreyi, sonra da kendini öğrenirsin.Hiç kimse de sana çıkıp sana kendine değer vermeyi öğretmez,kendinden önce bir başkasını düşünmeyi ya da ağzından çıkan sözlerin nereye gideceğini.. Mesela insanlığın,insan olarak dünyaya gelmekle olacağını düş

Sen zaten mutlusun. Çünkü her çocuk mutlu doğar. Ama zamanla mutluluğa giden yollara barikatlar kurarsın. Zamanla mutsuzluk kabus gibi hayatına yapışır. Mistizmin, sufizmin yumuşak, sevimli, tatlı ikliminde kendini arama yolculuğuna hazır mısın? Mutluluğun önündeki engelleri kaldırmak istiyor musun? Kişisel mutluluk serimizin dördüncü kitabı sizi kendi içsel yolculuğunuza hazırlıyor. Kendini bilen her şeyi bilir. Kendini bilmeyen hiçbir şey bilmez. Çünkü mutluluğun kapısı kendini bilmekle açılır.

Kalanşo Çiçekleri; sevdiklerinin son nefesiyle ilk nefesini almaktır...Gözlerini yetimhanede açıp koca bir milletin evladı olmaktır... Savaşın ortasında silahtan önce kalem tutmaktır... Seni öldürmek için üzerine atılan bombaların boş kapsülünde bir çiçek yaşatmaktır. Kalanşo çiçekleri; aşktır... Kurşunların arasında koşarken sevdiğinin elini bırakmamaktır. En çokta özlemdir, vatanın, babanın,kardeşin, yarin... Eliza akmakta olan yaşlarını tekrar temizleyerek meraklı ve sakin bir sesle, "Kimsin sen? " " Az

Hayat mücadelesinin alabildiğince sürdüğü son derece hırpalayıcı bir dünyadır bu. Kitaptaki temel karakter ise, her şeye rağmen hep ayakta kalmaya gayret eder.acımasızca muamelelere maruz kalır,insanlara inancını kaybeder. Sonunda kötü olmanın gereğine kendini inandırır. Onun açısından ,bu adeta yaşamanın ana ilkesi olarak algılanır. Dünyanın düzeni böyledir ne de olsa. Koyu gölgelerin eziyeti

Tarık, doksanlı yıllarda Palmira'da turistlere rehberlik yapmaktadır. Bir yaz sezonunda ,annesi bayan Sabina ile gezmeye gelen Lia ve Tarık, birbirlerine aşık olurlar. Gezinin sonunda Lia annesi ile birlikte ülkesine döner. Lia özlemine dayanamayıp Tarık'ı ziyarete gider. Tarık Lia'ya olan aşkını kine dönüştürebilmiş midir? Tarık Lia ile yüzleşebilecek midir?

Hayat; pek çok farklı boyutu olan başı ve sonu belli bir yolculuk. Bu yolculukta insanı en çok etkileyen şeylerden bir tanesi de örnek yolculuklar. Bazen "Şu insan nasıl başarılı oldu? Bu insan nasıl buralara geldi?" gibi sorularla uğraşır, kendi cevaplarımızla bu soruları yanıtlarız. Bu kitap oluşurken kilometrelerce yollar gidildi. Büyük emekler harcandı. Her söyleşi bin bir emek ve zahmetle oluşturuldu. Her İnsan Bir Dünya'da farklı alanlardan insanların nerden nereye geldiğinin öyküsü yer alıyor. Yazma

"Sabret! Çünkü Allah, iyilik edenlerin mükafatını zayi etmez." - Hud Suresi 115. Ayet. Doğmak, yola çıkmak; yaşamak dediğimiz şey ise yol almaktır. Yolculuk esnasında duraklar, molalar var. Yoldaysanız, indi bindiler göreceksiniz. Yolu keyifli hale getirenler, yola anlam katanlar olacak. Elden tutanlar ve el bırakanlar olacak. Yol devam ederken yoldan vazgeçenler göreceksiniz. İnişler, çıkışlar, düzlemler, patikalar, otoyollar... Çıkmaz sokaklar, "Acaba?" dedirtecek size. İyiler olacak; yolda iyilik yapan

"Oyunculuğu sahnede bırakmayanlar; neyi, nerede, nasıl söyleyeceklerini ve nerede, nasıl davranacaklarını her zaman bildiklerini zannedecek ve kulaklarından taşıp gözlerine inen sağırlığın da iyi oyunculuklarına sunulan şiddetli alkışlardan kaynaklandığını düşünüp konunun fazla üzerine gitmeyecek. Ama bir gün gelecek ki,yaşam düzlemindeki katı değişkenliğin kafasını gözünü yardığını görecek, etrafındakilerinde gerçek seyirciler değil, gerçeğe seyirci kalanlar olduğunu acı ile tecrübe edecek...

O, Yeşilçam'ın en renkli karakter oyuncularından biri... Müzisyen, sporcu, esnaf ve her şeyden önce ömrünü sinemaya adamış gerçek bir emekçi... 10 Kitaplık "Yeşilçam'ın Karakter Oyuncuları" serisinin ilk kitabı olan "Yeşilçam'da Bir Ömür: Yavuz Karakaş", emektar karakter oyuncusu Yavuz Karakaş'ın hayat hikayesini sinemaseverlerle buluşturuyor. Ama bu buluşmada sadece Yeşilçam yok. Üsküdar var, futbol var, karate var, şarkılar, filmler, oyuncular ve dolu dolu geçen tam 81 yıl var. Yeşilçam'ın gerçek hikay

Mademki kimyasal bir savaştayız, o halde savaş düzenine geçiyoruz... Bağımlılık gibi yaygın bir sorun ile mücadelede başarı, ancak birlikte vereceğimiz bir çalışma ile mümkün olacaktır. Bu işin içine toplumun ne kadar geniş kesimini katabilirsek, o kadar başarılı oluruz... Nasıl ki uyuşturucu sorunu beraberinde başka sorunları (hırsızlık, gasp, yaralama, cinayet, fuhuş vb.) getirdiyse; bu soruna getireceğimiz çözümlerle başka birçok alanda pozitif sonuçlar elde edeceğiz. Mesela; eğitim kalitesinin artması,

Kendi yarattığı dünyasıydı sığındığı yer ve o sığınakta yapayalnızdı. Kuytu karanlıklara sığındım insanlardan. Camını tıkladım çocukluğumun "Ben geldim!" Kendi güneşimi batırırken bir başkası için doğuyordum. Nasıl ki tek bir kelimeni duymaya ihtiyacım varken yoktun sen... Şimdi de git, kendi masalında kaybol. Biriktirdiklerim, hayatımı oluşturuyor diye inandırdım aklımı. Öyle yumuşadı kalbim. Sonra... Sonra onca yaşanmışlığın altında hayatımın nerede olduğunu bulamadım. Yüreğinde birkaç ruhu birden taşıy