O dönemde Sovyet ordusunun bir parçası olarak İkinci Dünya Savaşı’na katılan bir Azerbaycan Türkü’nün yaşadıkları tüm bir ülkenin durumuna ışık tutuyor. Çocukluğunun renkli dünyasından kopmadan kendisini ülkesinden uzakta savaşların merkezinde bulan genç, deneyimleri sayesinde yeni gerçekleri öğreniyor. Bu gerçekler ona farklı bir mücadele yolu açıyor. Sovyet Rejimi ile Faşizm arasında var olmaya çalışan “bağımsızlık ülküsü”, sıradan bir genç adamın hayat amacı oldu. Kişisel mutluluğunu elinden aldı ve bu i
Hikâyemizi bir sinema tadında ayraç bile kullanmadan yaklaşık iki veya üç saat içerisinde okuyup bitireceğinizi düşünüyorum. Bulunduğunuz yerden sizleri sürükleyici yönüyle hikayenin içerisine alıp, hayal gücünüz ile olayları ve zamanları hissederek yaşayacağınızı tahmin edebiliyorum. Muhtemelen, hikâyemizin kahramanı Habib'in duygularına ortak olacağınıza da inanıyorum. HÜNKAR DOĞAN
Kıymetli okurlarım kurtuluş destanımız olan Milli Marşımızı anlamak için o dönemi iyi bilmek gerek.
OKU! Emriyle başlayan kitabımız ve KORKMA! Diyen milli marşımız varken ay ve yıldız bağrağımızı
süslerken SEN BEN kavgasına düştüğümüz için Ay'a başkaları çıktı. O vakit icraatlarımız şanlı
ecdadımızın ruhuna ayna olmalıdır vesselam.
1962 yılında Kırıkkale İli Keskin İlçesi Ceritmüminli köyünde doğmuşum. Küçük
yaşlardan beri karikatüre çok meraklıydım. Bir kamu kurumunda çalışıyorken de
çizimlerimi hiç aksatmadım. İlk karikatürüm 1979 yılında Son Havadis
Gazetesinde yayınlandı. Çocukları çok sevdiğim için daha çok çocuklara yönelik
çizmiş olduğum karikatürlerim çeşitli gazete ve dergilerde yayınlandı. Halen
Altın Çocuk, Can Kardeş, Diyanet Çocuk, Beyza Çocuk dergilerine mizah sayfaları
hazırlamaktayım. Ayrıca kitap vinyet çalışmalarım d
1962 yılında Kırıkkale İli Keskin İlçesi Ceritmüminli köyünde doğmuşum. Küçük
yaşlardan beri karikatüre çok meraklıydım. Bir kamu kurumunda çalışıyorken de
çizimlerimi hiç aksatmadım. İlk karikatürüm 1979 yılında Son Havadis
Gazetesinde yayınlandı. Çocukları çok sevdiğim için daha çok çocuklara yönelik
çizmiş olduğum karikatürlerim çeşitli gazete ve dergilerde yayınlandı. Halen
Altın Çocuk, Can Kardeş, Diyanet Çocuk, Beyza Çocuk dergilerine mizah sayfaları
hazırlamaktayım. Ayrıca kitap vinyet çalışmalarım d
Kıymetli takipçi ve münevver okurlarımıza ithafen, Patriot Yayınevimiz tarafından Bir Türk Aydını olan Ömer Seyfettin'in daha önce hiç yayınlanmamış bir eserini gün yüzüne çıkarmanın heyecanını yaşamaktayız.
Türklük ve Türkçülük kavramlarını, Turan Devleti'ni, Kızıl Elma ve bilinmeyen Türk Milliyetçilerini farklı bir düşünce - bakış zaviyesinden değerlendirmesi, sonuçlarını irdelediği bilinmedik bir eser Milliyetçilik kavramına ışık tutan bu eser sizleri hiç düşünmediğiniz bakış açılarına itecektir.
İyi O
İçinde bulunduğu en zor durumda bile hayata inancını kaybetmeyen tunç yürekli karakterimiz Işbara Alp'tır. Onu mükemmel yapan en önemli özelliği asla pes etmemesidir. Bu kitap bizleri Işbara'nın yoğun geçen hayat macerası ile tanıştırıyor. Savaştığı insanlardan kaçan kahramanımız kendisini hapishanede bulur. Bu hapishane evinden çok uzakta suçlularla dolu bir cehennemdir adetâ. Asıl yaşayacakları buradan Sonra başlar. Hapishanede birinin hayatını kurtarmasıyla kendisini arkadaşıyla birlikte mafyada bulur.
Stratejiler uzun vadelidir. En kısası bile yarım yıldır. Mafyaların iş adamlarından bağımsız çalıştığını sanabilirsin, ikisinin de iç içe geçmiş olduklarını göreceksin. Unutma bir stratejist, boşuna hareket etmez. Her hareket bir plana, her plan bir stratejiye, her strateji de bir amaca gider.
Savaşın çok kızıştığı bir ölüm - kalım ânında Binbaşı Lütfi Bey, en yüksek sesiyle imdat istiyordu: "Yetiş Ya Muhammed, Kitabın elden gidiyor!" Ve bütün gücüyle düşman saflarına hücum etti. Onun peşinden, kalbi Peygamber sevgisi ile dolu Mehmetçiklerimiz de ölümüne hücum ederek düşman siperlerine daldılar. Bu, savaşın kaderini değiştiren olaylardan biri idi. *** Bulunduğum yerden yaklaşık on beş metre uzağımızdan korkunç bir ses geldi. Sesle birlikte bir Türk askeri siperden kalktı, düşmana doğru koşmaya ba
Etrafına baktı, ışığa gözleri alışmıştı ancak gözlüklerini aldıkları için rahat bakamıyor, gözlerini kısıyordu. Hücredeki tuvalet dikkatini çekti. Paslanmaz çelikten alaturka tuvalet vardı içerde.
Şaşırdı.
"Almanya'da alaturka tuvalet! Enteresan!"
Lekeli taş duvarlar, her tarafı alelade yazılarla çirkinleşmiş kapı, kapının yanında siyah bir poşet, her an küflenecekmiş gibi duran demir çerçeveli üzeri boş bir yatak, tepede solgun bir ışık, köşede tuvaletin yanında eğreti duran küçük çelik lavabo, tozlu bi
Toplam 15 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.