Kırpık, tüyleri karmakarışık ve diken diken olsa a, Lila'nin en sevdiği midilli idi. Kırpık'ın satılacağını öğrenince Lila, onunla birlikte kaçmaya karar verir. Hedefleri Itır Hanım'ın midilli çiftliğidir. Orada her hayvanın başka gizemli bir yeteneği vardır. Sıradan bir midilli olan Kırpık'ın orada kalma ihtimali yoktur. Sonra o da hiç beklemediği bir yeteneği olduğunu keşfedecekti...

Bu kitap bir şey olmak için büyümeyi mi beklemeliyim diye merak eden bir çocuk hakkında. Bir okçu ya da astronot, bir oyuncak tamircisi veya kaşif, bir yazar belki, belki de kuş bilimci... Geleceği düşlerken her şeyin bir anda ve şimdi olmasını isteyen bu çocuk biraz aceleci. Geleceğin hayalleri şimdinin engellerine takıldığında ise babası fısıldar kulağına;‘'Hayallerin de seninle birlikte büyüdüğünde, sen bile inanamayacaksın bir çocuğun neler yapabileceğine. '' Düş Gezgini, sınırsız hayalleri olan, o ha

İki ayrı evin kültürü içinde,birbirinden farklı değer ve öğretilerle büyüyen iki ayrı cinsten insanın bir araya gelerek oluşturduğu "evlilik" müessesesinin sağlıklı ilişkilerle yürütülemediği takdirde eşler için ne kadar yıpratıcı olduğunu anlatmak için rahmetlik anneannem "evlilik demirden leblebiymiş yiyene,ateşten gömlekmiş giyene" derdi. Bu kitap kırk yıldır "evcilik oyunu" keyfinde evlilik yaşama becerisi göstermiş bir eğitimci tarafından ,demir leblebiyi çıtır leblebiye dönüştürmek,ateşten gömleği is

Evler, okul gibi bir eğitim müfredatının yıllara , aylara ve saatlere bölündüğü ve sınıfta öğretildiği yer değildir.Evlerimiz , bebeğimizin ilk çığlığını attığı ya ada anneciğinin her an devam ettiği gerçek birer eğitim yuvasıdır. Bu okulun en önemli sınıfları "oturma odası" ve mutfak masası" öğretmenleri ise o mekanların beraber paylaşıldığı aile büyükleridir. Hepimiz hayatla ilgili tüm değerlerimizi orada kazandık ve yavrularımızı da orada eğitiyoruz. Çocuğumuz öğretmenini ya da gittiği okulun felsefesi

Bu masal, arkadaşlık hakkında. Bazen arkadaş gibi görünen insanlar , göründükleri gibi çıkmaz.Bazense hiç beklemediğimiz tanıdıklar,zor zamanda arkamızı kollar. Kimin ne olduğunu anlamak,yanlıkla doğruyu ayırmak için,insanın önce kendini tanıması gerekir.Zordur bu iş.Pek çoğumuzun burnu sürtülür,gururu incinir. Ama endişeye gerek yok.Büyümek uzun bir seyahattir. Bu masalın kahramanı bir ayı,gezermiş her gün dağı bayırı. Bu ayı kendini pek beğenir,arkadaşı da kendisi gibi olsun istermiş."Boyu boyuma,huyu

A ve gu arasındaki ilk edebi anlatımların en tanıdık sesindeki sevgidir masallar. Heceler, cümleler arttıkça kitaplara dönüşüp tıngır mıngır ritminde düşsel danslardır masallar; Kahramanın yerine geçip devleri yendiğimiz, darda olanı engine,zorda olanı zengine çevirdiğimiz, umuttur. MASALLAR. İyiye, güzelei doğruya inancımızı göğerttiğimiz uçsuz bucaksız yüreklerdir masallar. Çocuktan çok büyükleri, uyumaktan ziyade uyandırmak için anlatılan kadim emanetlerdir masallar. Kadim Ana

Herkesin birbirinden endişe ettiği, ön yargılarla düşündüğü, korku telkin ettiği bir dünyada büyümeye dair başka bir ihtimal sunuyor. Üç Sihirli İnci'nin kahramanı. Ustasının nasihatini kulağına küpe edip bahtını aramaya çıkıyor. Engeller vesile oluyor, düşman dosta dönüşüyor. Fakat bütün bunlar için verilen sözlerin tutulması gerekiyor. Hakikat için bazen en sona kadar bekleniyor. Kız perperişan dönmüş ustanın yanına. Demiş, uzun yollar gittim, dağlar bataklıklar okyanuslar geçtim. Bu dünyanın gizemi kimde

Bu kitap ; yanlış beslendiği şişmanlayan küçücük yaşlarında bir çok hastalıkla tanışan, böyle bir tercihleri omadığı halde başarısız, dikkatini toplayamayan, davranışlarını kontrol edemeyen yaftasını taşımak zorunda kalan çocuklarımızın ve gençlerimizin hayatına bir artı katmak, onların gelişiminden sorumlu olan anne-babalara sağlklı beslenme bilinci kazandırmak ve Yüce Rabbimizin ‘'Helal ve temiz olanları yiyin!'' emrinde geçen ‘'temiz'' kavramının çok ama çok fazla ihlal edildiği bir dünyada bu alandaki f

Bu masal hem büyüklere hem küçüklere... Uçlarından eksilen bir dünyada, herkesin çevresini yüksek duvarlarla çevirip kendi alemine gömüldüğü bir zamanda, ortak yaşam kurmayı anlatıyor. Hayvanların mal değil yoldaş olduğu bir dünyanın hayalini kuruyor. Cesareti, güveni, eve dönmeyi, konu ediyor. ‘'Efsaneye göre zamanında herkes herkesi anlayabilirdi. Herkes; yani saksağanlar, arılar, bitkiler, atlar, keçiler, kurtlar... Fakat bir kere diller karışınca ne hayvanlar insanları ne insanlar hayvanları anlayabi