Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 40 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Bu öyküler, uzun süredir içimde gezinip duran bir dizi duyum, aktarım ve yaşantının düşünce, kurgu ve betimlemelerle katıştırılıp harmanlanması, iddiasız bir öykü üslubuna dönüştürülme çabasının bir ürünüdür. Bu kitap benim öykü alanında yaptığım ilk çalışma. Bir şeyin ilki ait olduğu kişiye hem heyecan verir hem sevimli gelir hem birçok kusur ve yetersizlikten beriymiş izlenimi verir. Bizce büyük gayret ve çabalarla kaleme alınmaya çalışılan bu öyküler; sizce mantıki tutarlılık, inandırıcılık, gerçekçili
Tükendi
Bu kitapta 9 yaşında bir çocuğun kaleminden meyvelerin kardeşliğini okuyacaksınız.Yazarın kendisi gibi sevgi dolu, arkadaş canlısı olarak hayal ettiği meyveleri; kılıktan kılığa sokup konuşturmasını, bugünün küçüklerine kendi dilleri ile seslenişini bulacaksınız.Küçüklere tatlı bir masal, büyüklere de onların dünyasını anlamaları için bir fırsat olarak da görebilirsiniz bu kitabı.
Bu sene papatyalar geç açtı. Her sene mayısın sonunda açan papatyalar, bu sene geç kaldı. Kendime verdiğim sözler gibi... Hastane odasının camından zar zor bakarken "Ölsem iyi olur artık!" deyiverdi. Öyle ya, bir haftadır öksüz yetim gibi tek başımayım burada. Beni buraya atıp gittiler. Gelen giden de yok. Bu kadar meyve suyunu da kim içecekse artık... Doktorlar geliyor ara sıra, "Nasılsın?" diye soruyorlar. "Aynıyım" diyorum. Hangi günün aynısı? Dünün aynısı mı, üç gün öncesinin mi, geçen ayın mı yoksa d
Tükendi
Şiir ve hikâyelerim arasında, yazmış olmaktan utanacağım kadar kötüleri olduğunu biliyorum. Bunların bir kısmının çocuk denecek bir yaşta yazılmış olmaları bence bir mazeret değildir; çünkü bu çeşit bir yazıyı bugün herhangi bir imzanın üstünde görsem, sahibini ıslah olmaz bir zevksizlik ve tam istidatsızlıkla suçlandırmakta tereddüt etmem. Bunların, benim sanat hayatımın gelişmesini göstermesi bakımından, sadece kendim için bir ehemmiyeti vardır ki, bu da onları başkalarına okutmak için bir sebep olamaz. B
"Kağnının kenarına tutunarak biraz daha yürüdü. Ayakları birbirine dolaşıyordu. Öküzlere "oooha" diye bağırmak istedi, sesi boğazından çıkmadı; elleri kağnıdan kurtuldu, yere yuvarlandı, tozların içinde tekrar ayağa kalkarak koştu. Karşıdan doğru yeni çıkan serin bir rüzgâr üçetekli entarisini ve şalvarının paçalarını uçuruyor, yırtık yazma başörtüsünü siyah bir bayrak gibi dalgalandırıyordu. Kağnıya yetişemeden tekrar düştü, yüzü yolun beyaz ve kül gibi ince tozlarına gömüldü. Kağnı, taşlara çarptıkça, üz
Ses
"Sesi yine güzel, fakat birtakım hışırtılarla karışıktı. Yükselince pek belli olmayan bu yabancı sesler alçaklara inince derhâl kendilerini gösteriyorlardı. Ali de bunun farkında idi. Kendini toplamak istedi, fakat bu hareketiyle ancak boğazının adalelerini biraz daha gerdi ve yüzü daha çok kırmızılaştı. Müthiş bir gayret sarf ediyordu. Çenesinin yanlarından aşağı doğru uzanan ve iki çelik direk gibi kımıldamadan duran yuvarlak, katmerli et parçaları açıkça görünüyordu. Ali göğsünden kuvvetle fırlattığı ses
Tükendi
Mevsim mart başlarıydı. Karlar erimiş, köyün yolları, bazı çukur ve gün görmez yerlerde, pis kokulu bir çamur yığını hâline gelmişti. Dört yana koşuşan tavuklarla çocukların saçtığı çamur, efendilerin ütülü külotlarına sıçramış ve yüzlerini buruşturmuştu. Tekrar düğün evine döndüler, şimdi boşalmış olan yarı karanlık odada oturup köylerimizin medenileşmesi çarelerini bulmaya başladılar. Fakat on dakikadan fazla bu mevzuda duramadılar, şehir dedikodularına, maaş, ücret, barem meselelerine geçtiler ve biraz s
Tükendi
Bir dükkanın önünde üç öğrenci çocuk ellerinde çantaları ile vitrindekilere bakıyorlardı.Ben de arkalarında durdum. Taranmış saçları çok hoş kokuyordu. İstemsiz şekilde birisinin ensesini kokladım. Çocuk arkasına dönerek beni şöyle bir süzdü, sonra öfke ve nefretle benden uzaklaşıp gittiler. Uzaklaşırken birinin diğerlerine "ne kadar da kötü kokuyordu!" dediğini duydum. Yürürken dükkanın camından kendime şöyle bir baktım. Saçlarım o kadar uzamış, perişandı ki kulaklarım görünmüyordu. Sanki çok tüllü bir şa
Tükendi
Padişahın çok kibirli olan kızı bir gün hastalanır ve yataklara düşe. Ülkedeki bütün hekimler onu iyileştirmek için türlü yöntemler dener ama başarılı olamazlar. Sonra bir gün hekim olduğunu söyleyen biri daha çıkar gelir ve padişahın kızının Sevgi Masalı'nı bilen birisi tarafından iyi leştirilebileceğini söyler. Bu masalı pek çok kişi bildiğini söyleyip padişahın kızını iyileştirmeye çalışır ama onlar dabaşarılı olamaz. Çünkü bu masal sadece, yıllar önce padişah kızı tarafından saraydan atılan Koç Ali'nin
Tükendi
Senin için de insanların fiziksel özellikleri değil kalpleri mi daha önemli? Senin için de birileri ile arkadaş olmak onlara kötü davranmaktan daha mı kolay? Eğer öyleyse yeni arkadaşın Dodo'nun maceralarını okumaya hemen başla. Hadi... Pozitif ve duygusal kahramanımız Dodo ile tanış. Sen de sevginin, arkadaşlığın, hayal gücünün sonsuz dünyasındaki yaşama karış.
Vergi Mahkemesinde Dava Açma, İstinaf, Temyiz Tarh Edilen Vergi ve Kesilen Cezalara Karşı Dava Süreçleri Kaçakçılık Suçları ve Cezaları ile Dava Süreçleri İhtiyati Haciz, İhtiyati Tahakkuk, Ödeme Emri, Haciz ve Dava Açma Gümrük Vergileri (Uzlaşma, İtiraz, Dava Açma) Süreç Aşamalı Örnekler
Tükendi
Sabahattin Ali 1947'de yayımlanan bu kitabı ile öykü yeteneğini bir kez daha kanıtlamıştır. Büyükler için masallar olarak tanımlanan Sırça Köşk, Anadolu yaşamını ve Anadolu insanının iç dünyasını, kendi gerçekliğini ve naifliğini bozmadan anlatıyor. Okuyucu, tam anlamıyla bu kitapla Anadolu insanının kapısını aralıyor. Dönemin devlet yönetimine ve düzenine eleştirel bir bakış ortaya koyan bu eser; samimi, gerçekçi ve öğüt verici hikaye ve masalların bulunduğu bir kitap olarak daha çok nesiller boyu okunaca
Her insanın içinde zaman zaman baş gösteren ve "ben bunları nasıl yaptım" dedirten duygular vardır. Bu duygular belki yıllarca farkına varmadığımız ama farkına vardığımızda da geri dönüşü olmayan adımları çoktan attığımız duygulardır. Güven üzerine kurulu hayatımız, bir gün içinde bu duygularla yerle bir olabilir. Çok doğru kararlarla devam eden hayatımız, bir sabah alacağımız yanlış bir kararla yerle bir olabilir. Böyle olayları hemen hemen herkes yaşamıştır ama kimse Sabahattin Ali gibi bu olaylara ait d
Tükendi
Dünyada her yıl yaklaşık iki milyon insanın okuduğu Küçük Prens'te sevgi, verilen emekle bağlantılandırılır. Sevdiğiniz şeye verilen emeğin, külfet değil zevk olduğuna vurgu yapılır. Küçük Prens ve çiçeği arasında yaşananlarla anlatılan bu durumda kitabın kahramanı, çiçeğinin bütün kaprislerine katlanarak onun isteklerini yerine getirmekten keyif alır. Her yerde ve her zaman onu düşünür ve onun mutluluğu için bir şeyler yapmaya gayret gösterir. Sonunda da çiçeğine kavuşabilmek için ölümü tercih eder ki bu d
Yayın sektörünün öncü isimlerinden Yade, Yade Çocuk kitapları içerisinde çocukların el becerilerinin ve hayal güçlerinin gelişmesi için onlara birbirinden keyifli boyama kitapları sunuyor. Şeker Türkiye'yi Geziyor dizisi ile çocuklarımız hem eğleniyor hem de şehirlerimizi ziyaret ediyor.
Pembenin her tonunda eldiven vardır Pembe Nine'nin dükkanında. Açık pembe, koyu pembe, pembe beyaz çizgili, pembe mavi benekli... Aklınıza gelebilecek her desende pembeli eldivenler var. Pembe Nine'nin dükkan kapısının üstünde bir tabela var. Tabelada "Pembe Eldivenleri Görüyorum" yazıyordu. Hiçbir yerde böyle bir dükkan ismi görmemiştim. "Gül Yüncü" veya "Pembe Dükkan" olabilirdi bence.
Tükendi
"Birbirleri için ne kadar tabii ve lüzumlu iseler, etrafları için o kadar garip ve manasız olduklarını karanlık bir şekilde hissetmiyor değillerdi. Hislerinin şiddeti ve dünyalarının ayrılığı cihetinden yapayalnız olduklarını, birbirlerine söylemeden biliyorlar ve bunun uzun zaman devam etmesinin ne dereceye kadar muhtemel olduğunu korku ile düşünüyorlardı. Hiçbir yerden öğrenilmiş olmayan ve tabiatın henüz kendisine bağlı bulunanlara uyanık tuttuğu bir his onlara, hayatın bütün kalabalığından ve müşterek y
Tükendi
"Fakat sergide gördüğüm bu kürk mantolu resim, ona hayalen dokunmama imkan vermeyecek derecede beni sarmıştı. Onunla bir aşk sahnesi tasavvur etmek değil, karşı karşıya, iki dost gibi oturmayı düşünmek bile elimden gelmiyordu. Buna mukabil, gidip o tabloyu seyretmek, bana bakmadığına emin olduğum o gözlere saatlerce dalmak arzusu gitgide artmaktaydı. Paltomu sırtıma geçirerek tekrar serginin yolunu tuttum ve bu hal, günlerce devam etti." Sabahattin Ali; aşkın tutku halini anlattığı bu kitabında, in-sanın b
Tükendi
Bu romanda; bir dönem gençliğinin idealleri uğruna istismar edilişinin ve sonbahar yaprağı gibi sağa sola savruluşunun dramı... Tertemiz duygularla gönül bağı kuran iki gencin, kültür farkından dolayı birbirinden koparılışı... Selim'in içine düştüğü olumsuz sosyolojik ve psikolojik durumlardan kurtulma çabası... Ve yoğun içsel mücadele sonucunda vuslata erişi anlatılmaktadır.
10 yaşındaki bir çocuğun kaleminden... Ve küçük yazarımız der ki: Değerli okuyucu, elinde tuttuğun bu kitabı okuyup da son noktayı görünce, sen de gerçek mutluluğu sahip olduklarında bulacaksın.
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 40 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1