Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2
Herkesin aklındaki büyük soru: Almanlar neden daha iyi yapıyor? Önceki yüzyılı iki büyük yenilgi ve hatta bölünmeyle kapatmasına karşın tüm dünyaya örnek teşkil edecek bir hız ve sağlamlıkla kendini yeniden var eden bu “gizemli” ülkenin sırrı ne olabilir? Omuzlarında geçmişin büyük yükleriyle bu yaralı toplum tüm dünyada yükselen salgın, iklim krizi ve savaş gibi muazzam tehlikeler karşısında ne hissediyor ve çözümü nerede arıyor? Almanlar Neden Daha İyi Yapıyor çokkültürlü yapısı, umut vadeden start-
“Savaşçının yolu deli cesaretiyle ölüme atılmaktır. Yaşamı ciddiye alanlar büyük başarılara ulaşamazlar. En doğrusu çılgınca ve deli cesaretiyle ölüme atılmaktır.” Üç yüz sene önce samuray Tsunetomo Yamamoto tarafından kaleme alınan Hagakure: Saklı Yapraklar, samuray felsefesini anlatan en önemli metinlerden biri. “Savaş Yolu” anlamına gelen buşido öğretisine dair detaylar içeren kitap, yazıldığı beylik haricinde gizlenen bir metinken gün yüzüne çıktığı 1930’lar ve 1940’ların militarist atmosferinde azım
“Bunun bir rüya olduğunu, gözlerimi sıkıca kapatıp açarsam her şeyin eskisi gibi olacağını düşünmeye çalışıyorum.” Kıyamete on dört gün kaldı. Uzaydaki küçük mavi noktaya, yeryüzüne, dünyamıza, 2011GV1 isimli bir asteroit çarpacak, yaşam sona erecek. Amerika’ya tam bir kaos hâkim. İnsanlar bodrum katlarına, sığınaklara kapatmış kendini, marketler yağmalanmış. Paranın hiçbir anlamı yok artık; içme suyu paha biçilemeyecek kadar değerli. Fakat Dedektif Hank Palace’ın çözmesi gereken son bir gizem daha var. K
Bulup yitiren bir şey olarak kalp, arıyor, deneyip yanılıyor ama yine de devam ediyor oyununu oynamaya. Hep özleyip beklediği bir yer var. Bir ev, bir insan, bir hayal... Leylâ, Hayriye, Yılmaz, Özlem, Neriman ve isimli isimsiz daha birçok insan, bularak ve yitirerek, hayatın damarlarında dinliyorlar kalplerinin oyununu. Sonra kanat çırpıp yitirdiklerinin uzaklaşmasını seyrediyorlar ömür boyu. İlay Bilgili, ikinci öykü kitabı Leylâ, Mektubum Eline Ulaştı mı? ile yeniden merhaba diyor okurlarına. Birbirind
Eylüldür şimdi Adresler de dostlar da kayıptır Üstümüzdeki postal izleri Bir mektuptur Görülmüştür.
Nebula En İyİ Roman Ödülü Kazanani Locus En İyİ İlk Roman Ödülü Adayi ABD'de terör olayları ve ölümcül virüslerin sebep olduğu salgın bir anda patlak verince hükümet sokağa çıkma yasaklarıyla halkı “evde kalmaya” çağırır. Artık insanlar evlerinden sanal gerçekliğe bağlanarak yeni normallerini yaşar. Eğitim, toplantılar, konserler hatta bar buluşmaları bile “ser-âlem” adlı sanal dünyada gerçekleşir. Luce bir rock gitaristidir ve son halka açık konseri de o verir. Bir süre kendini yeni normale alıştı
Amerikalı emekli polis Cal Hooper, İrlanda’da bir köye yerleşir. Satın aldığı evin tamiratıyla ilgilenmek, dağlarda gezinmek, dedektiflik içgüdülerini bir kenara bırakmak niyetindedir. Derken on üç yaşındaki Trey’le karşılaşır. Yoksul ve sorunlu bir aileden gelen çocuğun abisi kayıptır ama bu durum ne polisin ne de köydekilerin umurundadır. Ondan yardım isteyen Trey’i reddedemeyen Cal bir kere daha iz peşine düşmesini söyleyen içgüdüyü dinlemeye başlar. Burada, bu köyde bir gariplik vardır ve başına ne k
Tükendi
Aes Sedailerin bölündüğü yetmiyormuş gibi, Beyaz Kule’de de Elaida’nın hükmünden kuşku duyanlar çoğalmaktadır. Asilerin Amyrlin Makamı olan Egwene Aes Sedaileri üzerinde hükümranlık kurmaya çalışmaktadır. Elayne Aslan Tahtı’na resmi olarak oturmak için ilk adımları atar. Seanchanlar fetihlerine şehir şehir, ülke ülke devam etmektedirler. Her yerde Kara Aes Sedailer, Karanlıkdostu Asha'manlar gizlidir. Kaos ve dehşet yeryüzünü sararken Rand bu Çağ’ın bilgisini koruyacak tohumlar ekmeye çalışır. Kimin dost, k
“Bir dehanın berraklığı ve ihtişamıyla yazılan bu eser, yepyeni bir dünya görüşünü, tutarlı materyalizmi ve sosyal yaşamı ana hatlarıyla ortaya koyuyor.” –Vladimir Lenin İlk olarak 1848 yılında Avrupa’daki devrimler öncesinde yayımlanan Komünist Manifesto, Marx ve Engels tarafından hararetli entelektüel paylaşımlar neticesinde geliştirilmiş tutarlı ve öngörülü fikriyatın bir sonucu. Tarihsel materyalizmin prensiplerini formüle eden eser, işgücünün zenginlik getireceğini ve bu sebepten de kapitalizmin söm
Âdem Ademoğlu kitaplarla ve kitaplarda yaşayan, ismiyle müsemma bir avare. Okuyor, yazıyor, ara ara kitaplarla ilgili işlerde çalışıyor, oradan oraya savruluyor – bir “âdem”den ötekine, bir “adem”den diğerine bürünüyor... Bir başına kalınca boşluk muammasına uyanıyor. Ama acaba hep orada mıydı boşluk? Bu sorunun peşinde, kendisiyle ve başkalarıyla boşluğa dair her telden muhabbetlere koyuluyor. Hikâyesinde yol aldıkça çoğalan boşluklar onu umulmadık bir keşfe götürüyor. Ve bu arada neler neler oluyor... İşt
Mezar ziyaretleri, cinai itiraflar, kökten ve kanlı çözümler, muallakta kalanlar, hesabını kendi kapayanlar, yarım kalan şiirler, ruha yapışan günahlar, kasaba karası, taşra noir… Uğur Kılınç, Çürük Ayvalar’da bir araya gelen öykülerinde aile içi ilişkilerin, nesiller arasındaki köprülerin perde arkasındaki karanlığı gün yüzüne çıkarırken taşra insanının iç dünyasında tekinsiz bir yolculuk yapıyor. Baba-oğulların, dede-torunların, anne-kızların paylaştığı masumiyetin altında yatan kötülüğün, öfkenin, int
Kuş kusan kadınlar, yumurtadan çıkan çocuklar, kelimeleri tükenen bir dil ve sinestezik bir çeviri denemesi... Büyülü gerçekçi öğelerin ağırlığını hissettirdiği öyküleriyle Tavana Bak, oyunbaz bir ses eşliğinde tekinsiz bir yolculuğa davet ediyor okuru. Topluluk olmanın facialarını, mesafe ve boşlukları merak eden, biçimsel denkliği ve akışı sorgulayan bu ilk kitap, tavana bakarken mırıltıyla anlatılacak öyküleri bulmayı hedefliyor. “Ve onlara dedim ki, utancınızı size ben vermedim, korkunuzu da. (...
“Orada Fafa... Sarı çantada ve kanlar içerisinde, orada...” “Kan içerisinde mi? Neler söylüyorsun Fatoş?” “Aralık gözleri insana bakıyor Fafa, kızıl kıvırcık saçları ve aralık gözleriyle…” “Kim? Allah aşkına kimden bahsediyorsun?” “Kesik baştan Fafa... Çantanın içerisindeki kesik kafadan.”
“Amerikan rüyasını tersine çeviren bu çılgın ve durdurulamaz romanın adındaki ‘Kâbus’ boşuna değil. İnsanın asla kaçamayacağı bir tuzakta mahkûm kaldığı bu hikâye, yazarın yüreğinden ve zihninden geliyor. Noir hiç bu kadar otobiyografik olmamıştı.” –Los Angeles Times Gezici bir karnavalın yozlaşmış cennetinde, içindeki dehşetin yönlendirdiği Stanton Carlisle zengin olmak ve istediklerini kazanmak için insanları suistimal ve manipüle eden, gerekirse öldürmekten çekinmeyen biriydi. Her türlü numarayı öğren
“Muhtemelen şimdiye kadar denk geldiğim, suçlu bir zihnin ağzından anlatılan en ürpertici ve inandırıcı hikâye.” –Stanley Kubrick Teksas’ın küçük bir kasabasında şerif yardımcısı olan Lou Ford herkesin sevdiği biridir. Ancak basmakalıp sözlerinin ve insanı rahatlatan tavırlarının arkasında, benzerini pek az kişinin gördüğü bir canavar pusuya yatmıştır. Lou, sözde bir kazaya kurban giden kardeşi Mike’ın intikamını almaya kararlıdır ve bu süreçte masum insanlar ölse bile umurunda olmayacaktır. Thompson, İçimd
“EN GÜZEL HAYAT, TANRILARIN GÖZÜNE BATMAYANDIR. HÜR KALMAK İSTİYORSAN, SESSİZ SEDASIZ YAŞAMALISIN.” Şehirlerin baş tacı, bir rivayet üstüne inşa edilen şehir Darujhistan… Gaz lambalarının mavi ışığında geceleri bir inci gibi parlayan bu şehir, Genabackis kıtasının ev sahipliği yaptığı Özgür Kentler arasında, Malazan İmparatorluğu tarafından ele geçirilmemiş son yerdi. Ve İmparatorluk doymak bilmez bir iştahla gözünü Darujhistan’a çevirmişti. İmparatoriçe Laseen mutlak hâkimiyet için her şeyi göze almıştı. A
Locus En İyi Korku Romanı Ödülü Kazananı Dünya Fantazi En İyi Roman Ödülü Kazananı Britanya Fantazi En İyi Korku Romanı Ödülü Kazananı Apollo Kagwa, babası ortadan kaybolduktan sonra kâbuslar görmeye başladı. Babası ona, içinde bir kitabın da bulunduğu tuhaf eşyalarla dolu bir kutuyu miras bırakmıştı. Yıllar geçmişti ve artık Apollo da bir babaydı ama eşi Emma yeni doğan bebeklerine pek de sıcak yaklaşmıyordu. Önceleri bu durum Apollo’ya doğum sonrası depresyonu gibi görünüyordu ama Emma korkunç bir şey yap
İlk romanı kırk beş yaşındayken yayımlanan Hermann Broch, Nazilerin Avusturya’yı ilhakının ardından sosyalist bir dergiye sahip olduğu şüphesiyle kısa süreliğine hapis yattı, ancak aralarında James Joyce’un da bulunduğu dostları sayesinde önce İngiltere, sonra Amerika’ya göç etti. 1936’da yazmaya başladığı Vergilius’un Ölümü’nü sekiz yılda tamamladı, roman 1945’te yayımlandı. Aeneis’in şairi Vergilius, İmparator Octavianus Augustus’un kafilesiyle beraber Brundisium’a gelir. Hastalanan büyük şair, önce li
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2