Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 93 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2
Çok sevgili okur! A. Cahit Zarifoğlu, "Çocuklar havadan anlar" diyor bir şiirinde. Bizce de Zarifoğlu haklı: Çocuklar havadan anladığına göre iyi şiirden, edebiyattan ve sanattan da anlarlar...Deve ile Uçuç Böceği'ndeki şiir, hikâye, masal, fantastik hikâye ve radyo oyunlarının kahramanları çoğunlukla hayvanlardır. Zarifoğlu'nun hayvan kahramanları çocuk gibi konuşur, düşünür ve çocuk gibi bakarlar dünyaya. "Hiç böyle hayvan görmedim" mi diyorsunuz? Erdoğan Oğultekin'in resimlediği bu kitabı okuduktan sonr
Çok sevgili okur! Kafamın İçinden Masallar kitabı, tam da masallara yakışır şekilde fantastik ögelerle zenginleşiyor, okura leziz bir okuma deneyimi sunuyor. Mevlâna İdris'in usta kalemiyle aktardığı masalların dünyasında, Eren Dedeleroğlu'nun sıcacık çizimleriyle masalların içine girmiş, yazarın zihninde dolaşıyor gibi olacaksın! Kim bilir, belki senin zihninde de leziz masallar oluşur ve bir gün hayallerle buluşur! Masalın kendine özgü doğası ve gerçekliği vardır. Masala soru soramayız. Hele "Niçin oldu
"Onlara evlerinde ne gibi sarsıntılar geçirdiklerini soramıyorum. Zaten annesizlere annelerini sormak vicdansızlıktır. Onların yaralarını tazeleyemem. Ama koridorda, bir bahane ile onların başlarını okşamak, küçük çenelerini sıkmak, soluk yanaklarından öpmek, onları mutlu ettiği kadar beni de ediyor; elimden bir şey gelmemesinin verdiği ızdıraba bir teselli oluyor." Kemalettin Tuğcu Annesizler kitabında; çocukluğunda annesini kaybeden kimselerin, yaşları kaç olursa olsun, ortak bir dert etrafında birleşmele
Kemalettin Tuğcu
"Nesibe Hanım biraz sertçe konuşmuştu. Faruk gücenmiş olsa bile bunu belli etmedi. Annesi onun için her şeyi yapmıştı. Onu kıramazdı. Ancak annesinin kararından emin olup olmadığını anlayamamıştı. Onun kendisi için, sevmediği biriyle evlenmesini istemiyordu." Kemalettin Tuğcu Canım Annem kitabında; eşini kaybeden bir kadının, oğlunu yetiştirmek için girdiği zorlukları, çalışma hayatını, oğlunun ona olan sevgisini anlatıyor. Her kitabın arkasındaki sözlük ile yazarın kurduğu dünyayı bozmadan okurlara sunuyor
"Biz çocuk yaştakiler, çok temiz ve şık giyinmiş olarak bahçede misafirleri karşılıyorduk. Sonra biz de salona gittik. Ben ömrümde öyle güzel ve ihtişamlı bir yemek salonu görmemiştim. Masalar o kadar süslü ve gösterişliydi ki saraydaymışım gibi hissediyordum. Bu yemekte tanımadığım birçok kadın ve erkek vardı. Acaba bunların arasında babam da bulunuyor muydu?" Kemalettin Tuğcu Benim Babam kitabında; büyük bir zenginliğin içerisinde kalbi kırılmış, hayatta tutunacak dalı kalmamış bir babanın ve annesinin öl
"Bizim evimiz köydeki diğer evlere hiç benzemezdi. Evimize köyde kiremitli ev derlerdi. Penceresinde cam, evin yanında erik ağaçları vardı. Evimizde lamba yakar; hiç kimsede olmayan yemek kapları, eşyalar kullanırdık. Dikiş makinemiz bile vardı. Ara sıra köyün kadınları anneme gelip dikiş makinesinde bir şeyler diktirirlerdi. Köydeki herkesten daha iyi durumdaydık. Aklım erdiğinden beri hayatımda büyük bir sır olduğunu düşünüyordum. Ama ne olduğunu anlayamamıştım." Kemalettin Tuğcu Adını Değiştiren Çocuk ki
"Okuldan dönerken ya da pencereden bakarken küçük kızların sokakta ya da apartmanlarının önünde yerlere çizgiler çizip seksek oynadıklarını görüyordum. Ben bunun gibi oyunlar oynadığımı hatırlamıyorum. Okulda da öteki kız çocukları gibi oynamayı sevmezdim. Belki de oyun oynamaya küçük yaşlardan alışmak, çocuklarla beraber olmak gerekiyordu. Böyle bir şansım hiç olmamıştı." Kemalettin Tuğcu Küçük Besleme kitabında; yaptığımız iyilik ve kötülüklerin karşı tarafta bıraktığı izleri, her çocuğun sevgiye, şefkate
Tükendi
"Kıyıda saatlerce oturduktan sonra, Kavak'a doğru yürümeye başladı. Bitmez tükenmez bir yoldu. İki saat sonra iskeleye gelmişti. Vapura bindi. Baş tarafta oturdu. İstanbul'a doğru giderken iki taraflı iskeleleri seyre daldı. İnsanlar gülüyor, şakalaşıyor, eğleniyor, hiç korkmuyorlardı. Onun içinde ise sonsuz bir yalnızlık ve her şeye karşı korku vardı. Zavallı Öksüz Murat!" Kemalettin Tuğcu Öksüz Murat kitabında; insanın ne şartlarda olursa olsun beceri kazanmasının önemini, emek harcayarak hayatını yoluna
Türkiye'de çocuklar için en çok masal yazmış yazarımızdan biri de Tarık Dursun K.'dır. Kitaptaki ilk masalın kahramanı Pıtır dolunaya âşık bir kedidir. Pıtır, hava kararınca evden sokağa çıkar ve sabaha kadar şehri dolaşır. Evdeki arkadaşı olan çocuk merak içinde Pıtır'ı bekler her gece. Pıtır, sabaha doğru aydede ile eve ulaştığında aydedeyi bir daha göremeyince üzülürmüş. Bu kitapta Pıtır'ın bir masalı varsa da Tarık Dursun K. Diğer on masalı Pıtır'a armağan etmiş. Diğer masallardaki hayvanlar insanlar gi
Tükendi
Phileas Fogg, gazetede dünyayı seksen günde dolaşmanın mümkün olduğunu okuduğunda arkadaşları ona kahkahalarla güler. Ama o bunu başarmayı kafasına koyar ve seksen günlük macera dolu yolculuğu böylece başlamış olur. Uzman isimlerce sadeleştirilip yayına hazırlanan ve her biri usta çizerler tarafından resimlenen klasik dizi kitapları minik kitapseverleri hiç eskimeyen klasiklerle tanıştırıyor.
"İkinci teneke yarım olduğu sırada caddeden bir çocuk koşarak sokağa daldı. Bu bir oğlandı. Koşarken nefes nefese kalmıştı. O kadar telaşlı ve kendisini paralarcasına koşuyordu ki çeşmenin yakınlarında ayağına bir şey takıldı, yuvarlandı. Tekrar kalktı. Nefesi boğazından ıslık gibi çıkıyordu. Göğsü küçük bir körük gibi inip kalkıyordu. Karanlıkta bile yüzünün kireç gibi bembeyaz olduğu anlaşılıyordu." Kemalettin Tuğcu Küçük Mirasyedi kitabında; aile olmak için kan bağının şart olmadığını, para hırsının ins
"İnci artık on sekiz yaşına geliyordu. Bünyesi bakımından da olgun ve güçlü bir kızdı. Basri Bey, Hayri Bey'in yanındaki mutfakta çalıştırılan kızla bu genç kız arasında bir benzerlik göremiyordu. İnci inanılmaz bir hızla büyümüş, Basri Bey'in anlattığına göre ölmüş olan annesine benzemişti. Üniversiteyi kazanıp doktor olmak isteyen İnci, pazar günleri de Huriye Hanım'la birlikte araba gezmeleri yapıyor ve tenha yollarda direksiyona geçerek ehliyet almaya hazırlanıyordu." Kemalettin Tuğcu İnci'nin Kısmeti
"Arabanın arka tekerlekleri boşa çıktı, ok birden dikildi. Az daha beni de alacaktı aşağıya. Araba uçtu, gitti. İki beygir birden kişnediler. Ben ellerimi yüzümden çektim. Kenara vardım, baktım. "Hey Koca Bekir..." dedim. "Araban gayri uçurumun dibinde." Tekerleklerden biri hâlâ aşağıda dönüyordu. Yem torbalarının saplarını omuzlarıma taktım. Hayvanların yularlarını geçirdim koluma. Ağır ağır kasabanın yolunu tuttum. Gözlerimin önünde o süslü araba vardı. Yumuşak minderleri, saçaklı perdeleri, tahta kısımla
Macera için uzak denizlere açılan Gulliver, gemisi fırtınada kayalıklara çarpıp batınca kendini aklına hayaline gelmeyecek bir yer olan Lilliput'ta bulur. Bu ülkenin insanları daha önce gördüğü insanlara hiç mi hiç benzemez. Bu benzersiz insanların arasında Gulliver'i heyecanlı günler beklemektedir. Uzman isimlerce sadeleştirilip yayına hazırlanan ve her biri usta çizerler tarafından resimlenen klasik dizi kitapları minik kitapseverleri hiç eskimeyen klasiklerle tanıştırıyor.
Heidi dağların tepesinde büyükbabası ile birlikte yaşamaktan çok memnundur. Ama ansızın çıkıp gelen teyzesi onu zorla şehre götürür. Heidi büyükbabasını unutmayacağına söz verir. Bir gün ona geri dönecektir. Uzman isimlerce sadeleştirilip yayına hazırlanan ve her biri usta çizerler tarafından resimlenen klasik dizi kitapları minik kitapseverleri hiç eskimeyen klasiklerle tanıştırıyor.
Alice için gayet sıradan bir şekilde başlayan gün tavşan deliğinden aşağı yuvarlanıp kendini Harikalar Diyarı'nda bulmasıyla gittikçe tuhaflaşır. Birbirinden acayip karakterlerle tanışacağı bu diyarda onu olağanüstü maceralar beklemektedir. Uzman isimlerce sadeleştirilip yayına hazırlanan ve her biri usta çizerler tarafından resimlenen klasik dizi kitapları minik kitapseverleri hiç eskimeyen klasiklerle tanıştırıyor.
Tükendi
“Öğle yemeğinden sonra Hamdi amca bayram ziyaretini iade etmek için bize geldi. Onu sevinçle karşıladık. Ancak babam gelir diye de huzursuz olduk. Hamdi amca bize bir kutu badem ezmesi getirmişti. Annem gidip ona kahve pişirdi. Mümkün olduğu kadar ikramda bulunduk. O da fazla oturmadı. İkindi ezanı duyulurken kalktı.” Kemalettin Tuğcu Çiçekçi Amca kitabında; Doğu ve Batı kültürünün farklılığını, ailelere etkisini, insanların kendi kültürüne sahip çıkmasının önemini anlatıyor. Her kitabın arkasındaki sözlük
"Toraman akşama kadar çalıştı. Onu sağa sola yiyecek aldırmaya yolladılar. Tahta parçalarını toplattılar, tutkal çanaklarını yıkattılar. Böyle işlere alışık değildi. Çok yorulmuştu. Güvenecek bir tanıdığı olsa kaçacaktı. Gece yatınca yine ağladı. Fakat Selim baba onu erken kaldırmakta gecikmedi: – Oğlum, her yeni iş başlangıçta insana ağır gelir. Sonradan kolaylaşır. Göreyim seni. Beni utandırma çocuğum." Kemalettin Tuğcu Yuvadan Uzak kitabında; ailesinden uzakta, çalışmak zorunda kalan Toraman ile uzun s
Vahşi Dişi Kurt çok endişeli. Çünkü oğlu aşırı bir vahşi! Ağabeyi Vahşi Kurt onu sakinleştiriyor ve oğlunu kendisine göndermesini, onu gerçek bir kurda dönüştüreceğini söylüyor. Yavru Kurt dayısının kendisinden istediklerini yapmaya çalışıyor. Bunlar tavşanları avlamak, Kırmızı Başlıklı Kız'ı korkutmak gibi çok vahşi şeyler tabii ki !.. Ama sonunda kendisini tavşanlarla sebze yerken, Kırmızı başlıklı kızın büyükannesiyle çay içerken buluyor. Ah, bu yavru kurt tam bir yüz karası! Acaba Vahşi ailesinin yüzünü
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 93 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2