Halk hikâyeleri, kaynak olarak halkın ortak hafızasından doğarlar. Halkın yaşamından beslenir ve onun umutlarıyla gelişerek geleceğe doğru bir nehir misali akar giderler. Halkın gelenekleri, alışkanlıkları, dünya görüşü ve yaşam felsefesi bu nehrin içerisinde kendine yer bularak kendini yarınlara aktarma şansı bulur. Bu hikâyeler tamamıyla yerli ve özgündür. Yaşlısından gencine Türk insanını anlatır. Bu yüzden bazen toprak kokar bazen de yağmur. Bazen su gibi aziz bazen de ekmek kadar mübarektir. Bu hikâyel
Düş kurmakla başlıyor her şey.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk, hür, çağdaş, dünya ulusları içinde saygın, bilimle ilerleyen bir ülke ve ulus düşledi.
Onu tanıyan, anlayan, yaptıklarını öğrenen herkes gibi ben de o düşler gerçeğe dönüşürken yanında olabilmeyi düşledim. Elini tutabilmeyi, onunla sohbet edebilmeyi, gücüm yettiğince yardımcı olabilmeyi...
İşte bu kitap o düşlerin sonucu.
"Sahipkıran Emir Timur"
Girdiği hiçbir savaşı kaybetmeyen ve tüm düşmanlarını dize getiren Büyük Türk!
Zalimlere karşı aman vermeyen, mazlumlara karşı ise daima şefkatli ve alçak gönüllü davranan Emir Timur'un yaşamı ,hiç kuşkusuz gerçek bir destandır.
O, zamanının bir diğer devi Yıldırım Bayezid'i mağlup eden ve İzmir'i Rodos Şövalyeleri'nin elinden kurtararak yeniden Türk toprağı haline getiren yüce bir kahramandır. Büyük Atatürk' ün "Ben Timur zamanında gelseydim onun yaptığı işleri başaramazdım. O be
Aşk, entrika, yalan, ihanet, cinayet ve hayal kırıklıkları...
Tesadüf mü yoksa kaderin bir cilvesi mi? Meçhule giden bir yolda iki çocuğun öyküsü. Kendinize inanıyorsanız şimdi okumaya başlayabilirsiniz. Çünkü bu gerçek bir hayat hikayesidir!
"Sonu olmayan bir sona doğru yol alırken Kalbim aklımla oyun oynuyor Tanrım bir hayat nasıl da değişiyor. Beni bırakma, ne olursun bırakma"
"Türk toplumu "Hayatta en gerçek yol gösterici ilimdir" diyen Atatürk'ün önderliğinde din ve devlet işlerinde gereken değişimi yaparak doğru yola girmiş bulunmaktadır.
İnsanlar da toplumlarda değişe değişe gelecekte daha iyi ve daha güzel olacaklardır. Bunun için de Allah'ın dinini yaşanan çağa göre doğru yorumlayıp uygulamaları gerekecektir."
Bu kitabı yazmadaki asıl amacım Türk'ün tarih içindeki görkemli başarılarının ve çöküşünün sebeplerini ortaya koyarak, çıkış yolunu göstermek. Diyorum ki: • Türk Milleti insanlık tarihinde ortaya çıkan ilk budundur. Çünkü budunların ortaya çıkmasını sağlayan Tarım Uygarlığını Türkler bulmuştur. • Turandan Dünya'ya yayılan Türkler gittikleri yerde sayıları çok az olsa da yerleşik halkları yönetmiş, devletleştirmiş ve onların da uygarlaşıp kavimler haline gelmelerini sağlamışlardır. Bu yüzden uygar dünyanın k
Ben hatalarımdan, zaaflarımdan etkilendim en çok.
Kendimle bir hesaplaşma sanki. Mizahi bir anlatım
yakalamaya çalışarak, hafifleterek kendimi temize çıkartmaya çalışmak gibi,
günah çıkartmak gibi... Yaşadıklarımı zamanına göre sıralamadım
ama tüm yaşamımı kapsıyor.
Yazılarım gerçeklik açısından son derece gerçek, hikâyeyi süslemek için bile olsa
en ufak bir
çarpıtma yok. Dürüstlüğümden değil
yeteneksizliğimden kaynaklanıyor bu
durum. O yüzden seviyorum belki.
Samimiyet durumuna gelince,
belki kendime bile
Savaştan dolayı on bir yıl beklemiş büyük bir aşk hikâyesi...
Bitmeyen bir macera, kimi zaman Zühtü'ye kızacak, kimi zaman Hilde'ye
üzülecek, kimi zaman da beraberce ağlayacaksınız. Bu hayattan göçmüş
olmaları bir şey kaybettirmemiş, aksine bu kitapla ölümsüzleşmişler.
1890'larda başlayan 1980'lerde son bulan bir hayat ve o hayata bile büyük
gelen, bir Osmanlı genci ile eczacı Alman kızının, savaş rüzgârlarının şiddetle
estiği, paramparça ettiği bir kavuşmanın uzun bir serüveni bu. Adetini, dilini,
dinini b
Ona ne olduysa, o ıssız ve çok tuhaf gecede oldu. Oldukça uzun bir yolculuğa çıkmıştı, ama yanına
hiçbir şey almamıştı. Üzerinde teninden başka hiçbir giysi yoktu. Kim olduğuna, nereden gelip nereye
gittiğine ve bu yolculuğa niçin çıktığına ilişkin hiçbir fikri de yoktu. Sanki hafızasını kaybetmişti...
Her şey iki ağaç yüzünden oldu...
Hepsi Tanrı'nın sözünü dinlememek yüzünden...
Tanrı, "Şu ağaca yaklaşmayın!" dedi.
İnsanoğlu bunun tam tersini yaptı, o ağaca yaklaştı...
Tanrı yine bir ağacı kastederek, bu kez, "Secde et veyaklaş!" dedi.
İnsanoğlu bunun da tam tersini yaptı, o ağaca yaklaşmadı...
Yasağa karşı çok meraklı olan insan, öneriye karşı çok inatçıydı...
Asırlar boyunca haram ağacı şımarttı, helal olanı zindanlara tıktı...
Bu temel sorun yüzünden ülke ve dünya büyük bir çıkmazda şimdi...
Uzun yıllar Mahmut Esat Bozkurt hakkında araştırmalar yapan Nail Topal, Lotus Davalarının kahramanı Cumhuriyet dönemimizin unutulmaz liderlerinden Mahmut Esat'ın Bozkurt olma öyküsü bu kitapta.
"Gazi Mustafa Kemal, Türk Milleti'nin önünde ilerleyen bir savaş, bir zafer bayrağıdır. Bu bayrak bugün de yarın da, öbür gün de... bütün güçlükler üstünde yükselecek, yükselecek ve hep yenecektir. Türk Gençliği! Bunu dost da -eğer varsa- düşman da böyle bilmelidir. Ben, dünkü yeniş ve yenilişi gördüm. Yenen; hep yü
"Bildiklerinizi unutun.
Ana akım bilimin dayatmış olduğu sahte ve sınırlandırılmış tarihi bilgileri, beyninizi kafeslemiş olan dogmaları yıkmaya geldim.
Evrende yalnız mıyız?
Kesinlikle YALNIZ DEĞİLİZ! "
Aşgın, kitabını böyle tanımlıyor...
Dini, mitolojik ve tarihsel açıdan akıllarda soru işareti olarak kalan birçok nokta bu kitap sayesinde çözülüyor...
İnsanlığı Hominid durumundan Homosapiens'e yükselten göksel varlıklara dair kadim metinler, yazılı kil tabletler, on binlerce yıllık Hiyeroglif çizimler
Bütün toplumsal olaylar, o olayları olgunlaştıran dinamiklerle birlikte ele alınırsa içinde bulunduğumuz süreç doğru bir tanı koyularak anlaşılır. Gerek 15 Temmuz, gerek bölücü terör örgütünün sadece Türkiye için değil, bölge ülkeler için de bir tehdit unsuru haline gelmesi, Suriye'deki terör ve iç savaşın Türkiye'ye yansıyan sonuçları ile tablo doğru görülür.
Bu yüzden 15 Temmuz iç savaş ve işgal girişimini, sadece 17 – 25 Aralık ve 16 Temmuz 2016 arasında kalan dönemle değil, 1947'den bu güne ABD merkezl
Tarih kaydeder, fakat destan güzelleştirir" denilir bir Sümer Atasözünde. Tarih ve destan ilişkisinin en veciz ve çarpıcı ifadesi.
Destansız ulus olmuyor, olunamıyor...
Uluslar destana, destanlar kahramanlara muhtaçtır. Dün olduğu gibi bugün de...
Bugün elbette destansı olaylar ve destan kişilerini anlatacak çok araç var; film ,tiyatro,resim,heykel, müzik...
Bunlar var ama bunların bir kısmı söze bağımlı, bağımlı olmayanlar da sözün gücüne erişmekten uzak. Yani yine söz, yine edebiyat ve de şiir...
Caz
"Türkçülüğün öğretisini temel ilkelerine bağlı kalmak kaydı ile güncellemek ve dönemin koşullarına uygun olarak Türkçülük fikrini, tarihsel temelleri ve güncel anlamı ile bir çekim merkezi haline getirmek amacıyla yazıldı. Türkçülük 2000'li yıllarda yeniden yükselen bir fikir akımı haline gelmesi, sadece ulusunun menfaatlerini düşünen Türk milliyetçilerini, Türkçüleri değil; bu kuvvetlerle birlikte Türkçülüğü kendi denetimine almak kaygısı güden Batı merkezli odakları da harekete geçirdi.
21. Yüzyılda Türk
"Atatürk İlke ve Devrimleri ile Atatürkçü Düşünce Sistemi ve Laik Cumhuriyet Rejimi'ni, ellerine geçirdikleri her fırsatta yok etmek isteyen malum zihniyetin, bugüne kadar aldıkları yol ve ulaştıkları nokta hepimizce bilinmekte ve görülmektedir.
Bir yandan Laik Cumhuriyet'in bütün erdemlerinden sonuna kadar yararlanan ancak diğer taraftan da Ulusal Tarihimiz'i hurafe, yalan ve uydurmalarla değiştirmekten, hatta yok etmekten geri durmayan bu zavallı kesim, kin, nefret ve hınç duygusuyla hareket etmektedir.
Toplam 16 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.