Uluslararası Psikanaliz Yıllığı 2016 derlemesi Ölüm Dürtüsü tematik başlığını taşıyor. Terör saldırılarının ve şiddetin her türlüsünün giderek yayıldığı günümüz ortamında, her saldırıdan sonra insanlığın ortak yaşama, düşünme, yaratma ve üretme alanının hasar aldığını, Ötekilik kavramının aşındığını, ruh sağlığımızın koruyucusu olan geçiş alanlarının tahrip olduğunu görüyoruz. Derlemenin makaleleri bu yıkıcı ortam üzerine psikanalitik olarak düşünme çabasına katkıda bulunma arzusuyla seçildi. Bilindiği gibi
Robert Bellah, din sosyolojisini temel aldığı bu eserinde önümüze; tarih, felsefe, antropoloji ve biyoloji gibi bilim dallarını disiplinlerarası bir yöntem ve muazzam bir entelektüel çabayla harmanlayarak yarattığı büyük bir çalışma sunuyor. Mete Tunçay'ın dilimize kazandırdığı bu kitapta yazar evrimin, bazı görüşlerin tersine bir hayli karmaşık olduğunu, evrim süreci içinde anlam ve amacın yeri olduğunu hatta bunların da süreç içinde evrildiklerini dile getirirken, yeteneklerdeki evrimin önemine dikkat çek
KİTAP HAKKINDA Yunan felsefesi ve buna dayanarak biçimlenen düşüncenin insanlık tarihine yaptığı en büyük katkı "zihnin keşfedilmesi"dir. Bu "keşfin" sonucunda oluşan düşünceleri, onları temsil eden filozofları, kuramlarını ve bunların arkalarında yatan sistematik yöntemleri bilmeden ilkçağ felsefesinin doğru bir biçimde kavranamayacağı açık bir gerçektir. İşte buradan hareketle beş ciltlik bu eserin yazarı Prof. Dr. Ahmet Arslan kitabı yazarken izlemeye çalıştığı yöntemin "filozofların kendi eserlerine, bi
Siyaset biliminin ana dallarından biri olan karşılaştırmalı siyaset, temel olarakdünyadaki farklı siyasal sistemlerin karşılaştırılmasını konu edinir. Son derece geniş olan bu çalışma alanı; siyasal rejimlerden (demokrasiler, otoriter ve yarıotoriter sistemler) siyasal kurum ve süreçlere (siyasi partiler, çıkar grupları, STKlar, siyasal kültür, seçimler, demokratikleşme vb.) ve buradan toplumların ekonomi politiğine kadar uzanan büyük bir çerçeveyi içine alır. Siyaset biliminde karşılaştırma yaparken, siyas
İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları bu kitapla birlikte yeni bir diziye başlıyor. Kurulduğu günden bu yana daha çok sosyal bilimler alanında, tarihten ekonomiye siyaset biliminden uluslararası ilişkilere, sosyolojiden psikolojiye, sanata, edebiyat araştırmalarına uzanan geniş bir çerçeve içinde telif ve çeviri eserler yayımlayan yayınevimiz; bundan sonra fen ve doğa bilimleri, teknoloji, mühendislik, popüler bilim vb. alanında da önemli eserleri yayın dünyamıza kazandıracaktır.
20.yüzyıl, fiziksel evreni
Türkiye´de siyaset bilimi alanında kaynak olabilecek telif eserlerin azlığı bir gerçek. Üniversite öğrencilerimize bu konuda önerilebilecek derli toplu bir çalışmanın olmayışı, daha çok çeviri kaynakların kullanılması, Türkçe kaleme alınmış kaynakların yetersizliği vb. akademik düzeyde sağlam bir siyaset bilimi eğitiminin önündeki engellerdir. Hiç kuşkusuz bu durum da üniversitelerimizde ders veren akademisyenlerin karşılaştığı en büyük sorunlardan biridir.
İşte ülkemizde siyaset teorisi alanında varolan b
Mekânsal değişkenler insan davranışını nasıl etkiler? Mekânın insan psikolojisi üzerindeki etkileri nelerdir? Psikoloji açısından 60'lı yıllara kadar, davranışın içinde oluştuğu mekân, ya kontrol edilmesi gereken bir "ilgili, karıştırıcı değişken" ya da en iyi ihtimalle, insan davranışını nasıl etkilediği betimlenmeye çalışılan edilgen bir arka plan olarak ele alınmıştır. Kendi halinde hareketsiz bir fizik evren, bir renk, doku ve bütün bu dünyanın insana gönderdiği edilgen, fiziksel uyaranlar dahilinde anl
Prof. Dr. Ahmet Arslanın İslâm Felsefesi Üzerine adlı bu kitabı, yazarın aynı konuda değişik kaynaklarda yayınlanmış makalelerini belirli bir sistematik içinde bir araya getiriyor. Eserde yer alan tüm makalelerin ortak konusu ise genel olarak İslâm felsefesini, İslâm dünyasında felsefe olarak tanımlanan hareketleri ve bunların temsilcilerini ele alıyor.
Arslan, öncelikle genel olarak İslâmda felsefe diye bir şeyin olup olmadığı, varsa bu felsefenin hangi alanlarda hangi disiplinlerde aranması gerektiğini,
Yunan felsefesi ve buna dayanarak biçimlenen düşüncenin insanlık tarihine yaptığı en büyük katkı "zihnin keşfedilmesi"dir. Bu "keşfin" sonucunda oluşan düşünceleri, onları temsil eden filozofları, kuramlarını ve bunların arkalarında yatan sistematik yöntemleri bilmeden ilkçağ felsefesinin doğru bir biçimde kavranamayacağı açık bir gerçektir. İşte buradan hareketle beş ciltlik bu eserin yazar› Prof. Dr. Ahmet Arslan kitaı› yazarken izlemeye çalıştığı yöntemin "filozofların kendi eserlerine, birincil kaynakla
Yunan felsefesi ve buna dayanarak biçimlenen düşüncenin insanlık tarihine yaptığı en büyük katkı "zihnin
keşfedilmesi"dir. Bu "keşfin" sonucunda oluşan düşünceleri, onları temsil eden filozofları, kuramlarını ve bunların arkalarında yatan yöntemleri
bilmeden ilkçağ felsefesinin doğru bir biçimde kavranamayacağı açık bir gerçektir. Prof. Dr. Ahmet Arslan İlkçağ Felsefe Tarihi'ni yazarken
izlemeye çalıştığı yöntemin "filozofların kendi eserlerine, birincil kaynaklara dayanmak" olduğunu ve böylelikle okurun
İktisadi faaliyetleri tek bir disiplin altında inceleyip kuramsal çerçeveye indirgemek mümkün değildir. Sosyal sistem kuramında toplumsal ilişkilerin iktisadi, politik, sosyal/kültürel ağlar etrafında kümelendiğini belirten sosyolog Parsons bireylerin içinde yaşadığı toplumun değerlerinden etkilenerek sosyokültürel ilişkilerini inşa ettiğini belirtir. Özünde maddi ilişkileri analiz eden iktisadi düşünce de bu tahayyülün bir parçası olarak değerlendirilmelidir. İnsan hayatının maddi kavramlarını kurgulayan b
Türkiye geçici koruma kapsamında bulunan Suriyelilerin ülkelerine gönüllü ve sürdürülebilir bir ortamda geri dönüşlerinin veya bir kısmının üçüncü ülkelere yerleştirilme olasılıklarının son derece düşük olduğu gerçeğiyle karşı karşıya bulunmaktadır. Bu durum Türkiye'yi hem devlet hem de toplumsal olarak Suriyelilerin ülkeye uyumlarının sağlanmasına yönelik zorlu bir süreç ile baş başa bırakmış bulunmaktadır. Özçürümez ve İçduygu'nun kaleme aldıkları bu kitabı bu sürecin çeşitli boyutlarını irdeleyen hem aka
Kaz Dağları'ndan Toroslar'a Tahtacı Türkmen Alevileri adlı bu kitap 2015 yılından itibaren Çanakkale, Balıkesir, İzmir, Aydın, Manisa, Muğla, Denizli, Burdur, Antalya ve Mersin'de sürdürülen antropolojik çalışmanın bulgularına dayanmaktadır. Tahtacı topluluğunun sesli ve yazılı ürünlerini kayıt altına alan çalışma, dijital ortamda dinlenmek üzere hazırlanmış ses kayıtlarından ve bu ses
kayıtlarında yer alan nefes, dua ve türkülerin ait olduğu dini ve kültürel arka planı anlatan bir metinden oluşmaktadır. Am
Dış Politika konularının sıradan insanların gündelik gündemlerinde aldığı yerin giderek arttığı bir dönem yasamaktayız. Dahası, birçok toplumda çeşitli boyutlarda çözülmeler hatta parçalanmalar da yaşandığından, dış politika konuları üzerine toplumsal anlaşmazlıkların arttığı ve hatta kutuplaşma boyutuna tırmanabildiği gözlemlenmektedir. Dolayısıyla, Dış Politika Analizi her zamankinden
daha önemli bir alan olarak karsımıza çıkmaktadır. Bu alandaki önemli çalışmalar genelde akademisyen olmayan okurlara pek
Günümüzde "strateji" sözcüğünün anlamı teşkilatlanmış şiddet uygulaması veya tehdidi ile siyasi amaçlar arasındaki köprü olarak anlaşılmaktadır. Başka bir deyişle strateji, askerî gücü siyasi etkinliğe çeviren süreçtir. Stratejik sorunlar siyaset ile savasın operatif katmanı arasındaki kırılma hattı üzerinde yer alır. Kadim medeniyetlerden beri, toplulukların ve devletlerin yöneticileri söz konusu köprüyü kurarak akıl yürütmüşler, savaş planları yapmışlar ve bu planları uygulamışlardır. Stratejik akıl yürüt
İlk baskısı 1969'da Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Yayınları arasında üç cilt olarak çıkan Batı'da Siyasal Düşünceler Tarihi, 1985'de genişletilmiş olarak Verso Yayınları tarafından basıldıktan sonra yayınevimiz tarafından bir kez daha gözden geçirilerek tekrar yayımlanıyor. Yıllardır aranmakta olan bu eseri özenli bir çalışmayla yayına hazırlayan Mete Tunçay, siyasal etkenlik üzerine öne sürülen görüşleri tanımlayıp, açıklarken kullandığı "düşünüş" deyimini, bu anlamda geçerli olan "teori"
Michel Foucault, delilik, cinsellik, suç gibi konuları işlediği kitaplarında, genellikle doğal ve tarihdışı bir kategori olarak ele alınan insanın, aksine, tarihsel olarak inşa edilmiş olduğunu göstermeyi amaçlıyordu. Bilme İstenci Üzerine Derslerde Foucault, bu inşa sürecinin Antik Yunandaki temellerine, bilgi ve hakikat sorununa yöneliyor. Aristotelesten günümüze Batı düşüncesinin tartışılmaz önkabullerinden biri, insanın doğası gereği bilgiyi arzuladığıdır. Buna göre, insandaki bu doğal arzu ve beraberin
Michel Foucault'nun 1970-1984 arasında Collège de France'taki "Düşünce Sistemleri Tarihi" başlıklı kürsüsünde verdiği bu derslerde, düşünürün elindeki tarihsel materyalleri nasıl işlediğine, felsefeyle tarih arasındaki bağları nasıl ördüğüne tanık oluyoruz. Bu derslerde Foucault, Antik Yunan'da paranın tesisinden 18. yüzyıl Fransa şehirciliğine, psikiyatrik iktidardan modern devlet aklına, Hıristiyan öznellik biçimlerinden neoliberalizmin insan kavrayışına uzanan tarihsel araştırmaları, hakikat ile özne ara
Bu kitap İstanbul Bilgi Üniversitesi Göç Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi'nin 2010'dan beri düzenlediği "Göç ve Edebiyat" toplantılarından beşincisi olan ve Kasım 2014'te yapılan "Ermeni Tehcirinin Edebiyata Yansımaları" panelinde yapılan konuşmaları içeriyor.
Bugünün Türkiye'sini anlamak; toplumsal olayların nereden ve nasıl başlayıp, bugünlere nasıl ulaştığını çözebilmek için bu topraklarda "göç", "içgöç" "tehcir", "soykırım", "zorunlu göç" vb. nasıl denilirse densin, hepsi geride bir toplumsal
Toplam 416 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.