Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 61 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Asırlık Hayat Bir hayat yaşanıyor ülkemde Biz son asra şahidiz Kimi sevgi gibi yumuşak Bazen bıçak gibi keskin Kimi damı akan bir gecekonduda Bazen sokakta aç biilaç Kusmuk, kusmuk sokaklar Gazeteler cinnet getirir Kimisi doymaz, kimisi yoku yetirir Bu asırlık hayatta biz Dertleri birden içtik Fazlasını biriktirdik Mutluluğu zamana yayıp Yakalamayı bekledik bekledik Eski bir mavzer Soğuktan elimize yapıştı Kıyamadık hiç bir cana Tarihe zaman ekledik Uğursuza eyvallah etmedik Tehdidi yeme
“Elinizdeki eser, Tunus’taki Nahda Hareketi’ni kapsamlı bir biçimde ele alırken, 2011 Tunus Yasemin Devrimi sonrası siyasî bir harekete dönüşen Nahda Hareketi’nin yayılması, sürdürülebilirliği ve temsiliyeti açısından nasıl bir “sosyal hareket” olduğunu birincil kaynaklardan ortaya koyan ve Türkiye’de yayınlanan nadir eserlerden biri…” Prof. Dr. Ertan ÖZENSEL “Kuzey Afrika ile ilgili derinlemesine akademik çalışmaların az bulunduğu dönemde sahaya dönük ciddi bir çalışma olması, Ahmet Gökçen’in çalışmasını d
Tükendi
Günümüzde verinin önemi neredeyse her geçen saat bir kat daha artmaktadır. Blok zincirlerinin üzerlerinde de sayısız veriler bulunmaktadır. Bu blok zincirleri üzerinde yer alan veriler karmaşık bir haldedir ve sıradan bir kullanıcının bu verilere erişme, inceleme ya da anlam çıkarma ihtimali oldukça düşüktür. Hiç yazılım/kodlama bilmeyen kimselerin dahi blok zinciri ekosisteminde yer alan karmaşık verilerden anlamlı sonuçlar çıkartabilmesi için API'lar kullanılır. Bu veri sorgulamanın en rahat ve basit yönt
Leyla Paslanmaz Söylendiğinde boyun büken kelimeler vardı Doğu gibi annem gibi ölüm gibi Her yer insandan birkaç adım sonraydı Saatler insanı birkaç dakika geçe çalmaktaydı Leyla Tanrı'nın ellerindeyken Henüz hiç yemin edilmemişken Hıçkırmak yokken sevdanın sözlüğünde Onun aşkına diye başlanmamışken hiçbir söze Bir kadının adı haykırıldı ilkin erkeğin dilinden Dünya Leyla diyerek döndü Döndü dünya Leyla diye diye Önce çamur vardı Leyla'nın o beyaz elleri bile çamurdandı Sonra insanın bütün
İnternet kullanıcıları 1990'larda Web 1.0 ile birbirini farketmeye başladı. Web 2.0'da sosyal olarak birbirine bağlandı. Sosyal ağların öncülük ettiği bu bağlanma ekonomik, sosyolojik, kültürel sayısız sonuç doğurdu. Bu sırada internet ekonomisi de 5-6 trilyon dolar seviyelerine ulaştı. Fakat oyun yeni başlıyor. Web 3.0 ile dünya finansal olarak birbirine bağlanacak. İkinci aşamanın aktörü sosyal ağların yerini blokzincir projeleri alıyor. Bu yeni dönemde internet ekonomisinin de 100 trilyon dolara ulaşması
Tükendi
“Bir at sineği olan Sokrates -eğer bugün yaşasaydı- siyasete, adalete ve devlete ne tür eleştiriler getirirdi?” sorusunun cevapları aranan bu kitapta, siyasal düşüncenin eski Yunan temellerine doğru politik bir kazı çalışması yapılmaktadır. Bu politik kazıda karşılaşılan temel şey ise Sokrates’in erdem sineklerinin, politik öznellik, liyakat ve adalet kavramlarının altında yatıyor olmasıdır. Diğer bir ifadeyle Sokrates’in temel derdi; birey olmak, liyakat ve adalet üçgenindedir. Atina siyasetine adalet,
Yalnızlık Tefsiri Mimarisi lambadandır Eliflerin Çünkü yalnızlık sürekli yanan bir Elif’tir Yalnızlık varlığın en işkenceli halidir Yalnızlık kursağa oturduğunda dudağını değil kalbini ısırtır insana Ağzımdaki zaten ısırılmış bir kalbin resmidir
Elime her kitap alışımda ilk kitaplarımı hatırlarım. İlk adımı, ilk bulutu, ilk gökyüzünü hatırlar gibi. Dünyayı nerede gördümse orayı hatırlarım; telli pencereden süzülen ışık, bahara karışan ot kokusu, dorak gülleri... Elime her kitap alışımda bir sevinç dolar içime, içimden taşar, dünyaya yayılır, Erciyes’e, Ağrı’ya, Süphan’a gider. Ne çok çiçek açar kalbimin dağlarında, ne çok ırmaklar akar vadilerimden, ne çok dallarıma bülbüller konar. Sanki her harfi ben icat ettim, her öyküyü ben yazdım, kitaplarda
Bir gün birisi elma yedi Ve başladı hikâyemiz Acıya sürte sürte yonttukları heykelimiz Dikildi aynaların karşısına Biz aynaya her baktığında Dikine bir dünya görenler Ve burnundan dünya gelenler çoğu zaman Bu hiçlik Coğrafyasında Doğuyu İlla ki Doğuyu arıyoruz durmadan Biz ilk doğduğumuzda Ne anne kelimesi büyüdü dilimizde Ne de baba Konuşmayı ilk söktüğümüzde biz İnsan dedik İn - San heceleyerek
Her günümüz aynı geçiyor. Sanki hayat ilerlerken bir yerde arıza yapıp takılı kalmış. Ve biz hep bir gün sonra bu du­rumun değişeceğini zannediyoruz, ama her günümüz ısrarla aynı şekilde devam ediyor. Bu arıza tamir edilemiyor hocam. Çarkta koşan farelerden farkımız kalmadı. Artık her günümü ehemmiyetli bir şekilde yaşamak istiyorum. Çünkü gerçekten de insanların önemsemediği veya basit gördüğü günler daima kâğıtta silinmiş yazılardan kalan izler gibi duruyor. Bu izlere çeşitli anlamlar yükleyip farklı açıl
Elinizdeki kitap şair ve patron arasındaki ilişkiyi ontik ve epistemik yönüyle ele almayı deniyor. İnalcık klasikleşen "Has Bağçede Ayş u Tarab" ile "Şair ve Patron" eserlerinde bu ilgiyi bir tür sanat ekonomisi etrafında izah ediyor. Weberyen bir okumayla İnalcık patrimonyal sistemlerde sanatın gelişimini hamilik sistemi etrafında 'işret meclisleri' ve 'adab' geleneği üzerinden açık ediyor. Çalışma İnalcık'ın okumalarını olumlama ve değerlendirme eğilimindedir
Metin Önal Mengüşoğlu 1960'lı yıllardan bugüne Türkiye'de edebiyat ve düşünce dünyasının önemli tanıklarından biri olarak bilinmektedir. Bu kitap Mengüşoğlu'nu bir biyografi çalışmasının ötesinde eserleri sanat ve düşünce anlayışının kökleri öncüleri ilk adımları ilkeleri ve diliyle okurlara geniş bir şekilde tanıtmayı amaçlamaktadır. Özellikle kitapta Mengüşoğlu'nun öteden beri ortaya koymaya ve sürdürmeye çalıştığı tevhidi bilince düşüncenin farziyetine sanat ve düşünce dünyasına yön veren vahyi perspekti
"Sinemanın bana uzak anlamlarda tartışıldığı bir dünyada Rüya Sineması yorumunu önemserim ve de samimi bulurum. İnsanların sinema üzerine tartışılabilir de olsa saf ve çıkarsız yorumlar yapması beni her zaman sevindirir. Sadık Yalsızuçanlar'ın Rüya Sineması kitabında Said Nursi'nin bir sözü bu çerçevede beni etkiledi." Zeki Demirkubuz "Yalsızuçanlar heyecanla eğildiği konuda kendi geleneğimizden olduğu kadar dünya sinemasının mistik-metafizik yönelişlerinden de yararlanmaya çalışıyor." Mustafa Kutlu "Sinema
Ben Osman! Deli Osman! Annesi, bazlama cennetine giden Osman! Yıllardır göğe mektup yazarım. Ama bugün delindi gök ve bugün geldi mektuplarıma yanıtlar. Önce dilimle kelimeleri kestim, sonra gözümle camları kırdım. Hiçbirinin önemi yok. Çünkü ben gökten büyüğüm. Gök, benim içimdedir. Gök İçimdedir! Gök içimdedir! Gök içimdedir! Ben Osman, kendi dilini kendi dişiyle koparan Osman! Hiçbir şey bir çocuğun tebessümünden daha değerli değildir. Olamaz. Olmaz. Gök içimdedir! Gök içimdedir! Gök içimdedir! Ben O
İnsanda keyif mi bırakırsınız siz? Ne cinsiniz, ne milliyetiniz ne de aidiyetiniz belli. Yüzünüz maskeli, elleriniz kanlı, ruhunuzda birikmiş nefretler... Bir ölüm makinası olmuşsunuz, çocuk mocuk fark etmez. Kadın erkek umurunuzda değil. Masumiyet karneniz sıfır, insanlık için en hayırsız güruhsunuz. Öldürüyor, öldürüyor, öldürüyorsunuz. Yaralıyor, yaralıyor, yaralıyorsunuz. Yıkıyor, yakıyor, dağıtıyorsunuz. İşbaşı yaptığınız her seferinde şeytanı da, Deccal’i de, Firavun’u da geçiyorsunuz. Unuttuğ
Yeni felsefe bir kaygının ve bunalımın, bir derdin ve tasanın sonucudur. Yeni felsefe bir varoluş çabasıdır. Yeni felsefe herkesin dediğinden çok kendi dediğini haykırmaktır. Yeni felsefe içten bir sezgiyi ve coşkuyu yadsımadan her şeyin neticede akıldan geçtiğini ve oradan aktığını kabul etmektir. Yeni felsefe hiçten üretilmiş büsbütün yepyeni bir şey değil, yeniden ve yine felsefedir. Nihayetinde yeni felsefe, bir metodik felsefe tasavvurudur. Bu tasavvurda felsefe için sınırlar olabildiğince kaldırılm
Tamamen özgün içerik ve tablolama Vektörel olarak işlenmiş harfler Her yaşa hitap eden sade içerik Gözü gönlü zihni yormayan tasarım On bin saati aşkın fikir, emek, çaba Kısa sürede algılanabilir, uyumlanabilir, basit etkili unutturmayan sistem İsteyenlere yöntemin geniş açıklamasının linki kitabın içinde Uygulama yababilirsek onunla öğreticisiz öğrenim imkanı İçi dışı kadı kızı kadar kusursuz Anında tesir, kalıcı öğrenme garantili.
‘Aklım erdiğinden beri türkü dinlerim. On yaşımı geçtiğimden beri şiir yazarım. Tek bir günüm yok ki türkü dinlemeyim, kalem tutmayayım. Bir gün geldi, tek kelime yazamadım. Ertesi gün oldu, yine aynı. Yürüdüm sokaklarda, sabahlara kadar türkü dinledim, kitap okudum olmadı. Beş yıl, tam beş yıl tek kelime yazamadım. Bir sabah uyandım, gün yeni ağarırken her zamanki gibi türkü dinlemeye koyuldum. Sözcükler birer birer döküldü dilimden, tek bir mısrada bile takılmadan uzunca bir şiir yazdım. O gün anladım ki
Sinema, hayatın farklı yönlerini izleyiciye aktaran büyülü bir sanat dalıdır. İnanç ise sinemanın vazgeçilmez temasıdır. O, her dönemde kristal bir yalnızlık olarak beyaz perdeye yansır. Bu doğrultuda kitapta karşılaştırmalı bir yaklaşımla inancın edebiyat, sosyoloji, psikoloji ve dinler tarihi çerçevesinde sinemadaki izdüşümü ele alınmaktadır. Dostoyevski, Dede Korkut, Bergman, Dreyer ve Lynch yapıtlarıyla çalışmaya konu olan önemli kişilerdir. Onların yazınsal ve görsel sanat dallarındaki yapıtlarında, in
KİTAP Ülkesi'nde yaşayan Alfabe Uygarlığı'nın derinliklerine doğru bir yolculuğa çıkmaya hazır mısınız? Bu, bütün fertleri harflerden oluşan bir ülkede insanı arayan bir yolculuktur. Harflerin birey olduğu bu toplumda pek çok tartışma vardır. Ancak en önemli tartışma konusunu ‘erdem' oluşturmaktadır. Alfabe Uygarlığı'ndaki harfler hep beraber huzur içerisinde yaşarlarken birden her şey değişmeye başlar. Eski birlikleri bozulduğunda, harfler, erdemin canlı bir şey olduğunu unutup erdemi bir şeye sabitlemeye
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 61 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1