Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 32 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Bob Dylan'ı nasıl bilirsiniz? Aykırı, soğukkanlı, protest ya da zamanın en ilgi çeken müzik adamlarından birisi mi yoksa iyi bir şair, söz yazarı, besteci mi? Kendisi günümüzün yaşayan en özgün ünlülerinden biri olmakla kalmadı Nobel'i de aldı ve cebine koydu. Onun şarkı sözleri için "Amerikan şarkı geleneğine yeni ve şiirsel bir ifade tarzı getirdi," denildi. O her ne kadar Nobel Edebiyat Ödülü törenine katılmasa da hem hayranlarını hem de edebiyat camiasını heyecanlandırdı. O ya da bu, dünya müziğinin tar
Ödüllü bir yazardan sürgün ve hac, aşk ve tutku üzerine Don Kişot'vari bir öykü. Yirmi iki yaşındaki kitap kurdu Zebra, İran'lı sürgün bir edebiyat aşığı olan babasının ölümünden sonra New York'ta yapayalnız kalır ve ailesi ile birlikte 90'lı yıllarda memleketinden kaçışları sırasında yaptıkları travmatik yolculuğu geriye doğru yapmaya ve bu sırada edebiyat hakkında esaslı bir manifesto hazırlamaya karar verir. İlk durağı Barselona'dır. Burada onun sevgilisi, entelektüel tartışma arkadaşı ve Katalonya'daki
Tükendi
Yüz kırk dört kişi kayboldu bu şehirde. Görünürde hiçbir ortak noktası bulunmayan yüz kırk dört kişi, bir gecede ansızın yok oldu... Hayal ve gerçek arasında duruyor Sedir Ağacı ve Kuzgun. Bir yanda görünen gerçekler, öte yanda imkânsız kabul edilenler: Ölümsüzler kenti Farvardin, evrenin bütün sırlarını bildiği iddia edilen Khan'ın Kitabı, Ayzer Sokağı'nın ucunda yoktan var edilen duvar, kara bir delik gibi bütün sinyalleri yutan Lam Dağı,geçitler, zamanın akışkan harcını bir arada tutan aynalar... "Yıld
Tükendi
Esas olan var olmak ise yaşamak bir sanattır. Sanat ki, bilgeler sorgulanarak ve kendi üzerinde çalışma yapılarak öğrenilir... Buda, Sokrates ve İsa gerçekten var mıydı? Soru biraz garip gelebilir. Fakat tarihsel varoluşlarından kesin olarak emin olabilir miyiz? Yaşadıklarına dair kesin kanıtlar var mıdır? Cevabı, sorusu kadar çetrefillidir: Hayır! Sokrates'in, İsa'nın ve Buda'nın yaşam biçimleri arasında güçlü benzerlikler vardır. Hepsi de çok büyük insanlardı ve üçü de övgülerden, zenginliklerden kaçt
Tükendi
"İşte anti-kahramanınızla yüzleşme vakti." Buraya nasıl geldim? İnsan buraya nasıl gelir? Ya da ben bir insan mıyım? Ara sorular bunlar olsa gerek. Anlamak istemenizi anlıyorum. Anlar ve ders çıkarırsınız. Bir insan hastalığı daha. Ders bile çıkarmazsınız aslında, sadece tanımlarsınız. Siz de bahsettiğim türden davranırsınız. Nesne olarak bakmak ve kategorileştirmek. Bunu yapamadığınız anda uykularınız kaçar. Çünkü siz de gizli olarak bilirsiniz ki, herkesten zekisiniz. Başka birinin anladığını siz nasıl
Tükendi
Bu kitapta fantastik bir dünyadan fazlası var. Ömer Faruk Yazıcı'nın kaleminden dökülen hikâyelerin her biri kültürümüze özgü otantik ve hayal gücünün efsunlu motifleriyle süslü. Okuduğunuzda kendinizi Türk yerel inanış ve mitlerinden oluşmuş tatlı ve sihirli öykülerin içinde bulacaksınız. Hayao Miyazaki'nin animasyonlarındaki Japon mitlerinin ve yerel inanışların şahane tasarımlar ve çekici olay örgüsüyle buluşması gibi, bu kitaptaki öyküler de size gerçek dünyanın içinden gerçeküstü varlıklarla ve güçlü k
Tükendi
Tolstoy bu uzun öyküsüyle bizleri yine şaşırtıyor. Rus köylüsü, esnafı ve memurların hayatları onun tanıklığında gözler önüne seriliyor. Mitya, dürüstlüğü ile tanınan memur babasından biraz fazla harçlık ister. Babası bu duruma kızar ve onu azarlar. Bunu kaldıramayan Mitya borçlarını kapatmak için başka bir yol dener. Arkadaşı Mahin'e gider. Sahtekarlık yapmaktan çekinmeyen Mahin, Mitya'nın kanına girer ve işler kimsenin tahmin edemeyeceği noktalara gider. "Kupon meselesi çıkmadan önce Vasiliy şehirlile
Tükendi
"Memento Mori" Kendine özgü yaşam ritüellerini bir potada eritebilen gerçeklik: Ölüm! Kimine göre bir son, kimine göre bir başlangıç... Ölümde iki şey başımıza gelebilir: Ya kişi yok olur tüm algılarını bir hiçlik denizinde yitirir ya da birçok insanın inandığı gibi bu bir değişimdir, ruhun başka bir diyara göçüdür. O diğer dünyaya Orpheus, Musaeus, Hesiod ve Homeros'la sohbet etmek için kim gitmek istemez ki? Ayinler, hayaletler arası evlilikler, mumyalama teknikleri, ölüm maskeleri, mezar hediyele
Tükendi
"...Hayal bile yok içinde. Bomboş. Tıntın. Karanlık nemli duvarlar çevreliyor yalnızlığını. Tek tutkusu, midesine girecek herhangi bir şeyin taze ve temiz kokusu . Onu bu hayatta başını hatırlayamadığı kadar uzun zamandır heyecanlandıran yegâne şey bu. Geçmişte kim olduğunu sezdiren eşsiz bir doyum.İnsan eli ile yapılmış, lezzetli, sıcak bir şeye büyüttüğü açlık. Çöp torbalarından sıyrılıp alınmamış. Artıkların iğrenç kokularıyla harmanlanmamış, içten içe zavallılığını ona duyurmamış. Kalbinin köşesine penç
Tükendi
Gün ışığına hayranım. Ne güzel de aldatıyor insanı! Şarap kırmızısı, renkler dünyası... Dünyanın açık kapalı, bin bir türlü rengi, insanları, manzaraları... Yazar kendini boşluğa bırakıyor ve dünyaya düşüyor: anlamak, zevk almak için... Aşkın, yeni bulguların, taze fark edişlerin, parlak atılımların ateşini beslemek, mutlulukla hüznü yoğurup serbest dalışlar yapmak için... "İnsanın istekleri bitmez derler. Aslında böyle bir şeye inanmak oldukça gülünç. İstek dediğin karşılandığında bitmiyor mu?"
Tükendi
Cezalandırmanın mantığı nedir? Hammurabi Kanunları'ndan günümüze; intikam, caydırma ve engelleme üzerine kurulu olan cezalandırma teknikleri toplumlar genelinde ne kadar başarılı olmuştur? Kaç insanın hayatı sıklıkla değişen kanunlar ve işkence aletleri altında ezilmiştir? Suç oranları yapılan kanunlar ve uygulanan cezalandırma yöntemleri ışığında yüzde kaç oranında düşmüştür? Sahiden düşmüş müdür? "Cellat Pierrepoint: Devlet adına, ölümü ölüm ne kadar adil veya haksız olursa olsun en insani ve asil şeki
Tükendi
İtiraf alma amaçlı "sertlikle" kasıtlı "zulüm"arasında akıl almaz incelikte bir çizgi... İnsanlığını, vicdanını, ruhunu kaybeden işkenceciler; eklemleri etlerinden fırlayan, gözleri oyulup tırnakları çekilen, kendi kangölünde boğulan mahkûmlar... Zihin işkenceleri, Demir Maske, Skeffington Prangası, Çivili Tabut, Bakirenin Öpücüğü,İspanyol Sandalyesi ve daha niceleri... Bu kitap size, içine doğmuş olduğunuz dünya düzenini sorgulattıracak. "Mowung, insanüstü iradesiyle yavaş ve temkinli kesim sürecinde sessi
Tükendi
Büyük savaş sonrası Paris'te eşi görülmemiş büyük bir curcuna, bir heyecan vardı. Ressamlar şairlere, şairler yazarlara, yazarlar genelevlere karışmıştı. Hepsi de soluğu "Cennet"te alırdı. Ah, cennet mi dediniz? Şaşırmayın orası güzel kadınların ve içkilerin olduğu, bütün Paris'in kanının hızla aktığı bir yerdi. Ve Picasso, Barselona'da yaptığı genelev kadınlarını tasvir ettiği "Avignonlu Kadınlar" tablosun dan sonra yeni bir şey yapmanın tutkusuyla doluydu. Şair dostu Apollinaire'nin cenazesi onu çok üzmüş
Tükendi
Gürcü edebiyatının önde gelen yazarlarından Miheil Cavahişvili'nin 1925 yılında kaleme aldığı Lambalo ve Kaşa Birinci Dünya Savaşı'nın sonlarına doğru Urmiye Gölü civarında geçen olayları konu alan dramatik bir roman. Cavahişvili, savaşın masum insanların hayatlarını nasıl bir cehenneme çevirebileceğini, siyasetin kirli ellerde din ve milliyetçilikle birleştiğinde nasıl büyük ve kitlesel bir silaha dönüşebileceğini ustalıkla anlattığı romanında okurunu, yarattığı sıra dışı karakterler üzerinden insan ruhunu
Tükendi
Başarılı bir iş kadını olan Olivia çok kısa bir süre sonra önemli hissedarlar toplantısına girecektir ki, ağabeyinden bir telefon alır. Bacağı kesilmek üzeredir. Marcus ve Olivia birbirlerini nadiren görseler bile bu ameliyat onu sadece kaybedeceği kendi bacağı gibi beklenmedik bir anda yakalamıştır. Her şeyi bir kenara itip ağabeyini kurtarmak için umutsuz bir çaba içerisine girer. Ancak asıl soru şudur: Kurtarılmaya ihtiyacı olan gerçekten ağabeyi midir? "Hemen üstüne gelen panik duygusuna karşı saldırıyı
Tükendi
Haysiyetsizliğin ve çürümüş değerlerin çağında, bir garip kelime fırladı ağızlardan: Dada! 20. yüzyılın en önemli sanat akımlarından birinin babası olan Hugo Ball, Dada'yı ahlakın ve çokluğun ölüm fermanı olarak adlandırıyordu. Dada her şeyin dışındaydı. Ve Dada her şeydi. Hayata ve sanata dair demeçler veren entelektüel burjuva beyefendilerinin kasıntı yakalıklarını koparıp atan, ütülü ceketlerini bozan, saçlarını dağıtan bir kasırgaydı. Dada'yla birlikte varoluştan beri omuzlara yüklenen "insan olma" mis
Tükendi
Penis Hırsızları, Vudu Ölümleri, Amok Koşucuları... Kültürün sizi nasıl delirteceğine dair çarpıcı hikâyeler Elinizde tuttuğunuz kitap, insan ırkının adına kültür dediği alışkanlıklarının ve inançlarının binlerce yıllık serüvenine ışık tutmaya gönüllü bir yolculuğun kâh eğlenceli kâh şaşırtıcı hikâyesini barındırıyor içinde. Gazeteci yazar Frank Bures tamamıyla kişisel bir meraktan doğan serüveninde penisleri çalınan erkeklerin, göğüsleri birden yok olan kadınların, vudu ölümlerinin, amok koşucularının ve
Tükendi
Milattan dört binyıl önceye dönüyoruz... İnsanoğlunun dünya yüzeyinde yaşamaya başlamasının ardından toprağı işleyip kentler kurmaya, kurdukları kentlerin etrafına surlar örmeye başladığı günlere. Artık çok geçmişte kalmış bu kadim günlerde, insanın çevresine egemenlik kurmaya başladığı çağların birazcık öncesinde fırtına tanrısı, gökyüzü tanrısı, bereket tanrısı gibi tanrılar vardı, ama onlar sadece işlerini yapıyor ve insanın kaderiyle hiç ilgilenmiyorlardı. Derken bir şeyler oldu ve bu ilahi varlıklar ke
Tükendi
Değme Noktası, felsefi düşüncelerin günlük yaşamın içinde nasıl özümsendiğine dair bir yapıt. Yazmaktan, anlatmaktan, anlamlandırmaktan, sözcük türetmek ve kavram yaratmaktan, özgür ve cesurca felsefe yapmaktan çekinmeyen Demet Kurtoğlu Taşdelen, bu kitapla felsefenin kişisel yaşamlarda işe yaradığını kanıtlıyor. Değme Noktası ile birlikte kişinin kendisini cesurca sorgulamasının ne demek olduğunu bizzat yaşayacak, duygu ve düşünceler aracılığıyla başkalarının yaşamlarına nasıl dokunabileceğinizi görecek,
Ozan Orpheus'un Trakyası'ndan Hektor'un Troyası'na, Diogenes'in Sinop'undan Homeros'un güneş bahçesi Ege'sine uzanan bir yolculuk... İnsandan çok doğaya, buluta, denize, serçeye, balığa güvenen ve inananların yolculuğu... Bisikletinizle kadim Küçük Asya topraklarında maviyle, yeşille ve mitolijiyle iç içe, daldan dala atlayan uzun bir yolculuğa çıkacaksınız. Beyaz yakalıların elinde kalan tek özgürlük aracı olan bisikletle doğaya kaçışın kısa öyküsü... "Yakındığım,eli kolu bağlı çaresiz kaldığım anları düş
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 32 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1