Dokuz yazarın "sanal" teması çerçevesinde Postmodernist teknikler kullanarak yazdıkları ve çağımızın bir nimeti olduğu kadar vebası olarak da nitelendirilen teknoloji, internet, bilgisayar oyunları ve sosyal medyaya temas ettikleri öyküler edebiyatımızda Postmodernizm'e güncel örnekler sunuyor, önyargıları yıkarak Postmodernizm'i bilindiği değil olduğu gibi gözler önüne seriyor.

Üstün Zeka Üstün Yetenek, anne babalara, aile bireylerine farkındalık oluşturmayı amaçlıyor. Yaşanmışlıklardan ve bu alanda yapılmış akademik çalışmalardan yola çıkan eser, üstün potansiyelli bireyler ve onların genel ihtiyaç ve özelliklerine dikkat çekiyor. İlk bölümde zekâ ve yetenek kavramları ve zekâ testlerine dair bilgiler yer alıyor, tanılama süreci ayrıntılı olarak anlatılıyor. Eğitimci Naci Akgümüş ile yapılan söyleşide Milli Eğitim Bakanlığının resmî tanılama sürecine dair, (RAM, BİLSEM tanılama

Sevgi Vural'ın ikinci şiir kitabı. Çağrışım zenginliği ile ilerleyen erotik ve romantik şiirler. "gün kalesinde ölürken adsız ağılların krallığında dönüp dolaşır gümbürtüsü dünyanın yörüngesinden fırlamış bir mekik dokur yalnızlığını"

Sabahattin Ali'nin subaylıktan emekli olan babası, Edremit'te çerçilik yaparmış. Sabahattin'i daha ufacıkken yanına alıp o Pazar senin bu pazar benim gezdirirmiş. Kadınlar küçük Sabahattin'i çok sevimli bulur önündeki sepetten ibrişim yumağı bakarken tombul yanaklarından da makas alırlarmış. Bir gün babası pazarda gördüklerini yazmasını istemiş. Bu kitapta Çağdaş Türk Edebiyatı'nın en önemli isimlerinden Sabahattin Ali'nin çocukluktan bir yazar olarak yetişmesi, gençlik yıllarında yazarlık verimi ve olgunlu

"İnsansızım; bir sarmaşığın bakışı gibi aynaya" -Yusuf Alper 1956 Erzurum'da doğdu. Şiirleri 1975'ten başlayarak pek çok dergide yer aldı. Yayınlanmış on bir şiir kitabı bulunmaktadır. Ödülleri; 'Şimdi Hangi Irmakta' 1999 Orhon Murat Arıburnu Ödülleri - Sabahattin Kudret Aksal Şiir Özel Ödülü 'Zamanı Geçtim' - 2012 Çağşad 2012 Abdülkadir Bulut Şiir Özel Ödülü Yolda - 2014 Yunus Nadi Şiir Ödülü Ayrıca bir çok deneme kitabı sahibidir.

Dereler akar ama geçmez Dağlarda ölüm sessizliği -İrfan Yıldız 1967 Ünye doğumlu. Cevizlidere İlkokulu, Ünye Merkez Ortaokulu, Ünye Lisesi ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinde okudu. Avukatlık yapıyor. Şiirlerini bir çok dergide yayınladı. Düşler'i Göçebe'yi Uzak'ı çıkaranlardandır. Şiir Kitapları: Rüzgarın Fili Yakınımdır, 1991 Çiçek Tozu Günleri, 1996 Eğri Denizler/Mermer Avlular (Bütün Kelimeler Acı İçinde), 2005 Şapkasız İstanbul Destanı, 2006 Meryem Ana Sessizliği, 2009 Çığlık Kırları, şairi

Valensiyalı Ausias March (1397-1459) sanat ve edebiyata düşkün aristokrat bir aileden gelmekteydi. Ortaçağ ozanlarının epik ve dramatik şiirle kiliseyi ve tarihi kahramanlıkları öven söylemlerinin dışına çıkarak ilk defa Katalanca lirik aşk şiirleri yazan şair de oldu. Şiirde Avrupa romantizminin öncüsüdür. Kırkından sonra iki defa evlenen ancak iki eşine de evlendikten bir kaç yıl sonra yitiren şair, eşlerine yazdığı platonik aşk ve 'Ruhsal Kantatlar' başlığındaki mistik şiirlerinde hep bir arınma arzusu

Bu öykülerde hızdan uzak bir toplumsal hareketlilikte zaman bir başka şekilde insanlara hükmediyor. Onların sıkışmış hayatlarını daha bir sıkıştırıyor. Tutkular çıkışsızlıktan birer takıntıya dönüşüyor. Yerleşikler arasındaki göçmenler aidiyet duygusunu gizlemeye çalıştıkları kederle yaşıyorlar. Sen Bir Şarkısın, sıradanlığın içinde, hayatın ağır bir şakası.

Biz can kırıkları avlusunun müptelaları Bizi bilir misiniz? Canımızın kırıkları sokaklardadır Hiç gözünüze batmaz mı? Biz can kırıkları avlusunun cansızları.

Değişen ve giderek neye dönüştüğü kestirilemeyen dünya içinde insanlar ve insan olma halleri hep bildiğimiz gibi... Herkes bir hikâyenin içine fırlatıldı ve orada bocalamakta. Bocaladıkça hayat çizgisi zikzaklaşıyor, bir estetik kazanıyor. İçine atıldığımız hikâyelerimizle hepimiz bir diğerinden ayrılarak kendi hikâyemizin biriciği oluyoruz. Korku, yalnızlık, huzursuzluk, sevgisizlik, kıskançlık, arzu, özlem, keder ve bunlara yabancılaşma biçimleri ile insana dair olan köklü haller, zamana ayak uyduramayan

Bir Zamanlar Batman'da On beş, on altı yaşlarındaki bir grup çocuk devrime, ülkede devrimin nasıl gerçekleştirileceği üzerine kendilerince fikir yürütür, bununla da kalmayıp örgütlenirler. Bu gençlerden biri olan Enver Sezgin dokuz yıl sonra kendini Moskova'da ünlü Bolşoy Tiyatrosu'nda 'Kuğu Gölü Balesi'ni seyrederken bulur. Batman Bolşoy - Büyük Kaçış; Büyük Acı Temsil uzadıkça erken yaşta profesyonel devrimciliğe atıldığı günler geçer gözlerinin önünden; 12 Mart Darbesi'nin ardından başlayan politik sür

Masallar, hayatın küçük sorularına verilmiş büyük cevaplardır. - Tolstoy Alman Grimm kardeşlerin başlattığı masal derlemeciliği klasik büyük rus yazarlarına ilham verdi. Başta Tolstoy olmak üzere pek çok seçkin rus yazarı; Godol, Dostoyevski, Gorki, Çehov masal tarzında hikayeler yazdılar. Bu hikayeler, klasik rus edebiyatına giriş yapmak ve aynı zamanda rus kültürünü tanımak için bulunmaz kaynaklardır. Büyük romanları okumadan önce büyük yazarların çocuk hikayelerini okumalıyız. Semaver'i Kim Kıskanı

Cephede çok sayıda subay kaybı olduğu için din görevlileri de çatışmalara giriyordu. Bir kaç gün önce şehit olmuş bir hocanın toprağa verildiğini duymuştuk. Hz. Muhammed'in mücadeleci ruhu bu sayede burada geziniyor gibiydi. Bu yer cehenneme dönüşse bile! İslam peygamberinin vaad ettiği cennet, içten yükselen istek ile birleşince, bu çocuklar için hayatını ortaya koymak hiç de zor olmuyordu. Güney Grubu komutanı Alman Paşa'nın askerler arasında dolaşırken "Merhaba asker," diye çınlayan sesi durmaksızın yank

"Korkmamalısın" dedi Nonna. "Dünya işte bu yüzden ilginçtir. Uzun yıllar önce, ormanda göletin yanındaki, içine meyvelerle mantarların doluştuğu bu evi bulduğumda anladım ki, Vermanes Bahçesi'nde karşılaştığım küçük adamın anlattığı o eve varmıştım. Ev eskiydi, yapayalnızdı ve içten içe üzülüyordu. Camlarını silince nefes almaya başladı. Çiçekler ektim, gülümsemeye başladı. Ancak bir keresinde..." Nonna en heyecanlı yerinde sustu. "Anlatmasam mı acaba?" Her çocuk bir bahçedir. Onların düş gücünde yenileri

Mustafa Atapay, Tuz adlı bu kitabında da "içsesi"ni izlemeyi sürdürüyor. Bugünlerde özgün bir şiir kitabı okumak istiyorsanız Tuz, kitapçılarda sizi Tuz bekliyor. Onun şiir dünyası hakkında Ali Duman'ın aşağıdaki değerlendirmesi önemli bir başvuru niteliğinde: "Hemen söylemek gerekir, özellikle amaçlanmamakla birlikte oldukça kapalı ve güç anlaşılır bir şiir Atapay'ın şiiri. Kapalılık, Atapay'ın "eşyanın içindeki gizli gerilimi" hisseden bir şair olmasından kaynaklanmaz. Bilakis Atapay'ın şiiri eşyadan d

Arda Kıpçak'ın Vapur Yayınları'ndan çıkan ilk kitabı 16 kısa öyküden oluşuyor. Değişik Öykülerin teması: modern hayatın zorlukları, büyükşehirde yaşam, insan ilişkileri, paranoya, kısır döngüler. Öykülerdeki anlatım özellikleri: parçalılık, pastiş, metinler arasılık, metakurgu, ironi.. Arda Kıpçak bütün bu temaları ve anlatım özelliklerini bilinç akışı tekniği kullanarak işliyor. Değişik, bir yazınsal labaratuvar ama okuması zevkli ve kolay!

ir öpücük neye yeter, neye karşılığıdır? Bunu en iyi çocuklar bilir. Bu kitap anne ve babası ayrılmış beş yaşındaki bir kız çocuğunun hikayesini PAZARLARI BENİ ÇOK ÖP ANNE anlatıyor. Büyüklerin karmaşıklaştırdığı ya da karmaşık gördüğü sorunların basit bir çözümü olduğunu hisseden Tina'nın öyküsünü... Tina, babası ve babaannesiyle yaşamaktadır. Down sendromlu erkek kardeşi Pedro ise annesiyle. Baba, kızını her pazar annesi ve erkek kardeşini görmesi için onların yanına götürür. Tina neden birlikte yaşamad

Bu kitap Anadolu'nun yakın tarihinden sesleniyor. İnsanlığın Sonbaharı'nda yazarın değişik kitaplarında yer almış, kahramanı Ermeni olan hikayeleriyle iki yeni ürününü bir araya getiriyor. Necati Güngör, çocukluk coğrafyasından ve yakın çevresinden tanıdığı bu kadim Anadolu insanlarını hümanist bir duyarlılıkla hikaye ediyor. Başka bir söyleyişle, kahramanlarını bir tarih teziyle ele almak yerine, tarihin sayfalarından taşmış insani durumları hikayeleştiriyor.

Dorothea Nürnberg, herkesin konuştuğu ama kimsenin tam olarak bilmediği İslam'ı heyecan verici ve dokunaklı bir hikaye ile anlatıyor. Amaç aslında içimizdeki korkularla yüzleşmek ve kendi farkındalığımızı yükseltmek olan kitap, en son sayfasına kadar yüksek tempolu ama zamanda da son derece duygusal. Yıldız Sema'sı nın yazarı, okurlarını kendi iç dünyalarına keşfe götürürken sadece şark kültürünün yeni bir yönünü öğretmiyor, içinde yaşadığımız bu dünyayı da farklı gözlerle görmemizi sağlıyor. Andreas Salche