Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 44 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
1984, is a dystopian social science fiction novel by English novelist George Orwell. It was published on 8 June 1949 by Secker & Warburg as Orwell's ninth and final book completed in his lifetime. Thematically, Nineteen Eighty-Four centres on the consequences of totalitarianism, mass surveillance, and repressive regimentation of persons and behaviours within society. Orwell, himself a democratic socialist, modelled the authoritarian government in the novel after Stalinist Russia. More broadly, the novel
"All animals are equal, but some animals are more equal than others."Drunken Mr Jones of Manor Farm has neglected his livestock for too long. In a burst of insurgent fervour they rise up and he is deposed, with the pigs taking charge of the newly named Animal Farm. Everything runs smoothly, productivity soars, and all animals are well-fed and happy.But the further away the memory of the revolution, the more distant seem its ideals—and when Boxer the workhorse is betrayed, the horrifying exten
Arkadaşlar selamün aleyküm. Benim adım Salih. Yeni şeyler öğrenmeye, bildiklerimi öğretmeye bayılırım. Sizlere; yaşadığım olayları, Kur'an-ı Kerim'den öğrendiğim ayetleri ve Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Aleyhisselam'ın kıymetli hayatına dair bildiklerimi anlatmaya çalışacağım. Öğrendiğim ayet ve hadisleri hayatımda uyguladıktan sonra arkadaşlarıma da anlatırım ki onlar da öğrensin, hayatları daha anlamlı ve güzel olsun. Anlattıklarımı okudukça, yaşadıklarıma şahit oldukça arkadaşlığımızın pekişeceğine e
Tukanya; yemyeşil ağaçlar, rengârenk bitkiler ve içinde yaşayan canlılarla mutluluğun ve güzelliğin hâkim olduğu bir ülkedir. Zıpır, güzel ülke Tukanya'da büyümüş sevimli ve afacan bir tukandır. Zıpır'ın en büyük hayali, farklı diyarları keşfetmek ve yeni arkadaşlıklar edinmektir. Zıpır'ın başka diyarlara yaptığı ilk yolculuk ona gerçek hayatı, dayanışmayı ve sorunların üstesindeno gelmeyi öğretecektir. Yaşadığı maceradan sonra evine döndüğünde ise bambaşka bir durumla karşılaşacaktır. En büyük evimiz olan
Allah (c.c.) Kur'ân-ı Kerîm'in birçok yerinde Hz. Peygamber (a.s.)'in Kur'ân vahyine hiçbir müdahale ve katkısının olmadığını belirtir. Yani Kur'ân bütünüyle Allah kelâmıdır: "Şayet o bize karşı sözler uydurmuş olsaydı, biz onu kuvvetle yakalardık. Sonra onun şah damarını koparırdık. Hiçbiriniz de onu koruyamazdınız." (Hâkka: 69/44-48) Elbette böyle güvenilir bir kitap, bizim için en sağlam bir kaynak ve en yanılmaz bir ölçü durumundadır. Okuduğumuz her türlü eserde gördüğümüz dinî ifade ve hükümleri ona ba
Tükendi
İnsan yaşamının ilk dönemi olan çocukluğun, bütün dönemlerinin en keyiflisi, en tatlısı olduğu yanlış mıdır? Çocuklar sevilir, öpülür, kucaklanır, okşanır, bir düşman bile onları sevip pışpışlamadan duramaz. Hiç düşündünüz mü neden? Çünkü daha doğar doğmaz doğa, onları bir çeşit deliliğe bulamış, bu tatlı sarhoşluğun havasıyla sarmalamıştır; bu hava, çocukların etrafındakileri büyüler, çabalarının karşılığını verir ve bu küçük yaratıkların gerek duydukları iyilikseverliği ve koruyuculuğu almalarını sağlar.
Hayatta hiçbir şey ona kıymetli görünmemiş, peşinden koşmak, erişmek, sahip olmak arzusunu vermemişti. Etrafına daima bir yabancı gözüyle bakmış, hiçbir yere bağlanmak arzusu duymamış, bu yalnızlığının gururu içinde, memnun olmaya çalışmıştı. Şimdi ilk defa bir şey istiyor, hem de korkunç bir şiddetle istiyordu. Fakat niçin bu istek bir imkânsızlıkla beraber gelmişti? Niçin hayatının bu en büyük arzusunu, şimdiye kadar belki yine içinde fakat en gizli yerlerde saklı duran bu arzuyu, hapsedildiği yeri parçal
Akşam yemeğinden sonra ateşin etrafında toplandık ve Gezgin'e gezilerinden sordum. Bize o gece ve ertesi gün birçok hikâye -kendisi çok müşfik olmasına karşın, acı günlerinden doğan hikâyeleri- anlattı ama benim şimdi aktaracaklarım, Gezgin'in geçtiği yolların tozu ve sabrıdır. Ve üç gün sonra bizden ayrıldığında, bir misafirin yola koyulduğunu değil, sanki içimizden birinin bahçeye çıktığını ve yakında geri döneceğini hissettik.
Fârâbî, görüşleriyle İslam medeniyetinin en dikkat çekici filozoflarındandır. İslam felsefesinin kurucu şahsiyeti olarak kabul edilen Fârâbî, yaptığı çalışmalarda ortaya koyduğu özgün yaklaşımlarıyla tarihte ve günümüzde ilim ve fikir insanları üzerinde kalıcı etkiler bırakmış dâhi bir düşünürdür. Metafizik, insan, ilim, mantık, dil, din, şehir, medeniyet, siyaset ve toplum üzerine sorgulayıcı ve eleştirel bir perspektifle geliştirdiği düşünce veya teoriler, günümüzde de üzerinde derinlemesine durulması ger
Nedense, hayatta bir müddet beraber yürüdüğümüz insanların başına bir felaket geldiğini, herhangi bir sıkıntıya düştüklerini görünce bu belaları kendi başımızdan savmış gibi ferahlık duyar ve o zavallılara, sanki bize de gelebilecek belaları kendi üstlerine çektikleri için alaka ve merhamet göstermek isteriz.
Bartleby Washington'daki Sahipsiz Mektuplar Bürosu'nda küçük bir memurmuş. Yönetimde değişiklik olunca birdenbire işten çıkarılmış. Bu söylentiyi düşündüğümde içimi kaplayan hissiyatı ifade etmem zor. Sahipsiz mektuplar! Kulağa "ölü insanlar" gibi gelmiyor mu? Tabiatının ve talihsizliğinin sonucu olarak kasvet yüklü bir umutsuzluğa meyletmiş bir adam tasavvur edin. Durumunu daha beter hale getirmek için sahipsiz mektuplarla uğraşmaktan ve onları yakılmak üzere tasnif etmekten daha uygun bir iş var mıdır? He
Eğer kişi, olayları başlangıçtaki sebeplerle değil de sonrasındaki heyecanla değerlendirirse sevginin gücü yanlış anlaşılır; bundan önce yaşanan hayal kırıklıkları, kalbin o kara boşluğunda büyük yalnızlık alanları oluşturur. Henüz yaşanmamış ağır duygular burada bekler ve bunu hak ettiğine inanılan ilk kişiye kollarını açarak koşar.
Buhara'da, yönetici bir aile içinde doğan, küçük yaşta Kur'an'ı ezberleyerek hafız olan, yetişkinlik döneminde ilaç ve sağlık bilimlerinde yaptığı çalışmalarla tanınan, yazdığı birçok kitapla düşünürleri etkileyen Müslüman bir bilim adamı olan İbni Sina'nın, çocuklarımızın anlayacağı bir dil ve seveceği çizimler eşliğinde anlatıldığı kısa yaşam öyküsünü bulacaksınız. İnsanKitap, "Müslüman Bilim Adamları" dizisiyle çocuk kitapları yayıncılığına adım atıyor. "Müslüman Bilim Adamları"nda İslam coğrafyasının pe
Tunus'ta, yönetici ve soylu bir ailede doğan, aile çevresinde kazandığı birikimi yetişkinlik dönemlerine taşıyan, insan topluluklarının geçmişte yaptığı ve gelecekte yapacağı işleri araştırmasıyla bilinen Müslüman bir bilim adamı olan İbni Haldun'un, çocuklarımızın anlayacağı bir dil ve seveceği çizimler eşliğinde anlatıldığı kısa yaşam öyküsünü bulacaksınız. İnsanKitap, "Müslüman Bilim Adamları" dizisiyle çocuk kitapları yayıncılığına adım atıyor. "Müslüman Bilim Adamları"nda İslam coğrafyasının pek çok bö
Bu kitapta: Türkiye'de doğan, çocukken babasının yaptığı basit araçlara ve makinelere hayranlık duyan, büyüyünce daha kullanışlı ve yararlı araçlar-makineler yaparak hem çevresindeki insanlara hem de bilim dünyasına hizmet eden Müslüman bir bilim adamı olan El-Cezeri'nin, çocuklarımızın anlayacağı bir dil ve seveceği çizimler eşliğinde anlatıldığı kısa yaşam öyküsünü bulacaksınız.
A'mâk-ı Hayâl, Râci'nin, "nokta olduğunu" fark edip, noktadan Merkez'e akacak bir yol arayışına girmesinin hikâyesi ve "aşağı" ile "yukarı" arasındaki meydan muharebesinin bir sonucudur. İnsan bu arayışta, "aşağı" olana kayıtsız şartsız teslim olmak yerine, başta kendi nefsi olmak üzere, kötülükle türlü savaşlara girer. Her insan, bir halife olması itibariyle bu hakikati aramaya yazgılıdır! Her fert için farklı şekillerde ve farklı zamanlarda ortaya çıksa da, susuzluğun, ayrılığın ve de anayurttan kopuşun
Dünya edebiyatının tartışmasız en büyük yazarlarından biri olan Dostoyevski'nin 27 yaşında yazdığı Beyaz Geceler, hem romantik bir aşk üçgeninin çelişkilerinin hem de bir kişilik yarılmasının öyküsüdür. "...Bir gün birine âşık olursanız, mutlu olmanızı dilerim. Âşık olacağınız kız için bir şey dilememe gerek yok, nasıl olsa sizinle mutlu olacaktır. Bunu inanarak söylüyorum, ben de bir kadınım. Söylediklerime inanın."
Yaşarken çok büyük şöhret kazanan Sadi, aşk, adalet, ihsan, muhabbet, kanaat rıza, şükür, tövbe gibi kadim değerleri kısa hikayeler içinde şair üslubuyla nakış nakış işliyor. İşittim ki sarhoş Moğollar meclisinde bulunan bir mürid, çalgıcıların teflerini patlatmış, çenglerini kırmış. Bunun üzerine sarhoşlar, onun saçından tutmuş, çenk gibi bir müddet sürüklemişler, yüzünü def gibi tokatlamışlar. Gece olunca zavallı mürid, tokatların acısından uyuyamamış. Sonra pirinin yanına giderek olup biteni anl
Yaşarken çok büyük şöhret kazanan Sadi, aşk, adalet, ihsan, muhabbet, kanaat rıza, şükür, tövbe gibi kadim değerleri kısa hikayeler içinde şair üslubuyla nakış nakış işliyor. Şam'daki meşayihten birine "Gerçek tasavvuf nedir?" diye sordular. O da şöyle cevap verdi: "Bizden evvel birtakım insanlar vardı. Onların görünüşleri dağınık, fakat bâtınları mâmur ve kalpleri doluydu. İşte tasavvuf o gibi kimselerin yaşantısı ve halleri idi. Bugün ise birtakım insanlar ortaya çıkmışlar, onların zahirleri mâmur, fakat
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 44 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1