Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 52 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Dünyadan ve dünyalıklardan sıyrılma vakti... Yüce Yaratıcı'nın içtiması. Bu içtimada yok sayılmak, hiç sayılmanın başlangıcı. Namaz, aslında asıldır. Bir kulun kul olduğunun en bariz göstergesi. Küfrün alâmeti inkârsa, imanın alâmeti namazdır. Her şey namazla başladı aslında. Âdemi, yani insanı yaratan Allah secdeyi emretti kuluna; kendi büyüklüğünü ikrar için. Emre itaat eden yüceldi, isyan eden rahmetten azat edildi. Çünkü secde namazın en yüce rüknü; sevgiliye en yakın makam, en yakın an. Öyle demiyor mu
Tükendi
Bosna'nın azizi... ?İslam burada ama Müslümanlar nerede?!!" sözü ile İslam dünyasını kenetlemek istemiş, sadece kılıca sahip olmaktan daha fazla şeye sahip olan bilge kral... Mesela İslam'a, ilme, yüreğindeki özgürlük ırmaklarına sahip olan, yüklendiği Bosna'dan daha ağır yüklerle omuzları şereflenmiş komutan... Daha lise dönemlerinde İslami konular ile kucaklaşmış ve Meladi Müslümani (Müslüman Gençler) kulübüne öncülük etmeye başlamıştı. Liderlik öyle ki sonradan öğretilen bir şey değildi. Parmaklıklar ark
Tükendi
Rabb'imize sonsuz hamd-ü senalar olsun, Habibi Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.) Efendimiz'e selat ü selam olsun. Sözlerin en güzeli Allah'ın kelamı her işin başı besmeleyle başlayalım.... İslam'ın inşasının ilk taşı, Hira Mağarası'nda Hz. Peygamber Muhammet Mustafa (s.a.v.) Efendimiz'e ?Oku!" emriyle Ramazan ayında ve Kadir Gecesi'nde gelmişti. Ramazan ayında gelen bu güzel kutlu haber Ramazan ayının bereketi ve insanlığın kurtuluşu olmuştu. Cahiliye dönemi kapanmış, asr-ı saadet dönemi başlamıştı. İnsanlık ka
Tükendi
"İstanbul elbet fetholunacaktır. Onu fetheden emir (komutan) ne güzel emir, onu fetheden asker ne güzel askerdir." Hadis-i şerifine mazhar olabilmek için asırlar boyu kırklarca komutan çabaladı. 29 Mayıs 1453'te yirmi bir yaşında bir padişah, II. Mehmed, fatih oldu, padişahtan öte bir sultan oldu: Fatih Sultan Mehmed oldu. Genç yaşında birçok güzel iş yapmıştır ve en güzeli de müjdelenen komutanlık kendisine nasip olmuştur. Konstantinopolis'e, Türk Sancağı'nı dikmiştir. Bir yanda dünyanın başkenti İstanbul
Tükendi
Ruhumu kudret elinde tutan Allah'ın doksan dokuz adı ile... 1915 yılı sözde Ermeni Soykırımı' ile alakalı yıllardır çokça yazıldı, çizildi. Fakat bu konu, ne tarih bilimi açısından ne de uluslar arası sistem açısından netlik kazanabildi. Olay maalesef siyasi kaygılarla ve dünyaya yaranma fikr-i aczi ile Türk toplumu ve siyasileri arasında bile birlik sağlanamayan bir konudur. Biz öz benliğimizle biliyoruz ki, bir ?Ermeni Soykırımı' değil, Ermeni mezalimi söz konusudur. Millet-i Sadıka diye isimlendirilen, b
Tükendi
12 Usta 21 Yazar ile Kimimiz Özdemir Asaf'ın saf şiirlerini, bazılarımız Said Faik 'in anlık durum betimlemelerini, kimimiz Cahit Sıtkı'nın araftaki hallerini, birimiz Necip Fazıl'ın mistisizmini, ilahi bakış açısını, bir diğerimiz Tanpınar'ın öze dönmeye bu kadar ihtiyacımız var iken kullandığı heceyi, kimimiz Bediüzzaman'ın zamanın ötesinde yaşayan halini, diğerimiz Akif'in İstiklal aşkını, bir diğerimiz Özdenören'in ayrıntılı dilini, bazımız Ömer Seyfettin'in kısa ömrüne sızdırdığı uzun birikimi, bir baş
Tükendi
İslam, hem dünyada hem ukbada kadına verilebilecek en yüksek makamı ve en yüksek şerefi vermiştir. Kadına verilen şereflerden bir tanesi de Allah'ın (c.c.) ayetini üzerinde taşımasıdır. Yani tesettürdür. Fıtratına da derc edilmiş olan tesettür ile İslam, kadının naifliğini ve zaifliğini bir inci gibi muhafaza altına almıştır. Ne yazık ki İslam terbiyesi yerine medeniyet(!) terbiyesi aldığımızdan beri tesettür nâmahrem ile aramızdaki set olma özelliğini yavaş yavaş kaybetmiştir. Buna bir de son yıllarda ort
Tükendi
''Söz uçar, yazı kalır'' demiş ya atalarımız, bir nokta da biz bırakalım ardımızda dedik. Dedik ve sarıldık kalemlere. Biz kim miyiz? 40 kişilik kocaman bir aileyiz. Savunduğumuz gerçeklerimiz ve tüm samimiyetimizle kalbimizde taşıdığımız davamızdır hece, hece satırlara dökülen. İki cihan Server'i Resul' e koştuk bu kitabımızda. Her biri, kalbinde sevdası ve ellerinde güller ile seslendi sevgililer sevgilisi, güzeller güzeli, Gül Muhammed (s.a.v.)'e. Cananını düşünen her can, içini ısıtan en sıcak sevginin
Tükendi
"İzm'ler idrakimize giydirilen deli gömlekleri. İtibarları menşe'lerinden geliyor. Hepsi de Avrupalı." Cemil Meriç "İzm"ler... Hepsi de bizatihi "dünyaya bu noktadan bakılmalı, hakikat burada duruyor" iddiasıyla insanlığa hitap eden ve akabinde "izm"e teslimiyet sonucunu doğurtan "dinleşmiş düşünceler". Teslim olunan "izm", insanın dimağını ve beynini "izm"in kendi sınırları içinde yeniden biçimlendirir, algı çerçevesini yeniden kodlar. Çünkü bir şeyi tanımlayabilmek, o şeyin sınırlarını çizmek yani tahdid
Tükendi
İnsanoğlu teknolojiye gömüldükçe biraz daha uzaklaşıyor özünden. Yani kendinden yani insandan... Teknoloji yaşamımızda olmalı tabii ama bizi özümüzden ayırıyorsa tehlike arz ediyor demektir. Herşeyi tek tuşla kaydedebiliyoruz. Her fotoğraf karesini özenle saklıyoruz ama biriktirdiğimiz kaç gigabyte için geri dönüp bakmaya zamanımız var? Dünyaca ünlü yazar Paulo Coelho'nun bir sözü var "Zaman öldürmekten başka şeyler yapın çünkü zaman sizi öldürüyor." Evet aslında zaman bizi öldürüyor. Olabildiğince az mal
Tükendi
Türklerin Müslümanlığı kabulü ile İslam'ın büyük bir ivme kazandığı herkesçe kabul edilen bir durumdur. O yüzdendir ki İslam'ın yayılmasında ve savunulmasında Türkler için kullanılan ?İslam'ın Keskin Kılıcı" tabiri boş yere söylenmiş bir söz değildir. Haçlıların korkulu rüyası olan Selahaddin Eyyubi, Hıttin Savaşı ile Kudüs'ü Haçlılardan nasıl temizledi ise Selçuklular da çoğu zaman bölgelerinden geçen Haçlılara çok büyük zayiatlar verdirerek onları yıpratmışlardır. Özellikle Miryokefalon Savaşı, hem Bizans
Tükendi
İnanmak başarmanın yarısıdır, derler. Bu sözün en büyük ispatıdır 40'lar Kulübü. Değerlerimizi hatırlatan ve anlatan 40'lar Kulübü, edebiyata hizmeti, kitaba hizmeti ve insanlığa hizmeti ile ülkemizin kabul görmüş bir değeridir. Bu değer öyle bir değer ki; mürekkep ile kâğıdın davasını güden ecdadımızın mirası, geleceğimizin teminatı olan gençlerimize yol göstericilik görevini icra etmektedir. Gençlere güvenip, onlarla yol yürüyen ve yürürken de onları geliştiren yayınevimiz, Diriliş Nesli'nin Amentüsü Üsta
Tükendi
Kitap Tanıtım Yazısı : Bugün insanlığın çok büyük ve mühim sorunlarından, hastalıklarından biri kadını anlamamak, fark etmemek, onu hak ettiği yerde tutmamak! Tüketimin merkezi haline gelen insan, cinsiyet farklılığını da tüketimin malzemesi yapmaktan geri durmadı ve ne yazık ki bu kopuş ve yok oluştan en çok kadın nasibini aldı. Herkes zarar gördü ama bu girdabın içinde kadın hayatta kalma kaygısında olduğu ve erkeğe nazaran fiziki farklılığından dolayı eksik olduğu hissiyatına kapıldı, çözüm aradı. Ve
Tükendi
Kitap Tanıtım Yazısı : Yetim bir Rasul'ün yetim bir ümmetiyiz biz. Onun ahlakı ile ahlaklandık; çünkü onu Rabb'i terbiye etti. ?Beni Rabb'im edeplendirdi, ne de güzel edeplendirdi." diyerek yetimlerin velayetini Allah-u Zülcelal Hazretleri'nin üzerine aldığını bildirdi bize. Biz de yetim bir ümmet olduk onun için. Rabb'im bizi de terbiye et; zira biz de yetimiz, diyebilmek için. Nerede bir yetim görsek, onun elinden tutan Rabb'imizi ve Rasulünü görür gibi oluruz. Biz de tutarız elinden, tutmalıyız da. Bi
Tükendi
Aziz Okuyucu! 1923-1950 yılları arasında yaşanmış din ve millet düşmanlığı döneminin adıdır Tek Parti Dönemi! Başta Türk'ten öç alma amacıyla başlayan bu ihanetler Lozan ile İslam dünyasını başsız bıraktı. Emperyalizmin Türkiye şubeliğinin yapıldığı tehlikeli bir dönem!.. Türk'ü, Kürt'ü, Laz'ı, Çerkes'i... bir arada yaşayan milletlere kafatasçı bir zihniyetin düşmanlık tohumu ektiği karanlık 27 yıl... Türkiye'nin en çok yazar kadrosuna sahip olan 40'lar Kulübü o karanlık yılların üzerindeki şalı -bir nebze
Tükendi
Ayasofya'nın kapılarıyla beraber ruhumuzu kilitlediler. Her mâna, her hikmet, her münasebet Ayasofya'ya bağlı... Ayasofya açılmalıdır. Türk'ün bahtıyla beraber açılmalıdır. Ayasofya'yı kapalı tutmak, Yunanlıya "Ben yapamıyorum; sen gel de kendi hesabına aç!" demekten farksızdır. Ayasofya'yı kapalı tutmak, Birleşmiş Milletler'den Afrikalı yamyam devletlerine kadar aleyhimize rey verdirip kendileri müstenkif geçinen Batılılara "Artık benim hayat hakkım kalmadı!" demektir. Ayasofya'yı kapalı tutmak, bu toprağı
Tükendi
Kızıl Sultan... Ne büyük ve acımasız bir iftira. Üstelik ne yazık ki kendi torunlarınca söylenen bir söz o iftira. Baskıcılıkla suçlanıp yok olma aşamasındaki devletin ömrünü dünyanın yeniden şekillendiği bir dönemde 30 yıl uzatan bir büyük hünkâr... Abdestsiz yere basmamak için ehli beytten getirtip yatağının başucunda bulundurduğu tuğla ile her sabah teyemmüm edip yere öyle basan bir ince sembol... Yıllardır İstibdat Dönemi ile bize zalim olarak tanıtılan ama iktidarı boyunca yalnızca on bir adi suçlunu
Tükendi
Zarif'çe bir yaşam öyküsüydü hayatı, edebiyatı edebiyle temsil eden Cahit Zarifoğlu'nun... İç dünyasının açmazları ile dış dünyanın sahtekâr acılarını, mutsuz zenginliklerini, taklitçi yolcularını, taklitçilikle gelen özünü yitirme tıkanıklığını en ince söz dizimleriyle birleştirip yıllarca okuruyla dans etti Zarifoğlu sözcük okyanusunda.O da tıpkı diğer büyük insanlar gibi anlaşılamayanlardan, zamanında değeri hakkınca bilinmeyenlerden, kalıplar içerisine hapsedilenlerden olma imtihanını yaşadı. Ölümünden
Tükendi
Bismillahirraanirrahim... Varlık âlemi vûcud bulunca, içlerinden seçilenler oldu. Bunlar hayır için seçilenler ve şer olarak seçilenler olmak üzere iki sınıfa ayrıldı. Akli iradeye sahip olanlara ise kendi tarafını belirleme hakkı verildi. Meleklere nefis verilmedi, itaat edenlerden oldular. İblis kibrine yenildi, kovulanlardan oldu. Yer ehli ve gök ehli iki sınıfa ayrıldı. Mescid-i Aksa, Mescid-i Haram, Mescid-i Nebeviye yeryüzünün hayır için seçilen en kutsal mekânlarından oldu. Öyle ki; aylardan, gün
Tükendi
Bir medeniyet ve kültür timsali olarak Osmanlılık kullanılıyorsa eğer, bu sıfatı 20. yüzyılda onun kadar hak eden ikinci bir şahsiyet daha var mıdır, bilemiyorum. Osmanlılık bir taltif nişanı ise eğer, onu son asrında ilk hak eden şahsiyet olarak Mehmet Akif'i gösterebilirim. Hatırasına hürmeten onu aslında asıl ve orijinal adı ile yani Muhammed Akif olarak isimlendirmek belki de onu anlayabilme ve anlatabilme gayretimiz için en güzel çıkış noktası olabilir. Alfabemizin değişimiyle, kelimelerimizi kaybediş
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 52 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1