Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 255 kayıt bulunmuştur Gösterilen 40-60 / Aktif Sayfa : 3
İnsan, bir kum saati gibi zamanı hızla tüketir. Durdurulamayan zamanı yavaşlatmanın en iyi yolu ise hayatı yavaşlatmaktır. Bunun için düşünmek, doğayı ve şehirleri izlemek, insanlara onlara kulak vermek gerekir. Bu da en iyi yolda yapılır. Çünkü yol öğretir, zihin açar ve bize insanlığımızı hatırlatır. Serüven devam ediyor! Uslu, Ege’yi Gör ve Yaşa’dan sonra Arabayla Anadolu kitabıyla Batı Anadolu rotalarını tamamlıyor ve gelecek kitaplarında Türkiye gezi külliyatına devam edeceğinin ipuçlarını veri
İnsan... İnsan arayış demektir. Yolcu demektir... "Çokluğunu" bulmak için "yokluğunu" arar bu hayat yolculuğunda... Ve o, tüm hayatı boyunca hayallerini dışarıda zannederken karşılaştığı acılarda da aldığı yaralarda da başka bir istikamete değil aslında hakiki kendine, "öz"üne yolculuk ettiğini fark eder bir gün. Hayallerinin, özlemlerinin ve herkesin peşinde olduğu Kafdağı'nın ardındaki o meşhur "hazine"nin izini sürerken, aslında aşılması gereken tek Kafdağı'nın kendi nefsi olduğunu fark eder. İşte bu yol
“Anladım ki aşk, yaşam serüveninin tek gerçeği…” Asu ve Eşref: Yasak bir aşkın iki yakası… 1980’lerin darbe sonrası Türkiye’sinde, yaşadıkları hikâyenin içinde kendilerini kaybetmekle bulmak arasında sürüklenirken destansı aşkları şarkılara, filmlere, efsanelere değip geçiyor. Emina Temel, kitabında Homeros’tan Heredot’a pek çok ölümsüz hikâyeye dokunurken Asu ve Eşref’in ardında salınan 1980’lerin İstanbul’unu da zarafetle anıyor. Assolist, aşkın doğasına dair etkileyici bir roman…
“Dünden bu yana ‘ikiliğe’ düştüm. Her konuştuğum ve her duyduğumun anlamı ikiledi, köpürdü. ‘Birden eksildi,’ dedin ya biraz önce, oraya takıldım kaldım. Birden eksilmeleri için, önce bir olmayı becermek gerek değil mi? Bir olmuşlar da eksilmişler yani. Bütün olmuşlar, tamamlanmışlar. Eksilmenin sızısı tutmuş yani annemi. Benim ise tüm yarımlıklarım sızlıyor. Dün içime bir tamamlanma duygusu düştü. Bu doygunluğunu tadınca bedenim, o vakte kadar ‘bütün’ sandığım tüm yarımlıklarım oltaya takılmış balık misali
Küçük hayallerin peşi sıra yürüyen genç bir kızın dramıyla başlayan Çöl, kaderin cilvesiyle yolları keşişsen Ayşegül ve Cenk üzerinden insan olmak, büyümek, iyileşmeyen yaralar ve hayat üzerine bir hikâye anlatıyor. Aygen Yenigün kitabında aşkın bilinmezliğine, yolların getirdiklerine ve çocukluk izlerinin etkisine dair okuyucuya yeni bir pencere açarken birini sevmenin ne demek olduğunu sorguluyor.
Ülke yangın yerine dönmüşken Anadolu’nun büyük zenginliğine göz koyanlar da tarihi eserlere göz dikmiştir. Kalatepe’de bir mağarada, bereket tanrıçası Kibele heykeli bulunduğuna dair bir bilginin peşine düşen Salih ve Alman arkadaşı Müller, eşsiz Frig heykeline ulaşmak için bir plan yaparlar. Ancak bu hırsızlıkta kendilerine yardım edecek, yöreyi iyi tanıyan ve güvenilir birine ihtiyaçları vardır. Parasını verince susacak ve suç işlemeye alışık birine... Salih’in çocukluk arkadaşı ve kabarık suç sicili yüzü
Madelet Grabbe Başusta’nın ilham verici yaşam hikâyesini bir solukta okurken, genç cumhuriyetimizin kuruluş heyecanına da tanıklık edeceksiniz.Hatice Mevhibe’den doğma, Ahmet Vehbi’den olma Madelet, genç cumhuriyetin içine, dünyayı değiştirecek bir kız çocuğu olarak merhaba demişti. Tez canlıydı, yedi aylık doğmuştu. Ankara’nın meşhur Soysal Apartmanı’nda büyürken, penceresinden hep kuşların dansını izlerdi. Gün gelecek pamuk beyaz bulutlar onun hayatını baştan aşağı değiştirecekti; abilerinin “Sen kızsın!
Dağların dorukları dumanlı olurGeriye dönmez savaşçılar...Fırtınayla sınanmıştır ömürleriKarla yıkanmıştır yüzleri...Bu yüzden asla vedalaşmazVe kılıçlarında taşırlar şiiri!Bu yüzden sevdaları mahzundurYürekleri kallavi!Alınları ihanet vurgunudur,Gözleri intihar mavi...
Tükendi
Fillerin ölümü muhteşemdir çocuk,Çekilir ormanların derinliğine...Nereye gittiğimi,Neden bittiğimi sorma artık;Gömülürüm belki kendi yüreğime...
Hayatın çeşitli kesitlerinde muhakkak karşılaşmışsındır. Olumsuz bakışta ve olumsuz bilgilere şartlanmış insanlar, genellikle olumsuz şeyler yaşar ya da yaşadıklarını olumsuz hale dönüştürür. Oysa sen gördüğün her şeyin Rabb'inin esma ve sıfat tecellileri olduğunu, buraya ilahi hakikatini gerçekleştirmek, tekâmül etmek ve kendini dönüştürmek üzere gönderildiğini, tüm bunların aslında bir eğitim olduğunu fark edip bu ilimle davranırsan; bil ki görüp deneyimlediklerin değişecek ve dönüşecektir. "Allah kulunun
Kurumsal iletişim, teorinin uygulama ile buluştuğunda karşılık bulabileceği bir disiplindir. Bugüne kadar teoride kurumsal iletişim derinlemesine irdelense de uygulama boyutu ile ilgili çok az çalışma yapıldı. Dünya genelinde bakıldığında ise teori ve uygulamanın eşgüdümlü bir uyum içerisinde ilerlediği görülürken, aynı durum ülkemiz için daha sınırlı kalıyor. Oysa iletişim günümüzde kendi dinamikleri içinde büyük bir hızla gelişen ve büyüyen bir güce sahip. Bu kitabın ortaya çıkış amacını da tam olarak bu
İrem ve Burcu, 2000 senesinde ceplerinde topu topu 300 dolar ile dünyanın öbür ucunda bir şehre gitmeye karar verdiler. Ne kalacak yerleri, ne de tanıdıkları vardı; iki kişilik bir yalnızlıkla yola çıkmışlardı. Kente vardıklarında, masmavi gökyüzüne uzanmak için yarışa girmiş ihtişamlı gökdelenler onları karşıladı. Her yaştan, her ırktan, her tipten ve her tuhaflıktan insana kapılarını açmıştı San Francisco. Takım elbisesinin altında pembe topuklu ayakkabılarıyla yürüyen amca mı, vücudunda dövdürece
Üniversiteden yeni mezun Selin Mermer, kariyeri için hayaller kurmaktadır. Çoğu arkadaşı iş bulmaları yetmezmiş gibi nispet yaparcasına Facebook'ta çalıştıkları şirketleri etiketlemiş, bu paylaşımlarının altı yüzlerce tebrik mesajıyla dolmuş ve "ofiste ilk gün" hediyelerini Instagram'da sergilemişlerdir. Gözümüz yok ama bizim Selin'e, çikolata kaplı çilekler, renkli tebrik kartları ve kutuların içine özenle dizilmiş güller ne zaman gelecekti? Laf aramızda Selin'in hayali de biraz farklı ve zordu. Formatını
"Needless to say that the pre-Corona global situation was not good to us. Until Coronavirus became the news, the whole World was screaming about all the terrible things which are about to happen to the world. The most exciting news is Corona crisis offers us almost limitless opportunities to make a fresh start. We can start designing our hardware and software in an almost clean screen." Professor Muhammad Yunus 2006 Nobel Peace Prize Winner "The world could face a higher cost from pandemics unless political
İnsan... İnsan arayış demektir. Yolcu demektir... "Çokluğunu" bulmak için "yokluğunu" arar bu hayat yolculuğunda... Ve o, tüm hayatı boyunca hayallerini dışarıda zannederken karşılaştığı acılarda da aldığı yaralarda da başka bir istikamete değil aslında hakiki kendine, "öz"üne yolculuk ettiğini fark eder bir gün. Hayallerinin, özlemlerinin ve herkesin peşinde olduğu Kafdağı'nın ardındaki o meşhur "hazine"nin izini sürerken, aslında aşılması gereken tek Kafdağı'nın kendi nefsi olduğunu fark eder. İşte bu yol
Sohrab, kızın başından aşağı doğru kaymaya başlamış saks mavisi örtüsüne, leylak renkli paltosuna ve dizinin altında biten siyah çizmelerine bakıyordu. Ely'nin tedirgin halini, iri gözlerinden alev alev çıkan telaşını, uçuk pembe parlatıcı sürdüğü dudaklarını yiyişini sevmişti. Böyle gülenine, gülümseyenine rastlamamıştı hiç. Her geçen dakikada bilmediği bir yere yaklaştırıyordu onu yüreği. Oysa yorgundu Ely... Herkesten, her şeyden, tüm şehirlerden, trenlerden... Bitkindi maksatsız gitmelerden. İşte şimdi
"İyi bir dilek olarak, ‘Allah mülkünü gezdirsin,' diye bir sözümüz vardır. Bu sözü her duyduğumda, söyleyen kişiye kalpten bir teşekkür ederim. Çünkü bilirim ki seyahatler, gündelik yaşamın boğucu koşullarından sıyrılmanın en eğlenceli yollarından biridir. Yollara düşmenin en güzel etkisi ise insanın kendisini yenilemesine olanak sağlamasıdır. Gülümseyerek eve döndüğümüz her seyahat, hayata daha mutlu gözlerle bakmamızı sağlar." Gezi yazarı Melih Uslu, bir kenti tanımanın ilk koşulunun, doğru seçim yapm
Balıklar da öpüşmüyor artık Belgeseller de değişmiş Eski çekimler dışında İzlenecek pek bir şey yok. Kızıla bürünmüş düşünceler... İçimden bir iklimi daha kopardı bu serinlik Diz çöktü yeni yarın Belli eşleşmeler içinde koca bir yanılsama Pütürlü yazılar ve melodiler... Hangi birimiz yakalayabiliriz şu semayı, Şematik bir bağışıklığın ötesinde olan şeyleri? İçimde bir iklim daha sürüklendi şimdi... Kim bilir ya da bilebilir Fark edilmeden yaşamayı? Kalabalık değilken daha tazeydi gün Bir resme bakar gibi ba
"Nehir'le aramda geçenleri veya komşumla veya ailemle ve daha henüz tanışmadığın insanlarla ilgili neden sana yazmak istedim bilmiyorum. Kendi uzayımda salınıp gidiyordum. Nehir beni çağırana dek ya da acım Nehir'i çağırana dek ya da çocukluğum Nehir'i çağırana dek. Ya da her neyse işte... Görüyorsun hâlâ her şeyi tam olarak anlayabilmiş ve bir düzene koyabilmiş değilim. Ama içimde bir su akıyor, bunu biliyorum, Nehir'le buluşmak istiyor." Birbirine yabancı dört insan. Olağanüstü bir güce sahip Nehir. Acıla
"Her senaryo bir ‘tetikleyici olay' ile başlar. Tetikleyici olay ile birlikte karakter bir ‘amaç' için yola çıkar. Çatısı; karakter-amaç-yol bileşeninden oluşacak olan senaryo aslında karakterin yol haritasıdır." İstanbul Kanatlarımın Altında, Ağır Roman, Beyza'nın Kadınları gibi filmlerin yönetmeni ve yazar Mustafa Altıoklar'dan klasik uzun metrajlı film senaryosu yazma tekniği ve karakter yaratma sanatının ortaklıkları üzerine yoğunlaşmış bir kitap: Senaryo: Karakterin Yolculuğu. Kitapta örnek fil
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 255 kayıt bulunmuştur Gösterilen 40-60 / Aktif Sayfa : 3