Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 44 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2
"Ölümün kokusunun sindiği bir kitaptan daha çok ne işleyebilir insanın içine? Karanlık düşlerin korkutucu gerçeklerle karıştığı, ölümün dehşetinin satırlara sindiği, lanetin uğursuz seslerinin kulaklarınıza yerleşeceği bu kitabı bir solukta okuyacaksınız. Elbette eğer yeterince korkusuzsanız!" "...Biraz saygısızca anlatıyorum ama kusura bakma sen de benim yerimde olsan nasıl anlatacağını bilemezdin..." "...Nasıl gördüğümü sana anlatmak istemem. Anlatması benim için zor. Hala onu düşündüğüm zaman uy
Tükendi
Gizemli kurmacaların ve korku edebiyatının prensleri, karanlıkta açan iki güçlü yaprak Joseph Sheridan Le Fanu ve Arthur Conan Doyle... Sadece yaşadıkları döneme değil, günümüz gizem ve korku edebiyatının da mütevazı mimarlarıdır onlar. Dehalarını, o en karanlık sahneleri satırlar arasından çıkartıp gözlerinizin önüne sermek için kullanan iki centilmen de diyebiliriz onlara. Bu kitabı okurken hangi hikayenin daha gerilimli, hangi hikayenin daha gerçekçi veya daha korkutucu olduğuna kolay kolay karar verem
Tükendi
"Büyülenmişti... Gözlerini kapayacaktı ki bir anda irkiliverdi. Olanca gücüyle dışarı çıkıp koşmaya başladı. Kütüphane kapısına geldiğinde hiç duraksamadan elindeki taşla camı kırıp içerden kapıyı açtı. Yine koşarak; kütüphane camını indirdi. Sandığı açtı. O gece fırsat bulup bakamadığı fotoğrafı aldı eline. Gözüne iyice yaklaştırdı. Kısık gözleri daha fazlasını göremiyordu. Doğruca içerideki odaya koştu. Masanın çekmecelerini bir bir karıştırdı. Aradığı büyüteç kenardaki sehpanın üzerinde duran bulmaca say
Sir Arthur Conan Doyle kurmaca metinlerinde yarattığı gerilimle okurunu, âdeta kitabına rapteder. Bunun yanı sıra küçük detaylar üzerine kurulu, her an yakalanmayı bekleyen ipuçlarıyla dolu metinler yazdığı için betimlemeye önem verir ve bunu da başarıyla yerine getirir. Böylelikle gerilim ve macera severleri memnun ettiği gibi iyi edebiyat peşinde olan okuruna da aradığını verir. Gece Yarısında Panik'i okurken siz de bize hak vereceksiniz!
Cinayetin bu denli merak uyandıran bir durum olması gizemli ve olağanüstü bir hâl olmasından kaynaklanır. Bu olaylar karşısında soğukkanlı kalabilmeyi maalesef ki herkes başaramaz. Dedektifimiz Sherlock Holmes Ölümün Sesi isimli macerasında bütün dikkatleri üzerine toparlayacak bir titizlikle cinayetin üzerine eğilirken, soğukkanlı ve berrak bir zihinle toz bulutunu dağıtıyor.
Eğer çözülmesi güç bir durumla karşı karşıyaysanız en dikkat etmeniz gereken şey ayrıntılardır. Ayrıntıların kulağınıza fısıldayacağı küçük ipuçları, uzaktan çözülmesi çok zor gibi görünen birçok karmaşayı kolaylıkla çözmeniz konusunda size yardım edecektir. İşte Sherlock Holmes'ü büyük bir dedektif yapan özellik tam da budur. Onun kıvrak zekâsı ve kusursuz dikkati karşısında hayrete düşeceksiniz.
Görüşme Odası'nı okurken bir kurbanın tuzağa nasıl usul usul çekildiğine şâhit olacaksınız. Her şeyden bîhaber yoluna devam eden kurban, biraz sonra başına gelecekleri bilse, yine de devam eder mi? Etmez elbette. Katil ile henüz hayatta olan kurban arasındaki o tuhaf ilişkiye şahit olurken gerilimi en üst safhada hissedecek, sonrasında duruma el koyan Sherlock Holmes ile birlikte cinayet düğümünü çözmeye çalışırken kitabı elinizden bırakamayacaksınız.
Her temas bir iz bırakır, katil ile maktul arasındaki ilişkiyi belki de en iyi özetleyen cümledir! Kurbanınızın dilini, ses tellerini kesseniz de çığlıkları dünyayı çınlatmaya devam edecektir. Aradan yüz yıllar geçse, bir tane, küçücük bir ipucu bile her şeyin aydınlığa kavuşmasına yetecektir. İşte bu yüzden yeryüzünün bütün toprakları bir araya gelse bile bir tek cinayeti gizlemeye yetmez!
Bütün şüpheleri ortadan kaldırmayı sağlayan en temel şey delillerdir. Adaletin yerini bulması, suçluların cezalarını çekmeleri için geçerli deliller bulmak olmazsa olmaz bir şarttır. Zaten fazlasıyla karışık olan cinayet konusunu aydınlatmaya yarayacak bulgular, deliller de şüpheli olursa ne olacak? Her şey ve hatta deliller bile şüpheliyken insan bir cinayeti nasıl çözebilir ki? İşte Sherlock Holmes bu yüzden büyük bir dedektiftir!
İz süren kişinin soğukkanlılığı elden bırakmaması en önemli şartlardan biridir. Şahit olduğu vahşet ve şeytanî olaylar karşısında serinkanlı kalması gerekmektedir; bir karmaşayı çözmenin ilk şarkı aklı berrak ve sakin tutabilmektir. Geçmişin Korkulu Yüzü'nü okurken insanın yıkıcılığının varabileceği safhalara ve Sherlock Holmes'ün üstün yeteneklerine şahit olacaksınız!
Aklını kaçırmaktan kim korkmaz ki? Her şeyimizi kontrol, sevk ve idare eden yegane parçamız aklımız, ya bizim hakimiyetimiz altında olmasaydı neler olurdu? Hipnoz! Hala gizemini koruyan bir muamma! Bu muammanın gücü altında kontrolden çıkmış bir akıl. Belki o kadar da kötü değildir. Kim bilir? ?Günümüzde insanın sadece irade gücü ile bir başka -bir- insanı etkileyip onu ölümü anımsatan (en azından bildiğimiz her şeyden daha çok ölümü anımsatan) garip bir duruma düşürebilir. Bu durumdaki kişinin dış duyu or
Her gün kulak misafiri olduğumuz, uzaktan izlediğimiz fakat önemsemediğimiz durumlar bir yerlerde cereyan edip durur ve biz hiç oralı olmayız. Tuhaflık Meleği Poe'nun epigrafında özenle söylediği gibi ?Bir Fantezidir". Herkesin gözünden kaçan, kimselerin fark etmediği, ilgilenmediği meselelere önemle eğilen insanlardan birinin heyecan dolu hikayesi. Bir ölüm ne kadar tuhaf, ne kadar ilgi çekici olabilir ki demeyin. Merakla okuyacak, hayretle elinizden bırakamayacaksınız! Bu yazıyı görünce nedenini anlamadı
Konrad Azais. Hayatı edebî metinler ve şiirler yazmakla geçmiş bir yazar. En büyük hobisi ise bulmacalar... Konrad Azais'in tuhaf, tuhaf olduğu kadar da gizemli ölümü. Bu karmaşık cinayeti çözmekle görevlendirilen, bir zamanların çırağı Alice Allevi. Birbirinden karışık ve iç içe girmiş ilişkiler, beklenmeyen sonlar ve ihanetlerle örülü olayların arasına adeta yıldırım gibi düşen bir mektup. Çözülmeyi bekleyen bir bulmaca ve tüm evlatları zengin etmeye yetecek kadar büyük bir miras... ?Konrad onu ilk defa
Efendi, Evliyâullah'tan en yaşlı ve en bilgelerindendir. Aşim ise ona var olma sebebini söylemesi için evrenden bir işaret bekleyen toy bir delikanlı. Nasıl ki yolları ona sahip olması mümkün olmayan tarafından mührün çalınmasıyla kesişti, işte o vakitte zaman çoktan durmuş ve yeniden akmaya başladığında, evren kötülükleri doğuran iblise teslim olmuştu. Laneti başlatan ise mühre engel tanımayarak sahip olmak isteyen iblisin, ?Al onu!" demesine uyan bir Hizmetli idi. Boynuna takmaya çalışmasıyla mühür topra
Her zaman gören bir çift göz, daima unutmayan birkaç insan olduğu gibi sonsuza kadar saklanan sır da ne yazık ki yoktur. İşte bu yüzden "Kusursuz cinayet yoktur" denilir. Sadece çok iyi gizlenmiş detaylar, dersine çok çok iyi çalışmış, eh birazcık da şansı yaver gitmiş katiller vardır. Unutmayın! Bir de Alice Allevi gibi karanlıkta kalmış, aydınlatılmayı bekleyen cinayetleri çözmek için canla başla çalışan insanlar vardır. Başından sonuna kadar elinizden bırakamayacağınız sürükleyici bir cinayet romanı. Ces
Poe'nun korkuyu, gerilimi ve karmaşayı anlatırken gösterdiği başarı mizahi eserlerinde de hissedilmektedir. Bir Haftada Üç Pazar mizahi anlatımı ve hemen hemen hepimizin başına gelmiş ya da gelebilecek bir olay olmasıyla bizi kendisine çekiyor. Aklımızda yankılanıp duran cümlelerin ağzımızdan bambaşka çıktığı durumlar vardır. Bizi buna mahkum edense zaruretlerimizdir. Poe'dan keyifle okuyacağınız kara mizahın zirvelerinde gezen bir hikaye! ?Büyük amcam Rumgudgeon oldukça ?hoş bir ihtiyar İngiliz centilmen"
Bir yolculuğun hikâyesi. Bedellerin, diyetlerin, sunaklarda kurban bekleyen Tanrılara hizmet için uzun yollara çıkanların hikayesi. Poe'nun sonsuz hayal gücünün ve bu gücü daha da etkin kılan ilgi alanlarının ürünü Bir Kudüs Öyküsü. Tanrısına sıkı sıkıya bağlı insanlara belki de yapılacak en son şey: Saygısızlık! Bir Kudüs Öyküsü kavimler tarihinin bir yerinde yer tutan olaymışçasına dipdiri ve etkileyici! "Hemen surlara gidelim," dedi Abel-Phittim, Buzi-Ben-Levi'yle Ferisi Simeon'a, Temmuz ayının onuncu g
Kurmacanın dar ve ıslak labirentlerinin duvarlarına çarpa çarpa yürüdüğümüz hikayelerin belki de en can alıcı, en dahicesi... Kuyu ve Sarkaç! İnsan denilen canlının aklını kötüye ne kadar kullanabileceği, dehasının ne kadar sonsuz ve hudut tanımaz oluşuyla yüzleşiyoruz Kuyu ve Sarkaç'ı okurken. Edgar Allan Poe'nun usta kalemiyle yazılmış öykülerinin içinde gerilimi hissedeceksiniz. ?Fenalaşmıştım -o korkunç şekilde süren acıyla- ölecek kadar fenalaşmıştım. En sonunda beni çözdüklerinde, oturmama izin veril
Tükendi
Yazdığı öykülerle okurlarının hafızalarında derin izler bırakan Poe, iyi bir şair olduğunu da ispatlamıştır. Kullandığı imge ve metaforlarla okurunu, kendi zihninin derinliklerine çeken Poe, unutulmaz şiirlere imza atmıştır. Kuzgun'un diğer şiirleri arasında çok özel bir yeri vardır; çünkü Kuzgun, kendi adının yanına bir gölge gibi düşmüş, Poe'nun adının duyulduğu her yerde bir yankı gibi kendini hatırlatmıştır. Gururlu, sert havasına siyah kuşun alışınca Hiçbir belirti kalmadı o hazin şaşkınlığımdan; "Ger
Cinayet. Kelimeler içerisinde, insanın içini bu denli ürperten başka bir kelime daha var mıdır bilinmez. Bütün çıplaklığı ve insanı sarsan taraflarıyla bir cinayete şahit olmak, onun karmakarışık haliyle boğuşmak kaç kişinin başına gelir ki? Edebiyatın cazibesi de bu değil midir zaten? Gizem dolu bir cinayet, cinayeti çözmeye çalışan insanlar ve bu durumun insanı kendine rapteden gerilimi. Poe'nun kurmacada yakaladığı eşsiz başarının tadı ile Morgue Sokağında işlenen cinayetin içinde çıkamayacaksınız! Bu s
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 44 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2