Kitap Tanıtım Yazısı: DİBACE YAKAZA HATIRALARI Yıldızlara giden yolu bulanların destansı hikâyesi... Belki yol uzundu benim için. Ufuklar ötesi bir dünya vardı önümde. Yeryüzünde nice sırlar, kıyısı görülmeyen ummanlar vardı. Manaları Bilen Sultan'ın emri üzere arkama bakmadan, sessizliğin sessizliğinde, aslan yüreğinin bile korkacağı ıssız yerleri aşarak geçmiştim. İstanbul'a ulaştığımda yüzlerce kil

Endülüs'te Aşk, Sıra dışı bir hikâye... Hüznün ve ihtişamın yürekler yakan dokunuşu ruhunuza... Gerçek aşkın sırlarla dolu dünyasına ışık tutan Endülüs'te Aşk, ateist bir bilim adamının aşk yolculuğuyla buluşturuyor sizi. Ölüm ötesini deneyimlerken hayatının mucizesiyle buluşturulan Mark Davis, uyanır uyanmaz, kalbine dokunan elin peşine düşer. O el, bir ölüyken diriltmiştir ünlü cerrahı. Hayatından ümit kesilmişken beklenmedik bir iyileşme gösteren Mark, maddeden mânâya, mânâdan maddeye gelgitler yaşar.

Daha dün doğmuştum. Ve öleceğim... Doğmakla ölmek arasındaki mesafede "Koskoca bir ömür" saklı olduğunu söylüyor kimileri... İnanmıyorum. Ölüm... Burada durmak lazım. Öleceğim... İstanbul gerilerde kalacak. İstanbul... Bir günlük ayrılığın bile içimde gurbet duyguları uyandırdığı sevgili diyar... Ve sevdiklerim...

Okyanusların korsandan geçilmediği yıllarda, İngiltere'nin güney kıyılarındaki Amiral Benbovv Hanı'nda yaşayan Jim Havvkins ve ailesinin sakin hayatları, Billy Bones isimli eski bir korsan karşılaşmalarının ardından değişir. Geçinmekte zorlanan bu ailenin hayatına giren Korsan Bonnes'un define haritası bir raslantı sonucu Jim Havvkins'in eline geçer ve heyecanlı bir define avı böylece başlar.

Sevimli ve meraklı kız çocuğu Alice, oyun oynarken gördüğü tavşanın peşine takılır ve merakına yenik düşerek tavşan deliğinden geçer. İşte şimdi Alice kendini fantastik bir dünyada bulur, hayvanların dile geldiği bu dünyada meraklı kahramanımız Alice'in başından türlü türli maceralar geçer. Gerçekle rüyanın iç içe geçtiği bu masalda Alice'in başından geçenleri merakla okuyacaksını

Yerli kara dağların yıkılmasın. Gölgelice büyük ağacın kesilmesin. Taşkın akan serin suların kurumasın. Koşar iken yağız atın sendelemesin. Vuruşunca kara çelik öz kılıcın kırılmasın. Ak saçlı ananın yeri cennet olsun. Hakk'ın yandırdı çırağın yanadursun. Kadir Mevlam seni namerde muhtaç eylemesin. Böyle dua ediyordu, Dede Korkut, yiğit Boğaç için.. Oğuz Türklerinin destansı hikayelerini Dede Korkut'tan okuyup, büyük bir medeniyetin köklerinin beslendiği cesaret, doğruluk ve merhamet sularını keşfedeceksi

Geniş bir hayalgücüne ve dili kendine özgü kullanma yeteneğine sahip olan Hans Christian Andersen'in hikayeleri; çocuklara okuma alışkanlığını kazandırmak, ilgi hazinelerini geliştirmek, kısa ve öz mesajlar vererek hayata emin adımlarla yetişmeleri için eşsiz bir kaynaktır. Hayelle gerçeğin, geçmişle geleceğin ustalıkla birbirine karıştığı bu masallardan hala öğreneceğimiz çok şey var.

Henüz 10 yaşında olmasına rağmen annesini ve babasını kaybetmiş, kendisini istemeyen teyzesiyle beraber yaşamak zorunda kalan Pollyanna'nın sonsuz neşesinin ve hayat enerjisinin kaynağı neydi? Mutluluk oyunu... Pollyanna babasından öğrendiği bu küçük oyunla her zaman en kötü olaydan bile kendisine bir ders, mutlu olabilmek için bir neden çıkarabiliyordu. Bu küçük yetimin mutluluk oyununun başta teyzesi Polly'yi ve daha sonra yaşadığı kasabayı nasıl değiştirdiğini keyifle okuyacaksınız.

Sherwood ormanının koruyucusu Gilbert Head ile karısı Margarite mütevazı yaşamlarındaki tek eksik bir çocuktu. Ve bir gün Margarite'in şövalye kardeşi kucağında bir bebekle çıkagelir ve ailenin kaderini değiştirir. Bebeğe Robin Hood ismini verirler. Robin büyüdüğünde hem iyi bir okçu hem de ezilenlerin en yakın dostu olur. Maceradan maceraya hiç tereddüt etmeden atlayan Robin'in maceralarını soluksuz okurken, korkusuz gencin gerçek kimliği sonunda ortaya çıkacaktır.

Gepetto Usta, kiraz ağacını oymaya başladığında onun bir çocuğa dönüşeceğini nereden bilebilirdi ki... Sıradışı kukla Pinokyo, her şeyiyle bir çocuk gibi görünmektedir, ta ki ağaçtan gövdesi onu hep ele verir. Pinokyo'nun tek istediği gerçek bir çocuk olmaktır, ancak yaramazlıkları nedeniyle hep başını türlü belalara sokar. Ve her defasında onu Orman Perisi kurtarır. Pinokyo'nun kuklalıktan gerçek bir çocuk olmaya giden serüvenini keyifle okuyacaksınız

Don Kişot, şövalyeliğe o kadar kaptırır ki kendini, gerçeklerden sıyrılıp hayal dünyasında bir şövalye gibi yaşamaya başlar sancho Panza ile maceradan maceraya atılan Don Kişot, yel değirmenlerine bile savaş açar... Ancak kahraman bir gün yeniden gerçeklerle yüzleşecektir.

Darlinglerin sevimli çocukları Vendi, Misel ve Jan, hayal kurmayı çok seven üç kardeştir. Yine her zaman yaptıkları gibi yataklarına yattıklarında hayal kuran bu üç kardeşin sıradışı bir ziyaretçileri belirir odalarının penceresinden: Peter Pan...Kardeşleri düşler adasına götürmeye ikna eden Peter Pan, adaya vardığında kötü bir sürprizle karşılaşır... Peter Pan ve üç kardeşin düşler adasını düşmanlardan kurtarmak için atıldıkları macerayı nefesinizi tutarak okuyacaksınız.

Missisipi Nehri'nin kenarında zorluklar içinde büyüyen bir afacan Tom Sawyer. Kendisi gibi yetim kardeşiyle beraber teyzesiyle birlikte yaşayan Tom için çıplak ayaklarıyla arşınladığı sokaklarda heyecan dolu bir sürü macera vardır, Ve Tom Sawyer için macera demek eğlence demektir. Ünlü yazar Mark Twain'in ölümsüz karakteri Tom Sawyer'la tozlu yolları ayaklarınızın altında, yaz güneşini ensenizde hissedip bir dolu maceraya karışacaksınız.

"Bana İsmail deyin" der Kaptan Ahab ve anlatmaya başlar beyaz balina Moby Dick ile olan kıyasıya mücadelesini... Tek bacağı olmayan ve bunun yerine balina kemiğinden takma bacak takan Kaptan Ahab, denizci olmaya karar verdikten sonra peşine düştüğü, hakkında efsaneler yazılan denizlerin beyaz devi Moby Dick'i yakalamak için acımasız bir mücadeleye başlar. Peki savaşın galibi kim olacaktır? Amerikalı yazar Hermann Melville'in, ancak o öldükten sonra değeri anlaşılan bu ölümsüz eserini, iyinin ve kötünün sava

Üçüncü sınıfa başlayan Enrico, yeni öretmenine ve yeni arkadaşlarına alışmaya ve onları tanımaya çalışırken, hayatı da öğrenmeye başlar aslında... İtalyan yazar Edmondo De Amicis'in en çok okunan eserlerinden Çocuk Kalbi, bir çocuğun günlüklerinden yola çıkarak yazılmış bir 'büyüme yolculuğudur.' Yazarın kendi oğlunun günlüğünden esinlenerek kaleme aldığı bu kitap, çocuklar için tecrübe dolu bir hazine.

Hamburg'un eski mahallelerinin birinde, küçük bir evde, genç ve çekingen Axel Lindenbrock, profesör amcası Lindenbrock'la birlikte çeşitli çalışmalar yaparak günlerini geçiriyorlardı. Ancak bu ikilinin sıradan hayatları aksi profesörün eski bir el yazmasının içinde bir şifre bulmasıyla değişir, ikilinin şifreyi çözmelerine İzlandalı bir profesör yardımcı olur ve amca ile yeğeni İzlanda'da bir yanardağın içerisinde büyük bir macera içinde bulurlar kendini... Jules Verne'in bilimkurgu tarzda kaleme aldığı bu

Sir Charles'ın öldüğü akşam, onu bulan uşak Barrymore seyis Perkins'i atla bana gönderdi ve henüz yatmadığımdan, olay üzerinden bir saat geçmeden Baskerville Malikanesi'ne ulaşabildim. Ayak izlerini porsukağacı geçidi boyunca izledim, durup beklediği anlaşılan arazi kapısındaki o yeri gördüm, bu noktadan sonra izlerdeki değişikliği gözlemledim, yumuşak toprakta Barrymore'unkilerden başka hiçbir iz olmadığına tanık oldum ve son olarak, ben gelene dek kimsenin dokunmadığı cesedi dikkatle inceledim. Sir Charle

"Benim adım Sherlock Holmes, benim işim başkalarının işini bilmektir." Yardım almak için Baker Street 221B adresine gelen Mary Morstan'ın anlattığı "açıklanamaz" öykü Dr. John Watson'ı heyecanlandırıyor, dostu Sherlock Holmes'ü ise kendi eseri olan uyuşukluktan uyandırıyor. Çünkü sonuçta Londra'nın tek gayri resmi danışman dedektifinden başka kim, sırra kadem basmış İngiliz subayının, tek bacaklı adamın, onun çıplak ayaklı yardımcısının, kayıp define sandığının ve "Dörtlerin Yemini"nin esrarını aydınlatab

Lezzet bir tarafa, kokuya da hasret kalacağımız kimin aklına gelirdi ? Ekmeklerimiz el değerek üretilirdi, sağlıklıydı, lezzetliydi ve mis gibi kokardı. Çay da kokardı... Domates de... Bütün bu nefasete, küçücük bir bakkal dükkânının zenginliği yetiyordu. Dışarıda kar... İçeride huzur... Siyaset, ekonomi, krizler ve entrikalar... Kimin umurunda... Ne güzel cahildi. Mutluluğun resmini çiziyorduk...

Arkeolog Uğur Bey ve Halil Hoca Sırlar Sarayı'nın bahçesinde yaptıkları kazıda gizemli bir lahit keşfetmişti. Bu sıradan bir arkeolojik keşif değildi. Lahitin içinden çıkan iki yüzüğün birinde "Afraze" diğerinde ise "Akif" yazılıydı. Bu kıymetli parçalar nereden, nasıl gelmiş ve neden bu lahitin içine saklanmaya gerek duyulmuştu. Verilmek istenen mesaj neydi? Deneyimli arkeolog Halil Hoca tarih boyunca hiç kimsenin ve hiçbir kuvvetin karşı koyamayacağı bir gizemin içine çekilmek üzere olduklarının farkında