"Aç gözlerindeki şeffaf perdeyi ve bırak elindeki teraziyi. Artık adaletin temsilcisi değilsin. Al bu üç küreyi ve kaldır göğe gururla, ilan et rehinci olduğunu. Çünkü sen bizi özgür kılan değil, rehin edensin."
Corvus geceleri, kendi doğrularına ters düşen suçluları avlayan, kendi yöntemleriyle kanıt toplayan, failleri polise teslim eden ve sonuca ulaştırdığı her kovalamacanın ardından adalete olan umuduna dair içinde mum yakan bir fikirdir. Yaktığı mumlardan rahatsız olan birtakım kimselerin ısrarıyla, on
"Aç gözlerindeki şeffaf perdeyi ve bırak elindeki teraziyi. Artık adaletin temsilcisi değilsin. Al bu üç küreyi ve kaldır göğe gururla, ilan et rehinci olduğunu. Çünkü sen bizi özgür kılan değil, rehin edensin."
Corvus geceleri, kendi doğrularına ters düşen suçluları avlayan, kendi yöntemleriyle kanıt toplayan, failleri polise teslim eden ve sonuca ulaştırdığı her kovalamacanın ardından adalete olan umuduna dair içinde mum yakan bir fikirdir. Yaktığı mumlardan rahatsız olan birtakım kimselerin ısrarıyla, on
İki aylık Sözleşme'nin son buluşu...
Birbirine tutunmuş iki zıt ruhun çekimi,
Zihinden kalbe iki hayatın bağlılığı,
Kaçtıkça birleşen iki beden,
Devam eden onlarca intikam oyunu... Ve Sözleşme Serisi'nin merakla beklenen son kitabı.
"Benim hiç uyanmayacağım Rüya'm olur musun?"
Tek kaşımı kaldırarak, "Bir Veliaht'ın güzeller güzeli bir kıza âşık olma hikâyesi nasıl olur?" diye
sordum.
Meriç minik bir kahkaha attı. "Komik olur... Biz ona; psikopat bir kızın, yakışıklı bir delikanlıya
âşık olma hikâyesi diyelim."
"Ay göçüm! Pabucumun yakışıklısı! Şöyle diyelim o zaman; bir Veliaht'ın ‘Rüya' görmesi?"
"Olmaz!" diyerek kesin bir dille itiraz etti.
"Niyeymiş o? Bal gibi de olur."
"Eksik olur, güzelim," dedi tebessüm ederek. "Çünkü benim görd
Parkta yaşanan olay sonrası birbirlerine doğru atılan tüm adımlar Ulaş tarafından geri alınır,
Arya'yla âdeta iki yabancıya dönüşürler. Arya, Ulaş için savaşmaya kararlı olsa da henüz hiçbir şeyi
çözememişken, bildiği küçük sır ortaya çıkar ve Ulaş'ı kazanamadan tekrar kaybeder. Aşk için her
fedakârlığı yapmaya hazırdır, Ulaş'ın, babasıyla ilgili olan acı gerçeği anlatmaya hazır olmasını bekler.
Bu anlayışlı bekleyiş, beklenilmeyen bir yolculuğa ve birtakım olaylara gebe kalır.
İntikam ateşiyle yanan Ulaş'ı
Ateşten korkan bir kız; kahramana ihtiyacı olan bir kız çocuğu.
Ateşi görmeden bir günü bile geçmeyen genç bir adam; kahraman olmak istemeyen bir
kahraman.
Soyadının hakkını verenlerin; bir kızın hayatına Ulaş'manın, bir adamın kader gemisinde Arya
emrini vermesinin hikâyesi.
‘Çok güzelsin ama bu, yüzünle alakalı bir mevzu değil. Kurduğun veya yazdığın cümlelerle, ses
tonunla veya saçının uzunluk ölçüsüyle alakalı. Ya da retinanın etrafındaki o koyu çemberle ve elmacık
kemiklerinle. Ama kesinlikle yüzünle a
Kalbimin ne istediğini sonunda anlamış, o koca boşluğu doldurmayı başarmıştım. Ama
istediklerimize her zaman ulaşamadığımız gibi, elimizdekileri de her zaman koruyamıyorduk.
Benim korumaya çalıştığım tek şey vardı aslında; mutluluğum. Tahmin edebileceğiniz gibi bu da
kolay olmuyordu.
Değişmiştim. Her şeye ve herkese inat bunu başarmıştım. Dostlarım, sevdiğim adam ve elbette
ailem yanımdaydı. Değişim süreci boyunca beni yalnız bırakmamışlardı. Ama her güzel şeyin bir
sonu olduğunu öğrenmem uzun sürmeyecekti.
Ben hiçbir şey yapmamıştım. Çünkü bana bu oyunu oynayan kişi, aynı zamanda bana hayatımı
veren kişiydi. Hayatım bir anda geriye sarılmış gibiydi; mutluluğuna sahip çıkmaya çalış! Yine de
yeniden...
Bunu başarmak kolay olmuyordu elbet. Hayatın sizin için hazırladığı sürprizler yüzünüzü her
zaman güldürmüyordu. Bazen öyle şeyler geliyordu ki başınıza, tek başına iyi olmanın hiçbir şeye
yetmediğini öğreniyordunuz. İnsanlar kötüydü, bencildi, acımasızdı...
Daha acımasız olansa hayattı, çünkü tüm bunları bizzat
Çöpçatan kelimesinin Türk Dil Kurumu sözlüğündeki karşılığı tam olarak şöyle; Evlenmelerde aracılık eden kimse. Benim
yaptığım iş de tam olarak bu. Yani çöpçatanlık. İşimde oldukça da başarılıyım üstelik. Ama sizin bildiğiniz çöpçatanlardan
değilim. Benim aşk hakkında en ufak bir fikrim bile yok. İnsanları bir araya getirmekte ve
birbirlerine âşık olmalarını sağlamakta başarılı olmak, ne yazık ki beni bir aşk profesörü yapmıyor. İnsanların neden âşık
olmak istediklerini, neden bu duygunun peşinde koştukları
Şımarık bir prensesi ejderhalarla savaşmaya ikna edecek tek şey aşk olabilirdi. Ve ben, Nisan Ekiz, tam olarak böyle
tanıtabilirdim kendimi; şımarık bir prenses. Sürekli, olmaması gereken yerlerde duran, karışmaması gereken işlere
burnunu sokan ve asla vazgeçmeyen inatçı bir prensestim. Ama bir noktada işler karışmıştı ve prensimi kurtarabilmem
için zırhımı kuşanıp bir savaşçıya dönüşmem gerekmişti. Elbette hikâyemde ejderhalar, kötü kalpli cadılar ya da kara
büyüler yoktu. Ama aşılması gereken belli başlı
"Yanında ourum benden kaçarsan.
Dokunamazsın bana ama üşütürüm seni.
Kalbindyaşarım bütün korkakların.
ama cesurların yüreği görmez beni
Kimin ben?"
Kızıl Saray'daki herkes lanetin pençesine düşerek derin bir uykuya dalar. Sadece Mae Waylander uyanık kalmıştır ve laneti kaldırmak için zorlu bir rakiple yüzleşmesi gerekecektir.Kalbi fazlasıyla cesur olsa da cesaret bazen yeterli olmaz...Üstelik bu yüzleşmenin beraberinde getireceği kayıplar da var...
Mae bir Sihirlidoğan olmayı , bu yükü omuzlamayı hiç bir zaman istememişti.
Şimdi krallığın sihre yeniden ihtiyacı vardı ve Aegunlund'ın kralı , oğlu Prens Casimir'le evlendirmek için son Sihirdoğan'ın gelmesini bekliyordu.
Mae'in kasabası Halts - Walden'in hevesli değirmencisi , kzının Sihirlidoğan olduğunu iddia ediyordu.Mae bunun bir saçmalık olduğunu biliyordu ama kraliçe olma şansızlığını kendisi yerine Ellen'in tadacak olmasına da seviniyordu.Yapması gereken tek şey arkasına yaslanıp , Prens Casimir
"Hayatta kalacağım , güçleneceğim.Kaderime erişeceğim"
Zayıflasa da yenilmeyen Mae , Beyaz Geyik serisinin heyecan verici bu son kitabında kaderiyle yüzleşmek zorundasdır.
Mae Waylander , zorba kralın ölümsüzlüğü bulmasını engellemenin bir yolunun bulmak için çölde bir yolculuğa çıkar.Önünde büyük bir savaş ve korkunç yaratıklar varken Mae amacına ulaşıp Aegunlund Krallığı'na özgürlüğünü getirebilecek midir ?
Büyük bir iş adamı olan babası ölünce Corrine Marchand kendisini, babasının Paris'teki dev
şirketinin başında bulur. Corinne, sevgilisi Philippe Rochemort tarafından üç yıl önce terk edildiğinden
beri erkeklere güvenmediğinden, yalnız olmanın en iyisi olduğuna ikna olmuş durumdadır. Bu yüzden,
çekici bir adam olan bankacı Miles Corsley'yle tanıştığında, onunla randevuya çıkmak bir yana, ona
birkaç saatini ayırmayı bile reddeder.
Corinne'in genç kardeşi model Yolande'sa hayatı boyunca Philippe'in kardeşi Yve
Bir kadın susuyorsa, en sağır edici ses odur.
Bir anneyle kızının çığlıkları, bir eylül gecesinde birbirine karışır. Onları kimsecikler duymaz.
Duyanlar da kendi çığlıkları onlarınkine karışmasın diye susmayı tercih ederler. Eylülün ve hayatın
rüzgârları anne kızı başka başka dünyalara savurur. Biri hiç kaybetmediği umuduyla evladını ararken,
diğeri tüm hayatının koca bir yalandan ibaret olduğu geçeğiyle acı bir şekilde yüzleşir; elbette bu
yalanların ortasında gerçeğe tutunmasını sağlayan bir de Ulaş vardı
Antik ve yasaklı bir güç serbest kaldığında, yeni edindiği güçlere alışmaya çalışan Izzy, Dublin'i
ve Peri âlemi olan Dubh Linn'i bir savaşın içine sürüklenmekten korumak zorundadır. Ama Peri
savaşçısı ve pek de eski olmayan sevgilisi Jinx'i kurban etmeyi reddettiğinde, hayatlarını kâbusa
çevirecek olaylar zincirini başlatır ve şimdiye kadarki en büyük meydan okumayla karşı karşıya kalır.
En derin ve en karanlık Kovuk'ta bir Ölüm Meleği beklemektedir ve yardım etmek için
isteyeceği bedel çok fazla olabilir.
Çoğu kişi böyle bir kitap hazırlamam için beni zorluyordu, ben de davamız için bunun zamanı
olduğunu düşünüyordum. Bu nedenle, bu kitapta sadece hedeflerimi değil, onları oluşturan gerçekleri
de belirtmeye, açıkça gözler önüne sermeye karar verdim. Böyle bir kitabın, tamamıyla doktrinlere
dayalı bir kitaptan daha yararlı olacağını düşündüm. Bu, kendi formasyonumu gösterme fırsatını da
sağlayacaktır. Kitabın anlaşılması için olduğu kadar, Yahudi basınının benim hakkımdaki yalanlarını
çökertmek için de bunun
Çivisi çıkmış bir dünyanın çivisini tekrar yerine takmak; Hayır, Damokles'in 100 Kılıcı tam
olarak bu değil.
Çıkan çiviyi farklı bir noktadan çakıyor Deniz. Egemen güçlerle âdeta alay ederek, hayalini
kurduğu dünyayı gerçekleştirme olanağını yakalayan bir Anadolu insanının öyküsü Damokles'in 100
Kılıcı. Hikâyenin içinde kendinize de rastlarsanız hiç şaşırmayın, gülümseyin ve başlayın okumaya...
Sonsuz enerjiyi bulmuştu Deniz. Sonsuz enerjiyi bulmak demek, dünyanın tüm dengesini
yerinden oynatmak, kendini sü
İnsan, hayatının en büyük hatalarını yol ayrımlarında yapar. En büyük hataların yol
ayrımındaki tabeladaysa, ‘Bir kereden bir şey olmaz,' yazar.
Batuhan on sekiz yaşında, karakteri ve yakışıklılığıyla herkese kendini sevdiren bir gençtir.
Annesi ve babası o henüz çok küçükken ayrılırlar. Üvey annesi Asu'yla anlaşamadığı için de Adana'nın
tarihi semtlerinden biri olan Tepebağ'da, annesinin hatıralarıyla dolu bir evde anneannesi Pakize
Hanım'la yaşamaya başlar.
On sekiz yaşına bastığında yaşadığı bir olay onu
Hande ve Kerem'in hayatında sahip olunanlar yeniden kazanılmış, inanılmış, güvenilmişti.
Aşkın ve masalların zamanı başlamıştı. Ama her masalın hayal kırıklıkları, kötüleri, kötülükleri ve
acıları da vardı.
Aralarındaki her şey artık başka bir boyut kazanmıştı. Herkes doğduğu mevsimi severdi, bu
yüzden sevmeler de mevsim mevsimdi ya, onlar da mevsimler gibi, kâh şiddetli, kâh sakin, kâh
baharlar gibi aşk dolu, kâh kışlar gibi fırtınalı bir sevda yaşıyorlardı. Şimdi, aşklarının hangi
mevsimde hayat bulup han
Toplam 92 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.