Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 354 kayıt bulunmuştur Gösterilen 40-60 / Aktif Sayfa : 3
Kimi kez kitaplarla filmler, "Burada anlatılanların gerçek kişi ve kurumlarla uzak yakın ilgisi yoktur" diye başlar. Bu romandaki kişi ve kurumların gerçekle ilgisi var mı, yok mu? Buna okur karar verecek. Gerçek aydınların kendilerini sorgulamaları gereken dönemlerde suskun kalması... Suskun kalmayanın başına kirli, kara çoraplar örülmesi... Kadınlarla çocukların aşağılık yalanlarla kandırılıp kullanılması... Karadüzen davaları için, herkese batabilecek sivri mi sivri ortaçağ mahkemeleri kurulması... Kos
Tükendi
Çoğu canlılar gibi iki cins olarak doğuyor, yaşıyor, var oluyoruz. Çoğu canlılardan farklı olarak, kendi yarattığımız kültürlerin sağladığı eğitim sürecinde, türdeşlerimizi unutup cinselliğimizi abartıyor, birbirini anlamayan, karşıt hatta düşman gören kadın ve erkek kişilikleri, dünya görüşleri yaratıyoruz. Ezelden beri var olan sorunlar, "modernite", çağdaşlaşma ya da değişim/dönüşüm dönemlerinde çeşitlenip büyüyor. Ülkemizde yaşanan çoğu sorunlar yaygın ve evrenseldir; geciktiğimiz ve biraz da hızlı yaş
Tükendi
Geçen yüzyılın ilk çeyreğindeki savaşlardan yoksul ve yoksun çıktı ülkemiz. Halkın tamamı aç, çıplak ve yoksuldu. Ve aç doymak, çıplak örtünmek, toplum kalkınma istiyordu. Bütün bu istekleri karşılamak da "milletin efendisi" köylüye düşüyordu. Savaşların nadasa terk ettiği toprağın yaraları sarılacak, bataklıklar işlenerek bitek kılınacak, tükenen hayvanların yerine insanların gücü konacak, boşa akan su kullanılarak ürün derlenecek, yokluk-yoksulluk tarihin çöplüğüne atılarak ileri toplumlar düzeyine erişil
Tükendi
Bir güney kasabasındaki evinde tek başına bir adam ve duvarda bir örümcek... Adam, geçmişiyle hesaplaşıyor. Örümcek, adamı izliyor: Hovardaca tüketilen yaşamları, değeri bilinmeyen sevgileri, tutuklanmaların, işkencelerin acısını izliyor ürküntüyle... Dönüşümleri izliyor: Solcu üniversite öğrencisinin ünlü bir avukata, avukatın bir yat ustasına, sanat tutkunu bir genç kızın duyarsız bir iş bağımlısına, birbirine âşık karı - kocanın iki yabancıya, özgürlüklerin tutsaklığa, devrimin karşıdevrime dönüşmesini.
Tükendi
1915 öncesinde Van Gölü yöresinde Türkler, Kürtler ve Ermeniler iyi komşuluk ilişkileri içinde birlikte yaşamaktadır. Bu dönemde, farklı etnik kültürlere mensup bu üç unsurun bir arada yaşadığı bir köydeki düğünde başlayan bir aşk, hemen ardından başlayan kanlı çatışmalara karşın sürecektir. Yazar Eyyüp Altun'un Ermeni asıllı anneannesinin yaşamından esinlenerek kaleme aldığı bu roman sıra dışı bir aşk öyküsünü anlatırken, o dönemde yaşanan olaylara da ışık tutuyor. Bölge insanının toplumsal, psikolojik ve
Tükendi
Mustafa Balbay, Silivri zindanında yazdığı yedinci kitap olan Yargıtatör'le yeniden okurla buluşuyor. Balbay, Silivri hukukundan esinlenerek kaleme aldığı bu tiyatro için şöyle diyor: "Gerek benim tanık olduğum Ergenokon davasında, gerekse Balyoz, Odatv, KCK başta olmak üzere benzer kurguya sahip davalarda yaşananlardan esinlenerek bir oyun yazmaya soyundum. Bu yargılamalardaki hukuksuzluklar alt alta yazıldığında liste dört haneli rakamlara ulaşıyordu. Bütün bunları iki perdelik bir oyunun boyutlarına sığd
Gökkuşağına İki Bilet, darbelerin ilkini kundakta, ikincisini ne olup bittiğini tam olarak algılayamadıkları çocukluk çağlarında karşılayan, ama 12 Eylül'ü yüreklerinde hisseden bir kuşağın hikâyesi. Attilâ Şenkon son derece ekonomik bir dille otuz yıllık bir zaman dilimini aktardığı romanında bu dönemin neredeyse bütün karakteristiklerine yer vermeyi başarmış. -A. Ömer Türkeş-
Tükendi
Kendi yaptıkları tekneyle Sarıyer'den denize açılan ve bin bir engeli aşarak Sarayburnu'na ulaşan iki küçük çocuğun soluk kesen öyküsü... Boğaz'ın sürekli değişen akıntıları, koca gemilerin dalgaları, hızlı motorlar... Hiçbir güçlük durduramıyor onları. Yaratıcı ve çalışkan Ali ile ayrılmaz arkadaşı Veli ve sevimli miço Kurt'un serüvenini tüm çocuklar severek okuyacak... Büyük Yolculuk yalnızca bizim çocuk yazınımız için değil, dünya çocuk yazını için de bir başyapıt.
Tükendi
Hapiste yazdığı beş kitapla Türkiye'ye Silivri'yi anlatan Mustafa Balbay, bu kez Silivri'den Türkiye'yi anlatıyor. Balbay, dört yılda aldığı 30 bini aşkın mektuptan bir seçkiyi okurla paylaşıyor. Bu mektuplarda toplumun derinliklerindeki duyguların tümünü bulacaksınız. Korkudan gözü kara cesarete, umuttan derin karamsarlığa, olağanüstü iyimserlikten dayanılmaz kötümserliğe kadar... Balbay aldığı mektuplardan geniş bir yelpazeyi size gönderiyor. Mektubunuz var. Anlatılan hepimizin hikâyesidir...
Gelecekte Türk Basın Tarihi yazıldığı zaman "İlhan Selçuk'tan önce" ve "İlhan Selçuk'tan sonra" diye kalın çizgilerle ayrılacaktır. Bu durum Cumhuriyet gazetesinin tarihi için de geçerlidir. Kimilerine bu sav çok abartılı gelebilir. Bir savı kabul etmek ya da reddetmek tarihi kimin yazdığı ile ilintilidir. Bizimkisi kendi çapımızda tarihe not düşmek. Başkaları da kendi notlarını düşecektir. Düşüyor da... Hangi notun kayda değer olduğunu elbette zaman gösterecek. Bu kitap, İlhan Selçuk'tan bize kalan belgel
Günümüzün en tartışmalı davasında, bir aşkı cezalandıracak kadar kişiselleşmiş bir intikamın izleri... Yaşanmış bir olaydan hareketle, halen mağduriyetin sürdüğü bir olayın romansı öyküsü... Yazar, "bu romanın gerçek olan iki kahramanını korumak, birinden de korunmak zorundaydım" diyor... Gizlenmesi gerekecek kadar özel, yazılması gerekecek kadar bir öykü...
Tükendi
13. yüzyıl sonlarında Dolce Stil Novo şairleriyle başlayıp Dante, Petrarca, Boccaccio, Goldoni, Manzoni, Leopardi gibi doruklara yükselerek günümüze ulaşan, 20. yüzyılda da özellikle roman alanında çok önemli ürünler veren İtalyan edebiyatını ülkemizde en iyi bilenlerden biridir Necdet Adabağ. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi İtalyan Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalında uzun yıllar öğretim görevlisi ve bölüm başkanı olarak görev yapan Adabağ, birçok önemli İtalyan yazarını da dilimize kazan
Tükendi
Sizin hukukunuz, dünyadaki hiçbir hukuk, bir insanın vicdanından daha büyük değildir. Ben vicdanımın temizliğiyle burada dimdik duruyorum! Hayatımın sonuna kadar da dururum. Ben hasretten yaprak dökmesinler diye burada göğsümün üstünde sakladığım fesleğenleri, yarime gönderiyorum. Ben memleketimin fesleğenine, toprağına, insanına aşkla bağlıyım, aşk! Beni bu topraklardan kimse söküp atamaz. Beni zindanlar, hücreler bu topraklardan söküp atamaz. Tecritler vız gelir. Ancak faşistler düşünceden korkar. Ancak
Özgürlükler ve demokrasi tarihimizin neredeyse 200 yılı aşkın bir geçmişi vardır. Bu, bir çağdaşlaşma ve anayasal hakları elde etme tarihidir. Peki, tarihimizin bu yönü tam olarak biliniyor mu? Ne yazık ki hayır! Alternatif tarihçiler, yakın tarihimizi altüst ediyorlar; gerçekleri saptırarak yansıtıyorlar. Örneğin, yüz yıl önce yaşanan 31 Mart gerici ayaklanmasını, basit, sıradan bir olay olarak değerlendiriyorlar. Bu gerici kalkışmaya son veren Hareket Ordusunu küçümseyen, aşağılayan yorumlarda bulunuyor
Tükendi
Denizlerin boynuna geçirilen ilmik aslında hukukun, gençlik özlemlerinin, bağımsız Türkiye'nin boynuna geçirilmiştir. O ilmik hala yerinde durmaktadır. 6 Mayıs 1972'de idam edilen Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan, Yusuf Aslan'ın avukatı Halit Çelenk'in Mustafa Balbay'a anlattıklarını okuyunca bugünkü hukuksuzlukların köklerine de inmiş olacaksınız. Mustafa Balbay'ın demir parmaklıkların arkasında, Silivri hapishanesindeki tecrit koğuşunda hazırladığı bu kitap, hukuk adına 40 yılda aldığımız yolu da göstermekte
Tükendi
Troya pırıl pırıl bir aydınlığı kucaklıyor İyonya Denizi'nin mavi örtüsü altında... İda Dağı eteklerindeyim... Binlerce yıllık tarih gözümün önünde canlanıyor, Güre köyü sisli bir sabahta karşıma çıkıyor... (!) Troya'dan İyonya'ya uzanacağım... Bu bir dizi röportaj değil!.. Kısacık öyküler, yaşamın içinden kesitler... Belki masallar da olacak yazımızın içinde... Aşk da olacak, tutku da, sevgi de.... Troya'dayım.... (Tanıtım Bülteninden)
Tükendi
Güney Dinç'in bu romanı, yeryüzünün kana boğulduğu İkinci Dünya Savaşı yıllarında, barışın egemen olduğu aydınlık ve duru bir kentte geçiyor: İngilizlerden kaçan bir İtalyan kruvazörünün 8 Ağustos 1943'te İzmir Körfezi'ne sığınmasıyla başlayan romanda, biri Türk, diğeri Levanten iki komşu ailenin birbiriyle kesişen öyküleri anlatılıyor. Bir yanda, 20. yy.'ın başında Osmanlı'nın çöküşüyle birlikte Midilli Adası'ndan Anadolu'ya göçen ailelerin yeni yurtlarında Yunan egemenliğine girmelerinin yarattığı şaşk
Tükendi
Uzun bir tatil yaptım. Gittiğim her kentte farklı çocuklarla tanışıp birbirinden heyecanlı serüvenler yaşadım. Şimdi yeniden senin elindeyim. Başımdan geçenleri anlatmak için sabırsızlanıyorum. Hazırsan başlayayım mı?
Tükendi
Osmanlı İmparatorluğu Birinci Dünya Savaşında yenilmiş ve dağılmıştır. Yorgun, yoksun ve yoksul ümmetin içinde bir direnç belirir. Ne var ki, ülkesinin üçte ikisini işgal edenler, misli görülmemiş bir gücün temsilcisidirler. Teslimiyetçi, bağnaz, işbirlikçi, ödlek, çıkarcı makam ve güç sahipleri el ele vermiştir. Sadakat, itikat ve irtibata sığınarak, her direnç kıvılcımını çatlamadan söndürme, her baskıya boyun eğilmesini sağlama gayretindedirler. Bütün bu koşul, baskı ve çabalara karşın, direncin kıvılcı
Tükendi
Elinizde tuttuğunuz kitap sizinle aynı gökyüzünü paylaşan Mustafa Balbayın yaşam, gazetecilik, hukuk ve siyaset üzerine yazılarından oluşuyor. Silivri Hapisanesinde tek başına ayrı bir hücrede tutulan Balbayın, yaşam sevincine, üretme tutkusuna, mücadele kararlılığına, daha yaşanılası bir Türkiye ve dünya arayışına siz de ortak olduğunuzu düşüneceksiniz. Balbay, Silivri Toplama Kampı-Zulümhane kitabında Ergenekon davalarını ve hapishane yaşamını anlattı. Düşünüyorum O Halde Sanığım-Zulümname kitabında yaş
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 354 kayıt bulunmuştur Gösterilen 40-60 / Aktif Sayfa : 3