"VATAN AŞKINI SÖYLEMEKTEN KORKAR HALE GELMEKTENSE ÖLMEK DAHA İYİDİR!" -- Dr. Hikmet Kıvılcımlı Doktor Hikmet Kıvılcımlı; Türkiye solunun önde gelen isimlerinden, bilimsel sosyalist kuramcı, lider, özgün, üretken, araştırmacı ve bir polemik ustası... 17 yaşında, Köyceğiz Kuvay--ı Milliye Komutanı olarak düşman işgaline karşı savaşır. Genç yaşlarından itibaren Marksizmi kavrayıp bunu Türkiye'nin kendi özgün koşullarına uyarlama çabası vermiş; kendi tabiriyle, "Marksizm-- Leninizmi alfabeden başlayıp cebri
Cumhuriyet'in trajedisi her anlamıyla Türkiye'nin son döneminin aynası olma özelliğini taşıyor. Herkesin gözünün önünde olan ama dikkatimizi çekmeyen bir sürü olayı ayrıntıları ile yazıyor Ümit Zileli... Cumhuriyet ve demokrasi karşıtı cephenin karşısına adeta bir şövalye cesaretiyle dikilip hiç çekinmeden söylüyor söylemek istediklerimizi. Aydınlanmanın karşısında yer alan karanlığı anlatıyor ve soruyor hepimize, "Hâlâ anlamadınız mı? Çanlar hepimiz için çalıyor!"
Mustafa Kemal Atatürk'ü Çanakkale'de yok etmek isteyenlere karşı izi silinmeyecek bir tokattır bu belgesel--anlatı. Mustafa Kemal'in tokadıdır... Çanakkale cephesinde göreve atandığı andan, ayrılışına kadar yaşadıklarının bir öyküsüdür. En kanlı savaş meydanında, gece--gündüz 9 ay 13 gün... 34 yaşında genç bir komutanın ölümden ağır sorumluluk duygusunu... Yorucu, sıkıntılı, ölü ve yaralılarla dolu muharebe ortamını belgelerle anlatır. Dost ve düşman askerlerin kaleminden... Hüzün de var, gözyaşı da, kan
Afrika'dan Güney Asya'ya, oradan Ortadoğu'ya kadar insanlar, gerek ordular eliyle gerek "terör örgütü" denen araçlarla büyük kitleler halinde yüzyıllardır ekip biçtikleri topraklarından koparılıyor. Akdeniz'in derin sularında, Asya'nın cangıllarında ölüme yollanıyorlar. Neden? Bütün bunların ekmeğimizle, toprağımızla, suyumuzla ilişkisi nedir? Erhan Ünal soruyor; gerçek tutsaklık nedir? Cevabı; insanın beslenme güdüsünü kullanarak yapay, küresel bir plan dahilinde geliştirilmiş yiyeceklerle esir alınması. N
Bu kitap; gençlerimiz evrensel insan olmaları, evrensel değerlere ve özgür düşünceye sahip çıkmaları, doğmadan, çağdışı öğretilerden uzak durmaları, yaşamlarının hiçbir evresinde beyinlerinin hurafelerle köreltilmesine meydan vermemeleri ve genç beyinlerin bilgi yollarını açarak (verilmeyen) evrim eğitimine destek olmak amacıyla yazıldı. Bu kitap; ülkemizde evrim konusunun eğitim müfredatından çıkarıldığı günlerde, ilk aşamada verilmesi gereken evrim öğretisini size kolaylıkla kazandıracak. Karanlıklar düny
"Boşa mı yazıyorum, havaya mı yazıyorum," kuşkusu duymadan yazmayı sürdürüyorum.
Hep o çıkan beyaz köpükler var ya kaleme sarıldıkça onlar geliyor gözlerimin önüne.
Küçük bir tek beyaz köpüğü, otun yeşilliğinde yaşatmaya çalıştığımda vicdanımı rahatlatıyor ve inanın insanlık gereği yerine getirdiğimden huzur duyuyorum.
Çünkü amacım şu meşhur deniz yıldızı hikayesi.
Yaşamın acımasız ve negatif kumsalı o kadar fazla denizyıldızıyla dolu ki insanın hepsine yetişmesi olanaksız. Maddi ve manevi gücü oranında
Şamanizm bir "Din"mi, yoksa bazılarının iddia ettiği gibi Avrasya coğrafyası halklarının günümüzde de sürdürdüğü eski zamanlardan aktarılarak gelen kültürel bir ritüel mi? Yunan başta olmak üzere dünyanın halkları geçmişindeki "çoktanrılı" mitolojik zamanları bir kültürel miras olarak sahiplenip, o mitolojinin yeniden üretimini yapıp dünyaya kendini yeniden anlatırken, neden biz özellikle ısrarla "Türkler hiçbir zaman çoktanrılı" olmadı diyerek mitolojimizi, atalarımızın dinini utanılacak bir olguymuş gibi
Vamık D. Volkan bu kitapta Bosna Savaşı'ndan İsrail-Filistin çatışmasına, köktendinci terörden 11 Eylül'e ve intihar bombacılarına dek artık hepimizi yakından ilgilendiren sorunları ele alıyor ve liderleri inceliyor.
Atatürk'ten Stalin'e, Mandela'dan Milosevic'e, Bin Ladin'den Bush'a toplumları yönlendiren liderler ve kişiklikleri üzerine eşsiz bir inceleme.
Küreselleşme; çeyrek yüzyılı aşkın süredir en çok tartışılan kavramlar arasında. İktisadi, siyasi, toplumsal, kültürel, bilimsel ölçekte sürekli gündemde. Kimileri onu "emperyalizmin yeni adı" olarak tanımlıyorlar, kimileri ise onun yeni bir süreç olmadığını, Roma İmparatorluğu'ndan bu yana insanlığın "küreselleşmekte" olduğunu ifade ediyorlar.
Küreselleşme tartışmalarıyla birlikte en çok öne çıkan konuların başında da "ulus devlet" ve "ulusalcılık" geliyor. Küreselleşmenin ulus devleti aşındıran, ulusal k
Mustafa Kemal Atatürk'ün siyasi ve askeri geçmişi ve yaşamı hem yaşadığı dönemde hem de bugün pek çok açıdan araştırılmış olsa da, ailevi geçmişi çok az çalışmaya konu olmuştur.
Atatürk gerçekten de 1881'de mi doğdu?
Atatürk'ün babası Ali Rıza Efendi'nin mesleği neydi?
Atatürk, babası Ali Rıza Efendi öldüğünde kaç yaşındaydı?
Atatürk'ün ailesinin kökeni nereye dayanır?
Atatürk'ün annesi Zübeyde Hanım'ın ailesi Nakibzâdeler, Selanik'e nereden gelmiştir?
Atatürk'ün kaç kardeşi vardır?
Hayatının
Soğuk Savaş bittikten 25 yıl sonra bugün toplumlarımızda yeni bir Soğuk Savaş patlak veriyor. Soğuk Savaş sırasında ekonomistler ve ordu tarafından teorik bir insan modeli geliştirildi; bu insan modeli sadece kendi menfaatiyle ilgilenen ve kendi hedeflerine ulaşabilmek için rakiplerini kandıran egoist bir varlıktı: modern bir homo economicus. Bu model, Soğuk Savaş'taki kariyeri sona erdikten sonra, ıskartaya çıkarılmadı, bunun yerine 21. yüzyılın ihtiyaçlarına göre adapte edildi. Yeni bir enformasyon kapita
Çanakkale Cephesi, denizde ve karada 287 gün, karada 260 gün devam etti. 8,5 ay süren Kara Muharebeleri çok daha kısa zamanda sona erebilirdi. Savaş neden uzatıldı?
İtilâf Kuvvetleri, büyük umutlarla başladıkları Gelibolu Harekâtı sonunda, 8,5 ayda Seddülbahir bölgesinde sadece beş, Arıburnu bölgesinde ise ancak 1,5 km ilerleyebildiler. Kazanılan bu kadar sınırlı bir arazi için işgal kuvvetlerinin 252.000, kaybedilen bu toprak parçası için Türk tarafının 250.000 kayıp verdiği bilinir. Kayıpların gerçek sa
İşgalcilere karşı verilen zorlu mücadelenin destanı... Mustafa Kemal'in önderliğinde kurtuluşun ve kuruluşun tüm kahramanları bu kitapta bir araya geliyor.
Tanıklarıyla, bilinmeyen belgeleriyle tüm ulusun kaderini belirleyen olayların birinci elden derlenen öyküsü...
Yeni Türkiye'nin doğuşu Harp ve Sulh'de canlanıyor.
Ayrıca iç isyanlar ve Çerkes Ethem'in ihaneti, İzmir Suikastı, Mustafa Kemal'in demokrasi ve din anlayışı, Kazım Karabekir, Rauf Orbay, Ali Fuat Cebesoy, Refet Bele ve Hüsrev Gerede gibi si
Ey Türk Gençliği!
Birinci vazifen, Türk istiklalini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.
Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve harici bedhahların olacaktır. Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezah
Belgeselin adı Zeitgeist'tı. İlk bölümü 2006 yılında yayınlandı.
Almanca karşılığı ?Zamanın Ruhu'ydu...!
Belgesel,dünya üzerinde doğru bildiğimiz pek çok şeyin aslında yanlış olduğunu, sarsıcı bir dille anlatıyordu.
İzlediğinizde midenize yumruk yemiş gibi hissediyordunuz.
Film kısa sürede çılgınlığa dönüştü ve tüm dünyada 100 milyondan fazla insan internetten izledi.
O kadar çok yankı uyandırdı ki; pek çok ülkede Zeitgeist Hareketleri kurulmaya başladı.
"İnsanlığın kurtuluşu bu belgeselde!" diyen on
12 Eylül öncesinde sosyalist ve devrimci örgütlerin kaç fraksiyona bölündükleri hep tartışma konusuydu. Kimine göre 49 kimine göre 54 Askeri darbeye kadar hızla artan sayıda ve her geçen gün birbiri içinden bölünen yapılarıyla Türkiye Sosyalist Hareketi esaslı bir külliyatın konusuydu. Bir de buna sosyalist dernekleri, devrimci sendikaları ve sivil toplum kuruluşları ile yasal siyasi partileri ekleyince külliyat epeyce kalabalıklaşıyordu. Kim nerde kurulmuş, kurucuları kimler, hangi ideolojik politik hattı
Türkiye; Atatürk'ten uzaklaştıkça, Cumhuriyet Devrimi'yle arasına mesafe koydukça yönünü yitirdi. Şimdilerde yönünü arıyor.
Emperyalizm içeride ve dışarıda, politik ve ekonomik araçlarla, PKK, IŞİD, FETÖ gibi terör örgütleriyle saldırdıkça, Türkiye bocalıyor. Doğu ile Batı, Avrasya ile Atlantik arasında daha çok sıkışıyor. Jeopolitik konumuna, stratejik önemine, toplumsal ihtiyaçlarına, milli hedeflerine uygun siyaset geliştiremiyor. Tarihsel köklerinin olduğu, enerji bağımlılığı yaşadığı, üç büyük ekonom
Fransız tarihçi Prof. Claude Cahen, "Türkler, atalarının göçebe olmasından bir eziklik
duyarlar." diyor. Gerçekten, Anadolu'ya ayak bastığımız ta XI. yüzyıldan bu yana, gerek
Selçukluların, gerekse Osmanlıların göçebe sözcüğünü işitmeye bile katlanamayıp neredeyse
dilden çıkarıp atmalarına bakılacak olursa, Prof. Cahen'a hak vermemek de olanaksızdır
doğrusu. Çünkü, Osmanlılar sanki bu yüzden tarihlerini bile dğiştirmemişler, ta Tazminat'a
kadar okullarda Osmanlı Tarihi yerine İsla
"Küçük hanımlar, küçük beyler!
Sizler hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı ve ışığısınız. Ülkemizi aydınlığa sizler kavuşturacaksınız. Kendinizin ne kadar önemli, değerli olduğunu düşünerek ona göre çalışınız. Sizlerden çok şey bekliyoruz."
-Mustafa Kemal ATATÜRK-
Osmanlı devleti bir gecede kurulmadı. Türkler 1300'den başlayarak 1481 yılında Fatih Sultan Mehmet'in ölümünde kadar Osmanlı devletinin temellerini 150 küsur yıllık dönem içinde oluşturdular. Burada Orta Asya , İran, Selçuklu gelenek ve uygulamalarının yanında ağırlıklı olarak Bizans kurumları, Bizans bürokratlarının yardımı ve işbirliği Osmanlı devletinin şekillenmesinde yardımcı oldu. Bunun yanında yerel halkın inançları, yemek, müzik, bazı yerel halkların kullandığı kelimeler, toprak düzeni...vb gibi bir
Toplam 82 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 20-40 /
Aktif Sayfa : 2
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.