Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 36 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Türkiye'deki siyasi oluşumların Filistin meselesine ve Filistin'deki çeşitli unsurlara yönelik tutumlarını ele alan araştırma ve literatürün son derece sınırlı oluşu, bu oluşumların Filistin meselesiyle ilintili konular karşısındaki yaklaşımının hakikatte ne şekilde olduğunun anlaşılmasını zorlaştırmaktadır. Nitekim bahsi geçen oluşumların direniş, siyasal süreç, Kudüs, yerleşimcilik, ayrım duvarı, Filistin Kurtuluş Örgütü'nün Filistin'deki diğer gruplarla ilişkisi gibi meselelere bakış açısı, ne Türkçe ne
Tükendi
Okumakta olduğunuz kitabın başlığı "Türk Düşüncesinde Arayışlar." Bizatihi metnin bütünü bir arayış sürecinde olunduğunu ifade ediyor. Tabii bunu yazarın düşünsel konumunu arayışı olarak nitelememek lâzım. Yazarın belirgin bir düşünsel konumu var. Arayışı, Türk düşüncesini anlama, anlamlandırma arayışı olarak nitelemek gerek. Türkiye'de hakim anlayışın başat unsurlarından bir kol Türk düşüncesi diye bir şey yok diyor. Demek ki öncelikle metnin Türk düşüncesinin varlığı konusunda bir kuşkusu yok. Meselelerle
Sekülerleşme, Türkiye'de düşüncenin ve siyasetin tartışma konularından birisi olageldi. Bu kadar çok tartışılmasının en temel sebebi kavramın bir belirsizlik ya da kafa karışıklığı üzerinden değerlendirilmesi olabilir. Sekülerleşme aydınlarımız tarafından modernleşme, çağdaşlaşma ile eş anlamlı değerlendirilmekle birlikte siyasal angajmanların sertleştiği dönemlerde bir paket program diyebileceğimiz Kemalizmin ana rengi olarak görüldü. Tüm bu tartışmalar sekülerleşmenin din ile teması üzerinden şekillendi.
Tükendi
Sahip olduğu onca birikim potansiyel ve güce rağmen, bir ülkenin siyasal sistemi sebebiyle, nasıl yürüyemez hale getirilebileceğinin en somut örneklerinden biri Türkiye'dir. Türkiye mevcut haliyle bütün birikimini, enerjisini iç tartışmalarla boşa harcayan, sürekli kendi ayağına kurşun sıkan bir ülke görünümündedir. Bu çalışmada öncelikle yüzyıllık perspektiften karşı karşıya kaldığımız sorunlar üzerinden bir sistem analizi yapılmaktadır. Cumhurbaşkanlığı sistemi ile getirilen sistemin gerekliliğini daha iy
Tükendi
Modern Cumhuriyet'in seksenini aşmış ve devirmiş olgun döneminde bile, halk katında gelişen dinsellikle seçkinler arasında rağbet bulan dinselliğin, zaman zaman gerçekleştirilen mübadele ve müdahalelerle şekillendirildiğine ilişkin kanaat neredeyse tamdır. Bu nedenle genel olarak tek partili ve çok partili hayat dönemlerini esas kabul etmek üzere, başta İstiklal Mahkemeleri, Takrir-i Sükun dönemi ve farklı gerekçelendirmelerle tanımlanan bir dizi müdahalenin (27 Mayıs 1960, 12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980), s
Tükendi
1960'lı ve 1970'li yıllar boyunca akademinin, düşüncenin ve kültürel ürünlerin merkezinde sınıfsallık meselesi bulunurken 1980'li yılların ikinci yarısından itibaren sınıfsallığın yerini kimlik kavramı etrafındaki çözümlemeler almaya başlayacaktır. Bu da genellikle sentetik çözümlemeleri ve geç farkına varmaları beraberinde getirir. 1960'lı yılların sonunda Kemalizmin en merkezi yerinden Kemalizm eleştirisi yapanlara yaylım ateşi açanların 1980 sonrası dönemde Kemalizm eleştirisini koro halinde gerçekleştir
Elinizdeki çalışma, Kant'ın ebedi barış anlayışını onun diğer eserlerini göz önünde bulundurarak analiz etmektedir. Bu bağlamda temel amaçlardan ilki onun barış teorisinin özgünlüğünü diğer barış düşünceleriyle kıyaslayarak tartışmak, ikincisi ise geçen yüzyılda ortaya çıkmış barış organizasyonlarını Kant bağlamında soruşturmaktır. Birinci amaç çerçevesinde Kant'ın kendinden önceki barış anlayışlarını ele alışı ve bunların üzerine ortaya koyduğu yeni fikirler tartışılmaktadır. Onun barışı mutlak ve evrensel
Tükendi
Türkiye'de toplumsal değişmeyi konu alan akademik tartışmalarda sivil toplum her zaman merkezi önemini –önemli oluşunu belirleyen nedenler dönemsel olarak farklı olsa da korumaktadır. Bunun belli başlı nedeni; sivil toplumun siyaset, toplum, kültür ve ekonomi alanlarını kuşatan ve bu alanlardaki kapsamlı değişimlere anlam ve içerik kazandıran bir kavram olmasıdır. Bu haliyle sivil toplum, adının geçmediği durumlarda bile hakkında konuşulan başlıca sosyal olgudur denilebilir. Dolayısıyla sosyolojik çalışmala
Tükendi
İslâm'ın Avrupa'da kamusal görünürlüğü arttıkça gerçek kendisini göstermeye başladı: Avrupa ve Avrupa değerlerinin taşıyıcısı olduğunu iddia eden ülkeler ve toplumlar farklılıklar konusunda din savaşları dönemindeki asabiyetinden ve öfkesinden hiçbir şey kaybetmemiş durumdalar. Onyedinci yüzyılda Avrupa'daki vahşet sahnelerinin motivasyon kaynağı ile bugün Müslümanlara yönelen öfkenin, daha doğrusu nefretin motivasyon kaynağı arasında özne dışında belirgin bir farklılık olduğu söylenemez: Farklı olanı yok e
Tükendi
Kollektif eylemler ve toplumsal hareketler günümüz toplumlarının ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir. Şehirleşme insanların daha yoğun bir mekanda yaşamalarını sağlamış; sanayileşme ile sınıflar arasında uçurum açılmış; küreselleşme ile dünyanın birçok bölgesi iletişim imkanlarının da gelişmesiyle kültürel ve ekonomik bakımdan birbirine bağlanmıştır. Bunlara her yerde rastlanan siyasi güç mücadelesi de eklendiğinde toplumsal kesimlerin değişim talepleri çok değişik biçimlerde karşımıza çıkmaktadır. Arap İ
Tükendi
Türkiye'ye sosyalist düşüncenin girişi ilginç bir serüvene sahiptir. Osmanlı döneminde sosyalizme "iştirak-i emval ve iyal" gibi oldukça basit bir şekilde yaklaşılması bu serüveni etkilemiş gibi gözükse de sosyalist fikirlerin oldukça hararetli bir şekilde tartışıldığı dönemlerde Avrupa'da bulunan Osmanlı aydınlarının sosyalist fikirlere ilgi duymamış olmaları hayli dikkat çekicidir. Sosyalist düşüncenin büyük ölçüde Rusya üzerinden Türkiye'ye gelmiş olması da Türk sosyalizminin yapısal zaaflarının anlaşılm
Tükendi
Teori, grekçe theoria kelimesinden gelen bir kavram. Kelime grekçede bakma, seyretme, hayatı temaşa etme anlamlarına geliyordu. Teori de bu anlama vurgu yapan, daha geniş bir bakış açısını, bir anlama ve açıklama çabasını ifade ediyor. Aslında yasalılığa da vurgu yapan bir kavramdan bahsediyoruz. Dolayısıyla teori kavramını kullandığımızda pozitivistik dilin daha hakim olduğu bir alana sesleniyoruz demektir. Sosyolojinin özellikle ilk dönemi de bu pozitivistik dili kullanan, toplumların yasalılığına inanan
Tükendi
Necdet Subaşı, birer hikâye tadında kaleme aldığı Tedâvüldeki Kitaplar'da kendi evreninde dinî bilgi müfredatıyla nasıl karşılaştığını, geçtiği etapları, yaşadığı deneyimleri alışık olunmadık bir rahatlıkta okurla paylaşıyor. Böylece kitapla başlayan ve onu içinde yaşadığı mahallenin kadîm gramerine eklemleyen, çeşitlenmiş ilgi ve yönelimlerle buluşturulan bir deneyim zenginliğinin gündelik hayata yansıyan görüntülerinin her birimizi kendi mecramızda öylesine akıp giden bir sıradanlığa nasıl sürüklediğini
Tükendi
Modern bilimin içeriğinde yaşanan en önemli gelişme fizik, kimya, biyoloji, astronomi gibi bilimin çok farklı dallarının kendilerine özgü yöntemsel yönelimlerinin belirmeye başlamasıdır. Modern bilimlerin yöntemsel yapılanması dönemin felsefi düşüncesini de yakından etkilemiş ve düşünürlerin felsefi düşünüşün değişik boyutlarında bu yöntemsel refleksiyonu yansıtmalarına neden olmuştur. Yapılan bu çalışmalar kendisinden sonraki dönemlerde de etkisini sürdürmüş ve özellikle aydınlanma ve pozitivizmin temeller
Tükendi
Türkiye'de oldukça hareketli siyasal gündemin altında daha az hareketli gibi gözüken, temel tartışma konuları belirgin biçimde süreklilik arz eden bir entelektüel gündemin var olduğu söylenebilir. Bu entelektüel gündemin 1960'lı yılların ilk yarısından itibaren değişmeyen başlıklarından birisi de İslam ve sosyalizm tartışmasıdır. Seyyid Kutub ve Mustafa Sıbai'nin etkisiyle İslamcı çevrelerde daha belirgin biçimde tartışılmaya başlanan İslam ve sosyalizm ilişkisi solun gündemine ilginç bir gelişmeyle, Fransa
Tükendi
Güney Afrika Devleti'nin tarihi, Portekiz, Hollanda ve İngiltere gibi sömürge devletlerinin çıkar mücadelelerine sahne olmuş bir geçmişin izlerini taşır. Stellenbosch, Gordon's Bay, Simon's Town, Kirstenbosch ve daha onlarca yer isimlerinden de anlaşıldığı gibi, Afrika topraklarını kendi idarecilerine dağıtmış olan İngilizlerin ve Hollandalıların çekildikleri sömürge topraklarında halen zengin hanedan ailelerinin yer isimlerini görmek mümkündür. Osmanlı Devleti de emperyalist devletlerden farklı bir motiva
Tükendi
Siyaset, Arapça'da "emir, terbiye, yasaklamak" anlamlarına gelen "sâse" kökünden türetilmiş bir kelime. At bakıcısı anlamına gelen "seyis" de aynı kökten türetilmiştir. Kelimenin etimolojisine bu perspektiften bakıldığında Arap toplumunda siyasetin nasıl anlaşıldığı üzerine bir takım çıkarımlarda bulunmak kolaylaşabilir. Diğer taraftan Batı düşüncesinde siyaset kavramını açıklamaya girişen düşünürlerin Epimetheus-Prometheus mitolojisini hatırlamaya meyyal olmaları, Batıdaki düşünsel geleneğin si
Tükendi
Türkiye'de düşünce hayatında derin izler bırakan dergilerden birisi de Yön'dür. Doğan Avcıoğlu, İlhan Selçuk, Mümtaz Soysal öncülüğünde çıkarılmaya başlanan Yön dergisi Türkiye'de sosyalizmin yüksek sesle dile getirilmeye başlanmasında bir dönüm noktasını ifade etmektedir. Bu bakımdan sadece düşünce hayatı için değil Türk siyasal hayatı için de önemli bir yer işgal etmektedir. Özellikle1961-1965 arası dönemde Yön dergisinin Türkiye'de sosyalist entelektüelin toplandığı önemli bir mecra olduğu söylene
Tükendi
Birol Akgün / Yaklaşan Küresel Anarşi Suheyb Öğüt / Gezi Parkının Asabileri Hakan Arslanbenzer / Meşhurlar Entelijansiyası Kültür Savaşının Neresinde? Yasin Aktay / İslâmcı Siyasetin Yeni Halleri ve Söylemleri Bahattin Cizreli/2002 Sonrası İslâmcılık veya AK Parti ve İslâmcılar Asım Öz / Mehmet Akif'in Düz Yazılarında Çağdaş Dünya Sorunlarının Ele Alınışı Burhan Fındıklı / İsmet Özel'in Cuma Mektupları: Dünya Sistemi ve Türkiye'de İslâmcılığın İmkânı Gülşah Neslihan Akkaya / Suriye'de İslâmî Muhalefetin Yen
Tükendi
Türkiye'de İslamcılık düşüncesinin öncülerinden kabul edilen Said Halim Paşa'ya dönük akademik ve düşünsel ilginin yetersiz olduğu söylenebilir. Özellikle Buhranlarımız başlıklı eseri 1001 Temel Eser içerisinde basılmasından sonra Paşa'nın 1970'li ve 80'li yıllarda entelektüel bir ilgi oluşturduğu gözlenmektedir. Ancak bu ilgi Paşa'nın bir referans kaynağı olarak alınması biçiminde gerçekleşmemiştir. Osmanlı Devleti'nde yüksek dereceli memuriyetlerde bulunmuş, Hariciye Nazırlığı ve Sadrazamlık yapmış olan P
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 36 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1