Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 50 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
"Ve Yayınevi, Nisan 2014'te Kenan Yücel'in derleyip yayına hazırladığı yeni bir baskıyı Sakalsız Bir Oğlanın Tragedyası adıyla okurlara sundu. Bu baskının önemli bir özelliği, Kenan Yücel'in kitabı karşılaştırmalı bir okumayla hazırlamış olması. Dolayısıyla daha önce Arkadaş Z. Özger şiirlerini okumuş (hatta ezberlemiş) olanlar için de yeni cümleler sunan bir kitap. Eleştirel basımların özelliği budur zaten, zihinleri yeniler. Bu çalışma için bütün Arkadaş-severler adına Kenan Yücel'e teşekkür etmeliyim." Y
Tükendi
"Epeyce gölgeli, sert şiirler. İnsan varlığının sınırları... sınırlar mı yoksa sınırların iç bölgesi mi önemli? Şair ‘çatlak' sözcüğünü seviyor: İnsan bir çatlaktır. Bütün anlamlarıyla çatlak ve şair bu çatlakları sıvamıyor, lehimlemiyor. Çelişkiler çarpışıyor; yokluğun varlığı/varlığın yokluğu." - Özdemir İnce "Claire Lajus kâh iç dünyayı, kâh siperlerindeki insanın görünmez duyarlığını, kâh dünyanın yürek atışını, onun tuhaflığını ve adaletsizliklerini bulgulayan adımlarını ölçülü atıyor. Serüvenin sınır
Tükendi
Oza
Ülker İnce'nin muhteşem çevirisi, Özdemir İnce'nin önsözü, Kenan Yücel'in desenleriyle, tümü numaralanmış özel basım. Selam Oza! "1964 yılında yayımlanan Oza elli yıl sonra çok daha büyük bir şiir olarak çıktı karşıma. Ürperdim. Elli yıl sonra iyice kıskandım. Kıskandım, dehşetli tutkuyla, çünkü Oza sadece dünün ve bugünün şiiri değil aynı zamanda geleceğin şiiri. Kendini durmadan yenileyen bir şiir. Dünyanın bütün şairlerinin, geleceğin şairlerinin çarpışmak zorunda oldukları yaman bir rakip! Oza, iç içe
Tükendi
Şiiri felsefeyle ve farklı sanat disiplinleriyle ilişkisi içerisinde ele alan, şiir üzerine düşünüp yazarak da şiire yaklaşma çabasını sürdüren Süreyya Aylin Antmen, Bırakma Dersleri'nde kalıplaşmış anlamları şiir dilinin imkânları ile sorguluyor. Anlatılamaz olana da eşit mesafeden yaklaşarak, bağıntılar, yıkım ve bir başka kendilik gibi düşünsel duraklar üzerinden 'bedenin düşüncesi'ne ve zihnin yaşamına odaklanıyor. Kitaptan tadımlık alıntılar: Arzulamak ile yok etmek arasındaki sınırı geçtin. Issız d
Tükendi
"Zeytin gövdesine dokunmanın bir efsun barındırdığını düşünüyorum (...). Sonuçta, bir gövdeye dokunuyorum ve yepyeni bir insan oluyorum. Yüklendiğim bu gizli enerjide yeni öyküler, yeni suretler, yeni sesler, yeni dizeler karşılıyor beni. Bir zeytine dokunmak eski bir kitabın ağır ve tozlu kapağını aralamaktan farklı değil. Sözcüklerin bittiği yerde aklın çizgiye teslim olmasını anlamak da mümkün. Akıl yol gösteriyor ve bellek biriktiriyor." Usta yazar Ahmet Önel yıllardır yaşadığı Ege'nin o güzel sahil ka
Tükendi
Tanrı Yargısının İşini Bitirmek İçin,* Antonin Artaud, Fransızcadan çeviren: Mehmet Bağış. 104 sayfa, 1 basım, Şubat 2020 ISBN 978-605-9626-28-6 * Bu kitap 1000 adet basılmış ve tüm nüshaları numaralanmıştır. Tanrı Yargısının İşini Bitirmek İçin, Artaud'nun Kasım 1947'de Radio-diffusion française stüdyosunda kaydettiği, 2 Şubat 1948'de radyodan yayımlanacağı duyurulan fakat "şok edici" ve sakıncalı bulunarak iptal edilen program kaydının metnidir. Artaud, yayını sesli bir sabotaj olarak tasarlamıştır: Dünya
Tükendi
Lupoc*, Erkut Tokman, şiir, 56 sayfa, 13,5 x 21,5 cm, Eylül 2019, 1 basım. ISBN 978-605-9626-25-5. *Bu kitap 1000 adet basılmış ve tüm nüshaları numaralanmıştır. "Çok ilginç bir dil, aykırı bir ifade, şaşırtıcı bir yenilik, atonal müzik gibi..." Gülseli İnal "Erkut Tokman gibi şiiri de yerinde durmuyor. O, iş güç, hayat sanat vesilesiyle ülkeden Lupoc beşinci kitabı Tokman'ın. İçine bakar gibi dikkatle baktığı şehirlerden, dünyadan sonra, bu kez tüm anlamıyla dile bakıyor. Bu ‘evren'sel bakışta, bir dil ola
Tükendi
Deniz Günal, ustalıkla kaleme aldığı öykülerinde insanı, onun gündelik yaşam içindeki türlü hallerini görkemli bir dille anlatıyor. Okumak da bir yolculuk değil midir? İstasyon Öyküleri'yle çıkacağınız yolculukta farklı kentler, kültürler, insanlar arasında gezinecek, her öyküde aşklar, sevgiler, dostluklar, sevinçler, hüzünler arasından geçerek, onlara dokunarak, insan ruhunun derinliklerine doğru yol alacak, kendinize varacaksınız. Tekrar tekrar okunacak güzellikteki öykülerden oluşan bu kitabı elinizd
Diaspora, göç ve göçmenlik kavramlarıyla yakından ilgili bir kavram. Yurdundan kopmuş, uzak ülkelerde yaşayan toplulukları imliyor. Uzun yıllardır İngiltere'de yaşayan şair Ahmet Ataş, diller, kültürler, anlar, mekânlar arasında durmaksızın salınmanın getirdiği dilsel ve imgesel bir gerilimin kendisini hemen duyumsattığı şiirleriyle göçmenlik olgusunu büyük bir başarıyla işliyor. Kimi şiirlerde ortaya çıkan İngilizce başlıklar, alıntılar, dizeler, yer adları, kurduğu diasporik dekorun asli renklerine dönüşü
Touchdown, Oğuzhan Akay'ın kendine has diliyle yazdığı öykülerden oluşan bir kitap. Kendini ve yaşamı deşeleyerek yazdığı öykülerde ele avuca sığmayan akıcı bir anlatımın getirdiği canlılık, yer yer patlayan ironiyle kendisini gösteren eğlenceli bir dil, zaman ve mekân içinde yolculuğa çıkaran bir kurgu, yürek atışlarınıza bürünen bir ritim, okuyanı hemen içine çeken, sarıp sarmalayan bir içtenlik var. "İyi ki demokratik bi tutumum yok kendimi yönetirken. Böylesi daha dürüst. Kocaman bir şebekeyim. Öyle üç
Usta şair Özdemir İnce'den Gençler İçin 50 Turfanda Miir Özdemir İnce Karadelikte Bir Yolculuk – Tersine ya da Sapkın Ayetler (2014) ve Opera Kahkahası (2017) kitaplarının ardından yeni şiir kitabı Gençler İçin 50 Turfanda Miir* ile okurlarına merhaba diyor. Ressam Ekrem Kahraman'ın resimlediği kitap 1000 adet basıldı ve tüm nüshaları numaralandı. - miir: Astarsız, botokssuz, rastıksız, rimelsiz, brüt, yeni bir çalgı tarzı "Hem seyirlik hem okumalık, hem ağlamalık hem gülmelik, hem durmalık hem düşünmeli
Tükendi
"Ahmet Önel Konumlandırmalar'da kısacık metinlerle bir başka deyişle kısa öykülerle (short short stories) gündelik sıkıntılara, sıradan yaşamlara ve özellikle kadın-erkek ilişkilerine mercek tutuyor. Her bir metin ele alındığında bu mercek güneş ışınlarını odaklayıp 'yakacak' yoğunlukta durmuyor, gösterip geçiyor. Ama anlatının bütününde okurun merceği giderek kendi üstünde hissetmesine neden oluyor. Gitmeler, gelmeler, beklemeler, meraklanmalar, cevapsızlıklar, sevmeler, nefret etmeler ve konuşmalar... Ne
Kalbimin tam ortasına ıhlamurdan yapılma bir kuş oyması gömmüşler. büyük denebilecek bir oyuğun içine yavaşça yerleştirmişier. sen geldiğin zaman o kuş canlanıp kanat çırpmaya başladı. çıkıp giderken göğsümde ince bir kesik bıraktı. Bir şey bitti. bazı ışıklar parçalandı. çok eski koyu bir sızı sanki her yana yayıldı. gözlerim karanlığa alıştığında bir yüzün bana doğru geldiğini gördüğümde sonra o yüziin sen olduğunu sandığımda artık ne fark ederdi o kuş çoktan ölmüştü Bir iç acısı bırakmıştı bana
Bırak acısın Saklıdır ağzı zihni kuşatan yüreğin Onca yaprak serpilir gül açılır diken sivrilir Duyulmaz yine de kanatsı hafifliği Kor suskunluğu taşıyan dirimi acısın bırak Dilsizlik değil kuğuların geçişi birbiri ardına Ve sözcüksüz değildir sevgi, yönü yoktur Akkor oklarının Bakıyorsun, teslim olmuş gözlerle Dilsizlik değil kendine sapladığın ok Şu an, bitimsiz saati yüreğinin, şu gün Dayanmak güç kuşların gidişine zamansız Dayanmak güç kaldıysa henüz söylenmeyen Acısın bırak, acıdıkça kendinsin, azal
"Bu orman seni yuttu, seninle birlikte karardı orman, bak, her yer karanlık. Zavallı yürekcik, bir kibrit çakabilir misin sen, yolunu aydınlatabilecek bir kibrit!"ilaç mümessilliğinden emekli Na!, toplumdan uzaklaşmış bir panik atak hastasıdır. Korkularından, endişelerinden kurtulmanın yollarını ararken Düş Yiyiciler Sirki ile karşılaşır. Kendi geçmişine ve toplumun görünmez yüzüne doğru bir yolculuğa çıkar.Na !'nın sürekli gördüğü kabusla başlayan ve sosyal katmanlarla yüzleşen hikiyesi bir ağıt değil, geç
Gizlenmiş bir kimlikle, sade bir vatandaş olarak hayatın çeşitli alanlarında "rol alarak" gözlemlerini yazıya dökmek çok eski bir gazetecilik tekniğidir. Adnan Veli birçok bakımdan tehlikeli sayılabilecek bu çalışma biçimini seçmiş, İstanbul'un kumarhane, bar, pavyon, randevuevi, kerhane gibi mekânlarında batakhane insanları olarak nitelendirdiği kumarbazlar, külhanbeyleri, uyuşturucu bağımlıları, kadın satıcıları ve sokaklarda müşteri avlayan hayat kadınları arasında bir hayli zaman geçirmiş, tanıklıkların
Tükendi
Şiirlerinde yeryüzünü, bitkileri, çiçekleri, toprağa düşer düşmez eriyen çığlıklarla, sessiz yaralarla birlikte düşünen, sözcükleri onların hüzünlü gölgeleriyle açıp kapayan usta şair Mustafa Köz yeni şiir kitabı İki Yüzlü Zar‘da yeryüzü acısını görkemli bir güle dönüştürmenin yeni yollarını arıyor.
Tükendi
Cam / Glass Barış Acar'ın haiku üçlemesinin ikinci kitabı. ("Bir haiku için öyküler"in ilkini 2016 yılında Toz / Dust adıyla yayımlamıştık.) Kitapta yer alan haikular Çağdaş Acar tarafından İngilizceye çevrildi, Sevinç Altan'ın desenleri eşliğinde yayımlandı. Sınırlı sayıda basılıp tüm nüshaları numaralanan kitap haiku tutkunlarının kaçırmak istemeyeceği güzellikte...
Bir Gün Bir Gün, Türkiye'nin en uzun sürmüş günlerinden birinde, Gezi Parkı'na doğru yola çıkan üç kişinin hikâyesini anlatıyor. Çocukluktan ilkgençliğe pek çok farklı ‘ülkeden' geçen yol, Taksim'de sona eriyor. Bir Gün Bir Gün, dönemin ‘siyasi' gençlerinin ‘sıradan' hayatlarına ışık tutuyor. Özgürlük gaz bulutları arasında soluk alıp verirken, Türkiye sokakta güzelleşiyor.
Unutulmuş olanı hatırlamak Şimdi ve burada Beklemeye ayarlı İnsanın bozulmuş saati Oysa beklemek yok evrenin dilinde Durmak var Durmak öylesine Şimdi ve burada Bir dil var öğrenmemiz gereken Bir dil aslında hep bildiğimiz Ve kelimesiz hatırlayacağımız İleri giden geriye O kadar geri ki En ileride Tamamlanacak çember Ağacım ben Ormanın tam kalbinde
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 50 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1