Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 438 kayıt bulunmuştur Gösterilen 420-440 / Aktif Sayfa : 22
Neler yapmadım Allahım onun için. Ben nelerden vazgeçtim sırf sevdiğim beni sevsin için. Olmadı, olacağa da benzemiyor.Bazen şunu da sordum kendime; acaba olsa istediğim,kavuşsam ona, gerçekten o zaman mutlu olacakmıyım? Hayallerimdekini yaşayabilecek miyim onunla? Ya da benimki sadece onu sevmeyi, onun peşinde sürünmeyimi sevmek? Simyacı romanındaki gibi bulunca altının yapılışını acaba oradaki adam gibi ölür müyüm? Yoksa bana kendi romanını yazma imkanı doğarmı? Bilmiyorum. Şu an tek bildiğim onu sevdiğim
Tükendi
Sermiyan Dede konuşmasını bitirdiğinde, Mir Abdal Camisinin müezzini saba makamındaki sabah ezanına oku-maya başlamıştı. Sabahın seher vakti sonrası sabah olmuş, gün ağarmıştı. Yerdeki karıncalar yeni buğday taneleri ve yaprakları yuvalarına yığmak için deliklerinde dışarı çıkmaya, ağaç dal¬larındaki yuvalarında yatan kuşlar yeni böcekleri avlamak için uçmaya ve Dicle kıyısındaki balıklar artık rızıklarını aramak için Diclenin daha da derinliklerine kaçmaya başlamıştılar. Yeni bir gün yeryüzünde ve gökyüzün
Osmanlı İmparatorluğu ile Müttefik güçler arasındaki müzakereler, Limni Adasının Mondros Limanındaki İngiliz Agamemnon zırhlısında devam etmektedir. Hüseyin Rauf Bey ile Amiral Gough Calthorpe arasındaki müzakereler yapılırken sıra ondokuzuıncu maddeye gelmiştir. Bu madde; Alman ve Avusturya-Macaristan deniz, kara ve sivil memurlar ile tebaaların en yakın İngiliz ve müttefikleri komutanlarına teslim edilmesini içermektedir. Amiral Gough Calthorpe bu maddeyi okuduğunda, Hüseyin Rauf Bey çok he
Tükendi
Allah bize sulh ve sükûnet nasip etsin! Hiçbir memleketin buna bizim kadar ihtiyacı olduğunu zannetmiyorum. İdaremizin pek çok eksiği olduğu, memurlarımızın gevşek çalışmalarının da devletimiz içindeki tahammülü zor kaynaşmaya sebep olduğunu bilmekteyim. Fakat bizi herşeyden evvel felakete iten, büyük devletlerin entrikalarıdır. Bu devletler, bize bağlı olan Hristiyan milletleri, arka arkaya isyana teşvik etmek suretiyle, bizi her sene daha fazla sıkıntıya düşürmektedirler. Her sene bu isyanları bastırmak i
Tükendi
İstihbarat faaliyeti; ulusal güvenlik ve devlet güvenliği için olmazsa olmaz gerekliliktir. İstihbarat örgütleri; değişen dünyaya ayak uydurmaktan öte yeniliklerin önünde giderek, yeni bilimsel çalışmalar ile kullandıkları teknik ve yöntemlerini sürekli revize ederler. İstihbarat faaliyet alanı genişlemiştir. İnsanoğlu yaşadığı gezegende dinleme, izleme yapabilecek teknolojiyi elde ederken, uzayın derinliklerinde yıldızlar kümelerine, sinyale dayalı haberleşme ağı kurabilmiştir. Dünya yörüngesindeki NSA'ya
Türk Milleti'ne Canımı Vereceğim (Çiftliklerini Hazineye Bağışlaması Üzerine) Başbakan İsmet İnönü'ye, Hatırlarsınız, Türk köylüsünün Türk'ün efendisi olduğunu söylediğim zamanı. Ben o efendinin istek ve iradesi altında yıllardan beri çalışmış olan hizmetkârıyım. Şimdi beni çok heyecanlandıran olay, Türk köylüsüne önemsiz de olsa küçük bir görev yapmış olduğumdur. Milletin yüksek temsilciler kurulu bunu iyi görmüş ve kabul etmişler ise, benim için ne unutulmaz bir mutluluk anısını bana vermişlerdir. Bundan
Tükendi
-Hocam, dedi. Son söyleyeceğiniz ilk söyleyin. Zamanımız çok kıymetli. Ömrümüzün yetmeyeceğinden endişe ederiz. Düşmanlar etrafımızı sarmışlar. Daha doğrusu kendi milletlerinin etrafını sarmışlar. Onlara İslamiyeti anlatmamıza mani oluyorlar. Çare, Sultan Muratı görevin başına getirmektir. ve babasına şöyle bir mektup yazdı Genç Padişah; Şayet, Padişah sizseniz ordunuzun başına geçiniz; eğer Padişah bensem, emrediyorum, ordunun başına geçiniz
Tükendi
Bir gece kendini tıpkı bir kale gibi gördü Su.Kimler geldi kimler geçti...Kimisini buyur etti kalbine ruhuna kimisi selam bile veremeden gitti. Kolay mıydı yıllardır hırpalanmış yara almış her yarasına kendi pansuman yapmayı öğrenmiş bir kadının kalbine girebilmek Zordur yalnız kadın olmak gelen her darbe ile mücadele etmekten gövdeniz kalınlaşmıştır her darbede kabuk tutmuştur ttpkı ağaç gövdesi gibi... Her dalgada sallanan fırtına da çıtırdayan ama daha da sağ lamlaşan gemiler gibi güçlüdür artık. Lakin h
Tükendi
Ey Oğul! Beysin! Bundan sonra öfke bize; uysallık sana Güceniklik bize; gönül almak sana Suçlamak bize; katlanmak sana Acizlik bize, yanılgı bize; hoş görmek sana Geçimsizlikler, çatışmalar, uyumsuzluklar, anlaşmazlıklar bize; adalet sana Kötü göz, şom ağız, haksız yorum bize; bağışlama sana Bundan sonra bölmek bize; bütünlemek sana Üşengeçlik bize; uyarmak, gayretlendirmek, şekillendirmek sana Ey Oğul!... Yükün ağır, işin çetin, gücün kıla bağlı; Allah-ü Teala yardımcın olsun. Beyliğini mübare
Güneş daha bir parlak doğdu Orta Asya'nın bozkır tepelerine... Kayı boyu seher vaktinden beri ayaktaydı. İçlerinden Kayının Reisi Süleyman Şah o gece hiç uyumamıştı. İçini kemiren, rahatını bozan, kayının huzurunu kaçıran bir şeyler vardı ve bunlar kafasında durmadan dönüp, duruyordu. Ani bir hareket ve kimseye bir şey söylemeden, atına bindi, ardına bakmadan gölgesiyle yarış etmeye başladı. Fakat o da ne; o gölgesini yakalamaya çalıştıkça gölge büyüyor, ulaşılamaz hale geliyordu. Atının gemini çekti, dönüp
Tükendi
Padişahım, dedi. Dış güçler olsa halletmek kolay da yara içten olunca teşhis etmek zor oluyor. Susmamızın sebebi budur. Murat Han; Paşa, dedi. Büyük devlet olmanın bir nişanesi de budur. Yaralar hem içten olur, hem de dıştan. Önemli olan yara büyümeden onu tedavi etmektir. Kangren olunca kesmekten başka çare yoktur. Hele de bakalım; içten olan bu yara hangi safhada? Tedavi mi gerekiyor, yoksa kesilecek mi? Siz anlatın. Karar Padişahın. Karardan dönmek yoktur; sonu ölüm bile olsa
Rüyamda, beni bir altın kafese koydular. O altın kafeste ne ikramlar, ne ikramlar Fakat hiç biri boğazımdan geçmiyor. O altın kafeste perişan hale düştüm. Kafesin kapısı açık ama çıkıp gitmek hiç aklıma gelmiyor. Kaderim beni o kafese hapsetti. Çaresiz boyun büküp, olacaklara razı oldum. Ne sıkıntıydı ya Rabbi. Allah-ü Teala sonumuzu hayır etsin. İman selametliği versin. Ha altın kafes, ha kara toprak Ne fark eder ki İşte böyle Devletlim Var yorumunu sen yap
Bak evlat! Ne babanın saltanatı ne de ileride senin padişah olman hiçbir şey değildir. İlmin olmazsa, amelin olmazsa şu gördüğün kuru odunlar senden hayırlıdır. Bizler bu dünyaya padişah olmak, ona buna emirler vermek, başkalarından üstün olmak için gelmedik. Bizlerin birinci vazifesi Rabbimize kul olmak, Onun emir ve yasaklarına harfiyen uymaktır. Allah-ü Teala bizlere ayrıca insanlara hizmet etme imkanı vermiştir. Ama bu baş olmak değil, onlara hizmetçi olma vazifesidir. İmanı olmayanın, insafı olamaz. İ
Yüreğini aç dedi aşk ona, uzaktan seslendi tül perdesi gibi saran sisin ardından... Uzat dedi ruhunu, sarmalamak ister onu yüreği ve bedeni... Sonsuza taşımakta kararlı benliği, ona bahşettiğin armağanı... Duygu zengini ne yazık; gel dese, sana verecek tek taş aşktan başka varlığı yok... Aşkı ve romantizmi doruklarda yaşayacağınız yepyeni hikayelerle donandıTek Taş Aşk... Her hikaye; kendi başına, duygu yüklü bir aşkı anlatıyor. Okudukça; sonsuz güzelliklerle donanmış, itopik bir dünyaya doğru sürüklendiği
Tükendi
Ey oğul! Anlamadığın konuları alimlerden öğrenip yapasın. İyice bilmediğin hiçbir işe başlamayasın. Sana itaat edenleri has tutasın. Askerlerine yardım etmede cömert olasın. Çünkü insan, ihsanın kulcağızıdır. Ey oğul! Asla zalim olmayasın. Cihada devam edesin ki, böylece benim ruhum şad olsun. Alimlere riayet edesin ki, işler düzgün gitsin. Bizim mesleğimiz Allah'ın dinini yaymakta, kuru kavga ve cihangirlik değildir. Sana da bunlar yaraşır. Osman Gazi
'Bak elçi! Senin vazifen haber getirmek, haber götürmek Rahman ve rahim olan Allah'ın izniyle, çiçeklerin uyanma demi olan baharda gül bahçelerindeki goncaların açılarak bir asker gibi saf bağladıkları zaman ve soğuklar, kar ve yağmur bulutları dağıldığında ben de şanlı çocuklarım ve bütün ordumla Kosova sahrasında olacağım! Ebedi izzet ve şereflerin kaynağı olan Peygamber Efendimizin yüzü suyu hakkı için düşmanın fitne ateşini yok etmek ve ateşler saçan kılıçlarından çıkan kıvılcımları ol sapıkların üzerin
Hayat aslında kısa bir yola benzer ve asla aynı çizgide devam etmez. Her gecenin bir aydınlığı olduğu gibi refah içinde yaşanan hayatlar da darlığa ve hatta kıtlığa dönüşebilir. Rusyada patlak veren ekonomik kriz, tüm dünyayı etkilemişti. Bankalar kasalarında nakit sıkışıklığı nedeniyle bir gecede faiz oranlarını arttırdılar. Faizler yüzde binlerle konuşuluyordu. İnsan emeğinin yoğun çalışmaya gerek görmediği bir düzen oluştu. Artık emek ile değil paranın para ile kazanılması modaydı. İşte böyle bir hayatı
Tükendi
Geçmiş dönemlere ışık tutan tarihçi Harold Lamb ?Theodora ve İmparator" kitabıyla Bizans Döneminde Konstantinapol'e, İstanbul'a dair tarihi gerçekleri canlı betimlemelerle anlatıyor. Geçmişi şaibelerle dolu Theodora'nın Bizans İmparatoru Jüstinyen ile yaşadığı dönem çağının önemli olayları, entrikalar, savaşlar, ayaklanmalar, veba salgını ve politik stratejiler eşliğinde okuyucuya sunuluyor. Tarih içinde pek çok dönem üzerine baş yapıtlar ortaya koyan Lamb, tarihi olayları bir roman havasında vererek okuyu
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 438 kayıt bulunmuştur Gösterilen 420-440 / Aktif Sayfa : 22